can't do something - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

can't do something

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen, die der Begriff "can't do something" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 51 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Colloquial
can't do something for nuts v. bir şeyi yapmaktan hiç anlamamak
can't do something for nuts v. hiç yapamamak
can't do something to save your life v. hayatta/ölse yapamamak
can't very well (do something) v. gidip de (bir şeyi) yapamamak
can't very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) yersiz olmak
can't very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) pek de doğru/uygun olmamak
can't very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) mantıklı olmamak
can't very well (do something) v. (bir şeyi yapmak) mümkün olmamak
can't wait (to do something) v. (bir şey yapmak için) sabırsızlanmak
can't wait (to do something) v. (bir şey yapmayı) heyecanla beklemek
can't wait (to do something) v. (bir şey yapmayı) iple çekmek
can't we do something for him? expr. onun için bir şeyler yapamaz mıyız?
can't/couldn't very well do something expr. bir şey yapılmasa iyi olur
can't/couldn't very well do something expr. bir şeyin yapılması doğru olmaz
Idioms
can't very well (do something) v. (yapması) uygun olmamak
can't very well (do something) v. (yapması) mantıklı olmamak
can't very well (do something) v. (yapması) doğru olmamak
can't very well (do something) v. (yapması) münasip olmamak
can't very well do something v. (yapması) uygun olmamak
can't very well do something v. (yapması) mantıklı olmamak
can't very well do something v. (yapması) doğru olmamak
can't very well do something v. (yapması) münasip olmamak
can't help but do something v. yapmaktan başka çaresi olmamak
can't be bothered (to do something) v. (bir şey yapmaya) istekli olmamak
can't be bothered (to do something) v. (bir şey yapmaya) erinmek/üşenmek
can't be bothered (to do something) v. (bir şey yapıp/yapmak için) rahatını bozamamak
can't be bothered (to do something) v. (bir şey yapma) zahmetine girememek
can't do anything with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) baş edememek
can't do anything with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) başa çıkamamak
can't do anything with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) idare edememek
can't do anything with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) zapt edememek
can't help but (do something) v. (bir şey yapmaktan) başka çare olmamak
can't help but (do something) v. (bir şey yapmak) zorunda/mecburiyetinde kalmak
can't help but (do something) v. (bir şey yapmadan) duramamak
can't help but (do something) v. (bir şey yapmaktan) kendini alamamak
can't help but (do something) v. (bir şey yapmak) elinde olmamak
can't help but (do something) v. (bir şey yapmayı) engelleyememek
Speaking
don’t ask me to do something that i can't do expr. benden yapamayacağım bir şey isteme
Slang
can't (do something) to save (one's) life expr. (biri bir şeyi) hayatta yapamaz
can't (do something) to save (one's) life expr. (biri bir şeyi) ölse yapamaz
can't (do something) to save (one's) life expr. (biri bir şeyi) dünyada yapamaz
can't (do something) to save (one's) life expr. (biri bir şeyi) hiçbir şekilde yapamaz
can't (do something) to save (one's) life expr. (biri bir şeyi) ne kadar uğraşırsa uğraşsın yapamaz
can't (do something) for toffee expr. (bir şeyi) hiç beceremez
can't (do something) for toffee expr. (bir şeyi) hiç yapamaz
can't (do something) for toffee expr. (bir şeyi yapmada) çok kötü
can't (do something) for toffee expr. (bir şeyi) hayatta yapamaz
can't do something for toffee [uk] expr. bir şeyi hiç beceremez
can't do something for toffee [uk] expr. bir şeyi hiç yapamaz
can't do something for toffee [uk] expr. bir şeyi yapmada çok kötü
can't do something for toffee [uk] expr. bir şeyi hayatta yapamaz