bir iyilik - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bir iyilik



Bedeutungen von dem Begriff "bir iyilik" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bir iyilik a good turn n.

Bedeutungen, die der Begriff "bir iyilik" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 69 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bir iyilik yapma accommodation n.
birine bir şey karşılığında yapılan iyilik backscratch n.
bir iyilik yaptıktan sonra başka bir iyilik daha yapma ihtimalinin azalması moral licensing n.
(yardım/bir iyilik vb) istemek solicit v.
bir iyilik yapmak accommodate v.
bir iyilik edip de bir yardımda bulunmak be good enough to v.
bir iyilik istemek ask for a favor v.
birisine bir iyilik yapmak do someone a favor v.
birisine bir iyilik yapmak do someone a good turn v.
bir iyilik yapmak do a favor v.
bir iyilik yapmak do a favour v.
bir iyilik istemek ask for a favour v.
bir iyilik istemek ask for a favor v.
birine bir şey karşılığında iyilik yapmak backscratch v.
bir iyilik yapmak do a favour v.
küçük bir iyilik niteliğinde incruental [obsolete] adj.
Phrasals
birine bir iyilik yapmak/göstermek oblige someone by something v.
(birine) bir iyilik yapmak/göstermek oblige (one) with (something) v.
birine bir iyilik yapmak/göstermek oblige someone with something v.
(bir iyilik, hediye, para, tazminat) teklif etmek offer to v.
karşılığında iyilik bekleyerek bir iyilik yapmak scratch back v.
Colloquial
küçük bir iyilik a small favor n.
iyilik/yardım amacıyla bir yayında veya röportajda bir şeyin reklamını yapma plug n.
(birine) bir iyilik yapmak do (one) a favor v.
(yapılan bir iyilik sonunda söylenir) sana borçluyum/bu iyiliğini unutmam iou (I owe you) expr.
(yapılan bir iyilik sonunda söylenir) sana borçluyum/bu iyiliğini unutmam iou1 (I owe you one) expr.
Idioms
birinden bir iyilik koparmaya çalışmak put the acid on someone v.
birinden bir iyilik istemek request a favor of someone v.
birine bir iyilik yapmak do someone a favor v.
birine bir iyilik yapmak do someone a good turn v.
bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan ona balık verme, balık tutmayı öğret teach a man to fish v.
(bir şeyi) iyilik olsun diye yapmak do (something) for the best v.
bir şeyi iyilik olsun diye söylemek/yapmak mean/do something for the best v.
(birine/bir şeye) karşı iyilik ve merhamet hissetmeyi bırakmak harden (one's) heart against (someone or something) v.
(birine) bir iyilik yapmak do (one) a kindness v.
birine bir iyilik yapmak do someone a kindness v.
(birine) bir iyilik yapmak do (one) a service v.
(birine/kendine) bir iyilik yapmak do (someone or oneself) a favor v.
(kendine) bir iyilik yapmak do (oneself) a favor v.
birine bir iyilik yapmak do somebody a good turn v.
(birine/bir şeye/kendine) iyilik etmemek not do (someone, something, or oneself) any favors v.
(yapılan bir iyilik sonunda söylenir) sana borçluyum/bu iyiliğini unutmam I owe you one expr.
iyilik konusunda birinin/bir şeyin yanından/yakınından bile geçemez not half as good as somebody/something expr.
Speaking
bana bir iyilik/güzellik yap do me a solid expr.
bana bir iyilik yapar mısın? can you do me a favour? expr.
bana bir iyilik yap do me a favour expr.
bana bir iyilik yapar mısın? can you do me a favor? expr.
bana bir iyilik yap do me a favor expr.
bana bir iyilik yap! do me a favor! expr.
bana bir iyilik yapar mısın? could you do me a favor? expr.
bana bir iyilik yap! do me a favour! expr.
bize bir iyilik yap do us all a favour expr.
bana bir iyilik yap do me favour expr.
bana bir iyilik yap ve gülümse do me a favour and smile expr.
hepimize bir iyilik yapıyorum I'm doing us all a favor expr.
neden hepimize büyük bir iyilik yapmıyorsun? why don't you do us all a big favor? expr.
ona bir iyilik yapalım let's do her a favour expr.
kendinize bir iyilik yapın do yourself a favor expr.
ona bir iyilik yapalım let's do him a favour expr.
kendine bir iyilik yap do yourself a favour expr.
ona bir iyilik yapalım let's do him a favor expr.
kendine bir iyilik yap do yourself a favor expr.
ona bir iyilik yapalım let's do her a favor expr.
senden ufak bir iyilik istiyorum I want to ask you a little favor expr.
sizden bir iyilik istiyorum I'm asking you a favor expr.
senden bir iyilik isteyebilir miyim? can I ask a favor of you? expr.
Mythology
genellikle büyü gücünü iyilik için kullanan bir cüce fairy n.
Slang
(birine) bir iyilik yapmak do (one) a solid v.
British Slang
bana bir iyilik yap do me a lemon expr.