başka - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

başka



Bedeutungen von dem Begriff "başka" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 39 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
başka else adj.
başka different adj.
başka other adj.
başka another pron.
General
başka different adj.
başka several adj.
başka alternative adj.
başka dissimilar adj.
başka otherwise adj.
başka distinct adj.
başka other adj.
başka atypical adj.
başka further adj.
başka difform [obsolete] adj.
başka dividant [obsolete] adj.
başka forth adv.
başka apart adv.
başka any more adv.
başka other than prep.
başka apart from prep.
başka beside prep.
başka saving prep.
başka save prep.
başka barring prep.
başka excepting prep.
başka except prep.
başka outtaken [obsolete] prep.
başka another pron.
başka saving conj.
başka outher conj.
başka hetero pref.
Colloquial
başka nother [dialect] adj.
Technical
başka alternate adj.
başka other adj.
başka alternative adj.
başka further adj.
Computer
başka more adv.
Medical
başka hetero- prep.
Archaic
başka elles adv.

Bedeutungen, die der Begriff "başka" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
bağlı olan şirket (başka bir şirkete) affiliate n.
başka yöne çevirmek divert v.
bunlardan başka apart from these adv.
bunlardan başka other than these adv.
bunlardan başka except these adv.
General
ismin yalın halinden başka herhangi bir hali oblique case n.
ölümden sonra ruhun bir bedenden başka bir bedene göç etmesi transmigration of the soul n.
bir devletin bir başka devletin topraklarının içine doğru girinti yapan toprak şeridi panhandle n.
ilgiyi başka yöne çekmek için öne sürülen konu red herring n.
başka alfabeyle yazma transliteration n.
başka ad alias n.
başka bir olayın habercisi prolog to n.
arsanın başka birinin arsasıyla çakışması lappage n.
cıva ile bir başka madeni karıştırma amalgamation n.
kendini başka türlü tanıtma personation n.
suç anında başka yerde olduğu iddiası alibi n.
bir yerden başka bir yere geçirme transfer n.
başka bitkilerin altında büyüyen bitki understorey n.
bir başka şeyden gelişerek büyüyen şey outgrowth n.
daire veya başka bir eğrinin kısmi çevresi arc n.
geçiş (bir uygulamadan başka bir uygulamaya) changeover n.
terkedilip sokakta veya başka bir yerde bulunan bebek foundling n.
dikkatini başka yöne çekme distraction n.
abd'de ana yola katılan veya onu kesen bir başka yol crossroad n.
bir başka devlete bağımlı olan veya onun tarafından kontrol edilen küçük devlet satellite state n.
başka biri sanma confusion n.
başka bir şeyin yerine kullanılabilen şey substitute n.
başka ülkelere ait olanları benimseme eğilimi exotica n.
istek üzerine bilet veya başka bir dokümanın verilmesi surrender n.
başka ülkelere ait olanları benimseme eğilimi exotism n.
dikkati başka tarafa çekme distraction n.
kendi vatanından başka bir memlekete yerleşme expatriating n.
birdenbire başka bir tarafa yönelme swerve n.
ilgisini başka tarafa çekme diversion n.
başka şekil variant n.
yün için koyun veya başka hayvan yetiştiren kişi woolgrower n.
reçine (çam reçinesinden başka herhangi bir) gum n.
tatil veya başka bir düzenlemenin potansiyel müşterilerin hoşuna giden özelliği veya yanı selling point n.
köprü aracılığıyla bir yolun üstünden geçen başka yol overpass n.
başka bir ülkeden gelen kişi alien n.
başka biri another person n.
taşıyıcısının kendisininkinden başka ülkelere seyahat etmesine imkan tanıyan kimlik belgesi passport n.
ruhun başka vücuda geçmesi metempsychosis n.
dikkati başka yöne çekmek için söylenen söz red herring n.
geçiverme (bir durumdan başka bir duruma) swing n.
bir yerden başka bir yere taşıma veya götürme transfer n.
bir yolun başka bir yola dik açıyla katılması t junction n.
suç mahallinden başka yerde alibi n.
başka sözcüklerle anlatma paraphrase n.
londra ve ingiltere'nin bazı başka yerlerinde metro şebekelerine verilen isim tube n.
papazdan başka bütün halk laity n.
başka bir yöne sürme (taşıtı) swerve n.
dikkati başka yöne çeken şey diversion n.
kendi vatanından başka bir ülkede yaşayan kimse expatriate n.
ordu ya da devletçe çıkarılan ve bilet ya da başka seyahat dokümanlarıyla değiştirilebilen belge warrant n.
başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan takeaway n.
ruhun başka vücutla yeniden dünyaya gelmesi reincarnation n.
başka gezegenlerdeki hayat life on other planets n.
bir durumdan başka bir duruma geçiverme swing n.
daha güçlü başka bir devletçe kontrol edilip korunan devlet protectorate n.
içinden başka odaya geçilen oda anteroom n.
başka yerde iskan relocation n.
bir başka noktaya odaklanma dereflection n.
bindirilen vergi (başka verginin üstüne) supertax n.
özellikle tipi nedeniyle havada ve yerde kardan başka hiçbir şey görememe hali white out n.
tayin etme (bir yerden başka bir yere) transfer n.
başka bir devletin güdümü altındaki hükümet puppet regime n.
bir memleketin başka bir devlette bulunan küçük toprak parçası exclave n.
bir şeyi başka bir şeye tutturmak için kullanılan nesne tie n.
bir liman veya başka bir merkezin geçiş sağladığı bölge hinterland n.
başka bir olayın provası prolog to n.
aslen başka bir kayıptan kaynaklanan kayıp consequential loss n.
başka bir dilden alınan sözcük loanword n.
bir yerden başka bir yere geçen transfer n.
başka bir yere yerleştirilen kimse/şey transplant n.
bir durumdan başka duruma getirme conversion n.
başka devletlerin işine karışmama politikası nonintervention n.
tatil veya başka herhangi bir organizayonun karşıladıklarına ilaveten müşteri tarafından satın alına optional extra n.
bir olaya eşlik eden başka olaylar concomitant n.
bir kattan başka bir kata giden merdiven flight of steps n.
bir kattan başka bir kata giden merdiven flight of stairs n.
insan niteliklerini başka bir varlığa aktarılması anthropomorphism n.
bir yerden başka bir yere giden transmigrator n.
başka devletlerin işine karışmayan ülke ya da politikacı noninterventionist n.
başka devletlerin işine karışmama politikası noninterference n.
başka bir yer someplace else n.
mevcut durumdan başka bir duruma geçiş elocation n.
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi medical evacuation n.
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi medevac n.
kişinin bedenini veya bir eşyayı bulunduğu mekanda yok edip bir anda başka bir mekanda ortaya çıkarması teleportation n.
kelimenin içine başka bir kelimenin sokulması tmesis n.
başka bir görev verme reassignment n.
başka kelimelerle ifade etme rephrasing n.
başka kelimelerle ifade etme rewording n.
başka kelimelerle ifade etme recasting n.
suç işlendiğinde başka yerde olduğunu kanıtlama alibi n.
başka bir bedende dirilme reincarnation n.
-e bir başka örnek bedrock n.
aküsü bitmiş motorun aküsünden başka bir motorun aküsüne tel bağlayarak aracı çalıştırma jump-start n.
-e bir başka örnek clinical superiority n.
-e bir başka örnek detachedness n.
-e bir başka örnek exactor n.
-e bir başka örnek retreat n.
yol üzerinde bir ara noktada konaklamaya ve başka tarifelerle birleştirilmeye imkan tanımayan tarife point-to-point air fare n.
bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden vazgeçme trade-off n.
akla getirme (bir başka şeyi) suggestion n.
aktarma (bir yerden başka bir yere) transit n.
başka türlü variant n.
başka bir açı a different standpoint n.
başka yere dikme (bitki) transplantation n.
karşılaştırmada birşeyin başka bir şeyden eksik yönünün olması pale in comparison n.
bir şeyin yerine başka bir şeyi koyma replacement n.
inanılan bir şeyden vazgeçip ona zıt başka bir şeye inanabilme leap of faith n.
başka bir yere hareket etmeyi beklerken insanlar kısa süreyle otursun veya dinlensinler diye tasarlanmış yer lounge n.
bir başka yer some other place n.
başka bir yer some other place n.
başka çözüm yolu another solution n.
ölümden başka her şey everything but death n.
başka bir ülke a different country n.
kilise inançlarının başka toplumlar tarafından benimsenmesi inculturation n.
bir başka soru another question n.
(başka bir şeyin) yerine geçen placeholder n.
başka bir dilden alınmış kelime borrowed word n.
başka bir dilden alınmış kelime loanword n.
bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden vazgeçme tradeoff n.
başka devletlerin işine karışmama politikası non-interference n.
başka devletlerin işine karışmama politikası non-intervention n.
başka devletlerin işine karışmayan ülke ya da politikacı non-interventionist n.
anadili dışında başka bir dil öğrenen kimselerin başvurduğu sözlük learner's dictionary n.
başka yere kanalize etme rechanneling n.
tersten okununca başka anlama gelen kelime semordnilap n.
politik veya başka bir nedenle kamusal alanlarda cephe ya da duvar üzerine tanıtım amacıyla yapılan poster asma eylemi flyposting n.
bir kuruluşun ana sözleşmesinde belirtilen yasal adının dışında kullandığı bir başka isim assumed name n.
çamurun başka bir yere taşınması için kullanılan büyük deniz aracı mud boat n.
başka isimlerle farklı kılıklara girerek insanları kandıran kimse imposter n.
başka isimlerle farklı kılıklara girerek insanları kandıran kimse hallow n.
başka iklime alışma acclimatation n.
özellikle özel günlerde birinin başka birine ilettiği genellikle kostümlü olan müzikal gösteri singing telegram n.
yüzün bir kısmının bir duyguyu ifade ederken diğer kısmının başka bir duyguyu ifade etmesi affect blend n.
başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan take-away n.
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey tally n.
başka halklara bağlı halklar affiliated societies n.
feodallik zamanında başka bir şövalyenin hizmetinde çalışan genç şövalye bachelorship n.
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımının yasaklanması cannibalization n.
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımının yasaklanması cannibalisation n.
yerine başka bir yapı inşa edilmesi amacıyla yıkılan bina teardown n.
bir durumdan öğrenilen becerinin ona benzer başka bir durumda kullanılması carry-over n.
başka bir şekilde kodlama recoding n.
başka bir konuya atlama tangent n.
karşılığında benzer bir hizmet veya ödül almak için başka birine hizmet, şirket veya kamu parası sağlayan kişi backscratcher n.
başka birinin özellikleri değerlendirilirken baz alınan kişi reference n.
başka bir şekilde söyleniş different way of saying n.
işveren tarafından dadı, bahçıvan veya bir evde çalışan başka bir işçi için ödenen sosyal güvenlik ve tıbbi bakım sigortası vergilerinin bir kısmı nanny tax n.
başka birine eşit olmayan kimse nonequal n.
başka yönden geldiğini düşündürecek şekilde (sesi) değiştirme throwing n.
adayı anakaraya veya başka bir adaya bağlayan kumul tombolo n.
doğum amacıyla başka bir ülkeye seyahat birth tourism n.
ortak bir yan duvar ile başka eve bağlı olan çok katlı aile evi town house n.
başka dile çevirme transliteration n.
başka bir eylemden önce yapılan şey antefact n.
genellikle nakit harici başka ödüller veren piyango art union [australia/new zealand] n.
bir kimseden yayılan ve başka insanları etkileyen özellik aura n.
bir şeyi başka bir şeyin içine koyma envelopment n.
jetle popüler bir yerden başka bir popüler yere seyahat etme jet-setting n.
bir şeyi başka bir şeyin dışına yerleştirme extraposition n.
kısmen başka bir şeyin üzerine binmek lap n.
başka bir şeyle bitişik durumda olmak lap n.
başka kimselerin deneyimlerine hayali katılım ile duygu hissetme vicariousness n.
başka biriyle aynı yemini eden kimse vow-fellow n.
ucu sürtünme ile tutuşan yanıcı bir karışımla kaplanmış tahtadan veya kolay tutuşan başka bir malzemeden elde edilen kısa ve ince parça match n.
bir kıyafetin üstüne veya altına giyilen başka bir kıyafet layer n.
buğday ile çavdar veya başka tür tahılların karışımına verilen ad mangcorn [uk] [dialect] n.
bir orkestrayı, koroyu veya başka bir müzik grubunu yöneten kimse manuducent n.
bir başka ülkede mal alma yetkisi mart [obsolete] n.
başka bir araziye toprak taşımak için kazılmış yeşil bir tarla sınırı windrow [uk] n.
uyumsuz gibi görünen başka bir unsurla bağlantılı olduğu düşünülen şey blood brother n.
başka birine aşırı bağımlı kimse bloodsucker n.
bir madde formunun veya oluşumun başka bir forma veya oluşuma varsayımsal dönüşümü maturation [obsolete] n.
bir yerde kalıp başka bir yerde yemek yiyen kimse mealer n.
bir şahsiyetle veya doğaüstü bir varlıkla başka bir kimsenin üzerinden iletişim kurulabileceği inancı mediumism n.
başka kuralların nasıl kullanılması gerektiğini açıklayan bir kural metarule n.
iş bulmak için başka yere taşınan kimse migrant n.
kınanın başka boyarmaddeler ile karıştırılmasıyla elde edilen sıvı, toz veya macun henna n.
(arabalı at yarışında) atın tırıstan koşuya veya başka bir adıma geçmesi break n.
başka işletmeye ek olarak hizmet veren restoran buffet [uk] n.
başka şeyin sıkıca sabitlendiği şey hold fast n.
başka şeyin sıkıca sabitlendiği şey holdfast n.
bir yerden benzer başka yere giden kimse hopper n.
başka kimseyi konuşturmayan kimse monologist n.
başka kimseyi konuşturmayan kimse monologuist n.
başka hava aracını taşıyan, havalanmasını sağlayan veya kumanda eden uçak mother plane n.
başka birinin görüşlerini ifade eden veya yorumlayan kimse mouth n.
başka birini şöhret eden kimse renowner n.
başka eşyaya çok benzeyen eşya look-alike [us] n.
(ingiliz bilardosunda) başka bir topa çarptıktan sonra kendi topunu deliğe sokan vuruş loser [uk] n.
bir yerden başka yere hareket edebilme locomobility n.
(at yarışında) başka atın yerine geçen at ring-in [australia] n.
başka boru veya fikstürün çevresinden geçirmek için kullanılan kanal bypass n.
başka bir tarafına çevirme obversion n.
başka tarafa çevrilmiş şey obversion n.
başka elementlerden oluşan kompozit element decomposite n.
başka bir şeyin sonucuna dayanan durum dependency n.
başka birinin adı altında edebi eser yazan kimse ghost n.
birinden başka birine karşılıksız olarak devredilen bir şey gift n.
malını veya mülkünü karşılıksız olarak başka birine devretme gift n.
başka bir hayvanı temizleyen hayvan groomer n.
bir başka yüzüğün kaymasını önleyici yüzük guard n.
başka birini içselleştirme identity n.
başka şeyi dengeleyen etmen offset n.
başka şeyi etkisiz hale getiren etmen offset n.
başka şeyi telafi eden etmen offset n.
başka şeyi dengeleyen unsur offset n.
başka şeyi etkisiz hale getiren unsur offset n.
başka şeyi telafi eden unsur offset n.
başka şeyden gelişmiş şey offset n.
bitişik mülkteki başka bir petrol kuyusunun karşısına açılan petrol kuyusu offset n.
kurum, alan, uygulama, yayın veya kelimenin başka bir ülke veya dildeki karşılığı opposite number n.
(birinin) başka bir yerdeki dengi opposite number n.
yaşadığı bölgenin başka devletin egemenliğine geçmesiyle o devletin vatandaşlığına geçip geçmemeye karar verecek kimse optant n.
(üründe) değersiz başka bir madde eklenmesi sonucu hacim artışı overrun n.
curling taşının başka bir taşla çarpışmasından sonraki hareketi roll n.
bir şeyi başka bir şeyin içinde eritme illiquation [rare] n.
bir şeyi başka bir şeyin içinde çözündürme illiquation [rare] n.
başka insanlarla yaşama community n.
başka bir şey ile karıştırma confusion n.
başka bir şeyin içinde var olma inbeing n.
sahibi başka ülkede yaşayan bir fabrikada görevli yerel yönetici mill agent n.
tüm dinlerin tanrılarının başka gezegenlerden geldiğine dair bir inanç alientology n.
(bilardo) topu başka topla vurarak deliğe sokma combination shot n.
uygun biri atanana kadar makamı başka birinin tutması commendam n.
papazlık makamını geçici olarak başka birine devri commendation n.
başka bir şeyle bağlantılı olan şey concomitance n.
bir şeyin bir boyutunun başka boyuta oranı index n.
(başka bir gösterime) karşıt gösterim yapan kimse counterdemonstrator n.
(nesne yönelimli programlamada) bir sınıf işlevinin başka sınıf özelliklerinin aktarımıyla artırılması inheritance n.
başka bölgeden gerçekleştirilen göç in-migration n.
başka birinin politikası veya amacını savunan kimse interpreter n.
başka konuşmaların arasına eklenen bir konuşma interspeech n.
başka şeylerin arasında aralıklı olarak birden fazla şeyi birleştirme interspersal n.
bir konuşmacının veya yazarın başka bir kişi veya nesne olarak konuşarak izleyiciyle iletişim kurduğu retorik bir araç prosopopoeia n.
başka ülkede yaşamak için ülkeyi terk eden kimse outgoer n.
başka eyaletten kimse outlander n.
başka bölgeden kimse outlander n.
sokağın başka sokağa açılan ucu outlet n.
başka yerde yaşamak için kendi yerinden göç etme outmigration n.
başka yerde yaşamak için kendi yerinden göç etme out-migration n.
başka eyalet veya ülkeden gelen ziyaretçi out-of-stater n.
başka eyalette belirli süre yaşayan kimse out-of-stater n.
antlaşma veya anlaşma ile başka ülkede kurulan askeri üs outpost n.
başka bir şeye çarpan şey percutient n.
başka bir şeyi anlamak için bilinmesi gereken şey praecognita n.
etkisi veya geçerliği başka bir unsura dayanan varsayım precondition n.
operasyonları desteklemek için daha fazla gerekli olmayan ve başka alanlara transfer edilmeye uygun vasıtaların sökülmesi roll-up n.
başka aletlerde kullanılan yayılan çizgileri bulunan yuvarlak bir kart rose n.
başka birini yükseltmek veya başarıya ulaştırmak için boyun eğdirilen kimse scalp n.
bir mevsimle, haftanın bir günüyle veya başka herhangi bir dönem ile ilişkilendirilen örüntü, değişim veya dalgalanma seasonalities n.
başka boyuta geçme self-annihilation n.
başka bir rüyanın devamı olan rüya serial dream n.
insanoğlundan önce dünya'da başka bir uygarlığın yaşadığını öne süren hipotez silurian hypothesis n.
bir film veya dizinin uyarlandığı orijinal kitap, oyun veya başka bir eser source material n.
başka isimlerle farklı kılıklara girerek insanları kandıran kimse imposter n.
bir iyilik yaptıktan sonra başka bir iyilik daha yapma ihtimalinin azalması moral licensing n.
film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran purist n.
film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran book purist n.
başka bir kimsenin yerel yargı yetkisine tabi kimse socager n.
başka dilden geçen sözcük loanword n.
başka bedende dirilmiş kimse reincarnation n.
başka sözcüklerle anlatmak paraphrase v.
birdenbire başka bir yöne sürmek (taşıtı) swerve v.
başka yere taşınmak üzere pılıyı pırtıyı toplayıp gitmek pull up stakes v.
başka yere dikmek transplant v.
üzerine başka resim yapmak repaint v.
bir tondan başka bir tona geçmek modulate v.
namına imza atmak (başka birinin) sign for v.
insanlar bir yerden başka bir yere geçmekte olmak be in transit v.
karar vermeye çalışırken bir şeyi başka bir şeyle karşılaştırmak weigh one thing against another v.
başka yere götürmek remove v.
başka tarafa çevirmek avert v.
başka bir şekilde ifade etmek reword v.
bir şeyi başka bir şeye dolamak entwine something around v.
bir şey başka bir şeye uymak tally up with v.
benzeri olmak (başka birinin/başka bir şeyin) correspond to v.
göç etmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) transmigrate v.
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak shade into v.
başka gemiye aktarmak transship v.
bir şey başka bir şeyin sonucunu etkilemek tilt the balance v.
bir şeyi başka bir şeye uydurmak tally up with v.
bir başka yöne yönelmek canalize v.
başka bir yere göndermek send away v.
atlayarak geçmek (bir konudan başka bir konuya) skip v.
bir şeyi sonradan gelişigüzel bir şekilde başka birşeye eklemek tack something on to v.
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek change over from v.
başka biçimde anlatmak retell v.
götürmek (bir yerden başka bir yere) transport v.
geçmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) transmigrate v.
başka birine ateş ederek birini korumak cover v.
başka bir tarihe ertelemek put something over to v.
damga ile bilet veya başka bir belgeyi onaylamak stamp v.
farklı bir biçimde yazmak veya söylemek (başka birinin yazdıklarını/söylediklerini) rehash v.
birdenbire başka bir tarafa yönelmek swerve v.
başka yola transfer etmek transfer to another track v.
getirmek (bir durumdan başka duruma) convert from v.
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek change over to v.
başka ülkelerin kültürünü benimsemek acculturize v.
bir şeyi verip onun değerini başka bir şeyin bedelinden düşürerek o şeyi satın almak trade something in v.
başka bir konuma geçmek transfer v.
bir başka yöne yönelmek canalise v.
başka türlü göstermek dissemble v.
başka bir şey yaparak bir şeyi tamamlamak follow up v.
bir elemanı başka bir elemanın içine geçirmek telescope v.
geliştirerek (başka bir şey) yapmak work up into v.
bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek compensate for one thing by another v.
bir durumdan başka bir duruma geçivermek swing v.
başka türlü göstermek dissimulate v.
bir şeyi başka bir şeyin üzerine bindirmek superimpose on v.
bir şeyi başka bir tarihe ertelemek put something over to v.
bir şeyi başka bir şeyin kisvesine büründürmek cloak something in a guise of v.
başka kelimelerle ifade etmek reword v.
bir şeyi başka bir şeye fermuarla takmak zipper one thing into another v.
bir yerden çıkarılıp başka bir yere dikilmeye elverişli olmak (bitki) transplant v.
başka alfabeyle yazmak transliterate v.
hayal gücünü kullanarak bir şeye başka bir anlam yüklemeye kalkmamak interpret something strictly v.
başka yöne çekmek divert v.
bir yerden çıkararak başka bir yere dikmek (bitkiyi) transplant v.
bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek compensate for one thing with another v.
bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek parlay one thing into another v.
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak shade off into v.
başka tarafa çekmek distract v.
birşeyi başka bir yere temelli götürmek transplant v.
başka sözlerle anlatmak express in other terms v.
getirmek (bir durumdan başka duruma) convert to v.
geçmek (başka yere) adjourn v.
yönünü değiştirip başka bir yöne çevirmek deflect something into v.
başka tarafa yöneltmek turn away v.
dikkatini başka yöne çekmek divert v.
asıl işinden başka bir işte de çalışmak moonlight v.
geçirmek (bir yerden başka bir yere) shift v.
başka yöne çevirmek deflect v.
başka tarafa çevirmek divert v.
herhangi bir cisme başka bir cismi katarak fazlasını alamayacak derecede doldurmak embrue v.
bir şeyi kuvvetle atarak (başka bir şeyi) kırmak smash through v.
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek change over v.
geçivermek (bir durumdan başka bir duruma) swing v.
uzayda başka gemiye kenetlemek dock v.
götürmek (birini/bir şeyi başka bir yere) take away v.
başka anlam vermek distort v.
ayırmak (başka birinden/başka bir yerden) take away from v.
yerine geçmek (başkasının/başka bir şeyin) take over v.
bir şey mantıken (başka bir şeyi) gerektirmek presuppose v.
getirmek (bir durumdan başka duruma) convert into v.
olduğundan başka türlü görünmek sail under false colors v.
hıncını başka birinden almak wreak one's anger on v.
geçmek (başka bir konuya) pass on to v.
bir şeyi verip onun değerini başka bir şeyin bedelinden düşürerek o şeyi satın almak trade something in for v.
başka yere yerleşmek transmigrate v.
bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek make something into v.
daha aşağı fiyat teklif etmek (başka bir kimse veya firmadan) underbid v.
savunduğu konuyu başka birtakım gerekçelere dayatmak shift one's ground v.
mallar bir yerden başka bir yere taşınmakta olmak be in transit v.
elde etmek (yarışma veya başka bir uğraşı sonucunda) win v.
dikkatini başka yöne çekmek distract v.
arpa veya başka tahıldan malt yapmak malt v.
bir şey başka bir şeye bağlı olmak be conditioned by v.
girmek (bir grubu bırakarak başka bir gruba) go over v.
başka kimseyi konuşturmamak monopolize the conversation v.
sinirini başka birinden almak wreak one's anger on v.
başka bir şekilde ifade etmek rephrase v.
başka bir işi olmak have other fish to fry v.
başka tarafa yönlendirmek redirect v.
(zihni) başka tarafa çekmek distract v.
bir grubu ayırmak (başka bir gruptan) sift out (from) v.
insan niteliklerini başka bir varlığa vermek anthropomorphize v.
bir başka boyut katmak add another dimension v.
başka olmak be different v.
başka standartlar kullanarak değerlendirmek transvalue v.
başka biçime girmek transume v.
başka resimlerle açıklamak grangerize v.
başka yönden bakmak look from different point of view v.
başka yönden bakmak see from different point of view v.
başka bir amaca uygun hale getirmek repurpose v.
bir şeyi başka bir amaçla kullanmak üzere değiştirmek repurpose v.
başka bir amaçla kullanılmak üzere değiştirmek repurpose v.
(dikkatini) başka yöne çevirmek distract v.
bir başka ülkenin kültürünü almak acculturize v.
bir başka ülkenin kültürünü empoze etmek acculturize v.
(bir şeyi) (başka bir şeye) uygun bir hale getirmek suit to v.
bir şeyin yerine başka bir şey koymak replace v.
başka yöne çevirmek avert v.
yapacak başka bir şeyi kalmamak have nothing else to do v.
başka yöne çevirmek divert v.
(başka bir ülkeye) göç etmek emigrate v.
-den başka olmak differ from v.
bir taşıma biçiminden bir başka taşıma biçimine geçirmek transship v.
asıl yapılması gereken şeyi ihmal edip başka şeylerle uğraşmak side-track v.
başka ülkeye gitmek/yerleşmek emigrate v.
hakimiyetine sokmak (bir başka şeyin) subordinate to v.
sokmak (bir başka şeyin içine) thrust into v.
açılmak (bir oda başka bir odaya) communicate with v.
üstüne koymak (bir başka şeyin) superimpose over v.
bir yerden alıp başka yere koymak shuffle v.
çarpıp batırmak (bir başka tekneye) run down v.
uygun bir hale getirmek (bir başka şeye) suit to v.
karıştırmak (başka şeyle/biriyle) confuse with v.
meydana gelmek (bir olay/bir durum meydana geldikten sonra başka bir şey) supervene v.
çıkarmak (bir sayıyı başka bir sayıdan) take away from v.
uymak (bir başka şeye) check out with v.
üstüne bindirmek (bir başka şeyin) superimpose over v.
ayırmak (bir şeyleri başka şeylerden) sort v.
bir sayıyı başka bir sayıdan çıkarmak take away from v.
saplamak (bir başka şeye) strike into v.
uydurup yapmak (başka bir şeyden) contrive from v.
akla getirmek (bir başka şeyi) be suggestive of v.
meydana gelmek (bir olay/bir durum sürerken başka bir şey) supervene v.
sürmek (bir başka şeyin üstüne) spread v.
akla getirmek (bir başka şeyi) suggest v.
tutmak (bir başka şeyi) agree v.
uymak (bir başka şeye) agree v.
koymak (bir başka yere) transpose to v.
bir dile ait bir yazıyı başka bir dilin harfleriyle yazmak transliterate into v.
aktarmak (bir başka yere) transpose to v.
dönüştürmek (bir başka şeye) transform into v.
başka sözcüklerle açıklamak paraphrase v.
olaya başka bir açıdan yaklaşmak approach something from a different standpoint v.
olaya başka bir açıdan bakmak view something from a different standpoint v.
olaya başka bir açıdan bakmak look something from a different standpoint v.
başka insanların arasına karışmadan sakin bir yaşam sürmek keep oneself to oneself v.
başka bir yere dikmek (bitki) transplant v.
birini başka birine benzetmek confuse someone with someone else v.
birini başka birine benzetmek mix someone up with someone else v.
birini başka birine benzetmek mistake someone for someone else v.
bir başka tekneye doğru yol almak bear down on v.
bir başka tekneye doğru yol almak bear down upon v.
başka seçeneği olmamak have no other choice v.
başka seçeneği olmamak have no other alternative v.
başka seçeneği olmamak have no other option v.
bir başka hal almak take yet another turn v.
bir başka hal almak take yet another twist v.
başka ülkede yerleşmek expatriate v.
başka bir ülkeye sığınmak take refuge v.
başka şekillerde değerlendirmek employ for other purposes v.
daha mühim başka bir iş yüzünden yapmamak overslaugh v.
telekinezi yoluyla birini veya bir şeyi bir yerden başka bir yere taşımak teleport v.
başka bir işe geçmek change one's job v.
başka aşamaya geçmek proceed to another stage v.
başka safhaya geçmek proceed to another stage v.
başka aşamaya geçmek move to another phase v.
başka aşamaya geçmek proceed to another phase v.
başka safhaya geçmek move to another phase v.
başka safhaya geçmek move to another stage v.
başka aşamaya geçmek move to another stage v.
başka safhaya geçmek proceed to another phase v.
bir yerden başka bir yere göç etmek immigrate to some place from some place v.
bir yerden başka bir yere göç etmek immigrate into some place from some place v.
kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak catch her husband in bed with another woman v.
kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak find her husband in bed with another woman v.
bir şeyi başka bir şey sanmak mix something up with something else v.
bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak mix something up with something else v.
bir şeyi başka bir şey sanmak mistake something for something else v.
bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak mistake something for something else v.
birisini başka birisiyle karıştırmak mix someone up with someone else v.
bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak confuse one thing with another v.
birisini başka birisiyle karıştırmak mistake someone for someone else v.
birisini başka birisi sanmak mix someone up with someone else v.
bir şeyi başka bir şey sanmak confuse one thing with another v.
birisini başka birisi sanmak confuse someone with another v.
birisini başka birisi sanmak mistake someone for someone else v.
birisini başka birisiyle karıştırmak confuse someone with another v.
birini başka birinden ayırmak separate someone from someone else v.
birini başka birinden ayırmak segregate someone from someone else v.
başka yöne çevirmek divert someone from something v.
dikkatini başka yöne çekmek distract someone from something v.
başka biri olup çıkmak be a whole other person v.
birini başka birine uygun görmek/bulmak think someone fit for someone v.
başka bir işle meşgulmüş gibi davranmak pretend to be busy doing something else v.
bir yerden başka bir yere göç etmek emigrate from some place to some place v.
birini bir başka birine emanet etmek entrust someone to someone v.
başka bir kadın için karısını terk etmek leave one’s wife for another woman v.
satışı yapacak başka birini bulmak find somebody else to sell v.
(bir şeyi başka bir şeyle) değiştirmek swap something for something else v.
dikkatini (başka) bir şeye çevirmek/yöneltmek turn one's attention to something v.
başka biri olmayı dilemek wish to be someone else v.
bir şeye ek olarak başka bir şey daha yapmak/yaptıklarını çeşitlendirmek diversify from something into something else v.
yapacak başka işleri olmak have other thing to do v.
başka bir alıcı bulmak find somebody else to sell v.
birinin yerine başka biri gelmek be succeeded by v.
başka biri gibi olmak istemek want to be like someone else v.
satıcıyı başka yere gitmekle tehdit etmek threaten the salesman to go elsewhere v.
tezgahtarı başka yere gitmekle tehdit etmek threaten the salesman to go elsewhere v.
aklını başka yere vermesine sebep olmak distract v.
başka resimlerle açıklamak grangerise v.
insan niteliklerini başka bir varlığa vermek anthropomorphise v.
bir başka okulla veya şehirle eşleşmek twin v.
(bir başka ülkeye giderken) bavulda taşınmak go in suitcase v.
içi-dışı başka olmak engage in deception v.
bir madeni başka bir madenle kaplamak clad v.
-den başka şansı olmamak have no other choice than v.
gözü başka hiçbir şeyi göremeyecek kadar bir şeyden etkilenmek be so affected by something that one can't think of anything else v.
başka kılığa sokmak/girmek disguise v.
bir ırka karşı başka bir ırkta önyargı ya da korku uyandırmak race-bait v.
başka bir kimsenin meydan okumasına karşı koymak take a dare v.