düz alan - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

düz alan



Bedeutungen von dem Begriff "düz alan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
düz alan level area n.
düz alan champion [obsolete] n.
Marine
düz alan plain n.

Bedeutungen, die der Begriff "düz alan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 34 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
düz ve çimenlik alan downs [australia/new zealand] n.
düz araziyle çevrili ormanlık alan island n.
kutu üzerindeki düz alan panel n.
konteyner üzerindeki düz, pürüzsüz veya işaretsiz alan panel n.
inşaat sahası içeren düz alan parterre n.
düz çizgiden çıkan alan set n.
kesintisiz düz alan sight [dialect] n.
Technical
saat mekanizmasında yer alan bir tür düz disk roller table n.
Architecture
triglifin olukları arasında yer alan düz yüzey meros n.
triglifin olukları arasında yer alan düz yüzey merus n.
eve bitişik olarak inşa edilmiş düz ve çatısız alan deck n.
Marine
düz veya yumuşak eğimli alan bench n.
Anatomy
geniş ve düz kemikli alan blade n.
uzun kemikte ortada yer alan düz ve uzun kısım diaphysis n.
yemek borusu ile midenin birleşim kısmında yer alan düz kas lifi halkası gastroesophageal sphincter n.
(balık yüzgeci) operkulum önünde yer alan düz bir kemik preopercular n.
operkulum önünde yer alan düz kemik ile ilgili preopercular adj.
Marine Biology
(balık yüzgeci) operkulum önünde yer alan düz bir kemik preoperculum n.
(balık yüzgeci) operkulum önünde yer alan düz bir kemik preopercle n.
denizkestanesinin çıkıntılarını çevreleyen (düz alan) scrobicular adj.
Zoology
düz burunlu yarasa familyasında yer alan taksonomik bir cins ia n.
Literature
orta çağ'da düz yazı şeklinde yazılmış, izlandalı veya norveçli önemli kimselerin, ailelerin başarılarını ve başlarından geçen olayları konu alan anlatı saga n.
Environment
dağ silsileleri arasında yer alan düz vadi park n.
Geography
yüksekte yer alan büyükçe ve düz toprak parçası plateau n.
nehir veya deniz kıyısında yer alan, genellikle alüvyonlu ve verimli olan düz arazi merse n.
tarihöncesi dönemlerde veya orta çağ'da yamaçlardaki toprakların sürülmesi ile oluşturulan seki veya düz alan lynchet n.
tepeler arasındaki düz alan cove n.
dünyanın kara yüzeyinde düz alan platform n.
Geology
eğimli zeminle çevrili düz alan amphitheater n.
eğimli zeminle çevrili düz alan amphitheatre n.
Painting
1970’lerde abd, ingiltere ve fransa’da ortaya çıkıp sıradan manzaraları ve insanları ayrıntılı bir gerçeklik, düz görüntüler ve zar zor fark edilen fırça darbeleriyle betimleyen ve genellikle gerçek bir fotoğrafı referans alan bir resim türü hyperrealism n.
Ornithology
kuzey amerika'nın kuzeyi ile avrasya'nın batısında yer alan düz suratlı iri bir baykuş great gray owl n.
kuzey amerika'nın kuzeyi ile avrasya'nın batısında yer alan düz suratlı iri bir baykuş strix nebulosa n.
kuzey amerika'nın kuzeyi ile avrasya'nın batısında yer alan düz suratlı iri bir baykuş great grey owl n.