emin olmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

emin olmak



Bedeutungen von dem Begriff "emin olmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 35 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
emin olmak ensure v.
emin olmak make sure v.
General
emin olmak be positive about v.
emin olmak be sure v.
emin olmak be advised v.
emin olmak know one's own mind v.
emin olmak insure v.
emin olmak rest assured v.
emin olmak be certain v.
emin olmak feel certain v.
emin olmak be positive of v.
emin olmak check on v.
emin olmak be sure of v.
emin olmak know for sure v.
emin olmak know for certain v.
emin olmak assure oneself v.
emin olmak assecure [obsolete] v.
emin olmak mind v.
emin olmak broadseal v.
Colloquial
emin olmak bet one's boots on v.
emin olmak make certain v.
emin olmak make sure v.
emin olmak make sure of v.
emin olmak bet on it v.
emin olmak ice v.
emin olmak see to it v.
Idioms
emin olmak know for a fact v.
emin olmak bet (one's) boots v.
emin olmak one can bet one's bottom dollar v.
emin olmak know your own mind v.
Technical
emin olmak make certain v.
emin olmak make sure v.
emin olmak verify v.
emin olmak assure v.
Slang
emin olmak bet one's ass v.

Bedeutungen, die der Begriff "emin olmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 122 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
emin olmak (bir şey hakkında) tell v.
emin olmak için gerekeni yapmak make sure v.
birisinin parası olup olmadığından emin olmak see the color of someone's money v.
kendinden emin olmak be sure of oneself v.
bir şeyden emin olmak be positive of v.
bir şeyden emin olmak be positive about v.
-den emin olmak be sure about v.
doğru olup olmadığından emin olmak make sure of v.
doğruluğundan emin olmak make certain of v.
emin ellerde olmak be in safe hands v.
emin olmak (bir şey hakkında) be sure of/about v.
-den emin olmak make sure of v.
adı gibi emin olmak know for certain v.
kendinden emin bir havası olmak have an air of confidence v.
hemen hemen emin olmak all but certain v.
kendinden emin olmak promise one's self v.
emin olmak için ikinci kez kontrol etmek countercheck v.
Phrasals
varlığından emin olmak swear by v.
bir işin yapılıp yapılmadığından emin olmak için sözkonusu kişiyle irtibat halinde olmak follow up with somebody v.
(bir şeyin birine) teslim edildiğinden emin olmak get to (someone) v.
-in onayladığından emin olmak square with v.
birinin onayladığından emin olmak square something with someone v.
(bir şeyle) uyuştuğundan emin olmak key to (something) v.
bir projenin/işin yolunda gittiğinden emin olmak nurse along v.
(bir şeyden/bir şeyin olacağından) emin olmak bet on (something) v.
(birinden) emin olmak bet on (someone) v.
(birinin) ölçülerini alarak (bir giysiye) uygun olduğundan emin olmak fit (one) for (something) v.
(bir giysinin birine) uyacağından emin olmak fit (one) for (something) v.
birinin ölçülerini alarak bir giysiye uygun olduğundan emin olmak fit someone for something v.
bir giysinin birine uyacağından emin olmak fit someone for something v.
(bir işin) yapılıp yapılmadığından emin olmak için söz konusu kişiyle irtibat halinde olmak follow up on (something) v.
bir işin yapılıp yapılmadığından emin olmak için (biriyle) irtibat halinde olmak follow up with (one) v.
(bir şey) sınırları içerisinde olduğundan emin olmak keep to (something) v.
(bir şeyden) emin olmak/durmak stand behind (something) v.
(bir şeyden) emin olmak swear by (something) v.
Phrases
'-in duyulduğundan/bilindiğinden emin olmak let it be known that… v.
'-in duyulduğundan/bilindiğinden emin olmak make it known that… v.
Colloquial
kendinden emin olmak know what (one) is about v.
bir şeyin yapıldığından emin olmak see to it that something is done v.
başarıdan emin olmak have it made v.
bir şeyin yapıldığından emin olmak see that something is done v.
birinin iyi olduğundan emin olmak make sure someone is all right v.
hakkında emin olmak be clear about v.
kesinlikle emin olmak bet one's boots on v.
-den emin olmak see to it that v.
kendinden çok emin olmak be cocksure of (oneself) v.
harekete geçmeden önce karar vermek/emin olmak cut out v.
başarıdan emin olmak get it made v.
(bir şeyden) emin olmak be certain of (something) v.
(bir şeydin olacağından/olduğundan) emin olmak be certain that (something will happen or is the case) v.
son derece emin olmak bet on it v.
(bir şeyin) yapıldığından/gerçekleştiğinden emin olmak see (to it) that (something happens) v.
(bir şeyin) olduğundan/yerine getirildiğinden emin olmak see (to it) that (something happens) v.
yapıldığından/bittiğinden emin olmak see that it is done v.
emin olmak için for good measure expr.
(sadece) emin olmak için (just) to be safe expr.
emin olmak mümkün değil (there's) no way to tell expr.
emin olmak mümkün değil no way to tell expr.
Idioms
yüzde yüz/kesinlikle emin olmak bet (one's) shirt on (something) v.
yüzde yüz/kesinlikle emin olmak bet someone dollars to doughnuts v.
(bir şey olacağına) emin olmak be no question that (something will happen/is the case) v.
çok emin olmak bet one's bottom dollar v.
çok emin olmak bet one's life v.
çok emin olmak feel it in one's bones v.
göz önünde olduğundan emin olmak keep someone in sight v.
kendinden emin olmak be secure in one's skin v.
kendinden emin olmak comfortable in one's skin v.
tümüyle emin olmak put the record straight v.
tümüyle emin olmak set the record straight v.
tümüyle emin olmak keep the record straight v.
tümüyle emin olmak get the record straight v.
(çok emin olmak) kalıbını basmak stake your life v.
(çok emin olmak) kalıbını basmak stake one's life v.
(emin olmak için) kitaba bakmak look up v.
(bir şeyin olacağından) emin olmak feel something in one's bones v.
(bir şeyi yaptığından) emin olmak make it a point to (do something) v.
(birinin) her zaman doğruyu söylediğinden emin olmak keep (one) honest v.
birinin bir şeyi doğru anladığından emin olmak put straight v.
doğru hissettiğinden, davrandığından, düşündüğünden emin olmak put straight v.
birinin (bir şeyi) doğru anladığından emin olmak put somebody straight (about/on something) v.
birinin (bir şey hakkındaki) unsurları yanlış anlamadığından emin olmak put somebody straight (about/on something) v.
birinin (bir şeyi) doğru anladığından emin olmak set somebody straight (about/on something) v.
birinin (bir şey hakkındaki) unsurları yanlış anlamadığından emin olmak set somebody straight (about/on something) v.
-den emin olmak be safe in the knowledge that v.
(bir şeyin) zaman harcamaya değeceğinden emin olmak make (something) worth (one's) while v.
(bir şeyi) yaparken vaktini boşa harcamadığından emin olmak make (something) worth (one's) while v.
kendinden emin olmak be on firm ground v.
inançlarından, bilgisinden emin olmak be on firm ground v.
kendinden emin ve neşeli olmak be bright and breezy v.
(kendinden) fazla emin olmak be cocksure of (oneself) v.
(kendinden) gayet emin olmak be cocksure of (oneself) v.
kendinden emin olmak be in control v.
(bir şeyden) emin olmak be sold on (something) v.
bir şeyden emin olmak be sold on something v.
(bir şeyi) yaptığından emin olmak be sure to (do something) v.
kesinlikle emin olmak bet (one's) boots v.
adı kadar emin olmak bet (one's) boots v.
çok emin olmak bet bottom dollar v.
yüzde yüz/kesinlikle emin olmak bet dollars to doughnuts v.
kesinlikle emin olmak one can bet one's bottom dollar v.
başaracağından emin olmak fancy (one's) chances v.
başaracağından emin olmak fancy chances v.
başaracağından emin olmak fancy your chances v.
başaracağından emin olmak fancy someone's chances v.
birinin başaracağından emin olmak fancy somebody's chances v.
doğru yolda gittiğinden/ilerlediğinden emin olmak keep on (the right) track v.
bir şeyden bahse girecek kadar emin olmak make book on something v.
bir şeyden emin olmak make certain (that) something v.
(bir şeyden) emin olmak make certain of (something) v.
bir şeyden emin olmak make certain of something/of doing something v.
(bir şeyin) olacağından emin olmak put (one's) money on (something) v.
birinin bir şey yapacağından/bir şeyin olacağından emin olmak put (your) money on somebody/something v.
olacağından emin olmak put your shirt on [uk] v.
emin olmak imkansız (there's) no knowing expr.
emin olmak için (bir şey yapmak) (do something) for good measure expr.
Speaking
sadece iyi olduğundan emin olmak istedim I just wanted to make sure you were all right expr.
sen olduğundan emin olmak istedim just want to make sure it's you expr.
Hunting
namlu ve mekanizmaların sağlamlığından emin olmak için yapılan yüksek şarjlı deneme atışı proof n.
Slang
bahse girecek kadar emin olmak make book on v.
başarıdan emin olmak have it knocked v.
kazanacağından/başarılı olacağından emin olmak have it knocked v.
kesinlikle emin olmak bet one's ass v.