be all in - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

be all in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "be all in" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 23 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Phrasals
be all in v. çok yorulmuş olmak
be all in v. mahvolmak
be all in v. tükenmek
be all in v. yorgunluktan bitip tükenmek
Colloquial
be all in v. çok yorulmuş olmak
be all in v. mahvolmak
be all in v. tükenmek
be all in v. yorgunluktan bitip tükenmek
be all in v. (pokerde) rest çekmek
be all in v. her şeyini ortaya sürmek
be all in v. parası bitmek
be all in v. çok yorulmuş olmak
be all in v. mahvolmak
be all in v. tükenmek
be all in v. yorgunluktan bitip tükenmek
be all in v. (pokerde) rest çekmek
be all in v. her şeyini ortaya sürmek
be all in v. parası bitmek
Idioms
be all in v. her şeyini adamak
be all in v. her şeyiyle bir işe baş koymak
be all in v. her şeyiyle bir işte var olmak
be all in v. bir işe her şeyiyle girmek
be all in v. bir iş için her şeyini ortaya koymak

Bedeutungen, die der Begriff "be all in" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 45 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
be all in a fluster v. çırpınmak
be all/completely alone (in the world) v. kimi kimsesi olmamak
Idioms
be all up in one's grill v. birinin yakasından düşmemek
be in all somebody's glory v. bayram yapmak
be all up in one's grill v. bir kişinin yakasından düşmemek
be all done in v. çok yorulmak
be all done in v. dermanı kesilmek
be in all somebody's glory v. çok mutlu/başarılı/güzel olmak
be in all somebody's glory v. gün doğmak
be all in a day's work v. günlük işinin bir parçası olmak
be all in a day's work v. her gün yaptığı şeyin bir parçası olmak
be all in one's mind v. kafasında büyütmek
be all done in v. takati kalmamak
be all in the mind v. (büyütülecek bir şey değil) sadece kafasında büyütmek
be all done in v. yapacak gücü kalmamak
be all done in v. yorgun düşmek
be all in the mind v. sadece kafasında büyütmek
be all in the mind v. yalnızca kafasının içinde olmak/kurmak
be all in the mind v. kafasının içinde var olmak
be all in the mind v. gerçekte var olmamak
be all in the mind v. hayali olmak
be all in one's the mind v. sadece kafasında büyütmek
be all in one's the mind v. yalnızca kafasının içinde olmak/kurmak
be all in one's the mind v. kafasının içinde var olmak
be all in one's the mind v. gerçekte var olmamak
be all in one's the mind v. hayali olmak
be all in somebody's mind v. sadece kafasında büyütmek
be all in somebody's mind v. yalnızca kafasının içinde olmak/kurmak
be all in somebody's mind v. kafasının içinde var olmak
be all in somebody's mind v. gerçekte var olmamak
be all in somebody's mind v. hayali olmak
be all in the mind v. sadece kafasında büyütmek
be all in the mind v. yalnızca kafasının içinde olmak/kurmak
be all in the mind v. kafasının içinde var olmak
be all in the mind v. gerçekte var olmamak
be all in the mind v. hayali olmak
be (all) in a good cause v. iyi bir amaç için olmak
be (all) in a good cause v. iyi bir amaca hizmet etmek
be (all) in a good cause v. hayırsever/hayırlı bir amaca hizmet etmek
be (all) in a good cause v. yapmaya değer olmak
be (all) in favour of something/of doing something v. bir şeyi/bir şeyi yapmayı desteklemek
be (all) in favour of something/of doing something v. bir şeyin/bir şey yapmanın destekçisi olmak
be (all) in favour of something/of doing something v. bir şeyden/bir şeyi yapmaktan yana olmak
be all in one's mind expr. (büyütülecek bir şey değil) sadece
Politics
and sadder and graver than all these circumstances, those who hold power within the country may be in error, misguided and may even be traitors expr. bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler