erozyon - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

erozyon



Bedeutungen von dem Begriff "erozyon" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 12 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
erozyon erosion n.
General
erozyon erosion n.
erozyon wash n.
erozyon washout n.
erozyon scouring n.
erozyon scour n.
Trade/Economic
erozyon soil erosion n.
Technical
erozyon denudation n.
Construction
erozyon erosion n.
Agriculture
erozyon erosion n.
Environment
erozyon erosion n.
Meteorology
erozyon erosion n.

Bedeutungen, die der Begriff "erozyon" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 109 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
erozyon sekisi erosion terrace n.
aşınma veya erozyon nedeniyle aşınmış nokta worn spot n.
erozyon ile taşınmış (drenaj sistemi) superimposed adj.
(drenaj sistemi veya nehir) erozyon ile taşınan superimposed adj.
erozyon ile birlikte akıp giden (nehir) superimposed adj.
Trade/Economic
finansal erozyon financial erosion n.
Institutes
ağaçlandırma ve erozyon kontrolü genel müdürlüğü general directorate of erosion control and forestation n.
Technical
dalma erozyon tezgahı sinking erosion machine n.
elektro erozyon makinesi electric-erosion machine n.
erozyon hızı rate of erosion n.
erozyon başlangıcı incipient erosion n.
elektro erozyon ile işleme electrical discharge machining (edm) n.
erozyon hızı scouring velocity n.
erozyon kontrolü erosion control n.
erozyon sathı erosion surface n.
erozyon katsayısı katsayısı erosion coefficient n.
erozyon nedeniyle kayaların aşınması degradation n.
gevrek erozyon davranımı brittle erosion behaviour n.
gerileyici erozyon headward erosion n.
geriye doğru erozyon regressive erosion n.
hızlanmış erozyon abnormal erosion n.
hızlandırılmış erozyon accelerated erosion n.
jeolojik erozyon geologic erosion n.
iç erozyon subterranean erosion n.
normal erozyon geologic erosion n.
su ile erozyon water erosion n.
tabii erozyon geologic erosion n.
tel erozyon wire erosion n.
yanal erozyon lateral erosion n.
yüzeysel erozyon sheet erosion n.
Mechanic
elektro-erozyon spark eroding n.
elektro-erozyon spark machining n.
elektro erozyon ile işleme spark machining n.
elektro erozyon ile işleme spark erosion n.
elektro erozyon ile işleme electrical discharge machining n.
elektro erozyon ile işleme spark eroding n.
elektro-erozyon electrical discharge machining n.
elektro-erozyon spark erosion n.
Construction
yüzeysel erime veya erozyon ablation n.
Marine
erozyon kontrolü erosion control n.
erozyon tarafından aşındırılmış bölgenin doldurularak su üstüne çıkarılması raised abrasion platform n.
erozyon ve dalga etkisiyle kumsalda oluşan dik eğimler beach scarp n.
kıyı erozyon felaketleri beach erosion disasters n.
Medical
servikal erozyon cervical erosion n.
Pathology
serviks uterinin erozyon ve ektropiyonu erosion and ectropion of cervix uteri n.
erozyon sonrası sifiloid posterosive syphiloid adj.
Chemistry
erozyon korozyonu erosion corrosion n.
Biology
genetik erozyon genetic erosion n.
Botanic
süs olarak ve erozyon kontrolünde yaygın kullanılan mor çiçekli bir asya çalısı bicolor lespediza n.
süs olarak ve erozyon kontrolünde yaygın kullanılan mor çiçekli bir asya çalısı ezo-yama-hagi n.
süs olarak ve erozyon kontrolünde yaygın kullanılan mor çiçekli bir asya çalısı lespedeza bicolor n.
Agriculture
dahili erozyon internal erosion n.
erozyon yağışı erosive raining n.
erozyon amili erosive agent n.
erozyon devridaimi erosion cycle n.
erozyon örtü bitkileri cover crops n.
hızlanmış erozyon accelerated erosion n.
yapısal erozyon kontrolü structural erosion control n.
suyun yüzeyden akıp gitmesini ve erozyon oluşumunu engellemek için arazinin çevresindeki faaliyetlere ait contour adj.
suyun yüzeyden akıp gitmesini ve erozyon oluşumunu engellemek için arazinin çevresindeki faaliyetlerde kullanılan contour adj.
Forestry
erozyon kontrolü erosion control n.
Social Sciences
kültürel erozyon cultural erosion n.
Environment
erozyon riski erosion risk n.
erozyon kontrol çalışması erosion control works n.
erozyon yüzeyi erosion surface n.
erozyon vadisi erosion valley n.
erozyon kontrol planlaması planning for erosion control n.
erozyon kontrol düzenlemeleri regulation for erosion control n.
erozyon kontrol işleri erosion control works n.
hızlanmış erozyon accelerated erosion n.
sahil erozyon kontrolu beach erosion control n.
erozyon sebebiyle aşınarak insan yapımı bir esere benzemiş taşlık tepe oluşum monument n.
erozyon döngüsünün son aşaması old age n.
toprak yüzeyinin çeşitli yapılarca bölündüğü bir erozyon türü dissection n.
(erozyon döngüsünde) başlangıç evresi infancy n.
(erozyon döngüsünde) ilk evre infancy n.
düz yüzeyler oluşturan erozyon süreci planation n.
erozyon sonucu açığa çıkan denuded adj.
erozyon sonucu aşınan denuded adj.
Geography
bölgenin erozyon nedeniyle neredeyse taban seviyesine indirgenmesi topographic old age n.
buzul tarfından oluşturulan erozyon izi glacial scar n.
erozyon kumu blown sand n.
erozyon eğimi erosion slope n.
erozyon ve rüsubat kontrolü erosion and sediment control n.
erozyon döküntüsü detritus n.
erozyon sekisi erosion terrace n.
erozyon yamacı erosion slope n.
(yeryüzü şekillerini) erozyon ile değiştirmek sculpture v.
(yeryüzü şekillerini) erozyon ve toprak birikintisi ile değiştirmek sculpture v.
erozyon döngüsü gibi jeolojik etmenlerde meydana gelen değişimlerin maksimum etkililikte olduğu orta evreye ait mature adj.
erozyon döngüsünün menderesler veya engebelerle karakterize edilen orta safhasında olan (nehir vadisi veya arazi) mature adj.
erozyon nedeniyle çoraklaşmış galled adj.
(erozyon döngüsünün son aşamasındaki bir akarsu) tortu taşıması nedeniyle güç kaybetmiş decrepit adj.
Geology
yüksek rakımlardaki geniş düzlüklerde meydana gelen erozyon altiplanation n.
dikey erozyon erosional downcutting n.
dikey erozyon downward erosion n.
dikey erozyon vertical erosion n.
dikey erozyon downcutting n.
erozyon tahmin projesi erosion prediction project n.
erozyon döngüsü cycle of erosion n.
erozyon taban seviyesi base level of erosion n.
erozyon ovası peneplain n.
jeolojik erozyon geological erosion n.
erozyon döngüsünün ilk aşaması youth n.
dağ zincirinden oluşmuş erozyon materyali molasse n.
akarsuyun erozyon döküntüsü taşıma kapasitesi competence n.
tümü neredeyse aynı eğimde olan tortul kayaç tabakasında genellikle erozyon nedeniyle kırılma disconformity n.
ileri erozyon aşamasına ulaşmış aged adj.
erozyon döngüsünün sonuna yaklaşan senicide adj.