bir şeyin içine etmek - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bir şeyin içine etmek



Bedeutungen von dem Begriff "bir şeyin içine etmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 20 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrasals
bir şeyin içine etmek botch something up v.
Colloquial
bir şeyin içine etmek goof something up v.
bir şeyin içine etmek wack something v.
bir şeyin içine etmek wack something out v.
Idioms
bir şeyin içine etmek stink something up v.
bir şeyin içine etmek put the mockers on something v.
bir şeyin içine etmek get something into a mess v.
bir şeyin içine etmek stink up something v.
bir şeyin içine etmek flub something up v.
bir şeyin içine etmek bollix something up v.
Slang
bir şeyin içine etmek fuck something up v.
bir şeyin içine etmek futz something up v.
bir şeyin içine etmek mess something up v.
bir şeyin içine etmek mung something up v.
bir şeyin içine etmek crum up v.
bir şeyin içine etmek crum something up v.
bir şeyin içine etmek crumb something up v.
bir şeyin içine etmek bitch something up v.
bir şeyin içine etmek piss something away v.
British Slang
bir şeyin içine etmek make a (complete/total) bollocks of something v.

Bedeutungen, die der Begriff "bir şeyin içine etmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrasals
(birini istemediği bir şeyin) içine dahil etmek drag (someone) into (something) v.
(bir şeyin) içine nüfuz etmek leach in (to something) v.
bir şeyi bir şeyin içine kabul etmek admit something into something v.
bir şeyi bir şeyin içine kabul etmek admit something into something v.
bir kısıtlamayı bir şeyin planının içine entegre/dahil etmek build something into something v.
(bir şeyin) içine inşa etmek/kurmak build into (something) v.
(bir şeyin) içine dahil etmek build into (something) v.
(bir şeyin) içine entegre etmek build into (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyin içine almak/dahil etmek encompass someone or something (with)in something v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine almak/dahil etmek encompass (someone or something) in (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine sokmak/dahil etmek ensnare (someone or something) in (something) v.
(bir şeyin içine) akın etmek/doluşmak flood into (something) v.
(bir şeyin içine) akın etmek/doluşmak flood in (something) v.
bir şeyi bir şeyin içine koymak/takmak/dahil etmek get something into something v.
bir şeyi bir şeyin içine koymak/takmak/dahil etmek get something in something v.
(bir şeyin) içine nüfuz etmek infiltrate into (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) içine dahil etmek/katmak intersperse (something) throughout (something) v.
(bir şeyin) içine etmek louse something up v.
(bir şeyin) içine doğru hücum etmek stampede in (something) v.
(bir şeyin) içine hücum etmek surge into (something) v.
(bir şeyin) içine sökün etmek surge into (something) v.
(bir şeyin) içine akın etmek surge into (something) v.
Colloquial
tamir ediyorum veya yapıyorum diye bir şeyin içine etmek bodge v.
Idioms
(bir şeyin) içine etmek make a hash of (something) v.
(bir şeyin) içine etmek make a horlicks of (something) [uk] v.
(bir şeyin) içine etmek make a muck of (something) [uk] v.
(bir şeyin) içine etmek make a pig's ear of (something) v.
(bir şeyin) içine etmek put the dampener on (something) v.
(bir şeyin) içine etmek put the damper on (something) v.
(bir şeyin) içine etmek throw a monkey wrench in (something) [uk] v.
(bir şeyin) içine etmek throw a monkey wrench into (something) [uk] v.