barış - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

barış



Bedeutungen von dem Begriff "barış" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
barış peace n.
General
barış peacetime n.
barış reconciliation n.
barış concord n.
barış peace n.
barış grith n.
Idioms
barış swords to plowshares n.
Politics
barış peace time n.
barış compromise n.
barış peace n.
barış conciliation n.

Bedeutungen, die der Begriff "barış" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 398 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
devletin devlete barış için ödediği para tribute n.
barış yapmak make peace v.
General
barış ve uzlaşma amacıyla verilen hediye peace offering n.
barış yanlısı kimse pacifist n.
barış yanlısı pacifist n.
barış gazeteciliği peace journalism n.
barış dönemi peacetime n.
barış çağrısı eirenicon n.
barış teklifi peace offering n.
barış gönüllüleri peace corps n.
bin yıllık barış ve refah dönemi millenarian n.
barış çubuğu calumet n.
barış antlaşması peace treaty n.
barış sembolü olarak kullanılan herhangi bir şey olive branch n.
barış görevlisi peace officer n.
barış yanlısı kimse dove n.
sosyal barış social peace n.
barış zamanı peacetime n.
barış yapma ensheathing the sword n.
barış önerisi eirenicon n.
barış çubuğu pipe of peace n.
barış çubuğu peace pipe n.
dünyada barış peace on earth n.
huzur ve barış sağlama aracı irenicon n.
barış yanlıları pacifists n.
barış elçisi peace envoy n.
barış yapan peace maker n.
kısa süren barış short-lived peace n.
nobel barış ödülü nobel peace prize n.
nobel barış ödüllü kişi nobel peace laureate n.
sonsuz barış eternal peace n.
barış içinde bir arada yaşama peaceful coexistence n.
geçici barış temporary peace n.
sevgi ve barış love and peace n.
barış gücü peace corps n.
iç barış civil peace n.
barış piposu calumet n.
barış güvercini dove of peace n.
barış yanlısı kimse dive n.
barış, sevgi, birlik ve saygı plur (peace, love, unity, and respect) n.
toplumsal barış social peace n.
kıyamet gelmeden önce barış ve mutluluğun hüküm süreceği düşünülen bin yıllık dönemin geleceğine inanan kimse millenarian n.
dünya barış günü international day of peace n.
barış inşası peacebuilding n.
barış sağlamak için çalışan kimse peacebuilder n.
kalıcı barış perpetual peace n.
sürekli barış perpetual peace n.
barış sanatı peace art n.
gandhi barış ödülü gandhi peace prize n.
barış görüşmeleri peace talks n.
barış müzakereleri peace talks n.
brunei barış ülkesi devleti negara brunei darussalam n.
barış antlaşmasının eki annex n.
barış ve uzlaşma amacıyla verilen ikram archilowe [scottish] n.
barış teklifi archilowe [scottish] n.
barış ortamı olmaması unpeace [obsolete] n.
barış kuşu bird of peace n.
gelecekte kusursuz barış ve mutluluğun sağlanacağı inancı millenarianism n.
büyük barış ve refah döneminin geleceğine inanan kimse millenarist n.
barış günü love day n.
barış ortamının bozulması disturbance of the peace n.
barış sembolü dove n.
barış işareti dove n.
barış bilimi irenology n.
barış sağlama pacation n.
barış dönemi peace n.
barış antlaşması peace n.
barış paktı peace n.
barış inisiyatifi peace initiative n.
barış müzakeresi başlatma peace initiative n.
barış işareti peace sign n.
barış sembolü peace sign n.
barış yanlısı pacificist n.
barış gönüllüleri üyesi corpsman n.
bir arada barış içinde bulunmak coexist peacefully v.
barış görüşmeleri yapmak parley v.
barış görüşmesi yapmak parley v.
barış yapmak bury the hatchet v.
barış yapmak ensheathe the sword v.
barış ödülü kazanmak win the peace prize v.
barış sağlamak bring about peace v.
barış sağlamak establish peace v.
barış getirmek bring peace v.
barış imzalamak sign a peace treaty v.
barış imzalamak sign a peace agreement v.
barış yapmak make peace with v.
barış ve huzuru getirmek bring peace and tranquility v.
barış içinde yaşamak live in peace v.
(işgal edilen yerin halkına) barış ve huzur getirmek pacify v.
barış sağlamak peace v.
barış içinde olmak peace v.
barış sağlamak pease [obsolete] v.
barış hakkında konuşmak parlay v.
barış konuşması yapmak parlay v.
barış taraftarı irenic adj.
barış yanlısı peaceable adj.
her an bozulabilecek (barış/koalisyon) uneasy adj.
savaş ve barış bildirgeleri ile ilgili fetial adj.
barış ve bereket dönemi ile ilgili halcyon adj.
barış ve bereket dönemine ait halcyon adj.
barış yanlısı pacifist adj.
barış ile ilgili peace adj.
uluslararası barış elçisi olan peace adj.
barış sürecine ait peaceful adj.
barış süreci ile ilgili peaceful adj.
barış yanlısı peaceful adj.
barış sürecine özgü peaceful adj.
barış getiren peacemaking adj.
barış sağlamak için yapılan peacemaking adj.
barış dönemine ait peacetime adj.
barış dönemine özgü peacetime adj.
barış ve refah vadeden messianic adj.
barış içinde peacefully adv.
barış halinde at peace adv.
barış içinde in peace adv.
barış yoluyla peacefully adv.
barış yoluyla peaceably adv.
barış yoluyla pacifically adv.
barış yanlısı olarak pacifistically adv.
(ibranice) barış ve huzur sizinle olsun! shalom interj.
Proverb
yurtta barış dünyada barış peace at home, peace in the world
ufak bir barış büyük bir zaferden daha iyidir better a lean peace than a fat victory
eğer barış istiyorsan savaşa hazırlan if you want peace, prepare for war
eğer barış istiyorsan savaşa hazırlan if you want peace, you must prepare for war
barış istiyorsan savaşa hazırlıklı ol if you want peace, prepare for war
Colloquial
barış anlaşması peace deal n.
barış çubuğu pipe of peace n.
birleşmiş milletler barış gücü askeri blue beret n.
Idioms
barış eli/çubuğu an/the olive branch n.
barış için atılan adım an/the olive branch n.
barış tohumları peace seeds n.
barış tohumu seed of peace n.
barış tohumu peace seed n.
barış tohumları seeds of peace n.
geçici barış lamourette's kiss n.
kısa süreli barış lamourette's kiss n.
sözde uzlaşma/barış lamourette's kiss n.
barış ve uzlaşma amacıyla verilen hediye a peace offering n.
barış teklifi a peace offering n.
barış payı a peace dividend n.
savunma harcamalarının eğitim ve sağlık gibi barış zamanı harcama kalemlerine aktarılması a peace dividend n.
barış payı the peace dividend n.
savunma harcamalarının eğitim ve sağlık gibi barış zamanı harcama kalemlerine aktarılması the peace dividend n.
barış adımı nixon in china n.
düşmana doğru uzatılan bir barış eli nixon in china n.
barış çağrısı nixon in china n.
barış adımı nixon to china n.
düşmana doğru uzatılan bir barış eli nixon to china n.
barış çağrısı nixon to china n.
barış yapma swords into ploughshares n.
barış yapma swords into plowshares n.
barış yapma swords to ploughshares n.
barış yapma swords to plowshares n.
barış çubuğunu tüttürmek smoke the pipe of peace v.
barış yapmak/imzalamak become reconciled with (someone or something) v.
barış masasına oturtmak/çekmek bring (someone or something) to the peace table v.
barış yapmak bury the hatchet v.
barış görüşmelerine olanak tanımak open the door to peace talks v.
barış çubuğunu tüttürmek smoke the peace pipe v.
barış içinde yaşamak be at peace v.
barış yapmak hang up (one's) hatchet v.
barış yapmak bury the hatchet v.
barış yapmak beat swords into plowshares v.
barış ilan etmek beat swords into ploughshares v.
barış yapmak beat swords into ploughshares v.
barış ilan etmek turn swords into ploughshares v.
barış yapmak turn swords into ploughshares v.
barış yapmak bury your differences v.
(biriyle/bir şeyle) barış yapmak make peace with (someone or something) v.
biriyle barış yapmak make peace with somebody v.
barış adımı nixon goes to china expr.
düşmana doğru uzatılan bir barış eli nixon goes to china expr.
barış çağrısı nixon goes to china expr.
Speaking
barış gelecek mi? will peace come? expr.
geçmişin ile barış make peace with your past expr.
Trade/Economic
barış temettüsü peace dividend n.
barış payı peace dividend n.
barış için gıda programı food for peace program n.
barış konuşması peace talk n.
barış anlaşması peace settlement n.
savunma harcamalarını eğitim ve sağlık gibi barış zamanı harcama kalemlerine aktarılması peace dividend n.
Law
barış yoluyla bölüşme voluntary partition n.
barış yoluyla uzlaşma settlement in pais n.
(barış zamanında) devletin açık denizde seyahat eden gemileri üzerinde sahip olduğu münhasır yargı yetkisi freedom of the seas n.
tüm ülke gemilerinin barış zamanı açık denizlerde seyahat etme hakkı freedom of the seas n.
Politics
barış zamanı veya kriz dönemlerinde bir millete diğer uluslarla yaptığı anlaşmalara dayanarak verilen sivil veya askeri yardım nation assistance n.
israil ile barış teklifini reddeden arap rejectionist n.
atatürk uluslararası barış ödülü ataturk international peace prize n.
barış taraftarlığı pacifism n.
barış gücü peace force n.
barış antlaşması peace accord n.
barış yanlıları pacifists n.
barış harekatı peace operation n.
barış ortamı peace environment n.
barış içinde birarada yaşama peaceful coexistence n.
barış inşası peace-building n.
barış süreci peace process n.
barış yapım süreci peace-making process n.
barış aracısı peace broker n.
barış antlaşması truce n.
barış getiren pacifier n.
barış zamanı time of peace n.
barış yanlısı dive n.
barış getiren reconciler n.
barış yanlısı dove n.
barış için ortaklık partnership for peace n.
barış koruma peacekeeping n.
barış antlaşması peace agreement n.
barış yoluyla anlaşma peaceful settlement n.
barış getiren conciliator n.
barış içinde bir arada yaşama peaceful co-existence n.
barış ve nizam peace and order n.
barış ve istikrar peace and stability n.
barış ortaklığı peace partnership n.
barış için 1 milyon imza girişimi one million signatures for peace campaign n.
barış görüşmeleri peace talks n.
barış getiren peacemaker n.
barış ve bölgesel istikrar peace and regional stability n.
barış için bir araya çalışma grubu work group for peace n.
barış için toprak land-for-peace n.
barış yanlısı propeace n.
barış güvercini peace dove n.
barış antlaşması peace treaty n.
barış antlaşması treaty of peace n.
barış ve güvenlik için bilim science for peace and security n.
barış yanlısı pro-peace n.
barış konferansı peace conference n.
barış hareketleri peace movements n.
barış harekatları dairesi department of peacekeeping operations n.
birleşmiş milletler barış gücü united nations peacekeeping force n.
birleşmiş milletler barış gücü askerleri blue helmet n.
bm barış gücü bm peace-keepers n.
bm barış gücü un peacekeeping force n.
bölgesel barış regional peace n.
çok uluslu barış gücü multinational peace force n.
demokrasi ve barış partisi democracy and peace party n.
dünya barış günü world peace day n.
dünya barış günü world day of peace n.
evrensel barış universal peace n.
iç barış internal peace n.
istikrarlı barış stable peace n.
ihtilafın barış yoluyla çözülmesi amicable settlement n.
ingiliz imparatorluğu içinde ingiliz yönetimi tarafından zorla uygulanan barış pax britannica n.
iç barış domestic peace n.
kalıcı barış lasting peace n.
kalıcı barış permanent peace n.
kosova barış gücü kosovo force n.
kolombiya barış anlaşması colombia peace deal n.
lozan barış antlaşması lausanne peace treaty n.
ortadoğu barış süreci middle east peace process n.
roma imparatorluğu içinde roma yönetimi tarafından zorla uygulanan barış pax romana n.
soğuk barış cold peace n.
sürdürülebilir barış sustainable peace n.
toprak karşılığı barış land-for-peace n.
uluslararası barış ve güvenlik international peace and security n.
barış antlaşması pacification n.
yılda dört kez yapılan kontluk barış oturumu county sessions [uk] n.
barış savunuculuğu peace advocacy n.
barış protestosu peace march n.
barış yürüyüşü peace march n.
barış gücü askeri peacekeeper n.
barış muhafazası peacekeeping n.
barış gücü peacekeeping n.
barış sürecinin başlangıç tarihini izleyen dönem posthostilities period n.
barış yanlısı pacificator n.
barış teklifi yapan kimse pacificator n.
sembolü çiçek olup barış ve sevgiyi savunan, 1960'ların sonunda ortaya çıkmış bir gençlik hareketi flower power n.
bilim insanları tarafından düzenlenen uluslararası barış konferansları pugwash conferences n.
barış istemek sue for peace v.
barış ve güvenliği sağlamak maintain peace and security v.
barış ilan etmek declare peace v.
barış çağrısında bulunmak issue a call for peace v.
barış teklifinde bulunmak pacificate v.
barış getiren make-peace adj.
barış yanlısı peace loving adj.
barış yoluyla pacific adj.
barış yanlısı peaceable adj.
kurtuluş veya ideal bir barış ve refah dönemi vadeden popüler liderlere ait messianic adj.
kurtuluş veya ideal bir barış ve refah dönemi vadeden popüler liderlerle ilgili messianic adj.
kurtuluş veya ideal bir barış ve refah dönemi vaatlerine ait messianic adj.
kurtuluş veya ideal bir barış ve refah dönemi vaatleriyle ilgili messianic adj.
barış muhafazasına ait peacekeeping adj.
barış muhafazası ile ilgili peacekeeping adj.
barış gücüne ait peacekeeping adj.
barış gücü ile ilgili peacekeeping adj.
barış yanlılarına ait pacifistic adj.
barış yanlıları ile ilgili pacifistic adj.
Institutes
barış için asyalı parlamentolar birliği türk grubu turkish delegation to the asian parliamentary assembly for peace n.
kıbrıs barış harekatı cyprus peace operation n.
Industry
savaş zamanı faaliyetlerinden barış zamanı faaliyetlerine dönme reconversion n.
Computer
siber barış cyber peace n.
Botanic
barış çiçeği spathipyllum wallisii n.
Social Sciences
alberta'daki barış nehri vadisinde yaşayan bir atabask halkı beaver n.
History
lozan barış konferansı lausanne peace conference n.
(antik roma'da) savaş ilanlarında ve barış müzakerelerinde yer alan 20 müjdeci rahipten her biri fetial n.
(antik roma'da) savaş ve barış ilanı ve anlaşmalarından sorumlu rahip fetialis n.
Religious
barış öpücüğü kiss of peace n.
barış öpücüğü holy kiss n.
barış öpücüğü brother kiss n.
barış öpücüğü sister kiss n.
kıyamet öncesindeki bin yıllık barış dönemi inancını reddeden kimse amillenarian n.
kıyamet öncesindeki bin yıllık barış dönemi inancını reddeden dini doktrin amillennialism n.
kıyamet öncesindeki bin yıllık barış dönemi inancını reddeden kimse amillennialist n.
protestanlık ve papalık arasında barış olması gerektiğini savunan görüş erasmism n.
dünyanın sonu geldiğinde ortaya çıkıp barış ve doğruluğun hükümdarlığını kuracağı kehanetinde bulunulan mesih mahdi n.
kıyamet öncesindeki bin yıllık barış dönemi inancını reddeden amillennial adj.
bin yıllık barış ve refah dönemi dini doktrinine ait chiliastic adj.
Environment
yeşil barış greenpeace n.
Geography
john bunyan'ın hac yolunda kitabında betimlenen barış ülkesi beulah n.
waterton-glacier uluslararası barış parkı waterton-glacier international peace park n.
Military
barış pınarı harekatı operation peace spring n.
barış pınarı operasyonu operation peace spring n.
davul ya da trampet çalarak düşmanı barış görüşmesine davet etme chamade n.
barış görüşmesi ya da ateşkes işareti chamade n.
barış kuruluşu yürürlülük tarihi peacetime establishment effective n.
barış gücü birlikleri peace-keeping troops n.
barış sağlama çabaları peace-keeping operations n.
barış antlaşması peace treaty n.
barış için ortaklık eğitim merkezi partnership for peace training centre n.
barış gücü malzeme tedarik hedefi peacetime force material procurement objective n.
barış gücü force of peace n.
barış kuvveti peace strength n.
barış mevcudu peacetime establishment n.
barış için ortaklık planlama ve gözden geçirme süreci partnership for peace planning and review process n.
barış zamanı kuvvet malzeme mevcudatı peacetime force material assets n.
barış zamanı mevcudu peacetime complement n.
barış için ortaklık partnership for peace n.
barış kalkanı peace shield n.
barış kuruluşu geçiş süreci peacetime establishment transition period n.
barış için ortaklık yönlendirme komitesi partnership for peace steering committee n.
barış zamanı malzeme tüketimi ve kayıpları peacetime material consumption and losses n.
barış kuruluşu yetkilileri peacetime establishment authorities n.
barış uygulama gücü peace implementation force n.
barış kuruluşu peacetime establishment n.
barış karargahı peace headquarters n.
barış için ortaklık simülasyon çevrimi partnership for peace simulation network n.
barış gücü peacetime force n.
barış zamanı kuvvet malzeme ihtiyacı peacetime force material requirement n.
barış gücü peacekeeping force n.
barış gücü peace keeping forces n.
barış zamanı peacetime n.
barış anlaşması amicable agreement n.
barış kadrosu peacetime establishment n.
barış için ortaklık irtibat timi partnership liaison team n.
barış ve uzlaşma peace and reconciliation n.
barış zamanı çalışma ilişkileri peacetime working relationships n.
barış için ortaklık karargah unsuru partnership for peace staff element n.
barış kadrolarının yapılanmasından sorumlu makamlar peacetime establishment authorities n.
barış için ortaklık ortak yönetim programı partnership for peace partner management programme n.
barış için ortaklık bilgi yönetim sistemi partnership for peace information management system n.
birleşmiş milletler barış gücü united nations peace force n.
birinci durum barış kuruluşu initial state peacetime establishment n.
işlerliğe sahip barış viable peace n.
kıbrıs türk barış kuvvetleri cyprus turkish peace forces n.
kıbrıs türk barış kuvvetleri komutanlığı cyprus turkish peace forces command n.
kıbrıs türk barış kuvvetleri komutanı commander of the cyprus-turkish peace forces n.
ordunun barış zamanı kadrosu peacetime establishment n.
ordunun barış kadrosu peace establishment n.
ordunun barış zamanı kadrosu peace establishment n.
normal barış zamanı konuş yeri normal peacetime location n.
son durum barış kadrosu end state peace establishment n.
son durum barış kuruluşu end state peace establishment n.
uluslararası barış gücü international peace force n.
(barış zamanı) zorunlu/mecburi askerlik görevi peacetime conscription n.
yetki verilen barış kuruluşu peacetime establishment authorized n.
almanya ve avusturya ordularında, askerlik görevini tamamlayıp barış zamanı ara sıra talim için çağrılabilen kısım landsturm n.
abd'de sivillere savaş veya barış zamanı sundukları üstün hizmet karşılığı verilen liyakat madalyası medal for merit n.
sivil ve askeri otoriteler arasında savaş veya barış döneminde gerçekleştirilen işbirliği civil-military cooperation n.
barış dönemi psikolojik harekat programı overt peacetime psychological operations programs n.
(barış zamanı gerçekleştirilen) eğitim yürüyüşü routemarch n.
askeri kuvvetler ve askeri olmayan kuruluşların birlikte yürüttüğü büyük ölçekli barış operasyonları complex contingency operations n.
barış sağlama peace building n.
barış inşası peace building n.
anlaşmazlık sonrası barış faaliyetleri peace building n.
barış harekatı peace operations n.
barış faaliyetleri peace operations n.
barış harekatı po (peace operations) n.
barış faaliyetleri po (peace operations) n.
barış zamanı malzeme mevcudu peacetime force materiel assets n.
barış zamanı askeri gücüne ait malzeme ihtiyacı peacetime force materiel requirement n.
barış zamanı malzeme kullanımı ve kayıpları peacetime materiel consumption and losses n.
barış zamanı harekat stoku peacetime operating stocks n.
barış zamanı harekat stoku pos (peacetime operating stocks) n.
Mythology
(yunan mitolojisinde) barış tanrıçası irene n.
(iskandinav mitolojisinde) barış, iyi hava, bolluk ve bereket tanrısı frey n.
(iskandinav mitolojisinde) barış, güzel hava, bolluk ve bereket tanrısı freyr n.
Latin
dünyada barış pacem in terris n.
savaş ve barış hukuku jus belli ac pacis n.
savaş sonrası barış yapma adaleti jus post bellum n.
barış istiyorsanız savaşa hazır olun si vis pacem, para bellum expr.
Slang
barış hapı hog n.
Star Wars
konfederasyon-cumhuriyet barış girişimi confederate-republic peace initiative n.
barış galerisi gallery of peace n.
jedi barış için birleş jedi unite for peace n.
barış sarayı palace of peace n.
barış şehri peace city n.
barış parkı peace park n.
galaktik barış için birleşmiş komite united committee for galactic peace n.