bütünleşik - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bütünleşik



Bedeutungen von dem Begriff "bütünleşik" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 13 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bütünleşik integrated adj.
bütünleşik insecable adj.
bütünleşik insectile adj.
bütünleşik inseparate [obsolete] adj.
bütünleşik inseverable adj.
bütünleşik sitfast adj.
bütünleşik sitten adj.
bütünleşik streamlined adj.
Politics
bütünleşik joined-up adj.
Computer
bütünleşik onboard adj.
Informatics
bütünleşik embedded adj.
bütünleşik hardwired adj.
Biology
bütünleşik connate adj.

Bedeutungen, die der Begriff "bütünleşik" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 52 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
büyük ölçüde bütünleşik devre large scale integrated circuit n.
bütünleşik iyileştirme programı integrated recovery program n.
bütünleşik haberleşme integrated communications n.
bütünleşik acil durum yönetimi integrated emergency management n.
bütünleşik nitelikler inseparables n.
bütünleşik nesneler inseparables n.
bütünleşik bir sonuca odaklanan joined-up adj.
bütünleşik bir sonuç yaratan joined-up adj.
bütünleşik bir strateji oluşturan joined-up adj.
yarısı bütünleşik semiattached adj.
Trade/Economic
bütünleşik kaynak yönetimi integrated resource management n.
bütünleşik marka iletişimi integrated brand communication n.
bütünleşik pazarlama iletişimi integrated marketing communication n.
yabancı ülkedeki bütünleşik faaliyetler integral foreign operation n.
yetkinlik odaklı bütünleşik yönetim yaklaşımı competence-oriented integrated management approach n.
Politics
bütünleşik bilgi sistemleri integrated information systems n.
bütünleşik devlet joined-up government n.
Institutes
bilgisayarla bütünleşik üretim computer integrated manufacturing n.
bütünleşik bir sanat analiz ve gezinti ortamı an integrated art analysis and navigation environment n.
Advertising
bütünleşik marka iletişimi integrated brand communication n.
Technical
bütünleşik bilgi sistemi integrate information system n.
bütünleşik sistem tasarımı capstone design n.
bütünleşik planlama integrated planning n.
bütünleşik güvenlik sistemi integrated security system n.
bütünleşik bilgi dizgesi integrate information system n.
bütünleşik güvenlik kavramı integrated security concept n.
ı bütünleşik sistem yaklaşımı integrated system approach n.
oda ile bütünleşik olmayan ısıtma cihazları non-room-sealed heating appliances n.
temassız bütünleşik devre kartı contactless integrated circuit cards n.
temaslı bütünleşik devreli kartlar integrated circuits cards with contacts n.
eş-bütünleşik cointegrated adj.
donanımla bütünleşik hard-wired adj.
Computer
bütünleşik devre kartı kullanan finansal işlem sistemlerinin güvenlik mimarisi security architecture of financial transaction systems using integrated circuit cards n.
bütünleşik kart integrated card n.
bütünleşik devre kartı ve kart kabul eden cihazlar arasında mesajlar messages between the integrated circuit card and the card accepting device n.
donanımla bütünleşik olarak bağlamak hardwire v.
donanımla bütünleşik hardwired adj.
Informatics
donanımla bütünleşik mantık hardwired logic n.
Telecom
bütünleşik sayısal ağ hizmetleri isdn (integrated services digital network) n.
Transportation
bütünleşik paket overpack n.
Medical
bütünleşik iğne integral needle n.
Statistics
bütünleşik logaritma yasası law of integrated logarithm n.
bütünleşik yürüyen ortalama süreci integrated moving average process n.
bütünleşik tayf integrated spectrum n.
bütünleşik veriler integrated data n.
Biology
bütünleşik biyolojik sezinleme sistemi biological integrated detection system n.
Marine Biology
bütünleşik akvakültür integrated aquaculture n.
bütünleşik çiftlikçilik integrated fish farming n.
bütünleşik çözümleme integrated analysis n.
Social Sciences
bütünleşik sosyal yardım bilgi sistemi integrated social assistance information system n.
Linguistics
bütünleşik beceri öğretimi teaching integrated skills n.
Philosophy
doğayla bütünleşik bir yaşam felsefesi olarak çıplak dolaşma naturism n.