düzlem - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

düzlem



Bedeutungen von dem Begriff "düzlem" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
düzlem plane n.
General
düzlem level n.
düzlem platform n.
düzlem plaque n.
düzlem li bella n.
Technical
düzlem space of two dimensions n.
Automotive
düzlem plane n.
Medical
düzlem plane n.
Math
düzlem plane n.

Bedeutungen, die der Begriff "düzlem" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 261 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
düzlem eğriler plane curves n.
yatay düzlem ground plane n.
düzlem şekil plane figure n.
yatay düzlem level n.
kıvrık düzlem curviplanar n.
beş düzlem yüzü olan katı bir şekil pentahedron n.
düşey düzlem vertical n.
eğik düzlem inclined plane n.
beş açısı ve beş kenarı olan bir düzlem şekil pentagon n.
düzlem trigonometri plane trigonometry n.
düzlem geometrisi plane geometry n.
çeyrek düzlem quadrant n.
düzlem dalga yansıma katsayıları plane-wave reflection coefficients n.
dikey düzlem vertical n.
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem median plane n.
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem mesial plane n.
bir düzlem açısı ölçüm birimi geometrical n.
göz ile nesne arasında görüş hattına dik duran düzlem plan n.
kabartmalı heykellerde tasarımdaki belirli figürleri yükselten düzlem plan n.
sıvının yatay yüzeyi içinde yüzen cismi kestiği düzlem veya çizgi plane of flotation n.
gölgenin birinci düşey düzlem üzerine yansıtıldığı güneş saati prime-vertical dial n.
gölgenin birinci düşey düzlem üzerine yansıtıldığı güneş saati prime vertical dial n.
nemli toprak üzerinde yer alan eğimli düzlem slide n.
yatay düzlem horizontal adj.
Trade/Economic
ortak düzlem common ground n.
Technical
iki düzlem arasında dönme sağlayan bağlantı çubuğu trace n.
rastgele bir düzlem ile üç noktada kesişen kübik uzay eğrisi twisted cubic n.
altı açılı ve altı kenarlı olan bir düzlem şekil hexagon n.
altı düzlem yüzeyli katı şekil hexahedron n.
altıgensel sıkı istifli düzlem hexagonal close-packed plane n.
ana düzlem principal plane n.
anatomik düzlem anatomic plane n.
arka düzlem back plane n.
arka düzlem konektörü backplane connector n.
asal düzlem principal plane n.
aynı düzlem üzerinde bulunan şiddet ve yönleri farklı kuvvetlerin bileşkesini bulmak için kullanılan çokgen force polygon n.
aynı düzlem üzerinde şiddet ve yönleri farklı kuvvetlerin bileşkesini bulmak için kullanılan çokgen force polygon n.
çarpık düzlem distorted plane n.
değişmez düzlem invariant plane n.
değişmez düzlem gerinimi invariant plane strain n.
dairesel düzlem circular plane n.
düzlem yüzeylerin ölçümü planimetry n.
düzlem aralığı denklemleri plane- spacing equations n.
düzlem içi kayma modülü mukavemeti in-plane shear modulus and strength n.
düzlem yuvar planisphere n.
düzlem açısı plane angle n.
düzlem taşlama tezgahı surface grinding machine n.
düzlem imleci index of planes n.
düzlem açıklığı hiatus n.
düzlem baskı planograph n.
düzlem baskı tekniği planography n.
düzlem üçgen plane triangle n.
düzlem şekiller plane figures n.
düzlem geometri plane geometry n.
düzlem gerilme plane stress n.
düzlem trigonometri plane trigonometry n.
düşey düzlem vertical plane n.
düzlem içi anahtarlama in-plane switching (ips) n.
düzlem soğutucu plate cooler n.
düzlem sondası area probe n.
düzlem içi kayma gerilmesi in-plane shear stress n.
düzlem açı plane angle n.
doğru merkezli düzlem eucentric plane n.
düzlem ölçümü planometry n.
düzlem yönündeki sıkışma özellikleri compressive properties in the in-plane direction n.
düzlem şekiller plane figure n.
düzlem kuvvet sistemi plane forces system n.
düzlem ayna plane mirror n.
düzlem hava ısıtıcısı plate type air heater n.
düzlem dışı yük out-of-plane load n.
düzlem çizim stereography n.
düzlem yüzey plane surface n.
eğik düzlem şüt yapısı inclined drop structure n.
esas düzlem principal plane n.
eğik düzlem şüt glacis type drop n.
eksenel düzlem axial plane n.
eksendeş düzlem coaxial plane n.
eğik düzlem şüt yapısı inclined fall structure n.
eğik düzlem inclined drop n.
eğik düzlem şüt glacis type fall n.
eğik düzlem şüt inclined fall n.
eğik düzlem deneyi inclined plane test n.
eğik düzlem inclined plane n.
eğik düzlem incline ramp n.
karmaşık düzlem complex plane n.
karmaşık düzlem analizi complex plane analysis n.
kesen düzlem cutting plane n.
kesişen iki düzlem arasındaki açı dihedral angle n.
kristalografik düzlem crystallographic plane n.
komşu düzlem adjacent plane n.
kolineer düzlem collinear plane n.
nesnel düzlem object plane n.
orta düzlem midplane n.
sinüzoidal düzlem sinusoidal plane n.
sekiz açısı ve sekiz kenarı olan düzlem octagon n.
sıkı istifli düzlem close packed planes n.
tarafsız düzlem neutral plane n.
teğetsel düzlem tangential plane n.
temel düzlem principal plane n.
teğet düzlem tangent plane n.
yatay düzlem metodu horizontal plane method n.
yansıtıcı bir düzlem boyunca serbest alan şartları için mühendislik yöntemleri engineering methods for free-field conditions over a reflecting plane n.
yansız düzlem neutral plane n.
yedi açısı ve yedi kenarı olan bir düzlem şekil heptagon n.
yatay düzlem deneyi horizontal plane test n.
yan düzlem adjacent plane n.
yardımcı düzlem auxiliary plane n.
yatay düzlem horizontal plane n.
düzlem yüzey frezeleme face milling n.
sürtünmesiz eğik düzlem frictionless inclined plane n.
yatay düzlem level n.
(konik kesitler) koninin tepe noktası ve ekseninden geçen düzlem vertical plane n.
(izdüşüm) dikey bir çizgiden geçen düzlem vertical plane n.
çarpık bir yüzeydeki doğrusal elemanların tümünün paralel olduğu düzlem directer n.
çarpık bir yüzeydeki doğrusal elemanların tümünün paralel olduğu düzlem directer plane n.
ilkel düzlem primitive plane n.
kayaçlardaki doğrusal yapılar veya dokusal çatlaklarla yatay düzlem arasındaki düşey açı plunge n.
tıraşlayarak kontrplak kesmeye uygun tahta düzlem scaleboard plane n.
(kristalin kenarını/köşesini) keserek eşit eğimli düzlem haline getirmek truncate v.
(taşa, keresteye) kabaca düzlem şekli vermek scapple v.
(kristal) belirli düzlem boyunca iç kaymaya uğramak slip v.
düzlem üzerinde yer almayan nonplanar adj.
bir tarafı düzlem ve diğer tarafı dışbükey olan plano-convex adj.
bir tarafı düzlem ve diğer tarafı içbükey olan plano-concave adj.
iki düzlem yüz veya kenara sanip olan dihedral adj.
sonsuz düzlem ile sınırlı semi-infinite adj.
düzlem anlamında önek piano- pref.
düzlem anlamında önek plani- pref.
Computer
düzlem dalgası plane wave n.
Informatics
teğet düzlem tangent plane n.
Telecom
dağınık işlevsel düzlem distributed functional plane n.
düzlem dalgası plane wave n.
homojen düzlem dalga homogeneous plane wave n.
tek düze düzlem dalga uniform plane wave n.
yer düzlem anteni ground plane antenna n.
Architecture
(kare veya çok köşeli düzlem kenarında) destekleyici unsur pendentive n.
Construction
düzlem kafes planar truss n.
iki düzlem arası açı dihedral angle n.
Lighting
yararlı düzlem work plane n.
yararlı düzlem working plane n.
Automotive
eğik düzlem inclined plane n.
enlemesine dikey düzlem transverse plane n.
Railway
eğik düzlem incline n.
eğik düzlem incline plane n.
Aeronautic
konik koordinattan düzlem koordinat sistemine geçiş conic/planar n.
Marine
düzlem seyri plane navigation n.
eğimli düzlem sloped-plate n.
düzlem seyri plain sailing n.
düzlem seyir plane sailing n.
Mining
(monoklinik kristallerde) klinopinakoid düzlem clinopinacoid n.
(monoklinik kristallerde) klinopinakoid düzlem clinopinakoid n.
kayalardaki lineasyon ile yatay düzlem arasındaki dikey açı pitch n.
Medical
frontal düzlem frontal plane n.
gövdeyi üst ve alt iki yarıma ayıran transvers düzlem horizontal plane n.
horizontal düzlem horizontal plane n.
koronal düzlem coronal plane n.
midsagittal düzlem midsagittal plane n.
Anatomy
köprücük kemiğini dik kesen düzlem midclavicular plane n.
köprücük kemiğini dik kesen düzlem midclavicular line n.
(vücut parçası) orta düzlem midline n.
(vücut) medyan düzlem midline n.
organın ya da vücut bölümünün yerini belirten hayali düzlem plane n.
Optics
düzlem polarizasyonu plane polarization n.
bakış noktasından geçen düzlem visual plane n.
odak noktası ile karşılık gelen birincil düzlem arasındaki mesafe focus n.
Food Engineering
ardışık düzlem duvarlar plane walls in series n.
eğik düzlem çarpma testi incline impact test n.
Math
çeyrek düzlem quadrant n.
düzlem şekil plane figure n.
düzgen düzlem normal plane n.
düzlem açı plane angle n.
düzlem analitik geometri plane analytic geometry n.
düzlem trigonometri plane trigonometry n.
dik düzlem normal plane n.
düzlem eğri plane curve n.
düzlem geometri plane geometry n.
eşyönlü düzlem isotropic plane n.
genişletilmiş karmaşık düzlem extended complex plane n.
gerçel düzlem real plane n.
gerçek düzlem real plane n.
hiper düzlem hyperplane n.
izotropik düzlem isotropic plane n.
karmaşık düzlem complex plane n.
kapalı yarı düzlem closed half plane n.
kesen düzlem sectional plane n.
normal düzlem normal plane n.
projektif düzlem projective plane n.
reel düzlem real plane n.
üst yarı düzlem upper half plane n.
yanal düzlem profile plane n.
yatay düzlem horizontal plane n.
yönlendirilmiş düzlem oriented plane n.
akışkan akışıyla ilişkili karmaşık düzlem oluşumu helmholtz function n.
silindir yüzey ve kesişen iki paralel düzlem ile sınırlı alan cylinder n.
tepeleri iki paralel düzlem üzerinde bulunan çokyüzlü prismatoid n.
özel bir çeşit düzlem eğrisi rose n.
kübik düzlem eğrisi serpentine n.
(yüzeyi) herhangi bir elemanı büyütüp küçültmeden düzlem üzerine yansıtmak develop v.
kesişmeyen bir çizgi ve bir düzlem gösteren parallel adj.
Geometry
kartezyen koordinatları gösteren tüm noktaların tanımlandığı düzlem cartesian plane n.
sonsuz derecede ince bir cismin düzlem kesiti lamina n.
dört düzlem açısı ile sınırlanmış katı açı tetrahedral angle n.
dört düzlem açısı ile çevrili katı açı tetrahedral angle n.
sonsuz bir geometrik düzlemin birbirine uyumlu düzlem figürleriyle kaplanması tiling n.
sonsuz bir geometrik düzlemin birbirine uyumlu düzlem figürleriyle kaplanması tessellation n.
farklı düzlem ve küresel trigonometri sorularının çözülmesinde kullanılan çizgiler trigonometrical lines n.
birbirine eşit dört kenarı ve geniş iki açısı bulunan düzlem bir şekil lozenge n.
nokta, çizgi veya düzlem element n.
tüm düzlem kesitleri elips veya çember olan geometrik yüzey ellipsoid n.
düzlem demeti axial pencil n.
düz yüzey veya boşluktan oluşan geometrik düzlem homaloid n.
dik dairesel koni tabanını kesen düzlem tarafından oluşturulan açık eğri hyperbola n.
geometrik düzlem geometrical plane n.
yatay düzlemde temsil edilen düzlem objective plane n.
betimlenecek nesnenin üzerinde durması gereken yatay düzlem objective plane n.
yeri belirlenecek nesnenin üzerinde durması gereken yatay düzlem objective plane n.
sabit bir doğruya dik olup onu kesen doğrunun oluşturduğu ve sabit doğru boyunca ötelenen düzlem conoid n.
kesişen iki düzlem arasındaki açı dihedral angle n.
(projektif geometride) ifade ve teoremlerdeki nokta ve düzlem rollerinin birbirinin yerine geçebilmesi duality n.
sonsuzdaki düzlem plane at infinity n.
düzlem problemi plane problem n.
bir eğrinin üç ardışık noktasından geçen düzlem osculatory plane n.
kürenin çapta kesişen iki düzlem arasında kalan kısmı spherical wedge n.
düzlem üzerinde uzanmayan nonplane adj.
altı düzlem yüzeyli hexahedral adj.
düz (boşluk, düzlem) homaloidal adj.
çift düzlem ile ilişkili diplanar adj.
Physics
düzlem dalgası plane wave n.
düzlem dalga plane wave n.
düzlem ekran plane baffle n.
izotropik düzlem isotropic plane n.
yerleşik düzlem habit plane n.
bir düzlem üzerinde çekilen bir cismin o düzlemle oluşturduğu açı angle of draught n.
Chemistry
düzlem dışı eğilme out of plane bending n.
düzlem-içi titreşim in-plane vibration n.
kare düzlem square planar n.
kristalli bir düzlem orthopinakoid n.
Biology
bölünen hücrede metafaz sırasında kromozomların hizalandığı hayali düzlem metaphase plate n.
Astronomy
değişmeyen düzlem invariable plane n.
ekliptik düzlem plane of the ecliptic n.
temel düzlem fundamental plane n.
ekliptik düzlem ecliptic n.
galaktik düzlem galactic plane n.
yörüngeyi içeren düzlem orbital plane n.
birinci düşey düzlem düzlemde dönen bir tür teleskop takeometresi prime-vertical transit instrument n.
Botanic
(özellikle yaprak) iki farklı düzlem boyunca simetrik bölünebilen isobilateral adj.
Agriculture
saman balyasının çekildiği kaydırak benzeri düzlem slide n.
saman balyasının çekildiği kaydırak benzeri düzlem slide stacker n.
Environment
düzlem dışı kesme modu out-of plane shear mode n.
ortalama düzlem içi doğrusal ısı üretimi hızı average planar linear heat generation rate n.
Geography
düzlem üzerindeki yarımküre izdüşümü hemisphere n.
Geology
asal düzlem principle plane n.
kayacı düzlem veya tabakalara bölen birbirine yakın konumlanmış çok sayıdaki paralel kırığın oluşturduğu yapı sheeting n.
düzlem spiral planispiral adj.
Hunting
manivela-eğik düzlem kombinasyonu cam n.
Photography
fotogravürde iki düzlem yüzey arasındaki uygun ilişki register n.
pozlama anında filmin veya fotoğraf camının üzerinde bulunduğu düzlem negative photo plate n.
bakış noktasından geçen ve yatay düzleme ve fotoğrafa dik olan düzlem vertical plane n.
Engineering
yüklenen el arabalarının beygir gücü ile eğik düzlem üzerinde durması için kullanılan bir cihaz horse run n.
(haritacılık) düzlem ölçümünde doğu-batı ekseni üzerindeki izdüşümü departure n.
Metallurgy
ikiz kristalin iki ayrı parçasının birleştiği düzlem composition plane n.