birine eşlik etmek - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

birine eşlik etmek



Bedeutungen von dem Begriff "birine eşlik etmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
birine eşlik etmek escort someone v.
birine eşlik etmek accompany someone v.
birine eşlik etmek company v.
birine eşlik etmek bear company v.
Idioms
birine eşlik etmek keep someone company v.

Bedeutungen, die der Begriff "birine eşlik etmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 55 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
birine evine kadar eşlik etmek see someone home v.
birine evine kadar eşlik etmek accompany someone home v.
(birine) eşlik etmek accompany (one) v.
(birine) bir müzik enstrümanıyla eşlik etmek accompany (one) v.
(birine) eşlik etmek drag v.
Phrasals
birine aşağıya kadar eşlik etmek see someone down to something v.
birine dışarıya kadar eşlik etmek walk someone out v.
birine bir yere kadar eşlik etmek see someone in v.
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek usher someone or something out of some place v.
birine bir yere kadar eşlik etmek see someone into something v.
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek usher someone or something out v.
birine bir yere kadar eşlik etmek usher someone into some place v.
birine bir yere kadar eşlik etmek usher someone or something in v.
birine bir yere kadar eşlik etmek carry someone somewhere v.
(bir müzik aletiyle) birine eşlik etmek play along with someone v.
(birine bir yerden) çıkarken eşlik etmek escort (one) from (something) v.
(birine) çıkışa kadar eşlik etmek escort (one) from (something) v.
birine/bir şeye bir yerden çıkarken eşlik etmek escort someone or something from something v.
birine/bir şeye çıkışa kadar eşlik etmek escort someone or something from something v.
(birine bir şeye/yere) kadar eşlik etmek show (one) to (something or some place) v.
(birine bir şeyde/yerde) eşlik etmek take (one) through (something or some place) v.
birine (bir şeyde) eşlik etmek take someone through (something) v.
(birine/bir şeye) bir şeyde eşlik etmek take (someone or something) for v.
birine bir şeyde eşlik etmek take someone for something v.
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar eşlik etmek take up to (someone, something, or some place) v.
(birine bir müzik aletiyle/enstrümanla) eşlik etmek accompany (one) with (some instrument) v.
(birine bir yerden bir yere) geçerken eşlik etmek see (one) across (something or some place) v.
birine tehlikeli bir yerden geçerken eşlik etmek see someone across something v.
birine bir şeyle eşlik etmek accompany someone with something v.
birine bir müzik enstrümanıyla eşlik etmek accompany someone with something v.
(birine) eşlik etmek come with (someone) v.
birine/bir şeye bir şeye kadar eşlik etmek escort someone or something to something v.
(birine bir şeye) kadar eşlik etmek escort (one) to (something) v.
(birine/bir şeye) eşlik etmek go along with (someone or something) v.
birine birinden/bir şeyden uzağa doğru eşlik etmek guide someone away from someone or something v.
birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca eşlik etmek guide someone or something across (something) v.
birine/bir şeye (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek guide someone or something across (something) v.
birine/bir şeye (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek guide someone or something across (something) v.
birine/bir şeye (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek guide someone or something across (something) v.
(birine/bir şeye) (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek guide (someone or something) across v.
(birine/bir şeye) (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek guide (someone or something) across v.
(birine/bir şeye) (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek guide (someone or something) across v.
(birine bir şeye/bir yere) dönerken eşlik etmek see (one) back (to something or some place) v.
(birine bir yere) kadar eşlik/refakat etmek see (one) to (some place) v.
(birine bir şeye) kadar eşlik/refakat etmek see (one) to (something) v.
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek usher (someone or something) from (something or some place) v.
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) içeri eşlik etmek usher (someone or something) into (something or some place) v.
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek usher (someone or something) out of (something or some place) v.
(birine/bir şeye bir şeye/bir yere) doğru eşlik etmek usher (someone or something) to (something or some place) v.
(birine/bir şeye) kadar eşlik etmek walk over to (someone or something) v.
Idioms
birine kapıya kadar eşlik etmek see someone to the door v.
birine kapıya kadar eşlik etmek show someone to the door v.
(birine bir yere) kadar eşlik etmek carry (one) (somewhere) v.
(birine bir yerin) içerisine kadar eşlik etmek show (one) into (some place) v.
Law
şahitlik için (birine) mahkemede eşlik etmek sue v.