birer birer - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

birer birer



Bedeutungen von dem Begriff "birer birer" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
birer birer one by one adv.
General
birer birer last adj.
birer birer one after another adv.
birer birer singly adv.
birer birer one after the other adv.
birer birer one and one adv.
birer birer particularly adv.
Phrases
birer birer at a time expr.
Colloquial
birer birer onesie-twosie expr.
Idioms
birer birer one by one adv.
birer birer one at a time expr.

Bedeutungen, die der Begriff "birer birer" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 79 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hindistan'da kullanılıp her iki ucunda birer çıkıntısı olan bir tahtırevan dandi n.
hindistan'da kullanılıp her iki ucunda birer çıkıntısı olan bir tahtırevan dandy n.
(hanedan armalarında) iki farklı figürün birer yarısıyla arma oluşturma dimidiation n.
birer birer ölmek become extinct v.
paraları birer birer saymak count out money v.
birer birer ölmek die off v.
birer birer söylemek enumerate v.
birer birer saymak count out v.
birer birer ölmek die out v.
karşılıklı olarak birer el silah atmak exchange shots v.
birer birer saymak enumerate v.
birer birer almak single out v.
birer birer vurmak shoot one by one v.
birer birer sayılabilir veya söylenebilir enumerable adj.
birer birer sayılabilir enumerative adj.
birer birer söylenebilir enumerative adj.
birer birer sayan enumerative adj.
birer birer söyleyen enumerative adj.
birer birer seçilmiş hand-picked adj.
birer one-up adj.
birer one each adv.
birer one apiece adv.
birer gün arayla every other day adv.
birer ikişer one by one adv.
birer ikişer one or two at a time adv.
birer adet one for each adv.
birer tane one for each adv.
Phrasals
birer birer vurmak pick off v.
listedekileri birer birer söylemek/saymak list off v.
birer ikişer girmek trickle in v.
birer ikişer çıkmak/ayrılmak trickle out (of something) v.
(bir şeyden/bir yerden) birer ikişer çıkmak/ayrılmak trickle out (of something or some place) v.
-den birer ikişer geçmek/girmek/çıkmak trickle through v.
Idioms
birer birer ilerlemek work (one's way) down the line v.
Speaking
herkese benden birer içki drinks all around expr.
Politics
abd'de bir eyaletinin sahip olduğu ve her birinden eyalet meclisine birer üye seçilen bölgeleri senatorial district n.
Technical
iki karşıt noktasından birer kablo geçen ve gaz halindeki karışımları elektrik kıvılcımı ile patlatmaya yarayan dayanıklı cam boru detonating tube n.
birer birer söyleyen enumerative adj.
birer birer sayan enumerative adj.
Computer
birer arttırma increment n.
birer eksiltme decrement n.
hepsini birer kez dene round robin expr.
Textile
bir araya geldiğinde giysinin ön kısmının yatay olarak birer yarısını oluşturan kumaş parçalarından herhangi biri forepart n.
Marine
ortadaki kişinin iki, ön ve arkadakilerin birer kürek kullandığı üç kişilik tekne randan n.
ortadaki kişinin iki, ön ve arkadakilerin birer kürek kullandığı üç kişilik kürek çekme yöntemi randan n.
omurganın iki yanında birer pervanesi olan gemi twin screw n.
Mining
çokyüzlünün her bir yüzüne küçük birer piramit yerleşmesiyle oluşan katı şekil pyramidion [obsolete] n.
Physics
birer yukarı ve aşağı kuarkın yanı sıra bir de garip kuark içeren, elektriksel olarak nötr durumdaki atom altı hadron parçacığı lambda baryon n.
birer ucundan birleşen iki farklı metal telden yapılmış bir tür termometre thermocouple n.
birer ucundan birleşen iki farklı metal telden yapılmış bir tür termometre thermocouple junction n.
Chemistry
bütün bileşik moleküllerinin birer birim olduğunu savunan teori unitary theory n.
Biology
yavrunun her ebeveynden birer kalıtımsal faktör edinmesi için gamet oluşumunda her bir kalıtsal faktörün iki kopyaya ayrıldığını ortaya koyan ilke law of segregation n.
Biochemistry
(çift sarmallı dna'nın) ikili dizilerini birer dizi haline gelecek şekilde ayırmak denature v.
Zoology
ön ve arkasında birer yaklaştırıcı kası bulunan yapraksı solungaçlı yumuşakçaları içeren bir takım dimya n.
Fishery
aynı anda birer balık yakalayan iki balıkçı double-header n.
Literature
kelimelerine sırayla birer hece veya ölçü birimi eklenen dize veya kıta rhopalic n.
kelimelerine sırayla birer hece veya ölçü birimi eklenen kıtalar yazma rhopalism n.
kelimelerine sırayla birer hece veya ölçü birimi eklenen dize veya kıta olma rhopalism n.
dizesindeki kelimeleri sırayla birer hece uzayan rhopalic adj.
dizelerine sırayla birer hece veya ölçü birimi eklenen rhopalic adj.
dizesindeki kelimeleri sırayla birer hece uzayan (şiir) ropalic adj.
Philosophy
ilişkileri birer varlık olarak ele alan doktrin relationism n.
soyut kavramların, genel kavramların, evrensellerin gerçek olmadığını, yalnızca birer addan ibaret olduklarını öne süren doktrin terminism n.
genel kavramların başka bir deyişle tümellerin gerçek olmadığını birer addan ibaret olduklarını öne süren realizm karşıtı felsefe akımı nominalism n.
ilişkileri birer varlık olarak ele alan doktrin ile ilgili relationist adj.
Baseball
her iki takımdaki oyuncuların birer vuruş sırası inning n.
Card
(pinaki oyununda) birer papaz ve kızdan oluşan el round trip n.
(pinaki oyununda) birer papaz ve kızdan oluşan iki yüz kırk puanlık el roundhouse n.
Music
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi trill n.
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi thrill n.
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi shake n.
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi trillo n.
Mythology
her iki ucunda birer kafası bulunan ve ileri-geri hareket edebilen zehirli bir yılan amphisbaena n.
Archaic
her bir tarafında birer tane olan singular adj.
Engineering
ses örneklemede iki müzikal ses frekansı arasındaki birer oktavlık kısımların her birine verilen ad cent n.
Ornithology
avrasya'ya özgü yanaklarında birer siyah benek bulunan bir serçe whitecap (passer montanus) n.
kanatlarında birer beyaz benek ve kafasında sarı sarkık gerdanları bulunan, genellikle ehlileştirilebilir olup konuşabilen asya'ya özgü bir sığırcık hill myna (gracula religiosa) n.
avrasya'ya özgü yanaklarında birer siyah benek bulunan bir serçe mountain sparrow n.
Reptiles
gözlerinin üstünde boynuza benzeyen birer çıkıntı olan bir kuzey afrika zehirli yılanı horned viper (cerastes cerastes) n.