güçlü - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

güçlü



Bedeutungen von dem Begriff "güçlü" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 156 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
güçlü strong adj.
güçlü powerful adj.
General
güçlü stor n.
güçlü spirited adj.
güçlü husky adj.
güçlü iron adj.
güçlü energetic adj.
güçlü intense adj.
güçlü puissant adj.
güçlü keen adj.
güçlü mighty adj.
güçlü sturdy adj.
güçlü acute adj.
güçlü furious adj.
güçlü forcible adj.
güçlü substantial adj.
güçlü heroic adj.
güçlü robust adj.
güçlü voluminous adj.
güçlü bouncing adj.
güçlü able adj.
güçlü sinewy adj.
güçlü forceful adj.
güçlü vigorous adj.
güçlü brawny adj.
güçlü stalwart adj.
güçlü persuasive adj.
güçlü powerful adj.
güçlü prepotent adj.
güçlü influential adj.
güçlü able-bodied adj.
güçlü virile adj.
güçlü pithy adj.
güçlü vivid adj.
güçlü strong adj.
güçlü strapping adj.
güçlü punchy adj.
güçlü drastic adj.
güçlü heavy adj.
güçlü emphatic adj.
güçlü high-powered adj.
güçlü full-blooded adj.
güçlü high-pressure adj.
güçlü hard-hitting adj.
güçlü full-bodied adj.
güçlü hardy adj.
güçlü beefy adj.
güçlü tough adj.
güçlü potent adj.
güçlü cogent adj.
güçlü air tight adj.
güçlü well-set adj.
güçlü airtight adj.
güçlü air-tight adj.
güçlü tigerish adj.
güçlü unrelenting adj.
güçlü trenchand [obsolete] adj.
güçlü trenchant adj.
güçlü all mighty adj.
güçlü unattackable adj.
güçlü impregnable adj.
güçlü unassailable adj.
güçlü inviolable adj.
güçlü secure adj.
güçlü endurant adj.
güçlü jack adj.
güçlü unsapped adj.
güçlü unviolable adj.
güçlü wight adj.
güçlü exclamatory adj.
güçlü male-spirited adj.
güçlü venomous adj.
güçlü vertuous adj.
güçlü living adj.
güçlü masculine [obsolete] adj.
güçlü hardfisted adj.
güçlü hard-fisted adj.
güçlü might [obsolete] adj.
güçlü mightful adj.
güçlü brawned adj.
güçlü breme [obsolete] adj.
güçlü high-stepping adj.
güçlü homeric adj.
güçlü reverend [midland] adj.
güçlü husky adj.
güçlü rich [obsolete] adj.
güçlü rife adj.
güçlü ringing adj.
güçlü derf adj.
güçlü dionysian adj.
güçlü great adj.
güçlü imprenable [obsolete] adj.
güçlü oxlike adj.
güçlü infernal adj.
güçlü concentrate adj.
güçlü incorrigible adj.
güçlü pile-driver adj.
güçlü pollent adj.
güçlü feckful adj.
güçlü pancratian adj.
güçlü pancratic adj.
güçlü panther adj.
güçlü pithsome adj.
güçlü potence adj.
güçlü potencee adj.
güçlü powerable adj.
güçlü corny [obsolete] adj.
güçlü prepollent adj.
güçlü ropey adj.
güçlü sinewish adj.
güçlü sinewous adj.
güçlü four-square adj.
güçlü skookum adj.
güçlü slam-bang adj.
güçlü sledgehammer adj.
güçlü square-built adj.
güçlü square-cut adj.
güçlü stark adj.
güçlü stith adj.
güçlü strang [uk] [scotland] [dialect] adj.
güçlü strengthy adj.
güçlü sublative adj.
güçlü sufferable [obsolete] adj.
güçlü intensely adv.
güçlü meg- pref.
güçlü mega- pref.
Colloquial
güçlü buff adj.
güçlü high-pressure adj.
güçlü square-jawed adj.
Idioms
güçlü big shot adj.
güçlü bigshot adj.
güçlü built like a tank adj.
Law
güçlü virtual adj.
Technical
güçlü dynamic adj.
güçlü tough adj.
güçlü high-powered adj.
güçlü potent adj.
güçlü stout adj.
Computer
güçlü firm adj.
Automotive
güçlü strong adj.
Medical
güçlü sthenic adj.
Sport
güçlü able-bodied adj.
güçlü jockish adj.
Archaic
güçlü nervous adj.
güçlü valid adj.
güçlü potential adj.
güçlü stalworth adj.
güçlü strengthful adj.
Slang
güçlü high-octane adj.
güçlü kick-ass adj.
güçlü bust-ass adj.
güçlü kicky adj.
güçlü built like a brick outhouse adj.
güçlü built like a brick shithouse adj.
güçlü stronk adj.
güçlü sock adj.

Bedeutungen, die der Begriff "güçlü" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
güçlü kuvvetli sturdy adj.
General
güçlü bellek retentive memory n.
süper güçlü superpower n.
daha güçlü başka bir devletçe kontrol edilip korunan devlet protectorate n.
güçlü bir duygunun ortaya çıktığı an a fainting fit n.
güçlü ve şiddetli dalga roust n.
güçlü tepki (siyasal/toplumsal bir gelişmeye karşı) backlash n.
güçlü hafıza retentive memory n.
güçlü duygu passion n.
güçlü umut lively hope n.
donanması güçlü devlet sea power n.
güçlü burgaç whirlpool n.
güçlü rakip nemesis n.
tıknaz ve güçlü adam chunk n.
kişinin en güçlü tarafı forte n.
güçlü bir devletin koruma ve denetimi altında olan devlet protectorate n.
en güçlü olanın yaşamasını sürdürme ilkesi survival of the fittest n.
çoğunlukla yarışlar için kullanılan güçlü motorlu tekne powerboat n.
güçlü el strong hand n.
güçlü el powerful hand n.
güçlü adam strong man n.
güçlü kanıtlara dayalı testatum n.
güçlü duygu heartstring n.
çok güçlü bir yumruk haymaker n.
güçlü kuruluş strong company n.
güçlü akım strong current n.
güçlü akım powerful current n.
güçlü ve zayıf noktaları strengths and weaknesses n.
güçlü patlayıcı disruptive explosive n.
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup archnemesis n.
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup archenemy n.
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup archfoe n.
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup archvillain n.
güçlü olmaya duyulan açlık power hunger n.
daha güçlü kanıtlarla ispatlama instantiation n.
güçlü delil strong evidence n.
güçlü duygu emotion n.
güçlü rekabet strong competition n.
afrika'nın güneybatı kıyılarındaki çok güçlü kuzey-güney akıntısı agulhas current n.
bir insanın hakkında güçlü duygulara sahip olduğu ve konuşmaya bayıldığı konu hobby-horse n.
güçlü inanç faith n.
güçlü istek itch n.
güçlü istek longing n.
en güçlü sınama most powerful test n.
güçlü yön strength n.
güçlü kanıt mounting evidence n.
güçlü bir duygusal bağ a strong emotional bond n.
güçlü yönü one's strength n.
güçlü yön one's strength n.
güçlü irade iron will n.
güçlü irade strong will n.
zayıf ve güçlü yan weakness and strength n.
zayıf ve güçlü yanlar weaknesses and strengths n.
zayıf ve güçlü yanları one's weaknesses and strengths n.
güçlü erkek strong man n.
güçlü bağ strong bond n.
güçlü bir mikroskop a powerful microscope n.
güçlü sabun strong soap n.
güçlü eller strong hands n.
güçlü bağlar strong ties n.
güçlü iman strong faith n.
güçlü iman living faith n.
kaba ve güçlü adam bruiser n.
güçlü bir imaj verecek şekilde giyinme power dressing n.
güçlü ve zayıf yönlerini belirleme identifying strengths and weaknesses n.
güçlü şirin hefty smurf n.
güçlü delil strong case n.
güçlü duygu strong emotion n.
güçlü düşman powerful enemy n.
güçlü motivasyon strong motivation n.
güçlü kadın strong woman n.
güçlü güneş ışığı strong sunlight n.
güçlü büyücü archwizard n.
güçlü bir yaratıcı güç demiurge n.
güçlü ve nüfuslu hogen-mogen n.
güçlü silahlı direniş strong armed resistance n.
güçlü ve keskin tat veya kokuya sahip olma raciness n.
güçlü muhalefet strong objection n.
1800'lerde new york'ta güçlü demokratik ve politik bir topluluk olan tammany hall'ın etkinlik ve ilkeleri tammanyism n.
en güçlü etki most powerful impact n.
güçlü sarı renk camboge n.
güçlü kalas, duba veya takoz cavel n.
güçlü kalas, duba veya takoz kevel n.
filipinler'de ispanyol kökenli güçlü toprak sahibi cazique n.
güçlü bağlantılar strong links n.
hayvansal ürünler pişerken veya yanarken oluşan güçlü ve hoş olmayan koku nidor n.
hafızası güçlü olma tenacity n.
fiziksel olarak güçlü olma thew n.
fiziksel olarak güçlü olma brawn n.
fiziksel olarak güçlü olma might n.
fiziksel olarak güçlü olma muscle n.
fiziksel olarak güçlü olma potence n.
fiziksel olarak güçlü olma potency n.
fiziksel olarak güçlü olma puissance n.
fiziksel olarak güçlü olma sinew n.
güçlü ve erkeksi kadın amazon n.
güçlü veya anormal arzu a month mind n.
piyasaya yön veren güçlü kurum eight-hundred-pound gorilla n.
güçlü kimse endurer n.
kısa, keskin ve güçlü konuşma tonu bark n.
ani ve güçlü etki zap n.
güçlü ve cesur savaşçı kemp n.
güçlü zıt renklerden oluşan yatay çizgili tasarım bayadere n.
bastırılmış düşünce veya duyguların güçlü bir şekilde dışa vurumu vent n.
iri yarı, güçlü adam bruiser n.
küçük ve güçlü grup big five n.
küçük ve güçlü grup big four n.
küçük ve güçlü grup big three n.
güçlü koku bite n.
güçlü tat bite n.
sabır, özveri, besleyici olma ve cinselliği sadece evlilikte yaşama gibi değerlere önem veren ve özellikle birtakım latin amerikalı kültürlerde yaygın olan, geleneksel dişiliğin güçlü veya abartılı bir formu marianismo n.
genellikle olumlu yönde olan kalıcı veya güçlü izlenim mark n.
en güçlü hassasiyetler quick n.
güçlü darbe whang n.
güçlü ve çalışmaya rıza gösteren at wheel horse n.
sesli ve güçlü fısıltı wheeze n.
insanları intikama teşvik eden kan lekeli tişört gibi güçlü sembol bloody shirt n.
felaket boyutunda hasarlara sebep olan çok güçlü fırtına megastorm n.
kurnaz, güçlü ve alaycı kimse mephistopheles n.
koloidal bir çözeltinin bağları güçlü olan parçacığı micelle n.
güçlü kimse mighty n.
çok güçlü savaşçı mighty [obsolete] n.
güçlü fare mighty mouse n.
çok güçlü ve cesaretli olan bir kurgusal fare mighty mouse n.
briçte güçlü sayılabilecek el helping hand n.
çok güçlü erkek heracles n.
oldukça güçlü erkek hercules n.
çıkar amacıyla daha güçlü veya kıdemli bir kimseyi kopya eden kimse mini-me n.
güçlü gemlenmiş dizgin brake [obsolete] n.
güçlü adam buck n.
güçlü erkekler hes [dialect] n.
güçlü rüzgarlar nedeniyle çok şiddetli ve tehlikeli hale gelmiş deniz high sea n.
çok güçlü tat veya koku hogo [dialect] [uk] n.
güçlü tadı olan bira hummingale n.
güçlü arzu month's mind [uk] n.
canlı veya güçlü aktivite galvanism n.
kısa, kalın ve güçlü boyun bull neck n.
kısa, kalın ve güçlü boyun bullneck n.
iki güçlü rakip arasındaki zorlu çarpışma bushfighting n.
güçlü çocuk buster n.
güçlü etki yapan unsur gas n.
güçlü bir eğilim genius n.
ince ve güçlü bir polyester film markası mylar® n.
aşırı derecede büyük veya güçlü şey giant n.
güvenilebilecek, güçlü ve dayanıklı kimse gibraltar n.
güçlü birinin yaptığı özel iyilik grace n.
güçlü duygusal tepkilere neden olan konu gut issue n.
güçlü sporcu hearty n.
kargo taşımak veya et asmak için kullanılan güçlü kanca hock [uk] n.
güçlü nüfuz long-legs [africa] n.
çok sayıda güçlü ve merkezi olarak kontrol edilen şubeleri olan kuruluş (çok uluslu şirket) octopus n.
güçlü ve nüfuz eden özellik odor n.
güçlü koku odorament n.
bir araya gelince güçlü etki oluşturan ikili one-two n.
güçlü ışık overlight n.
güçlü kimse overmatch n.
güçlü rakip bulunan yarışma overmatch n.
güçlü, istikrarlı ve güvenilir şey rock n.
(uzak mesafede kullanılan) güçlü ok rover n.
güçlü ortak royalist n.
güçlü ve tıknaz at chunk n.
güçlü izlenim yaratma impressiveness n.
güçlü etki yaratma impressiveness n.
güçlü olunan alan compass n.
(siyasi sistem, din) yerleşik kurumlara güçlü bağlılık institutionalism n.
güçlü kızlar strong girls n.
içerisinde bulunduğumuz evrenin güçlü bir uzaylı bilgisayarının içerisinde bir simülasyon olduğu inancı alientology n.
çevresindekilerden daha büyük ve güçlü olan ulus colossus n.
büyük ve güçlü bir sanayi firması colossus n.
güçlü örnek concentrate n.
düşmanın elindeki araziye yapılan güçlü askeri saldırı drive n.
güçlü girişim drive n.
güçlü mafya lideri don n.
sezgileri güçlü kimse doomsaying n.
sezgileri güçlü kimse doomsdayer n.
örümcek ağının çerçevesini oluşturup örümceği taşıyan güçlü iplik dragline n.
türünün en güçlü üyesi dreadnaught n.
güçlü bir duygunun ortaya çıktığı an drow n.
çok güçlü kimse ironside n.
güçlü kimse padishah n.
rekabette güçlü olma favorable position n.
rekabette güçlü olma favourable position n.
güçlü kimse panjandrum n.
elektronik iletişim sinyaline ait en güçlü bölüm peak n.
güçlü fırtına pirry n.
güçlü kimse potency n.
güçlü kimse potent [obsolete] n.
hızlı ve güçlü nabız vuruşu pounding n.
güçlü ve etkili siyasi atılım power play n.
güçlü kimse samson n.
güçlü darbe dirl [scotland] n.
güçlü bir alkollü içki çeşidi fire water n.
yunanistan'a özgü güçlü anason aroması olan bir içki ouzo n.
güçlü olma prepollency n.
güçlü gazete sahibi kimse press lord n.
güçlü kalem puissaunce n.
güçlü olma puissantness n.
güçlü ve dayanıklı beyaz bir lif çeşidi sisal hemp n.
güçlü aile bağları strong family ties n.
güçlü kuvvetli insan bear cat n.
çok güçlü kimse beast n.
güçlü ve etkili girişim push n.
güçlü teşvik push n.
güçlü kimse stalwart n.
bir sesin beklenmedik güçlü çıkışı stress of voice n.
güçlü olma sufferableness n.
çok güçlü beyin superbrain n.
çok güçlü kimse supergiant n.
çok güçlü kimse superheavyweight n.
güçlü kadın superwoman n.
(daha güçlü bir argüman oluşturmak için) bir argümanın kabulü synchoresis n.
kendini belirli bir şeyi yapacak kadar güçlü hissetmek feel up to v.
(zor durumlara alışarak) daha dayanıklı/güçlü olmak toughen v.
güçlü bir inanç duymak believe v.
güçlü tutmak sustain v.
daha güçlü yapmak toughen v.
güçlü kanıtları olmak remonstrate v.
ruhen güçlü olmak be mentally strong v.
krizden daha güçlü olarak çıkmak come out of the crisis stronger v.
krizden daha güçlü çıkmak come out of the crisis stronger v.
güçlü bir sembolü/simgesi olmak/haline gelmek become the potent symbol of v.
çok güçlü olmak be very strong v.
çok güçlü olmak be very powerful v.
japon yapıştırıcısıyla/güçlü bir yapıştırıcıyla yapıştırmak superglue v.
güçlü bir takıma düşmek fall in with a strong team v.
güçlü kalmak remain firm v.
güçlü tesir etmek empassion [obsolete] v.
güçlü bir şekilde etkilemek hold v.
güçlü bir sempati duymak pull v.
(üzerine doğru) güçlü bir rüzgar estirmek blast v.
güçlü bağlılık yaratmak wed v.
(bir şey) üzerinde güçlü ve hoş bir etkiye sahip olmak whow v.
(bir kimseye veya şeye) karşı güçlü bir etken olmak mitigate against v.
güçlü bir izlenim bırakmak burn v.
güçlü bir ıslıklı ses çıkarmak hizz [dialect] v.
(soba, şömine) aşırı güçlü bir yukarı yönlü hava akımına sahip olmak overdraw v.
baskı makinesinin üzerindeki ambalajlama kısmına daha güçlü baskı elde etmek için eklenen malzemeyi hazırlamak overlay v.
(takım, oyuncu veya profesyonel boksör) daha güçlü rakip ile eşleşmek overmatch v.
(ip veya halat benzeri) güçlü bir şekilde çekmek rouse v.
güçlü şekilde itmek impact v.
güçlü duygular uyandırmak impress v.
güçlü izlenim yaratmak impress v.
güçlü olmak own v.
güçlü ve karşı konulamaz etki yapmak compel v.
güçlü bir şekilde vurmak connect v.
daha güçlü ve kararlı bir çaba sarf etmek outhustle v.
daha güçlü olmak outpower v.
daha güçlü kokmak outsmell v.
daha güçlü konuşmak outspeak v.
güçlü görünmek prove v.
güçlü kalmak stretch [obsolete] v.
(güçlü bir duyguyu) göstermek strike v.
yeterince güçlü strong enough adj.
daha güçlü hale getirilmiş amplified adj.
algılaması güçlü percipient adj.
cinsel yönden güçlü virile adj.
kadar güçlü as strong as adj.
çok güçlü (kimse) tough as nails adj.
çok güçlü steel adj.
güçlü kuvvetli hardy adj.
güçlü kuvvetli (kimse) stalwart adj.
çok güçlü ve kararlı (kimse) as tough as nails adj.
çok güçlü all powerful adj.
güçlü kuvvetli burly adj.
güçlü kuvvetli strapping adj.
çok güçlü high power adj.
güçlü ve gözü pek redoubtable adj.
güçlü tutulmuş sustained adj.
çok güçlü high powered adj.
güçlü kuvvetli beefy adj.
önsezileri güçlü prescient adj.
önsezileri güçlü sentient adj.
güçlü (üslup) sinewy adj.
güçlü kuvvetli hefty adj.
güçlü çekimi olan affinitative adj.
kavraması güçlü insightful adj.
algılaması güçlü insightful adj.
bedence güçlü athletic adj.
maddi yönden güçlü financially powerful adj.
güçlü kuvvetli able-bodied adj.
çok güçlü high-power adj.
düşük güçlü low-power adj.
güçlü kuvvetli red-blooded adj.
tanımlanamaz denli güçlü inexpressible adj.
çok güçlü concerted adj.
çok güçlü concentrated adj.
(ses) güçlü piercing adj.
güçlü patlayıcı powerful explosive adj.
(bellek) güçlü tenacious adj.
daha güçlü biri tarafından yenilgiye uğramış outmuscled adj.
çok güçlü veya etkili compelling adj.
güçlü iradesi olan strong-willed adj.
(sporda) çok hızlı/güçlü/etkileyici blistering adj.
aşırı güçlü over-strong adj.
fazla güçlü over-strong adj.
güçlü karaktere sahip well-set-up adj.
(duygusal açıdan) güçlü ve (her türlü duygusal travmaya karşı) sağlam heartstrong adj.
çok güçlü cannonball adj.
kaçınılmaz bir biçimde güçlü unmistakably powerful adj.
güçlü ve gür bir sesi olan trumpet-tongued adj.
güçlü ve agresif (kadın) amazonian adj.
aşırı güçlü ultrapowerful adj.
tanımlanamaz derecede güçlü unexpressible adj.
güçlü olmayan unpowerful adj.
eş güçlü equipotent adj.
eşit güçlü equipotent adj.
güçlü tutulmamış unsustained adj.
güçlü tutmayan unsustaining adj.
askeri açıdan güçlü bellipotent adj.
çok güçlü extra-strong adj.
aşırı güçlü extra-strong adj.
güçlü, sert veya acı veren (darbe) juicy adj.
güçlü etki yaratabilen virtuous [obsolete] adj.
son derece güçlü weapons-grade adj.
son derece güçlü industrial-strength adj.
çok güçlü over-strong adj.
çok güçlü big adj.
vücudu güçlü big [obsolete] adj.
devasa ve güçlü mastodonic adj.
az ama güçlü (nabız) wiry adj.
güçlü ve dayanıklı boisterous [obsolete] adj.
çok güçlü bold adj.
ifadesi güçlü bold adj.
oldukça güçlü hellacious adj.
çok büyük ve güçlü herculean adj.
daha güçlü ve kaslı görünen buffer adj.
aşırı güçlü high adj.
yüksek potansiyel güçlü high adj.
çok güçlü high-octane adj.
yüksek güçlü high-octane adj.
çok güçlü alkollü high-proof adj.
oldukça güçlü high-voltage adj.
rahatsız edildiğinde tehlikeli derecede güçlü olan holy adj.
çok güçlü bull adj.
maneviyatı güçlü lovely adj.
düşük güçlü low-powered adj.
güçlü tutuşlu bulldog adj.
(ses) güçlü rich adj.
(koku) güçlü rich adj.
güçlü ve net olan ringing adj.
sağlıklı ve güçlü ripped adj.
sağlıklı ve güçlü grushie adj.
güçlü etkisi olan gut adj.
güçlü ve sert kokulu odiferous adj.
güçlü ve keskin kokulu odiferous adj.
güçlü ve nüfuz eden özellik odour adj.
aşırı güçlü overmighty adj.
çok güçlü overpotent adj.
aşırı güçlü overpotent adj.
fazla güçlü overpowered adj.
aşırı güçlü overpowered adj.
çok güçlü overrich adj.
çok güçlü overstrong adj.
aşırı güçlü overstrong adj.
güçlü kuvvetli robustious adj.
güçlü kuvvetli rugged adj.
güçlü ve nahoş kokulu olid adj.
tesiri güçlü infallible adj.
güçlü asitler veya alkalilerle yıkanarak kolay çıkarılamayan indelible adj.
güçlü kuvvetli feirie [scotland] adj.
aynı güçlü yanları paylaşan fellow adj.
çok güçlü ferocious adj.
güçlü duygular uyandırmayan innocuous adj.
kanatları güçlü pennipotent adj.
son derece güçlü pounding adj.
güçlü ve ritmik çalışan pounding adj.
aşırı güçlü fierce adj.
hitabeti güçlü olan orate adj.
armonik dizideki en güçlü müzik uyumlarına ait perfect adj.
sağlam ve güçlü fiziksel aktivite ile ilgili physical adj.
önsezileri güçlü prescious [obsolete] adj.
güçlü ve etkili şekilde ikna edici silver adj.
önsezileri güçlü prevoyant adj.
güçlü görünen square adj.
güçlü yapılı square adj.
(alkol, ilaç) güçlü stiff adj.
hafif güçlü stiffish adj.
çok güçlü superpowerful adj.
çok güçlü superstrong adj.
çok güçlü supervirile adj.
güçlü bir biçimde brawnily adv.
güçlü bir şekilde potently adv.
güçlü olarak strong adv.
güçlü bir biçimde spiritedly adv.
güçlü bir şekilde bouncingly adv.
güçlü bir biçimde vigorously adv.
güçlü olarak burlily adv.
güçlü bir şekilde powerfully adv.
güçlü bir şekilde robustly adv.
güçlü bir şekilde puissantly adv.
güçlü bir şekilde influentially adv.
güçlü bir halde beefily adv.
güçlü ve etkili bir biçimde eloquently adv.
güçlü bir şekilde acutely adv.
güçlü ve sağlam bir şekilde huskily adv.
güçlü ve etkili bir biçimde diserty [obsolete] adv.
güçlü bir şekilde crank [obsolete] adv.
güçlü bir şekilde down adv.
güçlü bir şekilde freshly adv.
güçlü bir şekilde snell [dialect] adv.
güçlü bir şekilde snelly adv.
güçlü bir darbe veya çarpışma sesi anlamında kullanılan ünlem whammo interj.
olağanüstü güçlü anlamını veren bir ön ek din- pref.
olağanüstü güçlü anlamını veren bir ön ek dino- pref.
güçlü anlamına gelen ön ek potent- pref.
Phrasals
birdenbire (güçlü veya hayranlık uyandırıcı) bir şeye dönüşmek explode into something v.
(insanı olumsuz etkileyen) güçlü bir duyguyla dolu olmak be devoured by v.
(birine veya bir şeye) güçlü darbeler indirmek whale away at (someone or something) v.
(birine veya bir şeye) güçlü darbeler indirmek whale into (someone or something) v.
(birine veya bir şeye) güçlü darbeler indirmek whale on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi güçlü bir şeyle) kırıp geçirmek strike (someone or something) with (something) v.
güçlü/yoğun bir şekilde bir şey izlenimi vermek reek of something v.
(birine/bir şeye) güçlü darbeler indirmek wail on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) güçlü bir şekilde çekmek yank on (someone or something) v.
bir şeyi güçlü bir şekilde çekmek yank on something v.
güçlü bir etki bırakmak bowl over v.
kendini (bir şey) yapacak kadar güçlü, enerjik hissetmek feel up to (something) v.
travmatik bir şey karşısında güçlü durmak rise above v.
şanssızlığa rağmen güçlü durmak rise above v.
üzerinde güçlü bir şekilde parlamak glare down v.
üzerinde güçlü bir şekilde parlamak glare down on v.
(birinin/bir şeyin) üzerinde güçlü bir şekilde parlamak glare down on (someone or something) v.
(birinin) en güçlü/belirgin özelliği olmak run through (one) v.
olumsuz/kötü (birine/bir şeye) karşı güçlü hale gelmek/getirmek steel (someone or oneself) against (someone or something) v.
-e karşı güçlü hale gelmek/getirmek steel against v.
güçlü darbeler indirmek whale away v.
güçlü darbeler indirmek whale into v.
(raporu) detaylandırarak veya içeriğini zenginleştirerek daha eksiksiz veya güçlü hale getirmek fill out v.
Phrases
zengin ve güçlü kimse a person of substance n.
zengin ve güçlü kimse a woman of substance n.
zengin ve güçlü kimse a man of substance n.
güçlü ve yok sayılmayacak kimse a person to be reckoned with n.
güçlü ve yok sayılmayacak kimse a woman to be reckoned with n.
güçlü ve yok sayılmayacak kimse a man to be reckoned with n.
güçlü ordu güçlü ülke strong army strong country n.
güçlü ordu güçlü ülke powerful army powerful country n.
(birine/bir şeye) güçlü bir sempati duymak yearn over (someone or something) v.
-e güçlü bir sempati duymak yearn over v.
hayret veya benzeri güçlü duyguları ifade eden ünlem o interj.
Proverb
güçlü olan haklıdır might makes right
işler zorlaştığında güçlü olan sıyrılır geçer when the going gets tough, the tough get going
güçlü bir duruşu/tutumu olmayan her yana çekilir/her şeye tav olur a man who stands for nothing will fall for anything
güçlü bir ekonomi tüm işletmeleri ve kişileri kalkındırır a rising tide lifts all boats
Colloquial
en güçlü şirketler the big boys n.
en güçlü kimse top cat n.
bir grubun ya da hareketin içindeki en önemli ya da güçlü kişi big kahuna [us] n.
bir grubun ya da hareketin içindeki en önemli ya da güçlü kişi a big kahuna [us] n.
bir grubun ya da hareketin içindeki en önemli ya da güçlü kişi a grand kahuna [us] n.
güçlü bir şekilde ovma/fırçalama elbow grease n.
hızlı ve güçlü araba goat n.
bir gruptaki, kurumdaki, işteki, hareketteki en önemli/güçlü kişi grand poobah n.
güçlü suçluluk duygusu guilt complex n.
güçlü kimse/şey war horse n.
sağlam/güçlü karakterli kimse war horse n.
güçlü politik lider kingfish n.
güçlü kimse big beast n.
güçlü ve kaslı yapılı erkek he-man n.
güçlü ve nahoş merhem horse liniment n.
koruma veya fedai olarak işe alınan güçlü adam muscleman n.
güçlü, fettan ve gizemli görünen doğu asyalı kadın dragon lady n.
olağanüstü güçlü erkek iron man n.
çok güçlü kadın atlet ironwoman n.
güçlü yumruk pile-driver n.
güçlü tekme pile-driver n.
güçlü bir ritmi olan beaty n.
güçlü ve kararlı davranmak cowboy up v.
güçlü bir konumdaki (biriyle) iletişimi/bağlantısı olmak have an in with (someone) v.
güçlü durmak assert (oneself) v.
(birinden) daha iyi/güçlü olmak be too much (for somebody) v.
güçlü/hoş bir ritmi olan bumping adj.
daha güçlü hopped up adj.
(biriyle/bir şeyle) ilgili artık güçlü duygular hissetmeyen over (someone or something) adj.
bir şey yönünden/bakımından güçlü strong on adj.
en güçlü top-cat adj.
iyi/güçlü durumda olan going strong adj.
güçlü, aşılması zor (savunma/bariyer) watertight adj.
aşırı derecede güçlü bir şekilde big adv.
çok kaslı ve güçlü as fit as a mallee bull expr.
(birinin) gerçekte ne kadar güçlü, yetenekli, cesaretli olduğu what (one) is made of expr.
gerçekte ne kadar güçlü, yetenekli, cesaretli olduğun what you are made of expr.
birinin gerçekte ne kadar güçlü, yetenekli, cesaretli olduğu what somebody is made of expr.
(maori dilinde) güçlü ol! kia kaha [new zealand] expr.
güçlü ama aptal all brawn and no brain expr.
güçlü ama aptal all brawn and no brain expr.
Idioms
sezgisi güçlü olma a nose for something n.
çok güçlü 110 proof n.
güçlü kuvvetli herkes all able-bodied people n.
bir gruptaki en güçlü ya da en başarılı kişi king of the castle (brit) n.
bir gruptaki en güçlü ya da en başarılı kişi king of the hill (us) n.
en güçlü/kuvvetli aday shoo-in n.
en güçlü/kuvvetli aday a shoo-in n.
güçlü adam big six n.
güçlü ve etkin insan a big wheel n.
güçlü/kuvvetli kimse an iron man n.
güçlü ve mücadeleci kimse a tough cookie n.
güçlü aşk macerası bad romance n.
güçlü ve sessiz tip the strong, silent type n.
önemli ve güçlü kişiler big guns n.
piyasaya yön veren güçlü kurum 800-pound gorilla n.
güçlü istek yearning desire n.