elverişsiz - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

elverişsiz



Bedeutungen von dem Begriff "elverişsiz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 46 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
elverişsiz unfavorable adj.
General
elverişsiz incapable adj.
elverişsiz unfavourable adj.
elverişsiz unsuitable adj.
elverişsiz inexpedient adj.
elverişsiz inadequate adj.
elverişsiz unpropitious adj.
elverişsiz impracticable adj.
elverişsiz disabled adj.
elverişsiz disadvantageous adj.
elverişsiz ineligible adj.
elverişsiz cumbersome adj.
elverişsiz inconvenient adj.
elverişsiz adverse adj.
elverişsiz impractical adj.
elverişsiz unhandy adj.
elverişsiz insusceptible adj.
elverişsiz unfit adj.
elverişsiz clunky adj.
elverişsiz unaccommodating adj.
elverişsiz unabled adj.
elverişsiz unconvenient adj.
elverişsiz uncovenable adj.
elverişsiz unexpedient adj.
elverişsiz unpracticable [obsolete] adj.
elverişsiz unpropitious adj.
elverişsiz untrim adj.
elverişsiz rough adj.
elverişsiz impropitious [obsolete] adj.
elverişsiz disfavorable [us] adj.
elverişsiz disfavourable [uk] adj.
elverişsiz infortunate adj.
elverişsiz faulty adj.
elverişsiz favorless [obsolete] adj.
elverişsiz favourless [obsolete] adj.
elverişsiz feckless adj.
elverişsiz inhabile [obsolete] adj.
elverişsiz disconducive adj.
elverişsiz foul adj.
elverişsiz hostile adj.
elverişsiz unsuited adj.
Idioms
elverişsiz no canny adj.
Trade/Economic
elverişsiz unfit adj.
Technical
elverişsiz intrusive adj.
Computer
elverişsiz intrusive adj.
Archaic
elverişsiz naught adj.

Bedeutungen, die der Begriff "elverişsiz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 82 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
elverişsiz durum handicap n.
elverişsiz hava unfavorable weather n.
açılmaya elverişsiz gemi coffin n.
elverişsiz koşullara yön veren kişi handicapper n.
sağlığa elverişsiz lack of sanitary conditions n.
askerliğe elverişsiz inconvenient for military service n.
askerliğe elverişsiz unfit for military service n.
deniz seferine elverişsiz gemi coffin n.
elverişsiz pozisyon unfavorable position n.
elverişsiz durum inconvenient [obsolete] n.
yaşamaya elverişsiz çevresel koşul inhospitableness n.
elverişsiz yapmak make impractible v.
askerliğe elverişsiz olmak be inconvenient for military service v.
askerliğe elverişsiz olmak unfit for military service v.
elverişsiz hale getirmek unfit v.
avlanmaya elverişsiz hale getirmek amacıyla (köpeklerin) ayak köklerini kesmek hamble v.
elverişsiz olmak disagree v.
denize çıkmaya elverişsiz unseaworthy adj.
hizmete elverişsiz unserviceable adj.
sağlığa elverişsiz unhygienic adj.
sağlığa elverişsiz unclean adj.
yaşama elverişsiz uninhabitable adj.
yaşama elverişsiz undwellable [obsolete] adj.
yaşamaya elverişsiz unhabitable adj.
oturmaya elverişsiz unhabitable adj.
ikamete elverişsiz unhabitable adj.
elverişsiz yerleştirilmiş unhandy adj.
oturmaya elverişsiz inhabitable [obsolete] adj.
(özellik) elverişsiz spurious adj.
elverişsiz bir biçimde inexpediently adv.
elverişsiz bir halde intrusively adv.
elverişsiz bir biçimde insusceptibly adv.
elverişsiz bir şekilde unfavourably adv.
elverişsiz bir halde incapably adv.
elverişsiz bir şekilde unpropitiously adv.
elverişsiz bir şekilde impracticably adv.
elverişsiz bir şekilde impractically adv.
elverişsiz bir şekilde inconveniently adv.
elverişsiz bir şekilde unfavorably adv.
elverişsiz bir şekilde unfitly adv.
elverişsiz bir şekilde unfittingly adv.
elverişsiz bir şekilde unhandily adv.
elverişsiz şekilde rough adv.
elverişsiz bir şekilde ill adv.
elverişsiz bir şekilde disfavorably [us] adv.
elverişsiz bir şekilde disfavourably [uk] adv.
elverişsiz olarak fecklessly adv.
seyrüsefere elverişsiz halde innavigably adv.
elverişsiz anlamı veren ön ek dys- pref.
Idioms
elverişsiz bir zaman/an inopportune moment n.
yaşamaya elverişsiz alan boondocks n.
üzerinde bir şey yetiştirmeye elverişsiz arazi/toprak land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] n.
ilerlemeye elverişsiz durum dead-end n.
Trade/Economic
elverişsiz üretim veya fiyat koşulları dolayısıyla üretimin geçici olarak durdurulması shut-down n.
elverişsiz ambalaj inadequate packing n.
deniz seferine elverişsiz unseaworthy adj.
seyrüsefere elverişsiz innavigable adj.
Law
mülkiyete elverişsiz mallar goods non suitable for ownership n.
elverişsiz teşebbüs impossibility n.
ikamete elverişsiz untenantable adj.
Politics
nazi almanya'sındaki toplama kamplarında asosyal ya da zihnen çalışmaya elverişsiz sayılanların takmak zorunda oldukları nişane black triangle n.
Insurance
denize elverişsiz unseaworthy adj.
Technical
elverişsiz olma inconvenience n.
elverişsiz zemin tabakalaşması unfavourable soil stratification n.
pişmeye elverişsiz kömür nonbaking coal n.
Mechanic
elverişsiz koşullar unfavourable conditions n.
Marine
deniz seferine elverişsiz gemi coffin n.
sefere elverişsiz unseaworthy adj.
Marine Biology
pleziyozorlardan daha uzun ince bacakları ve yüzme için daha elverişsiz yapısı olan, nesli tükenmiş deniz sürüngenleri nothosaur n.
Botanic
büyümeye elverişsiz koşullarda bitkinin durağanlığı rigor n.
büyümeye elverişsiz koşullarda bitkinin durağanlığı rigour n.
patojenik organizmanın elverişsiz koşullarda hayatta kalmasına izin veren holdover adj.
patojenik organizmanın elverişsiz koşullarda hayatta kalmasına izin veren holdover adj.
Agriculture
tarıma elverişsiz nonarable adj.
işlenmeye elverişsiz unkindly adj.
ekilip biçilmeye elverişsiz unkindly adj.
Geography
mississippi nehri ile rocky dağları arasında yer alıp kurak ve yaşama elverişsiz olduğu düşünülen bölgeler desert n.
Military
hizmete elverişsiz ikmal maddeleri unserviceable supplies n.
hizmete elverişsiz ordu malı unserviceable property n.
askerlik hizmetine elverişsiz noneffective adj.
Archaic
elverişsiz bir şekilde cross adv.
Engineering
kullanılamaz/kullanıma elverişsiz enerji unavailable energy n.