bir diğer - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bir diğer



Bedeutungen von dem Begriff "bir diğer" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bir diğer some other adj.
Phrases
bir diğer yet another expr.

Bedeutungen, die der Begriff "bir diğer" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tek bir merkeze yoğunlaşıp diğer yönleri yok sayma centration n.
hastalık veya diğer acil durumlar nedeniyle gezmenin yabancı bir ülkeden kendi ülkesine getirilmesi repatriation n.
bir banka tarafından diğer bir banka üzerine çekilen poliçe bank bill n.
bir seyahatin bir ayağıyla diğer bir ayağı arasındaki bekleme veya dinlenme süresi layover n.
bir tondan diğer bir tona geçme gradation n.
bir ucu düz diğer ucu konveks bumerang kylie n.
bir maddenin yıkama yoluyla diğer maddeden ayrılması elution n.
bir diğer tarafa çevirme sluing n.
diğer bir nokta another issue n.
diğer bir nokta another point n.
oyuncuların diğer oyunculardan daha yükseğe zıplamaya çalışıtıkları bir tür çocuk oyunu leap-frog n.
bir buluşun diğer mucidi co-inventor n.
zor uçuş koşullarında pilotu destekleyen bir diğer pilot wingmate n.
şövalye eğitiminde kullanılan bir tarafında düz bir tahta diğer tarafında kum torbası bulunan direk quintain n.
tiyatro sahnesinin bir tarafından diğer tarafına uzanan küçük podyum passerelle n.
yüzün bir kısmının bir duyguyu ifade ederken diğer kısmının başka bir duyguyu ifade etmesi affect blend n.
bir bacağı göğse doğru çekip diğer bacağı uzatıp bedeni hafifçe geriye yaslayarak yapılan bir su atlayışı can opener n.
bir evi yol ve diğer binalardan ayırmak için önüne çekilen çim ekilmiş şerit alan nature strip n.
bir ayağın parmakları diğer ayağın topuğuna vurarak yapılan dans hareketi toe-and-heel click n.
ebenin kendi bölgesine giren diğer oyuncuları yakalamaya çalıştığı bir oyun tom tiddler's ground n.
ebenin kendi bölgesine giren diğer oyuncuları yakalamaya çalıştığı bir oyun tommy tiddler's ground n.
kız izci birliğine yardım ve danışmanlık etmek üzere kurulmuş bir grup ebeveyn ve diğer ilgili yetişkinlerden oluşan komite troop committee n.
bir kişiyi tanımlamak için tek başına veya diğer bilgilerle birlikte kullanılabilecek isim veya numara a means of identification n.
bir şeyin görünen yüzünden daha az makbul olan diğer yüzü underside n.
bir ucu birine/bir şeye, diğer ucu da yükselebilen ve alçak uçan bir hava aracının yakalayıp havalandırdığı büyük bir balona bağlı kablo (askeri veya gizli servislerin kişileri tehlikeli durumlardan kurtarmak için kullandığı bir yöntem) skyhook n.
bir tarafın diğer tarafa göre üstünlüğü balance n.
avustralya'ya özgü bir tarafı düz diğer tarafı oyuk bumerang kiley n.
çocukların sırayla önünde durdukları tepeyi diğer çocukları ittirerek koruduğu bir oyun king of the castle n.
avustralya menşeli, bir tarafı düz diğer tarafı konveks bir bumerang kyley n.
avustralya menşeli, bir tarafı düz diğer tarafı konveks bir bumerang kiley n.
aynı sınıftan diğer değerlerle kıyaslanabilmesi için bir değere verilen sayı magnitude n.
bir postaneden diğerine kamusal yetki ile taşınan mektup veya diğer postaları içeren çanta mail n.
bir taraftan manevi vasıflardan ve diğer taraftan biçimlenmiş cisimlerden ayrışan fiziksel madde matter n.
bir tarafında oyuncunun portre fotoğrafı, diğer tarafında ise bilgilerinin bulunduğu tek sayfalık özgeçmiş headshot n.
bir ayaktan diğer ayağa sekme bound n.
takana iyi şans, diğer insanlara kötü şans getirdiğine inanılan bir tılsım gris-gris n.
bir veya daha fazla oyuncunun diğer oyuncuları öldürmekle görevli olduğu ve karşılığında geri kalan oyuncuların katilleri bulmaya çalıştığı oyun murder mystery n.
(yazı tura oyununda) parası diğer iki oyuncunun parasından farklı tarafta gelen bir oyuncu odd-man n.
(diğer konuşmacıları bastırarak) hep bir ağızdan konuşma overtalk n.
(açığı ile bir diğer çalışanın terfi edileceği) silahlı kuvvetler çalışanı running mate n.
kıvrımlı yüzeyin bir diğer yüzey ile birleşimi runout n.
bir tarafın kazanırken diğer tarafın kaybetmesi zero-sum game n.
(yağ, plastik, reçine) bir diğer maddeye geçmesi için kullanılan madde impregnant n.
(oyuncu, şarkıcı) bir kimsenin yerini dolduran diğer kimse double n.
diğer bir amaca aykırı amaç cross-purpose n.
bilimsel bir deneyde diğer koşulların karşılaştırılabileceği bir standart control condition n.
raunttaki diğer atışların isabet ettiği alanların dışında kalan kısımdaki bir hedefi iyi vuran atış flyer n.
bir değişkendeki değişimi diğer değişkenlerle karşılaştıran şema plot n.
bir şeyin diğer şeylere göre durumu schesis n.
bir bölgenin belirli bir yönden diğer bölgelere göre çekicilik durumu seat n.
özel veya tamamlayıcı bir iletişim sisteminin kurulması için diğer kuvvetlerden yapılan personel ve ekipman temini signals support n.
oyuncuların üzüm veya diğer atıştırmalıkları yanan brendiden alarak yemeye çalıştığı bir oyun snapdragon n.
bir diğer nesneyi geri doğru hareket ettiren alet pushback n.
(plastik nesnenin bir diğer nesneye bastırılması ile elde edilen) kalıp squeeze n.
(golf) topun delik ve diğer bir topun arasına girerek engel oluşturması stimey n.
bir diğer enjeksiyon üzerine yapılan enjeksiyon superinjection n.
diğer taraftan çıkmak (bir taraftan giren şey) come through v.
dünyanın diğer ucundan bir arkadaş edinmek make a friend from the other side of the world v.
diğer yöne keskin bir dönüş yapmak angle v.
bir sigaranın ateşiyle diğer sigarayı yakıp içmek chain-smoke v.
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirmek jibe v.
bir halden diğer hale geçmek verge v.
siyasi bir kampanya için (diğer adaydan) daha fazla mali destek toplamak outraise v.
diğer her şeyi bir kenara bırakıp aşırı konsantre olmak overfocus v.
bir hecenin uzun, diğer dört hecenin uzun tutulduğu metrik ölçüde yazmak paean v.
(stenografi işaretini) bir diğer işaretin içinden geçecek şekilde yazmak intersect v.
(döner diğer bir ürün ile) aynı hızda dönmek corotation v.
bir uçtan diğer uca geçmek school v.
bir uçtan diğer uca kadar sürmek school v.
(bir armayı) bir diğer armanın üzerine takmak surcharge v.
(bir sitedeki içerikleri) bir diğer internet adresine eklemek syndicate v.
diğer bir canlı içinde yaşayan endobiotic adj.
bir uçtan diğer uca end-to-end adj.
şehri bir boydan diğer boya kesen crosstown adj.
bir davaya veya fikre diğer kaygıları bir kenara itecek derecede saplantılı kimse monomaniacal adj.
bir diğer şeklin içine çizilen veya yazılan inscriptible adj.
bir yüzü düz olup diğer yüzü konik olan plano-conical adj.
bir yanı düz, diğer yanı yuvarlak olan plano-orbicular adj.
bir tarafı düz diğer tarafı yuvarlak olan semiround adj.
bir tarafı yuvarlak diğer tarafı düz olan semiterete adj.
(bitkinin bir bölümü) diğer organın üzerinde yer alan superior adj.
(bir nitelik) bir şeye ait diğer niteliklere bağlı olan supervenient adj.
bir güçlükten diğer bir güçlüğe from pillar to post adv.
diğer bir ifadeyle in other saying adv.
diğer bir yandan also adv.
diğer bir yandan on the other hand adv.
bir yandan ... diğer yandan on the one hand ... on the other hand adv.
diğer bir deyişle put it differently adv.
diğer bir deyişle stated in other words adv.
diğer bir taraftan on the other hand adv.
bir yandan diğer yana from one side to the other other side adv.
bir taraftan diğer tarafa widthwise adv.
bir yandan diğer yana widthwise adv.
bir yandan ... diğer yandan on one hand ... on the other hand adv.
diğer bir taraftan again adv.
(bir şeyin) diğer yanında behind adv.
tüm çıkıntılar dahil olmak üzere bir uçtan diğer uca overall adv.
diğer bir deyişle videlicet adv.
fransızca ve diğer roman dillerinden aktarma sözcüklerde görülen bir son ek -oon suf.
Phrasals
(arabayla) bir uçtan diğer uca geçmek drive across v.
(bir noktadan diğer noktaya) yayılmak extend (from something) (to something) v.
(bir noktadan diğer noktaya) kadar uzanmak extend (from something) (to something) v.
(bir noktadan diğer noktaya ) kadar dağılmak extend (from something) (to something) v.
(bir noktadan diğer noktaya) sirayet etmek extend (from something) (to something) v.
(bir noktadan diğer noktaya) bulaşmak extend (from something) (to something) v.
(bir noktadan diğer noktaya) saçılmak extend (from something) (to something) v.
amerikan futbolunda diğer hücum oyuncuları ileri giderken bir hücum oyuncusunun geri gitmesi fade back v.
bir görüntüyü yavaş yavaş kaybederek diğer görüntüye geçmek (film, tv video, kitap kurgusunda) dissolve into (something) v.
bir şeyin sesini diğer seslere göre ayarlamak/yükseltmek mix up v.
riski azaltmak için bahsin bir kısmını veya tamamını diğer bahisçilerde de oynamak lay off v.
(ahır, kulübe) bir hayvanın tutulduğu alandaki pislikleri ve diğer çöpleri temizlemek muck out v.
(bir şeyi) kırıp birini diğer tarafa geçirmek knock through (something) v.
krikette diğer takımı düşük bir skorla göndermek skittle out v.
bir yol/patika (bir şeyin/bir yerin) başından sonuna/bir ucundan diğer ucuna dolanarak gitmek wind through (something or some place) v.
(bir şeyin/bir yerin) başından sonuna/bir ucundan diğer ucuna dolanarak gitmek/ilerlemek wind through (something or some place) v.
(bir diğer olayın) beraberinde olmak cooccur with v.
(bir diğer olayın) beraberinde olmak collocate with v.
(bir diğer olayın) beraberinde olmak construe with v.
(bir diğer olayın) beraberinde olmak co-occur with v.
Phrases
bir diğer örnek ise another example is expr.
bir diğer vakada ise while in another case expr.
diğer bir deyişle in other words expr.
diğer bir ifadeyle in other words expr.
(bir şeyin) diğer adı (biri/bir şey) (something), thy name is (someone or something) expr.
(bir şey), namı diğer (biri/bir şey) (something), thy name is (someone or something) expr.
(bir şey) diğer adıyla (biri/bir şey) (something), thy name is (someone or something) expr.
(bir hükme varmadan önce) diğer tarafı dinleyelim audi alteram partem (hear the other side) expr.
bir yandan ... diğer yandan… on one hand...on the other… expr.
Proverb
her öykünün bir de diğer yüzü vardır there are two sides to every question
her öykünün bir de diğer yüzü vardır there are two sides to every story
Colloquial
diğer kısımlardan bağımsız olarak tek bir bir eylem bit n.
diğer kısımlardan bağımsız olarak tek bir sunum/bölüm bit n.
diğer bir şey the other thing n.
diğer bir nokta the other thing n.
diğer bir yön the other thing n.
bir öğrenciyi diğer öğrencilerin önünde azarlamak chew a student out in front of the other students v.
bir şeyin diğer tarafına geçmek get past v.
bir şeyi bir şeyin diğer tarafına geçirmek get past v.
bir taraftan diğer tarafa from side to side adv.
ülkenin bir başından diğer başına coast to coast adv.
bir kişi hakkında söylenen şeyin, diğer kimse için daha da fazla geçerli olduğunu vurgulayan ifade that goes double for expr.
bir günden diğer güne from one day to the next expr.
Idioms
(bütün) bir francala içine et veya deniz ürünleri ve diğer malzemeler konularak yapılan sandviç po' boy n.
bütün bir francala içine et, peynir ve diğer malzemeler konularak yapılan sandviç submarine (sandwich) n.
bütün bir francala içine et, peynir ve diğer malzemeler konularak yapılan sandviç hoagie n.
bütün bir francala içine et, peynir ve diğer malzemeler konularak yapılan sandviç submarine n.
diğer meseleleri bir kenara bırakıp tek bir meseleye odaklanma navel-contemplation n.
diğer meseleleri bir kenara bırakıp tek bir meseleye odaklanma navel-gazing n.
bir grupta diğer üyeleri bastıran cock of the walk n.
hamlet'in babasının hayaletini oynayan oyuncunun, diğer oyuncuların ödemeleri yapılana kadar yürümeyi reddetmesi hikayesinden türetilmiş bir ifade the ghost walks n.
(bir kaydın, kasetin diğer tarafı the flip side (of something) n.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak butter (one's) bread on both sides v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak have (one's) bread buttered on both sides v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak have your bread buttered on both sides v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) çıkar sağlama peşinde koşmak want (one's) bread buttered on both sides v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak butter (one's) bread on both sides v.
bir şeyin destekçisi olmak ve diğer insanları da desteğe çağırmak carry the torch v.
bir sigaranın ateşiyle diğer sigarayı yakıp içmek chain smoke v.
birine/bir şeye farklı diğerine/diğer şeye farklı muamele etmek make fish of one and fowl of another v.
birine/bir şeye farklı diğerine/diğer şeye farklı muamele etmek make fish of one and fowl of the other v.
(bir şeyi) bitirip diğer aşamaya geçmek put (something) to bed v.
alandaki diğer kişilere katkı sağlamak için bir kurumda bir süreliğine misafir edilen in residence expr.
birinin/bir şeyin diğer tarafında/diğer tarafına beyond someone or something expr.
bir matematik denkleminin bir tarafından çıkartılan bir değerin denklemin diğer tarafına eklenmesi gerektiğini hatırlamak için kullanılan bir hatırlatıcı ip ucu change sides, change signs expr.
(basketbolda) sahanın bir ucundan diğer ucuna from coast to coast expr.
Speaking
diğer bir konu another subject/topic expr.
diğer bir konu another thing is expr.
Chat Usage
diğer bir deyişle oka (otherwise known as) abrev.
Trade/Economic
bir sektörde ulusal düzeyde toplu pazarlık sonucu ortaya çıkan ücret oranlarını ve diğer çalışma koşullarını kapsayan yazılı resmi anlaşmalar national agreement n.
abd'de çoğunlukla ticari bankalardan oluşan ve bankaların diğer bankalardan genellikle gecelik ödünç alma amacıyla kullandıkları özel bir piyasa federal funds market n.
aktif olarak işlem gören bir hesap bakiyesinin bir kısmının diğer bir masraf hesabına veya kar-zarar hesabına devri write down n.
aynı şirketin bir biriminden diğer birimine verilen ödünç intercompany loan n.
bir taşınmazın diğer bir taşınmazla birleştirilmesi annexation n.
bir firmanın faaliyetlerinin diğer firmalar üzerinde yarattığı ve onların buna karşılık bir ödemede bulunmadıkları olumlu etkiler external economies n.
bir para biriminin diğer para birimi ile karşılaştırılırken başka bir para biriminin kullanılması vehicle currency n.
bir firmanın fiyat ayarlamasının tüm diğer firmaların ürünlerinin talebine yaptığı makro ekonomik etki backward-bending labor supply curve n.
bir malın diğer bir malla değişimi barter n.
bir ülkenin aynı kaynak miktarını kullanarak bir maldan diğer ülkeye göre daha fazla miktarda üretim yapabilmesi absolute frequency n.
bir tarafın kazanmasının diğer tarafın kaybetmesine bağlı olduğu oyun zero-sum game n.
bir oyuncu için diğer oyuncunun stratejisi ne olursa olsun en iyi olan strateji dominant strategy n.
bir organizasyonda bir departmanın diğer departmanlardan kopuk çalışarak adeta görünmez bir duvar örmesi ve etkileşime izin vermemesi olarak açıklanabilecek sendrom vertical silo syndrome n.
bir ulusal paranın diğer paralara veya altına dönüştürülebilir olmaması irredeemable money n.
bir sözleşme yapılmasında taraflardan birinin kendi koşullarını diğer tarafa kabul ettirebilme gücü bargaining power n.
diğer şeyler sabit kalmak koşuluyla anlamında bir varsayım other things being equal n.
diğer ülkelerden mal alım satımını minimum düzeylere indiren bir ülkenin ekonomisi closed economy n.
farklı gruplara eşit şekilde davranıldığı görüntüsü veren tarafsız uygulamaların, gerçekte bir grubu diğerine karşı kayıran veya diğer gruba nazaran mağdur eden etkiler doğurması ve bu olumsuz etkilerin işletme gerekleri ile açıklanamaması disparate impact n.
gelecekteki tüm belirsizlik durumlarında diğer bir mali varlığa göre daha düşük getiri sağlayan yatırım aracı dominated asset n.
herhangi bir ülkede patlak veren krizin diğer ülkelere de yansıması/geçmesi financial contagion n.
ulusal paranın diğer ülkelerin paralarına göre değerindeki bir artış appreciation n.
bir birleşme anlaşmasının parçası olarak şirketin hisselerinin diğer şirketin hisseleriyle takas edilmesi stock-for-stock n.
portföyünün bir hisse senedinin indeksinin ve diğer tahvillerin performansına denk gelmesi için tasarlanmış olan ortak fon market fund n.
bir grup ipotek bir araya getirilip tahviller diğer kuruluşlara veya halka satıldığında oluşan menkul kıymet mortgage-backed security n.
biber ve diğer kuru ürünlerin doğu hint adaları'ndan ihraç edildiği bir tür paket robbin n.
louisiana ve diğer güney eyaletlerinde kullanılan bir ispanyol madeni parası picayune n.
louisiana ve diğer güney eyaletlerinde kullanılan bir ispanyol madeni parası picaillon n.
küçük ölçekli şokların başta birkaç işletmeyi veya ekonominin belirli bir bölümünü etkileyip sonrasında diğer sektörlere ve ülkelere yayılması contagion n.
demiryolunun diğer bir demiryoluna tren kullanımı için ödediği ücret per diem n.
(değişim değeri veya alım gücü çerçevesinde) bir para türünün diğer para türünü aştığı miktar premium n.
bir satıcının diğer bir satıcıdan opsiyonunu satın alma hakkı call option n.
diğer yatırım fonlarına yatırım yapılan bir yatırım fonu superfund n.
bir hesabı diğer bir hesaba devretmek veya kapatmak absorb v.
bir ülkenin para biriminin değişim değerini diğer para birimleri karşısında yükseltmek revaluate v.
Law
aynı taraflar arasında yine aynı konuda görülmekte bulunan diğer bir dava another action pending between the same parties n.
bir tarafın sorumluluğu diğer tarafın sorumluluğuna karşılık gelen akit cumulative contract n.
bir üyenin üye olduğu grubun diğer üyeleri için açtığı dava representative action n.
bir ülkenin yürürlükte olan kanun ve diğer hukuk kurallarırının bir sistem dahilinde bir arada toplanması compiled statutes n.
internette bir kişinin bir başkasını taklit ederek diğer insanları kandırması catfishing n.
(uluslararası hukukta) bir gücün diğer güçlerin ricası veya izni üzerine aralarındaki farklılıkları veya anlaşmazlıkları gidermek ve uzlaşma sağlamak için araya girmesi mediation n.
yargıçlar, belediye başkanları ve diğer bazı yüksek mevkili kimseler için kullanılan bir hitap şekli worship [uk] n.
bir taraftanmış gibi görünüp diğer taraf adına hareket eden şahıs dummy n.
bir taraftanmış gibi görünüp diğer taraf adına hareket eden şahıs straw person n.
bir tarafı büyük ölçüde kısıtlarken diğer tarafı serbest bırakan bir sözleşme contract of adhesion n.
önceki kararın bir diğer davada uygulanamazlığını öne sürmek distinguish v.
Politics
barış zamanı veya kriz dönemlerinde bir millete diğer uluslarla yaptığı anlaşmalara dayanarak verilen sivil veya askeri yardım nation assistance n.
büyük britanya'da bin ladin ve diğer terörist grupları destekleyen radikal islamcı bir örgüt al-muhajiroun n.
ab üyesi ülkelerde bir ülkede yaşarken diğer bir ülkede çalışan işçi frontier worker n.
bir devletin diğer bir devlet konsolosunu tanıması exequatur n.
bir devletin diğer bir ülkeden gelen siyasi sığınmacılara koruma vermesi asylum n.
bir devletin diğer bir başka devlete gönderdiği elçisini geri çağırdığını belirten yazısı letter of recall n.
beyaz insanların diğer ırklardan olan insanlardan ayrı yaşadığı bir sosyal sistem white separatism n.
Industry
sırayla bir grup insanı diğer bir grupla değiştirmek manshift n.
derinin sıkılması ile elde edilen yağlı madde ve diğer yağlardan oluşan bir karışım degras n.
Insurance
tanımlanan nitelikteki hasarlara karşı bir tarafın diğer tarafı tazmin edeceği sözleşme hold-harmless agreement n.
varış limanının buzlanma nedeniyle malın boşaltılmasına elverişli olmaması dolayısıyla geminin en yakın bir diğer limanda malı boşaltabilmesi için yön değiştirmesine izin veren hüküm ice deviation clause n.
(riski) bir diğer reasüröre yeniden aktarmak retrocede v.
Media
(kamera veya ses aleti) bir diğer alet ortadan kaybolurken ortaya çıkmak cross-fade v.
Technical
bir ucu tutturulup diğer ucu dönerken çemberin hareket etmesini sağlayan çubuk radius bar n.
bir cihazın belirli bir özelliğinin diğer parametrelere göre nasıl değiştiğini gösteren grafik characteristic function n.
borunun her bir ara bölümünün kıvrımlarla diğer uca bağlandığı bir tür sıcak su bobini trombone coil n.
metali cüruf ve diğer yabancı maddelerden ayrılmaya yarayan bir tür fırın almond furnace n.
bir yüzü çukur diğer yüzü tümsek concavo-convex n.
kanadın bir ucundan diğer ucuna spanwise n.
kanadın bir ucundan diğer ucuna span wise n.
kritik sıcaklığın üzerindeki tavlanmış çeliği sertliğini arttırmak için yağ veya diğer bir sıvıya batırarak aniden soğutma işlemi hardening n.
sıvının bir yüzeyden diğer yüze geçme süresinin belirlenmesi determination of liquid strike-through time n.
bir dizi üçgenin diğer kenar uzunluklarını hesaplamaya yarayan üçgen kenarı base line n.
bir dizi üçgenin diğer kenar uzunluklarının hesaplanabildiği bir üçgen kenarı baseline n.
elektrik lambalarında ve diğer ekipmanlarda yalıtkan olarak kullanılan bir tür cam vitrite n.
diğer kütüklerin oturması için çukurluk bırakılmış enine uzanan bir kütük saddle n.
eskiden, özellikle ingiliz ordusundaki kemerleri ve diğer ekipmanı beyazlatmak için kullanılan bir madde blanco n.
bir tarafında tümsek karşılık gelen diğer yarısında çukur bulunan seramik kalıbının iki yarısını birbirine monte etmeye yarayan bir alet match n.
benzer şekilli bir tahtaya sıkı sıkı oturması için bir kenarında oluk, diğer kenarında ise dil bulunan bir tahta matched board n.
bir ucunda iki tane küçük diğer ucunda ise bir tane büyük bıçak bulunan kompakt ve katlanabilir bir bıçak whittler n.
vida veya dişlinin bir uçtan diğer uca bakıldığında eksenel yönünden sapması hand n.
bir levhanın üstü ile diğer levhanın altı arasındaki mesafe bond of a slate n.
bir parçadaki zıvanayı diğer parçadaki zıvana deliklerine sokarak yapılan bağlantı mortise-and-tenon joint n.
ateşleme fitiline bağlı olup yükün tutuşmasını sağlarken bir yandan patlama dalgasını diğer yüke ileten cihaz detonating cord amplifier n.
bir ucunda kütük, diğer ucunda buhar silindiri ve orta noktada bağlama kolu bulunan buhar makinesi grasshopper engine n.
uçak gövdesinde bir uçtan diğer uca uzanan yapı longitudinal n.
yükleri farklı olup diğer özellikler bakımından aynı olan bir grup temel parçacık multiplet n.
gezer puntasız tornada bir uçtan alet koluna oturarak diğer uçta kesici aleti destekleyen çubuk cutter bar n.
allelik olmayan bir diğer genin normal etkisini kontrol eden gen inhibiter n.
allelik olmayan bir diğer genin normal etkisini kontrol eden gen inhibitor n.
bir tarafı düz, diğer tarafı 24 üçgen yüzey şeklinde kesilmiş elmas rose diamond n.
(maden galerileri veya arazi oyukları) diğer sıralara dik açı yapan bir dizi sıra sheth n.
önceden kararlaştırılmış sinyallerin bir makine yardımıyla bir istasyonda üretilip diğer bir istasyonda görülüp veya duyulup yorumlandığı telgraf signal telegraph n.
ışık veya diğer ters dalga radyasyonunu titreşimler tek bir düzlemde kalacak şekilde etkileme polarization n.
bir treni bir hattan diğer hatta geçirmek switch v.
bir kaptan diğer kaba akıtmak decant v.
bir maddeden bir diğer maddeye dönüşmek transubstantiate v.
bir yerden diğer bir yere almak convey v.
bir ucu tespit edilmiş bir çubuğun diğer ucunun aşağı yukarı hareketi gibi hareket etmek vibrate v.
pikselin belirli bir diğer pikselden daha yakın olanıyla değiştirildiği bir tür grafik tasarım süreci overdraw v.
(mekanizmayı) bir diğer mekanizmaya bağlamak servo v.
bir tarafı düzlem ve diğer tarafı içbükey olan plano-concave adj.
bir ucundan diğer ucuna kadar yiv açılmış full-length parallel grooved adj.
bir tarafı düzlem ve diğer tarafı dışbükey olan plano-convex adj.
bir yönde dışbükey ve diğer yönde içbükey anticlastic adj.
bir tarafı dışbükey diğer tarafı düz olan convexo-plane adj.
bir taraftan diğer tarafa thru adv.
bir taraftan diğer tarafa through adv.
bir şeyi hesap dışı bırakmak suretiyle diğer bir şeyi düzelterek modulo prep.
Computer
bir programın aynı anda çalışan diğer kopyaları multiple instances n.
diğer bir özet tablo another pivottable n.
gnu projesinin bir parçası olarak tasarlanmış c programlama dili ve diğer derleyicileri içeren bir paket gcc n.
yazılarınızın diğer yazılarınıza oranla kaç defa okunduğuyla ilgili olarak bir matematiksel döngü oluşturarak yazının popülerliğini yüzdesel olarak gösteren eklenti popularity contest n.
bir diğer birim dönüştürücü yauc (yet another unit converter) n.
bir diğer işe yaramaz ana sayfa yauh (yet another useless homepage) n.
bir diğer resmi olmayan rovers sitesi yaurs (yet another unofficial rovers site) n.
(internet forumlarında) bir diğer işe yaramaz ileti dizisi yaut (yet another useless thread) n.
bir blogdan diğer internet sitelerine verilen linklerin listesi blogroll n.
kök klasör, dosya dizini ve diğer temel konfigürasyonlar için bir format high-level formatting n.
bilgisayar oyunlarında oyunun büyük bir kısmı boyunca aynı noktada kalıp oradan geçen diğer oyuncuları vuran oyuncu camper n.
bir diğer kod elemanından miras yoluyla türeyen sınıf inheritor n.
bir işlemde yapılan değişikliklerin eş zamanlı olarak diğer işlemlerde nasıl görüneceğini belirleyen veri tabanı özelliği isolation n.
bilgisayar dosyasına diğer dosyalardan ayırt edilebilmesi için verilen ve tür belirten bir uzantı içeren isim filename n.
ticari bir elektronik bilgi hizmeti veya internet aracılığıyla bilgisayarı diğer bilgisayarlara veya bilişim ağlarına bağlanmış olan on-line adj.
Telecom
bir hücresel ağ içinde bir hücreden diğer hücreye geçiş handover n.
Electric
bir enerji santralinde enerji üreten ana sistem dışındaki tüm diğer sistemleri ve bu sistemlerin birbiriyle birleştirilmesi balance of plant (bop) n.
bir enerji santralinde enerji üreten ana sistem dışındaki tüm diğer sistemler ve bileşenleri balance of plant (bop) n.
Television
bir kaynağın video çıkışının diğer kaynakları senkronize etmede kullanıldığı bir teknik genlock n.
Textile
bir tarafı fitilli diğer tarafı saten gibi pürüzsüz kumaş cantoon n.
ipek veya reyondan çözgü iplerinin arasına diğer ipliklerin katılması ile yapılan bir krep crepe marocain n.
Architecture
iyon, korint ve diğer şehir devletlerinin başkentlerinde bulunan sarmal bir süs volute n.
Construction
bir ucu indirildiğinde diğer ucun kalkması biçiminde tasarlanmış köprü bacule n.
bir ucu indirildiğinde diğer ucun kalkması biçiminde tasarlanmış köprü bascule n.
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü transporter bridge n.
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü aerial transfer bridge n.
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü ferry bridge n.
çekiçle işlenmiş bir kesme yapı taşının diğer bir yapı taşı ile birleşeceği kısımlarının yakınında bırakılan pürüzsüz kenar payları margin draft n.
bir yanı kapalı ve bitmiş duvarın diğer yanını hazırlamada kullanılan çıta counterlath n.
Automotive
(aracı) bir diğer aracın tam arkasına park etme parallel-parking n.
(aracı) bir diğer aracın tam arkasına park etmek parallel-park v.
Railway
balast serme veya diğer ray işlemleri sırasında rayları kaldırmakta kullanılan bir cihaz track jack n.
terminal veya istasyon için kullanılan bir diğer isim depot n.
Aeronautic
abd'de bir kıyıdan diğer kıyıya yapılan gecelik uçuşlar red eye n.
bir havaalanının meşru ziyaretçilere açık kısmı gümrük ve diğer kontrollerden önce gelen bölümü landside n.
uçağın bir kanadının diğer kanada göre alçak ya da daha yüksek olduğu pozisyon bank n.
zor uçuş koşullarında pilotu destekleyen bir diğer pilot wingman n.
Marine
ıskarmozun bir ucundan diğer ucuna olan mesafe timber and room n.
ıskarmozun bir ucundan diğer ucuna olan mesafe room and space n.
küreğin kaybolmasını önlemek için bir ucu kürek ıskarmozuna diğer ucu küreğe tutturulmuş ip trailing line n.
bir ucu gemi direğine diğer ucu serene bağlanan zincir veya halat tye n.
gemi veya başka bir taşıtın diğer bir taşıt karşısında öncelikli geçişi right of way n.
malların bir noktadan diğer bir noktaya taşınmasını sağlayan bir veya bir kaçını kombine olarak kullanan yükün depolanması gümrüklemesi paketlemesi ve dağıtımı gibi işlemleri yapan şirket freight forwarder n.
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirme jibe n.
genellikle bir direğe bağlanıp diğer bir direğin ucuna oturacak şekilde sokulmuş kütük saddle n.
(bir diğer palanga ucuna takılı) top palangası luff upon luff n.
bir diğer geminin rüzgar alan yanına göre geminin konumu weather gauge n.
yelkenin bir taraftan diğer tarafa çevrilmesini önleyen halat preventer n.
yelkenin bir taraftan diğer tarafa çevrilmesini önleyen halat preventer stay n.
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirmek jib v.
pruva yelkeni bir tarafa, ana yelkeni diğer tarafa açılmış (sübye armalı gemi) goosewinged adj.
Petrol
bitişikteki diğer bir sahanın sınırına yakın olan petrol veya doğal gaz kuyusu outpost n.
Mining
bazen mücevherlerde veya diğer süs eşyalarında kullanılan gül renkli bir zoisit thulite n.
alüminyum, bor ve diğer elementleri içeren bir kompleks kristal silikat tourmaline n.
alüminyum, bor ve diğer elementleri içeren bir kompleks kristal silikat turmaline n.
alüminyum, bor ve diğer elementleri içeren bir kompleks kristal silikat tourmaline n.
içeriğinde genellikle diğer elementleri de içeren, bakır cevheri olarak kullanılan, grimsi-siyah renkli bir mineral gray copper n.
içeriğinde genellikle diğer elementleri de içeren, bakır cevheri olarak kullanılan, grimsi-siyah renkli bir mineral gray copper ore n.
Medical
hastanede yatan bir hastanın toplam sıvı ve elektrolit gereksinimlerinin, hastanın vücut ağırlığına, vücut sıcaklığına, hareketliliğine, ventilasyonuna ve diğer faktörlere dayanarak tahmin edilmesi caloric method n.
bir nesnenin x-ışınlarına ve diğer radyasyonlara karşı göreceli şeffaflığı radiodensity n.
bir nesnenin x-ışınlarına ve diğer radyasyonlara karşı göreceli şeffaflığı radiopacity n.
alzheimer hastalarının hafıza kaybını ve diğer bilişsel noksanlıklarını tedavi etmek için kullanılan bir ilaç tacrine n.
aynı türün bir bireyinden alınıp diğer bireyine nakledilen doku homeotransplant n.
aynı türün bir bireyinden alınıp diğer bireyine yapılan doku nakli homeotransplantation n.
bir hastalığı diğer bir hastalıkla tedavi etme yöntemi nosotherapy n.
bir kimseye diğer bir kimseden alınan kan veya plazma ile yapılan tedavi homohemotherapy n.
diğer bir şeyin etkisine bağlı olarak faaliyet gösterme heteronomy n.
hücre zarının bir tarafından diğer tarafına geçiş traversing the membrane n.
madde bağımlılığı, akıl hastalığı veya diğer davranışsal sorunların hastane dışı bir merkezde yatılı olarak tedavi edilmesi residential treatment n.
meksika ve diğer latin amerika ülkelerinde görülen tifo ya da tifüse benzer bir hastalık tabardillo n.
vücudun bir kısmından kesilip diğer bir kısmına eklenen doku parçası flap n.
yılanvari kıvrımlarla bir taraftan diğer tarafa uzanan oluşum serpiginous n.
tifo ateşi ve diğer salmonella enfeksiyonlarının tespitinde kullanılan bir test widal test n.
tifo ateşi ve diğer salmonella enfeksiyonlarının tespitinde kullanılan bir test widal's test n.
kalbin elektriksel aktivitesini uzun bir süre ölçerek aralıklı aritmileri ve diğer elektriksel bozuklukları saptayan taşınabilir bir cihaz holter monitor n.
yardımcı t hücreleri ve bağışıklık sisteminin diğer hücreleri tarafından üretilen bir sitokin gamma-interferon n.
idrar kaçırma ve diğer idrar yolu sorunlarında kullanılan antikolinerjik bir ilaç oxybutynin n.
daha fazla t hücresi üretimini ve diğer bağışıklık savunmalarını uyarmak için immünoterapide deneysel olarak kullanılan bir t hücresi proteini interleukin 2 n.
sağlıklı gaitanın bağırsak hastalığı olan bir diğer kişiye nakli fecal microbiota transplantation n.
sağlıklı gaitanın bağırsak hastalığı olan bir diğer kişiye nakli fecal bacteriotherapy n.
başka bir ilacın diğer hastalar üzerindeki etkilerinin araştırıldığı deneyde plasebo veya standart ilacı olan hasta grubu control group n.
Anatomy
dilin iç kısımlarında yer alan kasları ve diğer dil kaslarını besleyen bir sinir twelfth cranial nerve n.
dilin iç kısımlarında yer alan kasları ve diğer dil kaslarını besleyen bir sinir hypoglossal n.
et ve diğer yüksek proteinli yiyeceklerle ilişkili bir tat hissi umami n.
kemiğin diğer kemikteki yuvarlak boşluğa oturduğu serbest hareketli bir eklem articulatio spheroidea n.
kemiğin diğer kemikteki yuvarlak boşluğa oturduğu serbest hareketli bir eklem spheroid joint n.
kemiğin diğer kemikteki yuvarlak boşluğa oturduğu serbest hareketli bir eklem enarthrosis n.
kemiğin diğer kemikteki yuvarlak boşluğa oturduğu serbest hareketli bir eklem enarthrodial joint n.
kemiğin diğer kemikteki yuvarlak boşluğa oturduğu serbest hareketli bir eklem cotyloid joint n.
kemiğin diğer kemikteki yuvarlak boşluğa oturduğu serbest hareketli bir eklem ball-and-socket joint n.
kemiğin diğer bir kemikteki çukura yerleştiği eklem schindylesis n.
(omurga) bir yüzeyi düz veya içbükey olup diğer yüzeyi dışbükey olan platycoelian adj.
(omurga) bir yüzeyi düz veya içbükey olup diğer yüzeyi dışbükey olan platycoelous adj.
(omurga) bir yüzeyi düz veya içbükey olup diğer yüzeyi dışbükey olan platycelian adj.
kemiğin diğer bir kemikteki çukura yerleştiği (eklem) schindyletic adj.
Psychology
duyusal algıları kullanmadan bir başka kimsenin zihniyle diğer yollardan iletişim kurma işlemi telepathy n.
bireylerin diğer kişilerle iletişimini iyileştirmelerine yardımcı olmayı amaçlayan bir grup terapisi türü encounter therapy n.
fareler ve diğer küçük hayvanlarla yapılan deneysel çalışmalarda kullanılan tek dallanma noktası olan basit bir labirent t-maze n.
kişinin kendini bir diğer kişi veya grup ile özdeşleştirdiği psikolojik süreç identification n.
Physiology
insanlarda ve diğer omurgalılarda bağışıklıkla ilgili bir tür difüz sistemi mononuclear phagocyte system n.
Pathology
insan ve diğer hayvanlarda hücrelere zarar veren bir protein tumor necrosis factor (tnf) n.
diğer otizm türlerine göre daha az şiddetli bir otizm hastalığı asperger syndrome n.
diğer otizm türlerine göre daha az şiddetli bir otizm hastalığı asperger's syndrome n.
köpekler ve diğer memelilerden insana bir tür kene ile geçen riketsiyanın sebep olduğu, hindistan ve akdeniz bölgesinde yaygın olan bir hastalık kenya fever n.
köpekler ve diğer memelilerden insana bir tür kene ile geçen riketsiyanın sebep olduğu, hindistan ve akdeniz bölgesinde yaygın olan bir hastalık boutonneuse fever n.
köpekler ve diğer memelilerden insana bir tür kene ile geçen riketsiyanın sebep olduğu, hindistan ve akdeniz bölgesinde yaygın olan bir hastalık indian tick fever n.
köpekler ve diğer memelilerden insana bir tür kene ile geçen riketsiyanın sebep olduğu, hindistan ve akdeniz bölgesinde yaygın olan bir hastalık marseilles fever n.
kontamine olmuş yün veya diğer kıllardaki bakteri sporlarının solunmasıyla bulaşan ve meslek hastalığı olan bir antraks enfeksiyonu wool sorter's disease n.
derialtı dokularında ve vücudun diğer kısımlarında ağrılı şişme atakları ile karakterize olan nadir bir kalıtsal hastalık hereditary angioedema n.
Pharmaceutics
hiv tedavisinde diğer ilaçlarla kombinasyon halinde kullanılan bir proteaz inhibitörü nelfinavir n.
hiv enfeksiyonunun tedavisinde diğer ilaçlarla kombine edilen bir antiviral ilaç nevirapine n.
plazma hücre kanseri ve diğer bazı habis tümörlerin tedavisinde kullanılan bir ilaç alkeran® n.
plazma hücre kanseri ve diğer bazı habis tümörlerin tedavisinde kullanılan bir ilaç melphalan n.
belladonna ve diğer ilgili bitkilerden elde edilen zehirli, acı, kristalli bir alkaloid atropia n.
belladonna ve diğer ilgili bitkilerden elde edilen zehirli, acı, kristalli bir alkaloid atropine n.
hiv enfeksiyonunu tedavi etmek ve hiv enfeksiyonu riskini azaltmak için diğer ilaçlarla kombine edilen bir antiviral ilaç emtricitabine n.
hiv enfeksiyonunda diğer ilaçlarla birlikte kullanılan bir antiretroviral ilaç enfuvirtide n.
artrit ve diğer ağrılı iltihaplı rahatsızlıklar için kullanılan steroidal olmayan bir ilaç fenoprofen n.
artrit ve diğer ağrılı iltihaplı rahatsızlıklar için kullanılan steroidal olmayan bir ilaç fenoprofen calcium n.
Parasitology
insan ve diğer sıcak kanlı hayvanlarda hastalığa yol açan ve frengiye neden olan etken maddeleri taşıyan bir spiroket treponema n.
insan ve diğer sıcak kanlı hayvanlarda hastalığa yol açan ve frengiye neden olan etken maddeleri taşıyan bir spiroket treponemata n.
yaşam döngüsünün her evresinde diğer eklembacaklılarla beslenen büyük ve yaygın bir mayt familyası trombidiidae n.
eski dünya'ya özgü yonca, kaba yonca ve diğer baklagillere zarar veren partenojenetik kanatsız bir bit alfalfa snout beetle (brachyrhinus ligustici) n.
sığır ve ilgili diğer memelilerin karaciğerinde meydana gelen bir kurt american fluke (fascioloides magna) n.
sığır ve ilgili diğer memelilerin karaciğerinde meydana gelen bir kurt giant liver fluke n.
istiridye ve diğer yumuşakçaların solungaç boşluklarında kommensal yaşam sürdüren, hortumlu solucanlar takımına mensup sülük benzeri etçil kurtçukları içeren bir cins malacobdella n.
büyüyen bir diğer yapı üzerinde gelişen organizma supercrescence [obsolete] n.
Optics
bir yüzü düz, diğer yüzü dışbükey olup her bir objeyi çoğaltarak görüntüleyen lens multiplying lens n.
bir ayna odak noktasından gelen ışınların diğer aynanın odak noktasına yansıyacak şekilde yerleştirildiği iki ayna conjugate mirrors n.
Veterinary
atlarda bir bacağın diğer bacağın etrafında dönmesine neden olan bir yürüyüş bozukluğu winding n.
Printing
bir ucu çekiç başı, diğer ucu çengel şeklinde olan metal çubuk sheep's-foot n.
Food Engineering
süt ürünleri, diğer gıda ve kozmetiklerde koruyucu olarak kullanılan bir bakteriyosin nisin n.
Gastronomy
yoğurt ve baharatlarla marine edilmiş, şişte pişirilmiş tavuk veya diğer etlerden oluşan bir güney asya yemeği tikka n.
istiridye, domates ve çeşitli diğer sebzelerle yapılan baharatlı bir çorba manhattan clam chowder n.
eski dönemlerde geyiğin iç kısımlarından yapılıp avcı ve diğer hizmetlilere verilen bir börek humble pie n.
dana kellesi, eti veya diğer etlerden yapılıp tadı yeşil kaplumbağa çorbasına benzeyecek şekilde çeşnilendirilen bir çorba mock turtle soup n.
yarısı cin veya votka diğer yarısı limon suyuyla hazırlanan bir kokteyl gimblet n.
midye ve diğer deniz ürünleri ile hazırlanan bir yemek clambake n.
kıyma, sebze, domates ve diğer yerel malzemeler ile hazırlanan geleneksel bir latin-amerikan yemeği picadillo n.
kıyma, sebze, domates ve diğer yerel malzemeler ile hazırlanan geleneksel bir latin-amerikan yemeği piccadillo n.
kıyma, sebze, domates ve diğer yerel malzemeler ile hazırlanan geleneksel bir latin-amerikan yemeği pickadillo n.
(yiyeceği) bir diğer yiyeceğin altında/içinde servis etmek smother v.
Math
bir diğer çizgiye paralel noktadan çizilebilen tek çizgi parallel axiom n.
(ifadeyi) bir diğer ifadenin yerine getirmek substitute v.
diğer sayılara bölünüp aynı kalanı veren bir sayıya sahip olan modulo adj.
bir kümedeki her bir elemanın diğer kümedeki elemanlarla eksiksiz eşleşmesi ile ilişkili one-to-one adj.
bir kümedeki her bir elemanın diğer kümedeki elemanlarla eksiksiz eşleşmesine dair one-to-one adj.
Geometry
bir dairenin çemberi üzerindeki bir nokta tarafından, diğer bir dairenin dış çevresi etrafında dönmesiyle oluşturulan eğri epicycloid n.
geometrik olarak uzun bir şeridin bir ucunu 180 derece bükerek diğer ucu ile birleştirilmesiyle elde edilen tek taraflı yüzey möbius band n.
belirli bir eğriyle belirli bir noktadan teması aynı türdeki diğer eğrilerinkinden daha yüksek dereceli olan eğri osculatrix n.
bir diğer şeklin içine çizilen veya yazılan inscribable adj.
Logic
(asıl anlamdan ziyade bir diğer önerme üzerinden çıkarım yapılabilen) önerme implicature n.
Statistics
bir durumun gerçekleşme olasılığını hesaplarken temel oranı yok sayıp diğer verilere odaklanma base rate fallacy n.
bir olayın diğer başka olaylara bağlı olarak gerçekleşme ihtimali contingent probability n.
Physics
diğer bir kuvvet tarafından dengelenen kuvvetin bileşimi ya da kombinasyonu equilibrant n.
çoğunlukla magnezyum ile az miktarda alüminyum ve diğer metallerden meydana gelen, nükleer reaktörlerde yakıt maddesi olarak kullanılan bir alaşım magnox n.
iyonların bir diğer materyalin kristalli yapısına yerleşmesi implantation n.
şeffaf bir ortam içerisinde genelde basınç ve sıcaklık farkları sebebiyle meydana gelen ve ortamdaki diğer bölgelerden kırılma indisi farklı olan kısımlar veya şeritler schlieren n.
(vücut) bir diğer vücut ile aynı yeri kaplayamayan impenetrable adj.
Chemistry
bir diğer metal ile alaşımlı demir ve karbon çeliği ternary steel n.
içeriğinde genellikle diğer elementleri de içeren, bakır cevheri olarak kullanılan, grimsi-siyah renkli bir mineral tetrahedrite n.
alüminyum tozu, toz demir oksit ve diğer kimyasalların karışımı ile edilen yanıcı bir madde thermate n.
tiyosiyanik asit ve diğer basit ve kompleks tiyosiyanatlarda bulunan tek değerlikli bir radikal thiocyanogen n.
kalsiyum, alüminyum, demir, seryum, lantan ve diğer nadir toprak minerallerinin hidratlanmış silikatından oluşan nadir bir mineral allanite n.
alüminyum ve diğer bir elementin ikili bileşiği aluminide n.
piritler ve diğer minerallerde bulunduğu söylenilen ve yeni bir metal elementi olduğu farz edilen elementin adı lavoesium n.
fenol karboksil asidinden karboksil grubu ile bir diğer hidroksil grubunun yoğuşması sonucu oluşan ester depside n.
demir oksidin diğer oksitlerle yaptığı metalik olmayan bir bileşik grubu ferrite n.
bir diğer sıvı veya katı içerisinde çözünen sıvı soaking up n.
(bir oksijen atomunun çıkarılması ile) bir diğer bileşikten elde edilebilir anlamına gelen ön ek deoxy- pref.
(bir oksijen atomunun çıkarılması ile) bir diğer bileşikten elde edilebilir anlamına gelen ön ek desoxy- pref.
bir diğer bileşik ile ilişkili kimyasal bileşik anlamına gelen son ek -idine suf.
fraksiyonel damıtma solventleri, kimyasalları, doğal ürünleri, petrolü, biyodizeli, ham petrolü ve diğer malzemeleri saflaştırmak için kullanılan bir tekniktir fractional distillation is a technique used to purify solvents, chemicals, natural products, petroleum, biodiesel, crude oil, and other materials expr.
Biology
insanları etkilemeyip kuş ve diğer memelilere bulaşan bir virüs togavirus n.
insanın organizma olarak diğer organizmalar ve çevre ile ilgili gelişimini inceleyen bir bilim dalı anthroponomics n.
insanın organizma olarak diğer organizmalar ve çevre ile ilgili gelişimini inceleyen bir bilim dalı anthroponomy n.
gastrulasyon sırasında bir hücre tabakasının diğer hücrelerin üzerine doğru genişlemesi epiboly n.
kendi türündeki diğer mantarlarla halka oluşturarak büyüyen bir mantar fairy ring n.
kendi türündeki diğer mantarlarla halka oluşturarak büyüyen bir mantar fairy-ring mushroom n.
bir türün kendi aralarında üreyen organizmalarından oluşup diğer popülasyonlardan morfolojik veya davranışsal olarak farklı olan melezlenebilir yerel popülasyon morph n.
diğer moleküllerin erişimini engelleyerek genlerin gelişimini değiştirmede kullanılan bir molekül morpholino n.
özelliklerini ve diğer türlerden nasıl ayrıştığını bilimsel olarak izah ederek yeni bir türün varlığını ortaya koyan kimse describer n.
özelliklerini ve diğer türlerden nasıl ayrıştığını bilimsel olarak izah ederek yeni bir türün varlığını ortaya koymayı amaçlayan bilimsel dokümantasyon description n.
canlının veya organın bir bölümünün boyutunu veya faaliyetini diğer bölümündeki kaybı telafi amacıyla artırma compensation n.
bir diğer tür ile ilişkisi olan hayvan congenator n.
bir diğer tür ile ilişkisi olan bitki congenator n.
bir diğer tür ile ilişkisi olan hayvan congeneric n.
bir diğer tür ile ilişkisi olan bitki congeneric n.
bir kaynaktan nükleer dna ve diğer kaynaktan sitoplazmik dna'ya sahip hücre cybrid n.
bir türü aynı cinsteki diğer türlerden ayıran özellik differentia n.
aynı organizma içerisinde diğer bir gen ile kurulan ilişki paralogy n.
(bir zinciri polinosinik asit, diğer zinciri polisitidilik asitten oluşan) sentetik çift zincirli rna poly i:c n.
(bir zinciri polinosinik asit, diğer zinciri polisitidilik asitten oluşan) sentetik çift zincirli rna poly ipoly c n.
bir diğer kromozoma eklenebilen dna kesiti insertion element n.
bir diğer unsur ile ilişkili vücut yapısı satellite n.
bir diğer unsurun yanında yer alan vücut yapısı satellite n.
insanlarda ve diğer primatlarda hastalığa sebep olan ipliksi rna virüslerini içeren bir familya filoviridae n.
özelliklerini ve diğer türlerden nasıl ayrıştığını bilimsel olarak izah ederek yeni bir türün varlığını ortaya koymak describe v.
Biochemistry
kan serumunda bulunup istilacı mikroorganizmalara ve diğer antijenlere tutunarak onları fagositlere karşı daha savunmasız hale getiren bir antikor opsonin n.
Marine Biology
çenesiz emici ağza sahip, diğer balıklarla parazit ilişki kuran, göçmen ya da tatlı suda yaşayan bir balık lamprel (petromyzon marinus) n.
çenesiz emici ağza sahip, diğer balıklarla parazit ilişki kuran, göçmen ya da tatlı suda yaşayan bir balık lampron n.
diğer tulumluların larvalarına benzeyen, serbest yüzen iribaş şeklinde bir derin deniz tulumlusu appendicularia n.
sölekant dışında diğer türlerinin nesli tükenmiş bir familya latimeridae n.
sölekant dışında diğer türlerinin nesli tükenmiş bir familya family latimeridae n.
orta ve güney amerika'ya özgü olup avustralya gibi diğer tropik ve subtropikal bölgelerde de görülen büyük ve kahverengimsi bir kara kurbağası rhinella marina n.
orta ve güney amerika'ya özgü olup avustralya gibi diğer tropik ve subtropikal bölgelerde de görülen büyük ve kahverengimsi bir kara kurbağası giant toad n.
orta ve güney amerika'ya özgü olup avustralya gibi diğer tropik ve subtropikal bölgelerde de görülen büyük ve kahverengimsi bir kara kurbağası cane toad n.
orta ve güney amerika'ya özgü olup avustralya gibi diğer tropik ve subtropikal bölgelerde de görülen büyük ve kahverengimsi bir kara kurbağası marine toad n.
orta ve güney amerika'ya özgü olup avustralya gibi diğer tropik ve subtropikal bölgelerde de görülen büyük ve kahverengimsi bir kara kurbağası bufo marinus n.
diğer kabukları ve çakıl taşlarını kendi kabuğuna ekleyen phorus cinsi tek kabuklu bir deniz salyangozu mason shell n.
Astronomy
bir yıldızın diğer yıldızlar ya da insanlar üzerindeki etkisi atazir n.
dünya'dan güneşe ortalama mesafeye denk olup yaklaşık 150 milyon kilometreye tekabül eden güneş sistemindeki diğer gezegenler arasındaki astronomik mesafeleri ölçmekte kullanılan bir uzunluk birimi astronomical unit n.
Astrology
evin bir diğer gezegene geçtiği nokta ingress n.
Zoology
kudu, nyala ve diğer benzer türleri içeren bir afrika antilobu cinsi tragelaphus n.
gevişgetirenler alttakımının yaban geyiği ve soyu tükenmiş diğer hayvanları içeren bir bölümü tragulina n.
bir kuşun gagasıyla diğer bir kuşun tüylerini temizlemesi allopreening n.
larvaları parazit olarak tırtıllar, kınkanatlılar ve zarkanatlılar ve diğer böceklerin üzerindekilerle beslenen çift kanatlılar familyasından tüylü bir sinek tachina fly n.
tachinidae familyasından olup larvaları diğer böceklerin üzerinde parazit olarak yaşayan tüylü bir sinek tachina fly n.
himalayaların yüksek kesimlerinde ve diğer yüksek dağlarda yaşayan, başı ve boynu öküzü, kuyruğu keçiyi andıran büyük bir asya antilopu yakin (budorcas taxicolor) n.
himalayaların yüksek kesimlerinde ve diğer yüksek dağlarda yaşayan, başı ve boynu öküzü, kuyruğu keçiyi andıran büyük bir asya antilopu budorcas (budorcas taxicolor) n.
trematodlar, turbellaryalar ve bazı diğer helmintlerde yumurtaların sarısını salgılayan bir salgı bezi vitellogene n.
koypu ve güney amerika'ya özgü diğer birçok türü içeren bir kemirgen familyasına ait veya ilgili octodont adj.
Botanic
asya, avustralya ve doğu hint adaları'nda kerestesi için yetiştirilen, diğer bölgelerde de büyük gösterişli çiçeklerinden ötürü süs olarak kullanılan bir ağaç pride-of-india n.
abd'nin güneybatısında mantarın neden olduğu, pamuk ve diğer bitkileri tahrip eden ve bitkileri soldurup karartan bir hastalık texas root rot n.
abd'nin güneybatısında mantarın neden olduğu, pamuk ve diğer bitkileri tahrip eden ve bitkileri soldurup karartan bir hastalık cotton root rot n.
amerika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan insan ve diğer memelilere saldıran bir sinek torsalo (dermatobia hominis) n.
bir bitki türünün özellikle çevredeki kimyasalların etkisiyle diğer bitki türünün yerini alması allelopathy n.
avrupa'daki turba bataklıkları ve diğer nemli asidik topraklarda yetişen herdem yeşil dik bir çalı marsh andromeda (andromeda polifolia) n.