beş - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

beş



Bedeutungen von dem Begriff "beş" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Mythology
bes n. mısır mitolojisinde müzik ve eğlence tanrısı

Bedeutungen von dem Begriff "beş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 14 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
beş five n.
General
beş cinque n.
beş 5 n.
beş little phoebe n.
beş quintet n.
beş sinque [obsolete] n.
Colloquial
beş fin n.
beş fivesome n.
beş little phoebe n.
beş phoebe n.
Math
beş quint n.
beş quintuplet n.
beş pentad n.
British Slang
beş jack's alive n.

Bedeutungen, die der Begriff "beş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
abd beş sentlik para nickel n.
beş heceli mısra pentameter n.
iki veya beş kişiyle oynanan top oyunu fives n.
beş parasızlık poorness n.
yaklaşık beş kilometreye eşit bir uzaklık ölçüsü league n.
beş para etmez tip rip n.
beş galonluk bidon tutamağı jerrican handler n.
beş paralık şey picayune n.
beş yüz five hundred n.
beş şeyden meydana gelen takım quintuplet n.
beş düzlem yüzü olan katı bir şekil pentahedron n.
tevratın ilk beş kitabı pentateuch n.
beş dolarlık hesap five dollar bill n.
beş vakit namaz five time prayer n.
beş kişilik grup quintet n.
beş taş oyunu jacks n.
on beş sayısı (15, XV) fifteen n.
beş duyu the five senses n.
iskambilde en yüksek dört beş koz honor n.
beş dizelik bölümler halinde yazılmış eser pentastich n.
on beş günde bir olan hafif gelgit neap n.
beş sent jitney n.
beş sentlik madeni para jitney n.
beş vakit namaz five time salath n.
beş metrelik uzunluk pole n.
beş yüzüncü yıldönümü quincentenary n.
beş para etmez adam trash n.
beş rakamı (5, V) five n.
beş yıl half a decade n.
beş açısı ve beş kenarı olan bir düzlem şekil pentagon n.
beş top ile oynanan bir çeşit bilardo pool on n.
beş dolarlık banknot fin n.
beş parçadan olma durumu peniamerism n.
yüzde yirmi beş twenty five percent n.
beş kenarlı pentagon n.
beş mısralık esprili şiir limerick n.
beş yüzlü şekil pentahedron n.
beş faktörlü five factor n.
beş sentlik metal para picayune n.
beş köşeli yıldız pentagram n.
beş köşeli yıldız pentacle n.
beş paund fiver n.
beş dolar fiver n.
on beş fifteen n.
beş yüzlü pentahedron n.
beş sentlik para nickel n.
eskiden beş sente film seyredilen sinema nickelodeon n.
beş para etmez kimse clamjamphrie n.
beş dakikalık yürüyüş a five minute's walk n.
beş sterlin fiver n.
beş yıldızlı otel a five-star hotel n.
beş yıllık kalkınma planı five-year development plan n.
haftada beş gün çalışma five-day working week n.
beş galonluk bidon jerrican n.
otuz beş thirty five n.
kırk beş forty five n.
ilk beş top five n.
ilk beş first five n.
beş çayı five o'clock tea n.
zarda beş quincunx n.
islam'ın beş şartı five pillars of islam n.
yirmi beş twenty five n.
elli beş fifty five n.
altmış beş sixty five n.
yetmiş beş seventy five n.
seksen beş eighty five n.
doksan beş ninety five n.
ciğeri beş para etmez scalawag n.
ciğeri beş para etmez rotter n.
ciğeri beş para etmez worthless person n.
ciğeri beş para etmez milk livered man n.
ciğeri beş para etmez badmash n.
beş saatlik uygulama five-hour application n.
beş vakit namaz 5 times prayer n.
geleneksel kelt müziğini modernize edip sergileyen beş kadından oluşan müzik grubu celtic woman n.
beş çayı elbisesi tea gown n.
beş çayı elbisesi tea-gown n.
on beş bin fifteen thousand n.
beş günlük tatil five-day vacation n.
beş günlük tatil five-day holiday n.
ilk beş ülke first five countries n.
iki bin beş yüz on bir two thousand five hundred eleven n.
beş yıllık gizem 5-year mystery n.
beş dilimli yapı süsü cinquefoil n.
beş liman konfederasyonu cinque ports n.
iskambilde en yüksek dört beş koz honour n.
ciğeri beş para etmez scallywag n.
beş duyudan herhangi biri any one of the five senses n.
beş katlı bina 5-storey building n.
beş katlı bina five-storey building n.
beş kedi yavrusu five kittens n.
beş yaş altı çocuklar children under five years of age n.
binde beş five per thousand n.
binde beş 5 per thousand n.
beş duyu organımız our five sense organs n.
beş kitap five books n.
olgunluğa ulaşmış beş yaşında geyik boynuzu a buck of the first head n.
irokuaların beş kolundan biri olan amerikan yerli halkı cayugas n.
beş taş (oyun) knucklebones n.
beş taş (oyun) tali n.
beş taş (oyun) fivestones n.
beş taş (oyun) jacks n.
zarlarla beş ve dokuz atılması hedeflenerek oynanan bir şans oyunu novum [obsolete] n.
otuz beş birim thirty-five n.
beş neden yöntemi 5 whys n.
beş neden yöntemi five whys n.
beş benzer kağıdın art arda gelmesi (piket) quint n.
beş benzer kağıdın art arda gelmesi quint n.
kurmay başkanlarınca belirlenen ve tip birimleri tanımlayan beş karakterlik kod unit type code n.
üç beş kuruş nickel n.
yaklaşık beş sente eşit bir avusturya gümüş sikkesi zehner n.
ayuverda'da beş temel element bhutas n.
saat başını on beş dakika geçe quarter-hour n.
saat başına on beş dakika kala quarter-hour n.
bin kırk beş quattuordecillion n.
en iyi üç veya beş maç match n.
cadılarca kullanılan tören bıçağı, tütsülük, kadeh, sicim, beş köşeli yıldız ve asa gibi eşyalar witches' tools n.
beş yüz yıllık etkinlik quincentennial n.
beş yüzüncü yıldönümü kutlaması quincentennial n.
on beş kişilik grup quindecemvirate n.
beş yüzüncü yıldönümü quingentenary n.
beş yüzüncü yıldönümü quinquecentenary n.
beş yıllık dönem quinquennial n.
özel bir göreve atanmış beş temsilciden biri quinquevir n.
beş kopyadan oluşan set quintuplicate n.
beş katına çıkarma quintupling n.
beş yüz mease [uk] n.
beş para etmez kimse hash [scotland] n.
beş para etmez kimse lown [obsolete] n.
beş çayı lunch [caribbean] n.
beş çayı daveti luncheon n.
beş yıllık zaman dilimi lustra n.
isa'nın hayatındaki önemli olaylar üzerine yapılan on beş tefekkür mystery n.
beş fitlik bir ölçü geometrical pace n.
müziksel gösterimde çubukları çizmek için kullanılan, aynı anda beş paralel çizgi çizebilen kalem music pen n.
beş taş oyunu dibs n.
beş para etmez kimse good-for-nothing n.
beş yapraklı bir çiçeği temsil eden arma işareti cinquefoil n.
beş yapraklı bir çiçeği temsil eden arma işareti cinqfoil n.
beş para etmez kimse do-naught n.
beş para etmez kimse donnat n.
beş para etmez kimse donnot [dialect] n.
beş roma fiti pace n.
beş roma arşını pace n.
beş para etmez biri a bad lot n.
beş para etmez kimse feist [dialect] n.
(hindistan'da) yönetimde söz sahibi olan beş kişilik yaşlı erkek grubu panchayat n.
(hindistan'da) yönetimde söz sahibi olan beş kişilik yaşlı erkek grubu panchayet n.
(hindistan'da) yönetimde söz sahibi olan beş kişilik yaşlı erkek grubu punchayet n.
(el ve ayakta) beş parmaklılık pendactylism n.
üç beş kuruş penny n.
beş yıllık süre pentad n.
beş çizgiden oluşan şekil pentagram n.
(özellikle tıpta veya sanatta) yakından bağlantılı beş şeyin kombinasyonu pentalogy n.
17. ve 18. yüzyıllardaki ingiliz şiirlerinde kullanılan iambik bir beş heceli mısra pentameter n.
beş uçlu yıldız pentangle n.
beş veya daha fazla kişiden oluşan kaşif grubu post n.
beş para etmez şey sawdust n.
beş kuruş doggone n.
sayılabilir bir dizideki on beş numaralı eleman fifteenth n.
on beş eş parçaya bölünmüş bir birimin her bir parçası fifteenth n.
beş eşit parçadan biri fifth n.
sayılabilir bir dizideki elli beş numara fifty-fifth n.
elli beş eşit parçadan biri fifty-fifth n.
beş üyeli grup five n.
beş parçalı şey five n.
beş birimli şey five n.
(saat) beş five n.
beş duyu five senses n.
beş taş oyunu five stones n.
beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek five-abreast n.
yan yana araç çeken beş at five-abreast n.
(günlük tavsiye edilen) beş öğün meyve ve sebze five-a-day n.
beş iş günlük hafta five-day week n.
beş gün mesaisi olan hafta five-day week n.
beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek five-horse string out n.
yan yana araç çeken beş at five-horse string out n.
beş yüzüncü five-hundredth n.
leeward adaları'ndaki ingiliz kolonisinin dört veya beş eski bölümünden biri presidency n.
(dartta) yirmi beş puan getiren çember semicenter n.
ciğeri beş para etmez kimse shinkin [dialect] n.
(bir birime ait) kırk beş eş parça forty-fifth n.
bir şeye ait kırk beş eş parçadan biri forty-fifth n.
kırk beş sayısı forty-five n.
kırk beş kişilik grup forty-five n.
kırk beş birim forty-five n.
kırk beş nesne forty-five n.
kırk beş beden giysi forty-five n.
beş kartlı poker eli four-flush n.
altmış beş eşit parçadan biri sixty-fifth n.
altmış beş sixty-five n.
altmış beş birim sixty-five n.
altmış beş nesne sixty-five n.
ciğeri beş para etmez kimse slubberdegullion n.
aristoteles'in deniz kestanesi fenerinin beş büyük dikey bölümünden her biri pyramid n.
(boy scout izciler takımında) en az beş hava araştırmacısından oluşan grup squadron n.
kurmaylık makamını temsil eden beş çizgiden her biri staff line n.
beş paralık etmek expose another's shameful secrets v.
beş vakit namaz kılmak perform five time prayer v.
şerefini beş paralık etmek dishonor v.
şerefini beş paralık etmek dishonour v.
şeşi beş görmek get confused v.
beş katına çıkarmak quintuple v.
beş paralık etmek expose shameful secrets v.
şeşi beş görmek see double v.
beş para etmemek not to be worth a shit v.
günde beş vakit namaz kılmak perform five time salaat in a day v.
beş paralık olmak be wasted v.
beş parasız kalmak be totally broke v.
beş kuruşsuz bırakmak leave someone penniless v.
on beş gün sürmek last a fortnight v.
lotoda beş tutturmak get five numbers in the lottery v.
sabah dokuz akşam beş bir iş istemek want a nine-to-five job v.
peş peşe beş maç kazanmak win five games in a row v.
arka arkaya beş maç kazanmak win five games in a row v.
ayda bin beş yüz dolar getirmek bring 1500 dollars in a month v.
beş yıla mahkum edilmek be sentenced to five years v.
beş yıla mahkum olmak be sentenced to five years v.
on beş dakika ara vermek take a fifteen minute break v.
on beş dakika mola vermek take a fifteen minute break v.
on beş gün sürmek last for fifteen days v.
beş dolar para üstü vermek give 5 dollars back in change v.
para üstü olarak beş dolar vermek give 5 dollars back in change v.
zamanı beş dakika daha uzatmak extend the time by 5 minutes v.
beş dakika mola vermek take five v.
(beş taş oyununda) taşı yukarıya atıp yerdeki eklemleri tutmak knuckle v.
beş nüshasını yapmak quintuplicate v.
beş katını almak quintuplicate v.
şerefini beş paralık etmek depudicate v.
şerefini beş paralık etmek disglorify v.
şerefini beş paralık etmek file [dialect] v.
beş kartlı poker eli ile blöf yapmak four-flush v.
beş para etmez worthless adj.
beş paralık spoilt adj.
beş misli fivefold adj.
ciğeri beş para etmez base adj.
ciğeri beş para etmez dishonourable adj.
beş yüzlüye ait pentahedral adj.
beş yüzlü şeklinde olan pentahedral adj.
beş parasız penniless adj.
beş paralık useless adj.
beş parasız broke adj.
beş paralık ruined adj.
beş katı fivefold adj.
beş kat fivefold adj.
beş parasız poor adj.
beş köşeli pentagonal adj.
beş parasız flat broke adj.
beş para etmez bum adj.
beş açıya sahip olan pentangular adj.
beş misli quintuple adj.
beş yılda bir olan lustral adj.
beş parasız bad off adj.
beş para etmez tinpot adj.
beş para etmez trashy adj.
beş parasız badly off adj.
beş katı quintuple adj.
beş paralık picayune adj.
beş para etmez footling adj.
beş paralık (şey/kimse) picayune adj.
beş yıldızlı five-star adj.
beş parasız stone-broke adj.
beş parasız stony-broke adj.
beş kuruşsuz flat broke adj.
on beş günde bir oluşan (gelgit) neap adj.
beş kat quintuple adj.
ciğeri beş para etmez dishonorable adj.
beş katlı 5-storey adj.
beş para etmez tabloidy adj.
beş para etmez naughty [scottish] adj.
otuz beş adet thirty-five adj.
beş para etmez tin-pan adj.
beş para etmez tin-panny adj.
beş para etmez ten-cent adj.
beş para etmez tripey adj.
beş para etmez tripy adj.
yirmi beş tane olan twenty-five adj.
beş dakikalık five-minute adj.
beş dakika süren five-minute adj.
beş para etmez baggage [obsolete] adj.
(roma rakamıyla) doksan beş xcv adj.
(roma rakamıyla) kırk beş xlv adj.
beş parçaya ayrılmış quinarian adj.
beş yüzüncü yıldönümü ile ilgili quincentenary adj.
beş yüz yıllık bir döneme ait quincentenary adj.
beş yüzüncü yıldönümü ile ilgili quincentennial adj.
on beş yıllık quindecennial adj.
beş kenarlı quinquangular adj.
beş köşeli quinquangular adj.
beş kenarlı quinqueangled adj.
beş köşeli quinqueangled adj.
beş çizgili quinquecostate [obsolete] adj.
beş kirişli quinquecostate [obsolete] adj.
beş dişli quinquedentate adj.
beş bölüme ayrılmış quinquefarious [obsolete] adj.
beş sıralı quinquefarious [obsolete] adj.
beş harfli quinqueliteral adj.
beş dilimli quinquelobate adj.
beş loblu quinquelobate adj.
beş loblu quinquelobed adj.
beş hücreli quinquelocular adj.
beş yılda bir olan quinquennial adj.
beş katı quintuplicate adj.
beş misli quintuplicate adj.
beş nüshanın beşincisi olan quintuplicate adj.
(romen rakamları ile) elli beş lv adj.
beş kuruşsuz busted adj.
yüz on beş olan one hundred fifteen adj.
yüz ondan beş fazla olan one hundred fifteen adj.
yüz elli beş olan one hundred fifty-five adj.
yüz elliden beş fazla olan one hundred fifty-five adj.
yüz beş olan one hundred five adj.
yüz ondan beş fazla olan one hundred five adj.
yüz kırk beş olan one hundred forty-five adj.
yüz kırktan beş fazla olan one hundred forty-five adj.
yüz yetmiş beş olan one hundred seventy-five adj.
yüz yetmişten beş fazla olan one hundred seventy-five adj.
yüz altmış beş olan one hundred sixty-five adj.
yüz altmıştan beş fazla olan one hundred sixty-five adj.
yüz otuz beş one hundred thirty-five adj.
yüz otuzdan beş fazla olan one hundred thirty-five adj.
yüz yirmi beş olan one hundred twenty-five adj.
yüz yirmiden beş fazla olan one hundred twenty-five adj.
beş para etmez rotten adj.
beş benekli cinque-spotted adj.
yüz elli beş clv adj.
yüz elli beş one hundred fifty-five adj.
yüz altmış beş clxv adj.
yüz yetmiş beş clxxv adj.
yüz kırk beş cxlv adj.
yüz on beş cxv adj.
yüz yirmi beş cxxv adj.
yüz otuz beş cxxxv adj.
beş para etmez drossy adj.
aklı beş karış havada fatuous adj.
beş ışınlı pentact adj.
parmak benzeri beş çıkıntıya sahip pentadactyl adj.
parmak benzeri beş bölümü olan pentadactyl adj.
beş dilli pentaglot adj.
beş parçadan oluşan pentamerous adj.
beş parçaya ayrılmış pentamerous adj.
(ordu bölümü) beş bölükten oluşan pentomic adj.
beş kuruşsuz plackless adj.
sayılabilir bir seride elli beş numaraya denk gelen fifty-fifth adj.
elli beş eşit parçadan biri olan fifty-fifth adj.
beş bölümlü five-fold adj.
beş parçadan oluşan five-fold adj.
beş birimli five-fold adj.
beş bileşenli five-fold adj.
beş loblu five-lobed adj.
beş bölümlü five-lobed adj.
beş odacıklı five-lobed adj.
beş noktalı five-pointed adj.
beş uçlu five-pointed adj.
beş köşeli five-pointed adj.
beş kenarlı five-sided adj.
beş yüzlü five-sided adj.
beş yıllık five-year adj.
beş yılda bir olan five-year adj.
beş yıllık zaman diliminde gerçekleşen five-year adj.
beş yaşında five-year-old adj.
beş yıllık five-year-old adj.
(ironi amaçlı) beş para etmez precious adj.
on beş ve on altıncı yüzyıllara özgü avrupa dansına ait veya ilgili preclassical adj.
on beş ve on altıncı yüzyıllara özgü avrupa dansına ait veya ilgili preclassic adj.
ciğeri beş para etmez scullion adj.
ciğeri beş para etmez scullionly adj.
beş parasız shillingless adj.
beş para etmez shotten [dialect] adj.
beş parasız silverless adj.
beş parasız fortuneless adj.
kırk beş eş parçaya denk gelen forty-fifth adj.
kırk beş eş parçadan biri olan forty-fifth adj.
altmış beş eş parçaya denk gelen sixty-fifth adj.
altmış beş eş parçadan biri olan sixty-fifth adj.
beş para etmez sodding adj.
beş dil konuşan quintilingual adj.
beş dil konuşan pentalingual adj.
beş para etmez putid adj.
beş para etmez stinko adj.
neredeyse beş açılı subpentangular adj.
yaklaşık beş açılı subpentangular adj.
neredeyse beş parçalı subquinquefid adj.
beş parçalı sayılan subquinquefid adj.
beş katı subquintuple adj.
beş karış suratla gezen sullen adj.
son beş yıl içinde over the last five years adv.
beş ila on arasında from five to ten adv.
üç aşağı beş yukarı approximately adv.
beş aşağı beş yukarı approximately adv.
beş katı five times adv.
beş kere five times adv.
haftada beş kez five times a week adv.
haftada beş kere five times a week adv.
haftada beş defa five times a week adv.
hafta sonları günde beş kere five times a day on a weekend adv.
hafta sonları günde beş kere five times a day on weekends adv.
on beş günde bir hafta sonu every other weekend adv.
on beş günde bir every 15 days adv.
beş parasız haldeyken pinchingly adv.
beş yıl içerisinde in five years adv.
beş yıl içinde in five years adv.
kırk beş tanesi forty-five pron.
altmış beş tanesi sixty-five pron.
beş anlamında bir önek penta pref.
beş anlamı veren ön ek quinque- pref.
beş kısımlı anlamı veren ön ek quinque- pref.
beş anlamına gelen ön ek pen- pref.
beş atom içeren anlamına gelen ön ek pen- pref.
beş grup içeren anlamına gelen ön ek pen- pref.
beş eş değerlikli anlamına gelen ön ek pen- pref.
beş anlamı veren ön ek pent- pref.
beş atom, grup veya eşdeğerlikli anlamı veren ön ek pent- pref.
beş anlamı veren ön ek penta- pref.
beş atom, grup veya eşdeğerlikli anlamı veren ön ek penta- pref.
Phrases
beş altı tane five or six n.
beş aşağı beş yukarı close bargaining n.
beş hamle sonrası five moves ahead n.
aramızda üç beş kuruşun lafı mı olur? what's a few bucks between friends? expr.
beş adım önde five moves ahead expr.
üç aşağı beş yukarı close bargaining expr.
(bir şeye) üç aşağı beş yukarı benzer on the lines of (something) expr.
on numara beş yıldız 10 points to gryffindor expr.
Proverb
beş parmak bir olmaz men are not all alike
Colloquial
beş parasız skid-row bum n.
beş parasız stew bum [old-fashioned] n.
yirmi beş sent two bits n.
beş para two cents n.
on numara beş yıldız a 10 n.
on numara beş yıldız a ten n.
beş para etmez shucks n.
beş kuruş etmez shucks n.
beş yaşında bir erkek çocuk a 5-year-old boy n.
beş şey five things n.
beş dolar five bucks n.
beş kardeş a fourpenny one n.
beş kişilik bir iş a five-man job n.
gergin geçen beş dakika 5 white-knuckled minutes n.
korku dolu beş dakika 5 white-knuckled minutes n.
on beş saat fifteen hours n.
ciğeri beş para etmez kimse crumb n.
ciğeri beş para etmez cull n.
beş en tehlikeli afrika memelisi olan gergedan, fil, bufalo, aslan ve leopara avcıların verdiği isim the big five n.
beş para etmez a hill of beans n.
beş para etmez a row of beans n.
beş para etmez kimse ket [dialect] [uk] n.
pokerde rastgele seçilen beş karttan oluşan ve o oyundaki diğer ellere koz olarak kullanılabilecek ilk sahte el lollapalooza n.
beş para etmez herif/tip pond scum n.
w harfiyle başlayan beş soru the w5 questions n.
beş kuruşluk adam ha'p'orth n.
ciğeri beş para etmez kimse/şey the son of a gun [us] n.
beş para etmez kimse/şey the son of a gun [us] n.
ciğeri beş para etmez kimse/şey a son of a gun [us] n.
beş para etmez kimse/şey a son of a gun [us] n.
beş para etmez şey small beer n.
beş para etmez kimse ha'p'orth n.
beş para etmez şey horror n.
yirmi beş sent two-bits n.
sınavdan yüz çekmek/yıldızlı beş almak ace v.
beş parasız kalmak not have a bean v.
beş sene yemek get five years v.
beş yıl yemek get five years v.
birini beş parasız bırakmak get someone strapped v.
beş parasız kalmak be down v.
beş numaraya yerleşmek reach up to number five v.
katile beş yıl vermek give the murderer five v.
beş kere zafer kazanmak (napolyon olarak da bilinen bir iskambil oyununda) go nap v.
beş puan yapmak (napolyon olarak da bilinen bir iskambil oyununda) go nap v.
beş el kazanmak (napolyon olarak da bilinen bir iskambil oyununda) go nap v.
beş parasız olmak be badly off v.
beş parasız kalmak be cleaned out v.
beş parasız poor in money adj.
beş parasız dead broke adj.
beş paralık olmuş flushed down the tubes adj.
beş parasız beat adj.
beş saat önce five hours ago expr.
beş parasız hard up expr.
beş parasız kalmış on one's beam ends expr.
dört beş sene önce four or five years ago expr.
dört veya beş yıl önce four or five years ago expr.
dört beş yıl önce four or five years ago expr.
dört veya beş sene önce four or five years ago expr.
haftada beş gece five nights a week expr.
en az yetmiş beş yıl seventy-five years at least expr.
on beş dakika önce fifteen minutes ago expr.
son beş yıldır for the last five years expr.
son beş senedir for the last five years expr.
üç aşağı beş yukarı more or less expr.
yirmi beş kez twenty-five times expr.
on numara beş yıldızdı the craic was ninety expr.
üç aşağı beş yukarı give or take expr.
üç aşağı beş yukarı plus or minus expr.
üç aşağı beş yukarı plus-minus expr.
beş para bile not one red cent expr.
beş para bile not a red cent [us] expr.
üç aşağı beş yukarı (bir şey) give or take (something) expr.
beş para etmez that and (some amount of money) will get you a cup of coffee [uk] expr.
beş yaşındaymışım gibi açıkla eli5 (explain like I'm 5) expr.
seni ciğeri beş para etmez you crumb exclam.
on numara beş yıldız chef's kiss exclam.