duruş - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

duruş



Bedeutungen von dem Begriff "duruş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 40 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
duruş stance n.
duruş bearing n.
General
duruş hang n.
duruş stand n.
duruş attitude n.
duruş cessation n.
duruş setup n.
duruş posture n.
duruş port n.
duruş lie n.
duruş position n.
duruş set n.
duruş lay n.
duruş carriage n.
duruş poise n.
duruş presence n.
duruş pose n.
duruş bearing n.
duruş repose n.
duruş halt n.
duruş stop n.
duruş standing n.
duruş tenue n.
duruş layout n.
duruş motion n.
duruş dignity n.
duruş plant n.
duruş positure n.
duruş site [obsolete] n.
duruş station n.
Idioms
duruş cut of one's jib n.
duruş the cut of someone's jib n.
Technical
duruş stop n.
Computer
duruş halt n.
Textile
duruş fitting n.
Automotive
duruş stance n.
Sport
duruş posture n.
duruş stance n.
duruş stand n.
Archaic
duruş portance n.

Bedeutungen, die der Begriff "duruş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 161 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
duruş biçimi bearing n.
General
medeni duruş civic posturing n.
duruş açısı angle of repose n.
duruş biçimi carriage n.
ayakta dik duruş pozisyonu erect position n.
derinde transvers duruş deep transverse arrest n.
eskrimde dördüncü duruş quart n.
duruş tarzı slouch n.
ayakta dik duruş pozisyonu upright position n.
kısa duruş short stop n.
duruş biçimi bearing n.
duruş biçimi deportment n.
ahlaki duruş moral standing n.
sosyal duruş social standing n.
ani duruş ve kısa hareketlerden oluşan bir break dans tarzı pop and lock n.
ani duruş abrupt halt n.
asil bir duruş a noble/dignified stance n.
karşı duruş stance against n.
katı duruş firm position n.
ilkel duruş primal posture n.
dik duruş/dik yürüyüş upright gait n.
ani duruş check n.
hantal duruş ungainliness n.
zarafetsiz duruş ungainliness n.
dizüstü duruş kneel n.
(sürerken dik duruş için) pedalları koltuğun altında olma uprightness n.
tartışmada benimsenen duruş venue [us] n.
katı duruş hard line n.
dimdik duruş brace n.
dikkat kesilmiş duruş brace n.
dik duruş brace n.
göze çarpan duruş high-profile n.
dans hareketinin sonundaki ani hareketsiz duruş hold n.
duruş biçimi deport [obsolete] n.
duruş biçimi deporture n.
paralel sırt ve vadilerin doğrusal duruş yönü grain n.
eğik duruş droop n.
ani duruş fetch-up n.
(yogada) duruş pose n.
haşmetli duruş presence n.
kambur duruş slump n.
sabit duruş stall [obsolete] n.
sağlam duruş stiff upper lip n.
tutuklulara uygulanan duruş temelli bir tür işkence stress position n.
omuzlar öne sarkık duruş slouch n.
karşı duruş sergilemek stand against v.
karşı duruş sergilemek maintain a stance against v.
net ve kesin bir duruş sergilemek cameo v.
birine/bir şeye benzer bir duruş sergilemek cameo v.
mağrur bir duruş takınmak peacock v.
duruş sergilemek poze [obsolete] v.
şekil ve duruş itibarı ile eyere benzeyen saddle adj.
dik duruş anlamına gelen bir ön ek stasi- pref.
Phrasals
dik bir duruş takınmak draw up v.
dik bir duruş takınmak draw up v.
Colloquial
sağlam duruş some nerve n.
Idioms
sağlam bir duruş a stout heart n.
etliye sütlüye karışmadığı bir konum/duruş center field n.
çekimser bir konum/duruş center field n.
genel olarak kabul görenin dışına çıkmayan bir konum/duruş center field n.
aşırı uçlara dokunmayan bir konum/duruş center field n.
genel anlayışın dışına çıkmayan bir konum/duruş center field n.
(bir tartışmada) belli bir duruş side of the fence n.
asil bir duruş sergilemek show/maintain/take a dignified stance v.
(bir konuda) kararlı/inatçı bir duruş sergilemek take a firm stand on something v.
esas duruş komutunu vermek call someone to attention v.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek take a firm line (on or against something) v.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek take a firm line/stand (on/against something) v.
esas duruş komutu vermek call to attention v.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek take a firm stand (on or against something) v.
(bir konuda) kararlı/inatçı bir duruş sergilemek take a stand on (something) v.
Trade/Economic
iş görüşmesi sırasındaki duruş ve alan kullanımı posture and space usage n.
Politics
ortak duruş common stance n.
politik duruş political standing n.
politik duruş political stance n.
siyasi duruş political stance n.
federal yetkilerin kısıtlanması ve özerklik kapsamının genişletilmesi hususunda anayasanın ayrıntılı yorumlanmasını destekleyen politik duruş state rights n.
federal yetkilerin kısıtlanması ve özerklik kapsamının genişletilmesi hususunda anayasanın ayrıntılı yorumlanmasını destekleyen politik duruş states' rights n.
Technical
acele duruş emergency stop n.
acil duruş emergency stop n.
duruş süresi stopping time n.
duruş süresi shutdown period n.
duruş yönü lay n.
duruş görüş uzaklığı stopping sight distance n.
duruş açısı angle of repose n.
duruş denkliği static stability n.
duruş süresi downtime n.
gecelik duruş overnight shutdown n.
imdat duruş ekranı emergency stop window n.
kısa duruş kabin ısıtıcısı kiti short stop cab heater kit n.
kısa duruş kabin ısıtıcısı short stop cab heater n.
önemli duruş major failure n.
önemsiz duruş minor failure n.
uzun süreli duruş blow-out n.
uzun süreli duruş blowout n.
yüksek duruş high stand n.
(sürerken dik duruş için) pedalları koltuğun altında olan upright adj.
Computer
kritik duruş critical stop n.
Informatics
duruş algılayıcısı attitude sensor n.
duruş kontrolü attitude control n.
Textile
makine duruş süresi machine stoppage n.
Automotive
acil duruş sinyali emergency stop signal n.
acil duruş emergency stop n.
aeodinamik duruş aerodynamic stance n.
duruş kontrol düzeni stop control system n.
emniyetli duruş lastiği run on tire n.
güvenli duruş alanı shut off area n.
güvenli duruş mesafesi safe stopping distance n.
öncelikli duruş çizgisi advanced stop line n.
tam duruş full stop n.
yumuşak duruş soft stop n.
Traffic
duruş görüş mesafesi stopping sight distance n.
Medical
duruş refleksi achilies tendon reflex n.
duruş fazı stance phase n.
orta duruş fazı mid-stance phase n.
terminal duruş terminal stance n.
yürümenin duruş fazı stance phase of walking n.
duruş bozukluğu poor posture n.
Psychology
ataksik duruş ataxic gait n.
duruş refleksi stance reflex n.
katatonik duruş catatonic posturing n.
Pathology
anormal duruş abnormal posture n.
Astronomy
büyük bir gezegenin sergilediği sabit duruş station n.
Religious
yogada bir duruş matsyendra n.
Military
duruş ve dönüş stopping and turning n.
esas duruş attention n.
sürekli duruş vektörü continuously set vector n.
silahın sağ omuza yerleştirilip namlunun kaldırıldığı bir askeri duruş right shoulder arms n.
(askerde) rahat duruş parade rest n.
Sport
duruş ve atış teknikleri tachiwaza n.
golfte topa vurmadan önceki duruş pozisyonu address n.
bacaklar kapalı duruş closed standing position n.
denge aletinde kurbağalama duruş frog balance n.
denge aletinde el üzerinde duruş english hand balance n.
duruş (biçimi) stance n.
dizüstü duruş kneeling n.
el ve diz üzerinde duruş pozisyonu horizontal kneeling n.
hareketsiz duruş motionless position n.
kötü duruş bad posture n.
omuzda duruş shoulder stand n.
rahat duruş relaxed position n.
rahat duruş standing at ease n.
tek bacak üstünde duruş single-limb stance n.
temel duruş basic position n.
ters duruş counter guard n.
sörfte bir duruş pig dog n.
(sporda) temel duruş stance n.
(özellikle golfte duruş) vücudun ön tarafı öne dönük open adj.
Basketball
zıplayarak yapılan duruş tek zamanlı duruş jump stop n.
Volleyball
duruş çeşitleri position varieties n.
Boxing
ters duruş counterguard n.
Art
dansta anlık olarak yapılan duruş attitude n.
balede temel duruş ballet position n.
dansta heykelsi duruş tekniği plastic n.
dansta heykelsi duruş tekniği plastique n.
(bale) ayakların birbirinden ayrı tutulduğu duruş ouvert n.
(bale) ayakların birbirinden ayrı tutulduğu duruş ouverte n.
açık duruş içeren ouvert adj.
Music
salon dansında bir çeşit duruş closed position n.
Printery
duruş süresi downtime n.
Archaic
duruş biçimi gesture n.