dolmuş - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

dolmuş



Bedeutungen von dem Begriff "dolmuş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 12 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dolmuş dolmush n.
dolmuş jitney n.
dolmuş shared taxi n.
dolmuş collective taxi n.
dolmuş gorged adj.
dolmuş filled adj.
dolmuş full adj.
dolmuş welled adj.
dolmuş stuffed adj.
dolmuş charged adj.
dolmuş quat adj.
dolmuş opplete adj.

Bedeutungen, die der Begriff "dolmuş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 65 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
vadesi dolmuş due adj.
General
zeminde yumuşak malzeme ile dolmuş oyuk hole n.
(yol, çukur) içi çamurla dolmuş delik mudhole n.
duman ile dolmuş oda smoke-filled room n.
vadesi dolmuş mature adj.
insanla dolmuş peopled adj.
miadı dolmuş superannuated adj.
vadesi dolmuş due adj.
süresi dolmuş expired adj.
içine su dolmuş waterlogged adj.
su dolmuş afloat adj.
tepeleme dolmuş acervose adj.
ağzına kadar dolmuş acervose adj.
hınca hınç dolmuş thronged adj.
gözeneklere dolmuş engrained adj.
heyecan dolmuş enthused adj.
kendine güvenle dolmuş bucked up adj.
heyecanla dolmuş on-air adj.
tıka basa dolmuş overcrammed adj.
kızarıklık ile dolmuş rosier adj.
çizgilerle dolmuş (yüz) rugged adj.
pire dolmuş flea-bitten adj.
Colloquial
dolmuş taksi zola budd [south africa] n.
gözleri yaşla dolmuş moist around the edges adj.
bir şeyle enerji dolmuş jacked up on (something) adj.
kir dolmuş kacked adj.
limiti dolmuş maxed out adj.
miadı dolmuş deader than a doornail expr.
Idioms
günü geçmiş/miadı dolmuş olmak be past your sell-by date v.
miadı dolmuş olmak have passed your sell-by date [uk] v.
gözleri nemlenmiş/yaşarmış/dolmuş moist around the edges adj.
gözleri dolmuş wet around the edges adj.
gözleri yaşla dolmuş wet around the edges adj.
bir hisle dolmuş filled to the brim adj.
(bir şeyle) dolmuş knee-high in (something) adj.
miadı dolmuş dead as a dodo adj.
miadı dolmuş dead as a doornail adj.
miadı dolmuş deader than a doornail adj.
gözleri dolmuş moved to tears adj.
gözleri dolmuş all choked up expr.
miadı dolmuş in the scrap heap expr.
miadı dolmuş on the scrap heap expr.
vadesi dolmuş on the knocker expr.
miadı dolmuş as dead as a doornail expr.
miadı dolmuş as dead as a dodo expr.
Trade/Economic
vadesi dolmuş borç debt payable n.
vadesi dolmuş hesaplar past due accounts n.
vadesi dolmuş borç matured liability n.
vadesi dolmuş borç balance due n.
süresi dolmuş expired adj.
vadesi dolmuş due adj.
vadesi dolmuş overdue adj.
Law
sınırı dolmuş bulunan ipotek kredisi closed mortgage n.
(medeni kanunda) vadesi dolmuş bir şeyi yükümlülük gereği yerine getirme prestation n.
vadesi dolmuş due adj.
Technical
havada dolmuş servisi air charter service n.
su dolmuş water-filled adj.
Aeronautic
dolmuş uçak hired aircraft n.
dolmuş uçak charter airplane n.
havada dolmuş servisi air charter service n.
Marine
dolmuş motor charter boat n.
Medical
kan dolmuş engorged adj.
sıvı ile dolmuş halde hydropically adv.
Geography
kaya parçaları ile dolmuş yarık gull n.
Geology
buzulun içinde yer alan ve erime sularla oyulup içine kaya molozu dolmuş neredeyse silindir biçimindeki dikey şaft moulin n.