Verlauf

eşiğinde

Bedeutungen von dem Begriff "eşiğinde" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 16 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	eşiğinde	bordering on adj.
2	General	eşiğinde	on door steps adv.
3	General	eşiğinde	at the point of adv.
4	General	eşiğinde	at the threshold of adv.
5	General	eşiğinde	at point adv.
6	General	eşiğinde	on the verge of prep.
7	General	eşiğinde	in the throes of prep.
8	General	eşiğinde	on prep.
Phrases
9	Phrases	eşiğinde	about to expr.
Idioms
10	Idioms	eşiğinde	on the eve of expr.
11	Idioms	eşiğinde	on the threshold of expr.
12	Idioms	eşiğinde	on the brink of expr.
13	Idioms	eşiğinde	on the edge expr.
14	Idioms	eşiğinde	a heartbeat (away) from expr.
15	Idioms	eşiğinde	on the cusp expr.
16	Idioms	eşiğinde	on the verge expr.

Bedeutungen, die der Begriff "eşiğinde" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 95 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	ölümün eşiğinde olma durumu	feyness n.
2	General	mağlubiyetin eşiğinde olma	the jaws of defeat n.
3	General	ölümün eşiğinde olma	moribundity n.
4	General	eşiğinde olmak	be on the verge of something v.
5	General	eşiğinde olmak	verge (on) v.
6	General	eşiğinde olmak	be on the brink of something v.
7	General	savaşın eşiğinde olmak	be on the brink of war v.
8	General	başarısızlığın eşiğinde olmak	tick over v.
9	General	ölümün eşiğinde olan	fey adj.
10	General	iflasın eşiğinde olan	tubercular adj.
11	General	eşiğinde olan	preliminary adj.
12	General	iflasın eşiğinde	on the verge of bankruptcy adv.
13	General	yeni bir çağın eşiğinde	on the cusp of a new era adv.
14	General	başarısızlık, tükenmişlik veya mahvoluşun eşiğinde	on one's last legs adv.
Phrasals
15	Phrasals	bir şeyin eşiğinde olmak	verge upon something v.
16	Phrasals	bir şeyin eşiğinde olmak	verge on something v.
Phrases
17	Phrases	açlık sınırında/eşiğinde	on the brink of starvation expr.
18	Phrases	boşanmanın eşiğinde	on the verge of divorce expr.
19	Phrases	felaketin eşiğinde	on the brink of disaster expr.
20	Phrases	ölümün eşiğinde	on the brink of death expr.
21	Phrases	ölümün eşiğinde	on the verge of death expr.
22	Phrases	savaşın eşiğinde	on the verge of war expr.
23	Phrases	savaşın eşiğinde	on the verge of a war expr.
24	Phrases	çöküşün eşiğinde	on the verge of collapse expr.
Colloquial
25	Colloquial	sinirlenmenin eşiğinde	on edge adj.
26	Colloquial	ölümün eşiğinde	at death's door expr.
27	Colloquial	-in eşiğinde	within an inch of expr.
28	Colloquial	ölümün eşiğinde	in the o-zone expr.
29	Colloquial	ölümün eşiğinde	in the q-zone expr.
30	Colloquial	kapı eşiğinde	at doorstep expr.
Idioms
31	Idioms	-nın eşiğinde olmak	exist on borrowed time v.
32	Idioms	eşiğinde olmak	be on the fringe v.
33	Idioms	eşiğinde olmak	be on the threshold v.
34	Idioms	ölümün eşiğinde olmak	be at the death's door v.
35	Idioms	ölümün eşiğinde olmak	lie at death's door v.
36	Idioms	uçurumun eşiğinde olmak	be on the brink of the abyss v.
37	Idioms	işini kaybetmenin eşiğinde olmak	be for the chop v.
38	Idioms	(proje, plan) iptal edilmenin eşiğinde olmak	be for the chop v.
39	Idioms	ölümün eşiğinde/pençesinde olmak	be knocking on heaven's door v.
40	Idioms	ölümün eşiğinde olmak	be on the danger list v.
41	Idioms	(bir şey yapmanın) eşiğinde olmak	be on the brink of (doing something) v.
42	Idioms	(bir şeyin) eşiğinde olmak	be on the edge of (something) v.
43	Idioms	eşiğinde olmak	be on the ragged edge [us] v.
44	Idioms	bir şeyin eşiğinde olmak	be on the threshold of something v.
45	Idioms	ölümün eşiğinde olmak	be on the danger list v.
46	Idioms	(bir şeyin) eşiğinde olmak/eşiğine gelmek	be staring (something) in the face v.
47	Idioms	bir şeyin eşiğinde olmak/eşiğine gelmek	be staring something in the face v.
48	Idioms	yenilmenin, ölümün, mahvolmanın eşiğinde olmak	be staring something in the face v.
49	Idioms	bir şeyin/bir şeyi yapmanın eşiğinde olmak	be within a whisker of something/of doing something v.
50	Idioms	(tehlikeli/zor bir durumun) eşiğinde olmak	teeter on the brink (or edge) v.
51	Idioms	eşiğinde olmak	teeter on the brink v.
52	Idioms	(bir şeyin) eşiğinde olmak	teeter on the brink of (something) v.
53	Idioms	(bir şeyin) eşiğinde olmak	teeter on the edge of (something) v.
54	Idioms	iflasın eşiğinde	on carey street adj.
55	Idioms	ölümün eşiğinde	far gone adj.
56	Idioms	iflasın eşiğinde	down for the count adj.
57	Idioms	suya düşmenin eşiğinde	down for the count adj.
58	Idioms	ölümün eşiğinde/pençesinde	knocking on heaven's door adj.
59	Idioms	birinin kapısının eşiğinde	at one's door adv.
60	Idioms	(birinin) kapısının eşiğinde	at (one's) doorstep adv.
61	Idioms	eşiğinde (bir şeyin)	on the brink expr.
62	Idioms	ölümün eşiğinde	at death's door expr.
63	Idioms	ölüm eşiğinde	at death's door expr.
64	Idioms	kapısının eşiğinde	on (one's) doorstep expr.
65	Idioms	kapının eşiğinde	on (one's) doorstep expr.
66	Idioms	ölümün eşiğinde	at death's doorstep expr.
67	Idioms	(bir şeyin) eşiğinde	on the edge of (something) expr.
68	Idioms	tehlikenin eşiğinde	on the edge expr.
69	Idioms	ölümün eşiğinde	at death's door expr.
70	Idioms	ölüm eşiğinde	at death's door expr.
71	Idioms	ölümün eşiğinde	near death's door expr.
72	Idioms	ölüm eşiğinde	near death's door expr.
73	Idioms	(bir şeyin) sınırında/eşiğinde	on the borderline expr.
74	Idioms	(bir şey) olmanın eşiğinde	a heartbeat away from being (something) [cliché] expr.
75	Idioms	(bir şeyi yapmanın) eşiğinde	about to (do something) expr.
76	Idioms	yapmanın eşiğinde	about to do expr.
77	Idioms	(bir şeyin) eşiğinde	on the brink of (something) expr.
78	Idioms	(bir şey yapmanın) eşiğinde	on the brink (of doing something) expr.
79	Idioms	başarısızlık, tükenmişlik veya mahvoluşun eşiğinde	on last legs expr.
80	Idioms	(bir şeyin) eşiğinde	on the eve of (something) expr.
81	Idioms	yenilginin/iflasın eşiğinde	on the ropes expr.
82	Idioms	(bir şeyin) eşiğinde	on the threshold of (something) expr.
83	Idioms	(bir şey yapmanın) eşiğinde	on the verge of (doing) (something) expr.
84	Idioms	çökmenin eşiğinde	on your knees expr.
85	Idioms	bir şeyin/bir şey yapmanın eşiğinde	on the verge of something/of doing something expr.
86	Idioms	bir şeyin/bir şey yapmanın eşiğinde	to the verge of something/of doing something expr.
Trade/Economic
87	Trade/Economic	iflasın eşiğinde olmak	be on the brink of bankruptcy v.
88	Trade/Economic	iflasın eşiğinde olmak	be on the verge of bankruptcy v.
Law
89	Law	iflasın eşiğinde olan bir şirketi çıkmazdan kurtarma	bale-out n.
Politics
90	Politics	iç savaşın eşiğinde	on the verge of civil war expr.
Literature
91	Literature	ölümün eşiğinde	in the twilight of half-surrender expr.
Religious
92	Religious	deizmin eşiğinde olan	semideistical adj.
Philosophy
93	Philosophy	kapı eşiğinde durma	standing-by-the-door n.
Archaic
94	Archaic	ölümün eşiğinde	amort adj.
95	Archaic	ölümün eşiğinde	amort adj.