büyü - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

büyü



Bedeutungen von dem Begriff "büyü" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 57 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
büyü sorcery n.
büyü spell n.
büyü magic n.
General
büyü black art n.
büyü enchantment n.
büyü bewitchment n.
büyü voodoo n.
büyü theurgy n.
büyü conjuration n.
büyü glamor n.
büyü bewitchery n.
büyü art n.
büyü hoodoo n.
büyü weird n.
büyü glamour n.
büyü the black art n.
büyü witching n.
büyü sortilege n.
büyü crescere n.
büyü medicine n.
büyü occultism n.
büyü witchery n.
büyü fascination n.
büyü incantation n.
büyü hex n.
büyü witchcraft n.
büyü romance n.
büyü charm n.
büyü conjure n.
büyü mojo n.
büyü magic spell n.
büyü cantrip n.
büyü aeaeae n.
büyü cantraip [scottish] n.
büyü makutu n.
büyü malefice [obsolete] n.
büyü witch n.
büyü jynx n.
büyü maya n.
büyü brief [scotland] n.
büyü moz n.
büyü mozz n.
büyü guffer n.
büyü rune n.
büyü invocation n.
büyü pishogue [ireland] n.
büyü sortilegy n.
büyü superstitious magic n.
Idioms
büyü the indian sign n.
Speaking
büyü grow up expr.
Psychology
büyü magic n.
Religious
büyü vaudoux [obsolete] n.
Archaic
büyü hexerei n.
büyü glamourie n.
büyü glamoury n.
büyü gramary n.
büyü crash n.

Bedeutungen, die der Begriff "büyü" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 151 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
büyü yapmak cast a spell over v.
General
islami büyü islamic magic n.
kötü bir amaç için yapılan büyü black magic n.
büyü yapma witching n.
büyü bilimleri occult sciences n.
kara büyü yapma jinxing n.
kara büyü black magic n.
kara büyü kitabı grimoire n.
kara büyü dark magic n.
büyü yapma spell making n.
çubuk veya değnekle yapılan büyü veya bakılan fal rabdomancy n.
büyü (çekicilik) call n.
cadılara büyü yapmalarında yardım eden doğaüstü varlık familiar spirit n.
şeytani büyü demonic magic n.
büyü gücü olduğuna inanılan formülize edilmiş söz veya sözler magical spell n.
büyü ve büyücülükle uğraşan kimse voodoo n.
büyü yapılmış nesne voodoo n.
kara büyü yapma voudouism n.
kara büyü kitabı black books n.
kara büyü witchcraft n.
beyaz büyü witchcraft n.
cadının büyü yapmak veya bozmak için attığı düğüm witchknot n.
iyi amaçlarla büyü yapan büyücü white magician n.
büyü gücü mana n.
sihir veya büyü yapan erkek wizard n.
kara büyü yapan bir vudu rahibi boko n.
asılmış bir adamın kurutularak büyü amacıyla kullanılan eli hand of glory n.
amerikan yerlilerinde kabile şifacısının sağlık, av, savaş gibi meselelerde arzulanan sonuçları elde etmek için yaptığı büyü medicine n.
büyü kitabı book of spells n.
büyü bilimleri hermeticism n.
büyü bilimleri hermetics n.
büyü bilimleri hermetism n.
fal, büyü gibi amaçlarla kullanılan kristal eşya mirror n.
büyü yapma sanatı mojo n.
büyücünün iblisler yardımıyla yaptığı büyü demonurgy n.
(oyunlarda) karşı büyü counterspell n.
resim kullanarak büyü yapma invultuation n.
büyü veya ritüellere başvurma folk magic n.
büyü yapma sorcering n.
kötü büyü superstitious magic n.
sempatik büyü sympathetic magic n.
(mısır mitolojisinde) büyü ve bilgelik tanrıçası isis n.
büyü yapmak witch v.
büyü yoluyla ruh çağırmak conjure v.
büyü yapmak jinx v.
büyü yapmak practise sorcery v.
büyü yapmak ensorcel v.
büyü yapmak glamorize v.
büyü yapmak put a jinx on v.
büyü ile çağırmak conjure v.
büyü yapmak put a spell on v.
büyü yapmak cast a spell on v.
büyü yapmak cast a spell v.
büyü yoluyla çağırmak (ruh vb) conjure v.
büyü yapmak bewitch v.
büyü yapmak cast a spell upon v.
büyü yapmak hoodoo v.
büyü yapmak hex v.
büyü yapmak put a spell v.
büyü yapmak cast a spell over v.
büyü yapmak hagride v.
büyü yapmak practise magic v.
büyü yapmak do magic v.
büyü bozmak break the spell v.
büyü bozmak reverse a spell v.
büyü bozmak reverse a curse v.
büyü yapmak make a spell v.
büyü yapmak glamourize v.
büyü yapmak glamourise v.
büyü yapmak glamorise v.
büyü yapmak charm v.
(bir kimseye) büyü yapmak makutu v.
zarar verme amacı ile büyü yapmak maleficiate [obsolete] v.
büyü ile güçsüz düşürmek maleficiate [obsolete] v.
büyü yapmak witch v.
büyü ile çağırmak wizard v.
büyü ile götürmek wizard v.
büyü ile taşımak wizard v.
büyü ile değiştirmek sorcerise [uk] v.
büyü yapmak sorcerise [uk] v.
büyü ile değiştirmek sorcerize [us] v.
büyü yapmak sorcerize [us] v.
büyü yapmak strike v.
büyü gibi magical adj.
büyü yapılmış hexed adj.
büyü yapılmış ensorcelled adj.
büyü yapılmış ensorceled adj.
büyü yapılmış jinxed adj.
sihir/büyü dolu full of magic adj.
kara büyü etkisinde cantrip adj.
kara büyü etkisinde cantraip adj.
büyü/sihirle ilgili necromantic adj.
büyü yapılmış hoodoo adj.
(bir kimse) büyü yapan conjure adj.
büyü yoluyla olan fascinous adj.
büyü ile ilgili sortilegious adj.
büyü yardımıyla with mirrors adv.
kara büyü kitabı grimoires
Phrasals
(sihir, büyü v.s ile) hayata geçirmek call down v.
(bir şeyle) büyü yapmak enchant with (something) v.
Phrases
büyü bozuldu the spell is broken expr.
Colloquial
kara büyü black art n.
büyü yapmak cast a spell over v.
büyü/sihir yaparken yüksek sesle söylenen bir ifade shazam expr.
büyü/sihir yaparken yüksek sesle söylenen bir ifade shazzam expr.
Idioms
büyü ve ejderhalar gibi fantastik unsurlar içeren maceraları anlatan edebiyat türü sword and sorcery n.
birine büyü yapmak cast a spell over someone v.
birine büyü yapmak put a hex on someone v.
büyü bozmak break a/the spell v.
(birine/bir şeye) büyü yapmak cast a spell on (someone or something) v.
büyü yapılmış under a spell expr.
büyü altında under a spell expr.
(modern zaman cadılığında) büyü çemberi oluşturma drawing down the moon expr.
Speaking
büyü artık grow up expr.
büyü de gel grow up expr.
Technical
büyü asidi magic acid n.
Psychology
beyaz büyü white magic n.
kara büyü black magic n.
Physics
önceden tüm doğayı kaplayıp manyetizma, büyü, kimyasal etki gibi açığa çıkan varsayımsal bir güç teorisi odylism n.
Botanic
büyü otu mad apple (datura stramonium) n.
büyü otu jimsonweed (datura stramonium) n.
büyü otu jamestown weed (datura stramonium) n.
büyü otu jimson (datura stramonium) n.
büyü otu jimpsonweed (datura stramonium) n.
büyü otu jimpson (datura stramonium) n.
büyü otu apple of peru (datura stramonium) n.
Social Sciences
afrikalı amerikalıların yaptığı büyü benzeri uygulamalar hoodoo n.
Literature
harry potter kitap ve film serisinde asanın ucunda ışık belirmesini sağlayan büyü lumos n.
birinin hafızasında bir takım değişiklikler yapan büyü obliviate n.
harry potter'da anne babası büyü dışı olan kimse mudblood n.
harry potter'da anne babası büyü dışı olan kimse muggle-born n.
büyü kullanıcısı spellcaster n.
harry potter edebiyat serisinde kullanılan 'nesneleri uçurmaya' yarayan büyü wingardium leviosa n.
Linguistics
büyü dili glossolalia n.
History
eskiden tıbbi büyü için takılan ve yavru kırlangıcın midesinden çıkarılan küçük taş chelidonius n.
ortaçağ'da kötülük yerine iyi amaçlar uğruna büyü yaptığına inanılan cadılar white witch n.
ortaçağ'da kötülük yerine iyi amaçlar uğruna büyü yaptığına inanılan cadılar cunning folk n.
ortaçağ'da kötülük yerine iyi amaçlar uğruna büyü yaptığına inanılan cadılar cunni̇ng folk n.
simya, büyü, ruh çağırma ve astroloji gibi doğaüstü güçlerin sözde etkisiyle ilgili orta çağ bilimleri occult sciences n.
Religious
kara büyü nigromancy n.
büyü yapabilme kabiliyeti thaumaturgism n.
büyü içeren şarkılar theurgic hymns n.
(islam'da) din dışı büyü yapan kimse (islam'da) zendik n.
afrika'da ortaya çıkıp batı hint adaları'nda uygulanan bir büyü inancı obiism n.
büyü amacıyla fetişlere başvurma fetishism n.
Music
samilerin şamanizm veya büyü amaçlarıyla çaldığı davul troll-drum n.
Mythology
insan formunda olup büyü yapabilen, zeki ve fesat olarak betimlenen hayali yaratık fairies n.
genellikle büyü gücünü iyilik için kullanan bir cüce fairy n.
yalnız başına büyü yapan cadı hedgewitch n.
Slang
büyü de gel grow the hell up expr.
büyü artık! grow the fuck up! exclam.