gösterme - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

gösterme



Bedeutungen von dem Begriff "gösterme" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 36 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
gösterme showing n.
gösterme display n.
General
gösterme exhibition n.
gösterme exhibiting n.
gösterme diagnosis n.
gösterme screening n.
gösterme daylight n.
gösterme displaying n.
gösterme representation n.
gösterme baring n.
gösterme pointing n.
gösterme view n.
gösterme indicating n.
gösterme evincing n.
gösterme shewing n.
gösterme presentation n.
gösterme designation n.
gösterme pointing out n.
gösterme ostension n.
gösterme manifestation n.
gösterme muster [obsolete] n.
gösterme denotation n.
gösterme denotement n.
gösterme disportment [obsolete] n.
gösterme presentment n.
Trade/Economic
gösterme presentation n.
Law
gösterme extent [obsolete] n.
Technical
gösterme indication n.
Computer
gösterme demonstration n.
gösterme demo n.
gösterme don't show expr.
Linguistics
gösterme representation n.
gösterme demonstrative n.
Latin
gösterme designatio n.
Archaic
gösterme shew n.
gösterme shew n.

Bedeutungen, die der Begriff "gösterme" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 317 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yol gösterme guidance n.
General
sebep gösterme essoin n.
şeytan gibi gösterme demonization n.
uyum gösterme adaptation n.
kapıyı gösterme gate n.
delil gösterme evincing n.
kaynak olarak gösterme citation n.
saygı gösterme venerating n.
allah'a saygı gösterme piousness n.
gösterme parmağı index finger n.
yol gösterme pilotage n.
mazur gösterme palliation n.
reklamlardan önce veya sonra mini klipler gösterme eyecatching n.
şeytan gibi gösterme demonisation n.
işaretlerle gösterme notation n.
az gösterme understatement n.
baş gösterme outbreak n.
anlayış gösterme empathising n.
yanlış yapmamaya özen gösterme accuracy n.
yol gösterme muhtırası guidance memorandum n.
baş gösterme outcrop n.
beklenilenden daha az başarı gösterme underachieving n.
çaba gösterme striving n.
çaba gösterme endeavoring n.
resimle gösterme exhibiting n.
yeniden gösterme revival n.
az gösterme meiosis n.
aday gösterme presentation n.
çaba gösterme endeavouring n.
vesika gösterme exhibiting n.
mahrem yerlerini gösterme exposal n.
değişik yönlerden bakıldığında farklı renkler gösterme pleochroism n.
aday gösterme nomination n.
anlayış gösterme empathizing n.
gösterme (bir duygu veya niteliği) exhibition n.
denklem ile gösterme equating n.
anlayış gösterme indulgence n.
saygı gösterme respecting n.
cesaret gösterme braving n.
film gösterme makinesi film projector n.
açıkça gösterme manifestation n.
misal gösterme exampling n.
örnek olarak gösterme citation n.
gösterme sıfatı demonstrative adjective n.
yanlışlığını gösterme rebuttal n.
yol gösterme leading n.
aşırı kız tepkisi gösterme (alışveriş, takı vb gördüğünde) girlgasm n.
gelişimin farklı evrelerinde farklı şekiller gösterme polymorphism n.
işaret veya rakamlarla gösterme usulü notation n.
resimle gösterme illustrating n.
aşırı tepki gösterme overreacting n.
aşırı reaksiyon gösterme overreacting n.
tekrar aday gösterme reappointment n.
küçük gösterme foreshortening n.
gerektiğinden fazla teminat gösterme (bir finans kurumundan kredi alırken) overcollateralization n.
saygı gösterme deference n.
rıza gösterme compliance n.
kullanılışını gösterme demonstration n.
haklılığını gösterme justification n.
aşırı uyma/uyum gösterme overfitting n.
olduğundan az/küçük/önemsiz gösterme understatement n.
(bir hipotezin) yanlış olduğunu gösterme disconfirmation n.
yanlış olduğunu gösterme disconfirmation n.
kendini hasta gösterme simulation n.
dinsel konularda farklı görüşlere müsamaha gösterme religious toleration n.
yabancı kültürlere ve adetlere ilgi duyma/gösterme durumu xenophilia n.
eski bir şeyin taklidini yapma/eski gibi gösterme antiquing n.
bir şeyi antika gibi gösterme archaisation n.
bir şeyi antika gibi gösterme antiquing n.
popoyu gösterme mooning n.
işaretlerle gösterme signposting n.
haklı gösterme apologia n.
üstünlük derecesini gösterme comparison n.
yeniden aday gösterme renomination n.
bir şeyi antika gibi gösterme archaization n.
eski bir şeyin taklidini yapma/eski gibi gösterme archaization n.
saygı (gösterme) sorumluluğu responsibility of respect n.
saygı (gösterme) sorumluluğu duty of respect n.
titizlik gösterme conscientiousness n.
alıntı gösterme citing n.
İklime direnç gösterme climate proofing n.
uyum gösterme acclimature n.
kartlarını gösterme call n.
kanıt gösterme adducing n.
delil gösterme adducing n.
köpek özelliği gösterme caninity n.
köpek dişi özelliği gösterme caninity n.
rıza gösterme cession [obsolete] n.
yeniden rıza gösterme regrant n.
sırta vurarak coşkulu biçimde samimiyet gösterme backslap n.
sırta vurarak coşkulu biçimde samimiyet gösterme backslapping n.
aksini gösterme refutal n.
yeniden gösterme reintroduction n.
yeniden gösterme re-introduction n.
direnç gösterme reluctation [obsolete] n.
ilkel ve demode görüşlere ve eylemlere bağlılık gösterme veya savunma neanderthalism n.
çaba gösterme effort n.
gayret gösterme effort n.
kendini gösterme self-realization n.
yol gösterme egis n.
yapmacık samimiyet gösterme unctuosity n.
çaba gösterme endeavourment n.
dirayet gösterme endurance n.
(sergilenecek bir şeyi) ilk defa gösterme unveiling n.
yer gösterme usherance n.
saygı gösterme amacıyla diz bükme leg n.
saygı gösterme veneration n.
kendini yalandan hasta veya sakat gösterme malingery n.
kendini gösterme blaze n.
anneye yakıştırılan sevecenlik, sıcaklık ve şefkat gibi özellikler gösterme maternal quality n.
yol gösterme helmage n.
iyi niyet gösterme helpfulness n.
hatalı kaynak gösterme miscitation n.
merhamet gösterme misericorde n.
mafyaya saygı gösterme mobolatry n.
popoyu açıp gösterme moon n.
yapmacık şekilde önem gösterme lug n.
diş gösterme girn [scotland] n.
teori veya metotların uygulamasını gösterme demonstration n.
çok sayıda rengi gösterme multicolour n.
fazla özen gösterme overattention n.
aşırı düşkünlük gösterme overindulgence n.
dini adanmışlık gösterme devotionality n.
gerçekleri gösterme dismay n.
kendini gösterme disportment [obsolete] n.
soyut bir mevhumun kendini gösterme biçimi clothing n.
yol gösterme ducture [obsolete] n.
demire benzer özellik gösterme iron n.
yetkinlik gösterme pace n.
göz boyamak için hesapları kabarık gösterme window-dressing n.
müzayedede teklif gösterme levhası paddle n.
birini parmakla gösterme fingerpointing n.
birini hedef gösterme fingerpointing n.
birini parmakla gösterme finger-pointing n.
birini hedef gösterme finger-pointing n.
aşırı gösterme orgy n.
değişik yönlerden bakıldığında farklı renkler gösterme pleochromatism n.
önceden gösterme premonstration [obsolete] n.
önceden gösterme presignification n.
kendini gösterme showing n.
olduğundan farklı gösterme pretending n.
kendini önemli gösterme pretensions n.
pigme özelliği gösterme pygmyism n.
dolaylı yoldan gösterme subindication n.
üstü kapalı şekilde gösterme subindication n.
reaksiyon gösterme substitution n.
boy gösterme appearance n.
kendini gösterme meraklısı kimse exhibitionist n.
yol gösterme gayesi bulunmayan directionless adj.
gösterme amaçlı olan significatory adj.
Phrases
yorgunluk ya da zorlanma belirtileri gösterme blue in the face expr.
Proverb
ilgi gösterme ilgi duysun treat them mean keep them keen
Colloquial
azar azar gösterme fan dance n.
ucunu gösterme fan dance n.
kısa kesitler gösterme fan dance n.
merak ettirecek kesitler gösterme fan dance n.
iştah kabartıcı kesitler gösterme/yayma fan dance n.
merak uyandırıcı kısımlar gösterme/bilgiler yayma fan dance n.
kabaca muamele gösterme roughhousing n.
Idioms
aba altından sopa gösterme a stick to beat someone or something with n.
boğaya kırmızı gösterme a red flag before a bull [us] n.
bir şey yapma cesaretini gösterme brass neck [uk] n.
bir şey yapma cesaretini gösterme brass nerve n.
bana bahane gösterme but me no buts n.
çok/fazla/aşırı saygı/hürmet/itibar gösterme forelock-tugging n.
kendini önemli bir insanmış gibi gösterme airs and graces n.
kendini akıllı sanma ya da gösterme clever clever n.
sayılarla konuşma/konuşup durumu istediğin şekilde gösterme a numbers game n.
(yeteneklerini gösterme anlamında) geç açılmış late bloomer n.
kendini gösterme amaçlı katılınan küçük büyük her türlü organizasyon the opening of an envelope n.
hedef gösterme the finger of responsibility n.
bir yanlışın sorumlusu olarak gösterme the finger of responsibility n.
gününü gösterme what for n.
daha mutlu, masum, dertsiz gösterme lip gloss n.
kendi yeteneğini deneme/gösterme fırsatı a fair crack at something n.
boğaya kırmızı gösterme a red rag to a bull n.
boğaya kırmızı gösterme (like) a red rag to a bull n.
kapıyı gösterme işine konu olmak be given the gate v.
kendini gösterme şansı olmak/yakalamak get a look in [uk/australia] v.
(rahatsızlığını veya kibrini gösterme amaçlı) manşetlerini düzeltmek shoot one's linen v.
cömertlik/büyüklük gösterme big of (one) adj.
cömertlik/büyüklük gösterme big of one adj.
cömertlik/büyüklük gösterme big of someone adj.
her türlü masrafı yapma/çabayı gösterme no half measures expr.
işlerin nasıl yapılması gerektiğini gösterme how the cow ate the cabbage [us] expr.
Formal
aksini gösterme rebutment n.
gösterme özelliği bulunan demonstratory adj.
Trade/Economic
bilançoyu şişirerek hesapları kabarık gösterme window dressing n.
bir olay diğerinden önce ortaya çıkıyorsa onu ikinci olayın nedeni olarak gösterme yanlışı post hoc, ergo propter hoc fallacy n.
değerinden yüksek gösterme write-up n.
fırsatlar ve tehlikeler dahil çevresel koşullara tepki gösterme annually balanced budget n.
haklı gösterme justification n.
işçiye yol gösterme employee guidance n.
içinde gösterme inclusion n.
işaret ve rakamlarla gösterme sistemi notational system n.
maliyet bedeliyle gösterme carried at cost n.
mesleki yol gösterme mülakatı vocational counseling interview n.
müşterilerden tahsilatı geç gösterme yoluyla kasadaki parayı kullanma lapping n.
mesleki yol gösterme mülakatı vocational guidance interview n.
resimle gösterme illustration n.
uyum gösterme accord n.
uygulama ile işleyişi gösterme demonstration n.
(kredi verilmesi gereken bir hesaba) noksanlık gösterme surcharge n.
Law
ingiltere kilise hukukunda birini papaz olarak aday gösterme hakkı olan kimse advowee n.
ingiltere kilise hukukunda birini papaz olarak aday gösterme hakkı advowson n.
ingiltere kilise hukukunda birini papaz olarak aday gösterme hakkının şahsa ait olması advowson in gross n.
aday gösterme nomination n.
bir suçun işlenmesine müsamaha gösterme connivance n.
delil gösterme averment n.
delil gösterme hakkı right to call evidence n.
delil gösterme call evidence n.
edep yerlerini gösterme indecent exposure of person n.
gereken özeni gösterme hükmü due diligence provision n.
kanıt gösterme averment n.
kendini yalandan hasta veya sakat gösterme malingering n.
yazılı kanıt gösterme documentation n.
birini papaz olarak gösterme hakkı olan kimse avowee n.
Politics
aday gösterme designation n.
aday gösterme nomination n.
makam için aday gösterme nomination for offıce n.
politikalar konusunda yol gösterme policy guidance n.
suça müsamaha gösterme connivance n.
yol gösterme guiding n.
yozlaşmış ülkelerin prestijli spor organizasyonlarına ev sahipliği yaparak uluslararası arenada kendilerini modern/gelişmiş gösterme çabası sportswashing n.
Technical
gösterme (derece, değer vb.) registering n.
su düzeyi gösterme musluğu try cock n.
gösterme tertibatı indicating device n.
kalsifikasyon eğilimi gösterme calciphilia n.
örnek gösterme typification n.
reaksiyon gösterme reaction n.
seviye gösterme borusu level indicating pipe n.
sayılarla gösterme numerical representation n.
sıvı kristal ve katıhal gösterme cihazları liquid crystal and solid-state display devices n.
su düzeyi gösterme musluğu gauge cock n.
tesirini gösterme activation n.
yer gösterme ışığı position light n.
darbeye mukavemet gösterme antitypy n.
boyutunu düşürerek videoyu daha geniş ekranda gösterme tekniği pillarbox n.
Computer
adları gösterme biçimi show names by n.
aşağıyı gösterme pointing down n.
bilgi gösterme alt sistemi data display subsystem n.
gösterme aygıtı pointing device n.
ileti gösterme programı message popup utility n.
ilk 10 otomatik gösterme top 10 autoshow n.
klavye dili gösterme uygulaması keyboard language indicator applet n.
kullanılabilir gösterme seçenekleri viewing options available n.
microsoft gösterme aygıtı sürücüsü microsoft pointing device driver n.
sağı gösterme pointing right n.
sıfır gösterme zero suppress n.
solu gösterme pointing left n.
video gösterme boyutu show video in n.
veri gösterme data display n.
veriyi çifter olarak gösterme binarization n.
kendini olmadığı biri gibi gösterme (internetten tanışırken) false advertising n.
başlık slaydında gösterme don't show on title slide expr.
siyah beyaz gösterme b w don't show expr.
saat gösterme şekli show time as expr.
yukarıyı gösterme pointing up expr.
Telecom
adres gösterme grubu address-indicating group n.
teknoloji gösterme technology demonstration n.
Electric
gösterme ünitesi display unit n.
Television
bilgisayarla işlenmiş bilgilerin bir televizyon ekranında yazılı veya grafik olarak gösterme aracı videotext n.
hareket dizisini tekrar gösterme replay n.
spor müsabakasının bir kısmını, gerçekleştikten hemen sonra ağır çekimde veya normal hızda tekrar gösterme replay n.
hareket dizisini tekrar gösterme action replay n.
spor müsabakasının bir kısmını, gerçekleştikten hemen sonra ağır çekimde veya normal hızda tekrar gösterme action replay n.
görüntü gösterme yüzeyi düz olan flatscreen [dated] adj.
Construction
yer gösterme setting marks n.
yer gösterme setting out n.
Automotive
dönüş gösterme lambası direction indicator n.
şim gösterme ekranı shim display screen n.
yüksek performans gösterme storm n.
Marine
gemileri limanlara sokup çıkarmada yol gösterme yetkisine sahip kimse pilot n.
(seyrüsefer) acil pozisyon gösterme radyo sinyali distress radiobeacons n.
(seyrüsefer) acil pozisyon gösterme radyo sinyali emergency beacons n.
(seyrüsefer) acil pozisyon gösterme radyo sinyali emergency position indicating radio beacons n.
(seyrüsefer) acil pozisyon gösterme radyo sinyali distress beacons n.
bayrağı ters çevirerek sıkıntılı durumda olduğunu gösterme union down n.
Medical
diğer bir şeyin etkisine bağlı olarak faaliyet gösterme heteronomy n.
erkek ve kadın özelliklerini aynı anda gösterme gynandromorphous n.
gelişim veya çalışma bakımından başka bir uyarıya gerek gösterme durumu heteronomy n.
hamile olmadığı halde hamilelik belirtileri gösterme false pregnancy n.
Psychology
kendini mükemmeliyetçi gösterme ölçeği perfectionistic self-presentation scale n.
çevre koşullarına uyum gösterme habituation n.
Physiology
sinir dokularına eğilim gösterme neurotropism n.
Biology
(belirli şekilde) davranış gösterme anlamı veren son ek -tropy suf.
Marine Biology
yanı gösterme lateral display n.
Education
kendi kendini kaynak gösterme kıstası/ölçütü self-reference criterion n.
Linguistics
gösterme önadı demonstrative adjective n.
gösterme belirteci demonstrative adverb n.
gösterme sıfatı demonstrative adjective n.
gösterme süreci semiosis n.
gösterme adılı demonstrative pronoun n.
Religious
meryem ana'ya aşırı hürmet gösterme maryolatry n.
dini adanmışlık gösterme devotionalism n.
Geography
yaygın herhangi bir politipik grubun coğrafi çizgiler boyunca çeşitlilik gösterme derecesi geocline n.
yol gösterme amaçlı işaret lambalarının yakıldığı tepe beacon n.
Military
gezip gösterme eğitimi induction training n.
hedef gösterme sistemi target indicating system n.
yol gösterme telsiz istasyonu homer station n.
yol gösterme telsiz istasyonu homing station n.
kare flama gösterme ve daha yüksek komuta hakkına sahip kimse banneret n.
Card
(hile amaçlı) bütün elini gösterme spread n.
Music
müzisyene enstrümantal bir bestedeki solo kısmında üst düzey olan yeteneğini gösterme şansı tanıma concertato n.
armonik diziyi pes notaların altına sayı yerleştirerek gösterme figured bass n.
Cinema
film gösterme makinesi film projector n.
Latin
değişen koşullara uyum gösterme rebus sic stantibus n.
Archaic
anlayış gösterme management n.
anlayış gösterme favor n.
anlayış gösterme favour n.
Slang
orta parmağını gösterme finger wave n.
orta parmağını gösterme one-finger salute n.
orta parmağını gösterme the finger n.
orta parmak gösterme birdie n.
şiddet gösterme works n.
toplum içinde cinsel organlarını gösterme flashing n.
Modern Slang
photoshop programında kendi fotoğrafı üzerinde oynayarak daha kaslı veya zayıf gösterme adobe gains n.