gürültü - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

gürültü



Bedeutungen von dem Begriff "gürültü" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 130 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
gürültü rumble n.
gürültü noise n.
General
gürültü roar n.
gürültü turmoil n.
gürültü todo n.
gürültü clutter n.
gürültü clanquor n.
gürültü stir n.
gürültü turbulence n.
gürültü ado n.
gürültü ruction n.
gürültü din n.
gürültü peal n.
gürültü coil n.
gürültü hubblebubble n.
gürültü rag n.
gürültü jangle n.
gürültü affray n.
gürültü pother n.
gürültü dustup n.
gürültü pong n.
gürültü discord n.
gürültü clatter n.
gürültü tumult n.
gürültü welter n.
gürültü shindy n.
gürültü racket n.
gürültü noisiness n.
gürültü clangor n.
gürültü rumpus n.
gürültü clamor n.
gürültü nohow n.
gürültü estuation n.
gürültü uproar n.
gürültü fracas n.
gürültü broil n.
gürültü hullabaloo n.
gürültü noisy quarrel n.
gürültü hubbub n.
gürültü crash n.
gürültü moil n.
gürültü roughhouse n.
gürültü commotion n.
gürültü bang n.
gürültü disorder n.
gürültü bluster n.
gürültü riot n.
gürültü bobbery n.
gürültü ruffle n.
gürültü loud noise n.
gürültü row n.
gürültü roaring n.
gürültü pandemonium n.
gürültü charivari n.
gürültü clamour n.
gürültü ruckus n.
gürültü loudness n.
gürültü noise n.
gürültü tintamarre n.
gürültü garboil n.
gürültü babble n.
gürültü hubble-bubble n.
gürültü kick-up n.
gürültü to-do n.
gürültü razzle-dazzle n.
gürültü hurly-burly n.
gürültü hum n.
gürültü clack n.
gürültü stramash n.
gürültü clangour n.
gürültü racketiness n.
gürültü racketry n.
gürültü ballyhoo n.
gürültü affrayment n.
gürültü randan n.
gürültü chellup [dialect] n.
gürültü touse n.
gürültü tow-row n.
gürültü towse n.
gürültü tumultuariness n.
gürültü vociferance n.
gürültü whobub n.
gürültü whoobub n.
gürültü whoopla n.
gürültü borborygmy n.
gürültü misguggle n.
gürültü lude [obsolete] n.
gürültü lumber [obsolete] n.
gürültü lurry n.
gürültü music n.
gürültü chirm [dialect] n.
gürültü claik [scotland] n.
gürültü rout [uk] n.
gürültü rowdydow n.
gürültü royster [obsolete] n.
gürültü churme n.
gürültü pom n.
gürültü inharmony n.
gürültü outroar n.
gürültü prattlement n.
gürültü pudder n.
gürültü romble n.
gürültü rookery [dialect] n.
gürültü screeching n.
gürültü siserary n.
gürültü steven [dialect] n.
gürültü stirabout n.
gürültü stishie [scotland] n.
gürültü report n.
Colloquial
gürültü row n.
Informal
gürültü rammy n.
Technical
gürültü rattle n.
gürültü lamprophony n.
gürültü sound n.
gürültü hum n.
gürültü noise n.
Telecom
gürültü noise n.
Television
gürültü distortion n.
Automotive
gürültü drumming n.
gürültü noise n.
gürültü attenuation n.
gürültü scabbing n.
Medical
gürültü borborygm n.
Food Engineering
gürültü noise n.
Statistics
gürültü noise n.
Linguistics
gürültü noise n.
Music
gürültü rough music n.
Engineering
gürültü dither n.
Slang
gürültü tzimmes n.
gürültü tsimmes n.

Bedeutungen, die der Begriff "gürültü" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kuru gürültü much ado about nothing n.
gürültü azaltma noise reduction n.
elektronik gürültü electronic noise n.
mikrofonik gürültü microphonic noise n.
gürültü ile düşme crash n.
gürültü faktörü noise factor n.
gürültü seviyesi loudness level n.
kuru gürültü nonsense n.
gürültü filtresi noise filter n.
gürültü patırtı commotion n.
kavga gürültü brawl n.
gürültü giderici noise killer n.
gürültü azaltıcı noise limiter n.
gürültü patırtı rumpus n.
kuru gürültü bluster n.
gürültü alanı noise field n.
gürültü faktörü noise figure n.
suni gürültü man made noise n.
kuru gürültü much ado for nothing n.
gürültü patırtı ado n.
kuru gürültü empty talk n.
gürültü kontrolü noise control n.
elektriksel gürültü electrical noise n.
gürültü yapan kimse noisemaker n.
merasimlerde gürültü çıkaran zil, borazan ve benzeri şey noisemaker n.
kuru gürültü homan n.
rastgele gürültü teorisi random noise theory n.
gürültü kirliliği noise pollution n.
şiddetli gürültü deafening noise n.
şiddetli gürültü loud noise n.
bozucu gürültü ambient noise n.
çevre gürültü seviyesi ambient noise level n.
renkli gürültü colored noise n.
gürültü kirliliği sound pollution n.
kuru gürültü hue and cry n.
gürültü patırtı fuss n.
düşük gürültü seviyeli iş yeri low-noise workplace n.
gürültü yapan/çıkaran noisemaker n.
gürültü yapan/çıkaran thunderer n.
berbat/korkunç gürültü terrible noise n.
gürültü haritası noise map n.
bu tür bir grup tarafından yapılan gürültü racquette n.
gürültü çıkaran kişi affrayer n.
hoş olmayan gürültü nonmusic n.
ani gürültü thunderclap n.
gürültü patırtı tintamar [obsolete] n.
gürültü patırtı tintamarre n.
kuru gürültü yawp n.
abuk sabuk gürültü yap n.
gürültü patırtı kickup n.
kuru gürültü bounce [uk] n.
ani gürültü bounce [obsolete] n.
ani gürültü bounce n.
hareket ederken gürültü çıkaran şişman kimse bouncer [obsolete] n.
halkın protesto gibi amaçlarla yaptığı gürültü hue and cry n.
gürültü patırtı hurrah n.
sabit gürültü constant noise n.
sürekli gürültü constant noise n.
gürültü yapan kimse clanger n.
sinyal dışındaki bir kaynağın neden olduğu yüksek sesli gürültü ground noise n.
gürültü yapma rout n.
kuru gürültü fanfaronade n.
acele hareketten çıkan gürültü scurry n.
gürültü patırtı smother n.
gürültü kaynağı squeaker n.
gürültü patırtı steven [dialect] n.
gürültü patırtı stirrage n.
gürültü etmek make noise v.
gürültü etmek noise v.
gürültü koparmak start an uproar v.
gürültü etmek din v.
çok gürültü yapmak raise the roof v.
gürültü etmek clamor v.
gürültü etmek crash v.
gürültü yapmak whirry v.
gürültü yavaş yavaş kesilmek die away v.
gürültü yapmak bang v.
gürültü yapmak make noise v.
gürültü yaparak oynamak horse around v.
gürültü etmek racket v.
gürültü çıkarmak kick up a row v.
gürültü etmek clamour v.
gürültü etmek be too noisy v.
gürültü yapmak make a noise v.
gürültü etmek pother v.
büyük bir gürültü yapmak crash v.
gürültü yapmak kick up a row v.
(uçak) gürültü ile dikine yükselmek zoom v.
gürültü yapmak clash v.
gürültü yapmak bang about v.
derste gürültü yapmak make noise in the class v.
sınıfta gürültü yapmak make noise in the class v.
gürültü yapmak make a racket v.
gürültü yapmak tow-row v.
gürültü veya kokuya karşı koruma olarak kaplamak hold v.
(konuşma veya gürültü) üretmekten kaçınmak hold v.
gürültü patırtı çıkarmak burble v.
gürültü yapmak claik [scotland] v.
(zilli müzik aleti çalarken) gürültü yaratmak clam v.
gürültü yapmak clash v.
gürültü yapmak claxon v.
(ses, gürültü) kesmek damp v.
(ses, gürültü) azaltmak damp v.
(ses, gürültü) kesmek dampen v.
(ses, gürültü) azaltmak dampen v.
aşırı gürültü yapmak overnoise [obsolete] v.
gürültü çıkarmak roar v.
gürültü patırtı yaratmak roughhouse v.
gürültü yapmak rout v.
gürültü yapmak rowdydow v.
(gürültü ile) sağır etmek dorr v.
gürültü yapmak peal v.
gürültü ile yerinden oynamak pound v.
aşırı gürültü yapmak pound v.
daha çok gürültü etmek outvoice v.
patırtı gürültü yapmak pudder v.
gürültü yapmak roop [dialect] v.
gürültü ile ötmek scrauch [scotland] v.
gürültü ile ötmek scraugh [scotland] v.
gürültü yapmak steven [dialect] v.
gürültü yapmayan as quiet as a mouse adj.
gürültü yapan blatant adj.
gürültü patırtılı clamourous adj.
çok gürültü oluşturan multisonant adj.
gürültü patırtılı roughhouse adj.
içinden (sesler/gürültü) above adv.
gürültü patırtı ile tumultuarily adv.
gürültü yapmadan still adv.
gürültü çıkarmadan still adv.
gürültü yapmadan stilly adv.
Phrasals
ses/gürültü/bağırış/çığlık/alkış yükselmek/çıkmaya başlamak go up v.
gürültü yapmak crash around v.
(dolaşarak) gürültü yapmak clatter around v.
bir şeyden büyük bir gürültü kopararak geçmek thunder across something v.
gürültü patırtı etmek carry on v.
(biriyle) gürültü patırtı etmek carry on with (someone) v.
gürültü gitmek/gelmek carry up v.
(bir şeyle) gürültü yapmak clatter around v.
büyük bir gürültü kopararak geçmek thunder across v.
büyük bir gürültü kopararak çıkmak thunder out v.
büyük bir gürültü kopararak/gürültüyle geçmek thunder past v.
gürültü yapmak set to v.
gürültü çıkarmak set to v.
Colloquial
gürültü patırtı carfuffle n.
gürültü patırtı kerfuffle n.
kuru gürültü corral dust n.
kuru gürültü gibber-gabber n.
kuru gürültü noise n.
kuru gürültü phedinkus n.
gürültü patırtı dust n.
kuru gürültü yapmak gas v.
gürültü çıkarmak/yapmak go bang v.
konuşmayı/gürültü yapmayı kesmek wrap it up v.
kuru gürültü all show and no go expr.
sadece kuru gürültü all bark and no bite expr.
büyük bir gürültü kopararak slap-dab expr.
sırf kuru gürültü all talk expr.
sırf kuru gürültü all talk expr.
Idioms
kuru gürültü a load of nonsense n.
gürültü patırtı alarms and excursions n.
kuru gürültü all cry and no wool n.
gürültü patırtı hurly burly n.
kuru gürültü hue and cry n.
ses ve gürültü karmaşası tower of babel n.
çok gürültü yapmak hammer at v.
gürültü koparmak create bloody murder v.
gürültü koparmak scream blue murder v.
gürültü koparmak scream bloody murder v.
gürültü koparmak yell bloody murder v.
gürültü koparmak create bloody hell v.
korkunç gürültü çıkarmak hammer at v.
gürültü yapmak howl like a banshee v.
gürültü çıkarmak howl like a banshee v.
gürültü yapmak scream like a banshee v.
gürültü çıkarmak scream like a banshee v.
gürültü yapmak shriek like a banshee v.
gürültü çıkarmak shriek like a banshee v.
gürültü yapmak cry like a banshee v.
gürültü çıkarmak cry like a banshee v.
gürültü yapmak wail like a banshee v.
gürültü çıkarmak wail like a banshee v.
çok yüksek bir ses çıkarmak/gürültü yapmak make the welkin ring v.
sırf kuru gürültü olmak be all hat and no cattle [us] v.
sadece kuru gürültü olmak be all hat and no cattle [us] v.
kuru gürültü olmak be all hat and no cattle [us] v.
gürültü yapmayan quiet as a mouse adj.
gürültü yapmadan quiet as a mouse adj.
gürültü yapmayan still as a mouse adj.
gürültü yapmadan still as a mouse adj.
gürültü patırtı koparmadan without much ado expr.
sırf kuru gürültü all hat and no cattle expr.
sırf kuru gürültü all sizzle and no steak expr.
sırf kuru gürültü all talk and no cider expr.
sırf kuru gürültü all talk and no trousers expr.
kuru gürültü great cry and little wool expr.
kuru gürültü great (or much) cry and little wool expr.
kuru gürültü more cry than wool expr.
sadece kuru gürültü all hat and no cattle [us] expr.
kuru gürültü all hat and no cattle [us] expr.
Speaking
geri kalan her şey kuru gürültü everything else is just noise n.
gürültü yapma don't make a noise expr.
gürültü yapma don't make noise expr.
gürültü yapmayın don't make a noise expr.
gürültü yapmayın don't make noise expr.
gürültü yapmamalısın you shouldn't make noise expr.
lütfen gürültü yapmayın bebek uyuyor please don't make any noise the baby is sleeping expr.
Trade/Economic
açık alanda kullanılan teçhizat tarafından oluşturulan çevredeki gürültü emisyonu noise emission in the environment by equipment for use outdoors n.
iş yerindeki gürültü noise in the workplace n.
motorlu araçların izin verilen gürültü seviyesi ve egzoz sistemi permissible sound level and the exhaust system of motor vehicles n.
Law
gürültü yönetmeliği noise regulation n.
gürültü vb gibi nedenlerle komşulara verilen rahatsızlık private nuisance n.
Politics
açık alanda kullanılan teçhizat tarafından oluşturulan çevredeki gürültü emisyonuyla ilgili üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması komitesi committee for the approximation of the laws of the member states relating to noise emission in the environment by equipment for use outdoors n.
gürültü kontrol tüzüğü regulation on noise control n.
gürültü ölçümleri noise measurements n.
gürültü emisyonunun kısıtlanması limitation of noise emission n.
izin verilebilir gürültü düzeyi permissible noise level n.
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi embracer n.
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi embraceor n.
Technical
gürültü spektrumu acoustic spectrum n.
gürültü koşulları noise conditions n.
gürültü maskeleme noise masking n.
sesi anlaşılamaz veya daha az rahatsız edici hale getirmek için gürültü kullanımı noise masking n.
gürültü bariyeri noise protection n.
azaltılmış gürültü düzeyi reduced noise level n.
akustik gürültü ortamı acoustic noise environment n.
aktif gürültü azaltma kulaklıkları active noise reduction ear-muffs n.
ana gürültü kaynağı major noise source n.
akustik gürültü ölçüm teknikleri acoustic noise measurement techniques n.
aerodinamik gürültü tahmin metodu aerodynamic noise prediction method n.
alıcı gürültü sayısı receiver noise figure n.
ani gürültü spike n.
ani gürültü doruğu noise spike n.
beyaz gürültü üretici white noise generator n.
bozucu gürültü ambient noise n.
beyaz gürültü white noise n.
beyaz gürültü kaydı white noise record n.
beyan edilen gürültü emisyon değerleri declared noise emission values n.
çarpımsal gürültü multiplicative noise n.
çevre gürültü seviyesi ambient noise level n.
çarpılır gürültü multiplicative noise n.
devre gürültü düzeyi circuit noise level n.
darbe-gürültü jeneratörü impulse-noise generator n.
düşük gürültü seviyesine sahip makine ve donanım low-noise machinery and equipment n.
dinamik gürültü sınırlayıcı dynamic noise limiter n.
düşük gürültü seviyeli işyeri low-noise workplace n.
doğal gürültü natural noise n.
durağan rasgele gürültü stationary random noise n.
dinamik gürültü giderici dynamic noise suppressor n.
doruk sinyal gürültü oranı peak SIR n.
endüstriyel gürültü man made noise n.
eşdeğer gürültü sıcaklığı equivalent noise temperature n.
endüstriyel gürültü man-made noise n.
elektronik gürültü electromic noise n.
ergodik gürültü ergodic noise n.
eşdeğer gürültü girdisi equivalent noise input n.
eşdeğer gürültü direnci equivalent noise resistance n.
elektromanyetik gürültü electromagnetic noise n.
ev aletlerinden çevreye yayılan gürültü airborne noise emitted by household appliances n.
galaktik gürültü galactic noise n.
fazladan gürültü additive noise n.
gürültü emisyonlarının ölçülmesi measuring noise emissions n.
gürültü emisyon değerleri noise emission values n.
gürültü pisliği noise pollution n.
gürültü önleme noise prevention n.
gürültü analizörü noise analyzer n.
gürültü giderici noise killer n.
gürültü kontrol stratejileri noise control strategies n.
gürültü birimi phon n.
genişbantlı gürültü wideband noise n.
gürültü yayılımı gürültü emisyonu noise level n.
gürültü değerlendirme eğrileri noise criteria curves n.
gürültü azaltılması noise reduction n.
gürültü yayma verileri noise emission data n.
gürültü dorukları noise peaks n.
gürültü kalkanı noise shield n.
gürültü yayma verilerinin karşılaştırılması comparison of noise emission data n.
gürültü kıstası noise criteria n.
gürültü varyansı noise variance n.
gürültü sınırları noise limits n.
gürültü bağışıklığı noise immunity n.
gürültü gerilim jeneratörü noise voltage generator n.
gürültü arındırma denoising n.
gürültü akımı noise current n.
gürültü sınırları ile uyumluluk compliance with noise limits n.
gürültü yayma sinyali noise burst signal n.
gürültü sınırlayıcı noise limiter n.
gürültü gücü noise power n.
geniş bant gürültü sayısı broadband noise figure n.
gürültü ölçme standardı noise measurement standard n.
gürültü, titreşim ve sertlik testi noise, vibration and harshness test (nvh test) n.
gürültü giderme kiti suppression kit n.
gürültü kesilmesi sorunu noise quieting problem n.
gürültü emme sound absorption n.
gürültü azaltıcı noise limiter n.
gürültü kontrolü sound control n.
gürültü gerilimi noise voltage n.
gürültü kazancı noise figure n.
gürültü yalıtıcı sound insulator n.
gürültü seviyesi noise level n.
gürültü yutucu sound attenuator n.
gürültü kaynaklarının ses gücü seviyeleri sound power levels of noise sources n.
gürültü azaltılması noise abatement n.
gürültü azaltım katsayısı noise reduction coefficient n.
gürültü işaret parametreleri noise figure parameters n.
gürültü çözümleci noise analyzer n.
gürültü emilimi noise absorption n.
gürültü ölçüm kodu noise measurement code n.
gürültü duygunluğu noise susceptibility n.
gürültü modu noise mode n.
gürültü üreteci noise generator n.
gürültü kontrol performansı noise control performance n.
geniş bantlı gürültü wideband noise n.
gürültü azaltma noise reduction n.
gürültü düzeyi kontrolü noise level control n.
gürültü bariyeri noise barrier n.
gürültü ölçümü noise measurement n.
gürültü kaynaklarının ses gücü seviyelerinin tayini determination of sound power levels of noise sources n.
gürültü sönümleyicisi noise damper n.
gürültü deney kuralları noise test code n.
gürültü spektrumu biçimlendirme noise shaping n.
gürültü diyodu noise diode n.
gürültü azalması noise abatement n.
gürültü spektrumu sound spectrum n.
gürültü sinyali kiplenimi noise modulation n.
gürültü yalıtımı noise insulation n.
gürültü giderici noise eliminator n.
gürültü kirliliği noise pollution n.
gürültü düzeyi noise level n.
gürültü bastırma noise suppression n.
gürültü giderme kondansatörü suppression capacitor n.
gürültü ağırlıklandırması noise weighting n.
gürültü emisyon karakteristikleri noise emission characteristics n.
gürültü kirlenmesi noise contamination n.
gürültü seviyesi high frequency noise n.
gürültü deney kodu noise test code n.
gürültü eşdeğer direnci equivalent noise resistance n.
gürültü eşiği noise threshold n.
gürültü azaltılması sound reduction n.
gürültü kaynaklarının ses güç seviyeleri sound power levels of noise sources n.
gürültü kontrol tedbirleri noise control measures n.
gürültü süreci noise process n.
havada yayılan akustik gürültü airborne acoustical noise n.
havaki akustik gürültü airborne acoustical noise n.
hava yolu ile oluşan akustik gürültü airborne acoustical noise n.
ışınan gürültü radiated noise n.
işaret-gürültü oranı signal to noise ratio n.
izotropik olmayan gürültü korelasyonu non-isotropic noise correlation n.
içinde makine bulunan düşük gürültü seviyeli iş yeri low-noise workplace containing machinery n.
ısıl gürültü thermal noise n.
kazı makineleri tarafından yayılan dış gürültü exterior noise emitted by earth-moving machinery n.
kompresörden yayılan gürültü airborne noise emitted by compressor n.
kontrol vanası aerodinamik gürültü tahmin yöntemi control valve aerodynamic noise prediction method n.
kozmik gürültü cosmic noise n.
makine ve donanımdan yayılan gürültü noise emitted by machinery and equipment n.
makine ve donanımın gürültü emisyon değerleri noise emission values of machinery and equipment n.
makine ve donanımlardan yayılan gürültü noise emitted by machinery and equipment n.
mekanik gürültü mechanical noise n.
mahfazalar ve kabinler ile gürültü kontrolü noise control by enclosures and cabins n.
otomatik gürültü sınırlayıcı automatic noise limiter n.
rastgele gürültü random noise n.
ses şiddeti kullanarak gürültü kaynaklarının ses gücü seviyelerinin belirlenmesi determination of sound power levels of noise sources using sound intensity n.
ses yayılımı ve gürültü tahmini sound propagation and noise prediction n.
sinyal-gürültü oranı signal-to-noise ratio n.
sinyal gürültü oranı signal to noise ratio n.
sinyal gürültü oranı SNR n.
sismik gürültü seismic noise n.
ses basıncı kullanılarak gürültü kaynaklarının ses güç seviyelerinin belirlenmesi determination of sound power levels of noise sources using sound pressure n.
susturucularla gürültü kontrolü noise control by silencers n.
suni gürültü man-made noise n.
taşıyıcı-gürültü oranı ölçümü carrier-to-noise ratio measurement n.
toplanır gürültü additive noise n.
trafik gürültü spektrumu traffic noise spectrum n.
taşıyıcı-gürültü oranı carrier-to-noise ratio n.
takım tezgahı tarafından yayılan hava ile taşınan gürültü airborne noise emitted by machine tool n.
taşıyıcı gürültü oranı carrier noise ratio n.
yol kenarındaki gürültü roadside noise n.
yol tarafındaki gürültü roadside noise n.
i̇mgelerden gürültü temi̇zlenmesi̇ image denoising n.
yoğun dalga boyu bölümlü çoklamalı sistemler için optik işaret/gürültü oranının ölçülmesi optical signal-to-noise ratio measurement for dense wavelength-division multiplexed systems n.
sistemin gürültü olmaksızın ses üretme kapasitesi headroom n.
disk kaydetme veya çoğaltma sırasında düşük frekanslı titreşimin pikaba iletilmesi sebebiyle oluşan gürültü rumble n.
günlük gürültü maruz kalma düzeyi daily noise exposure level n.
gürültü azaltıcı silencer n.
gürültü önleyici silencer n.
sinyal-gürültü yoğunluk oranı signal/noise n.
sinyal-gürültü yoğunluk oranı s/n n.
sinyal-gürültü yoğunluk oranı signal/noise ratio n.
sinyal-gürültü yoğunluk oranı signal-to-noise n.
gürültü bastırma devresi squelch n.
atmosferik gürültü static n.
gürültü ölçmek measure the noise v.
gürültü (ses) azaltıcı/giderici noise-attenuating adj.
gürültü kaynaklı noise-induced adj.
gürültü geçirmez noiseproof adj.
algılanan gürültü desibeli pndb (perceived noise decibel) abrev.
algılanan gürültü düzeyini ifade eden bir ölçüm birimi pndb (perceived noise decibel) abrev.
algılanan gürültü desibeli pndb (perceived noise decibel) abrev.
Computer
ani gürültü doruğu noise spike n.
çarpımsal gürültü multiplicative noise n.
dayanak gürültü reference noise n.
doğal gürültü natural noise n.
dürtün gürültü impulsive noise n.
durağan rastgele gürültü stationary random noise n.
doruk sinyal gürültü oranı peak snr (psnr) n.
endüstriyel gürültü man made noise n.
ergodik gürültü ergodic noise n.
eşdeğer gürültü girdisi equivalent noise input n.
gürültü spektrumu biçimlendirme noise shaping n.
gürültü ağırlıklandırması noise weighting n.
gürültü kaynağı noise source n.
gürültü silme noise removal n.
gürültü yeğinliği noise intensity n.
gürültü modu noise mode n.
gürültü dorukları noise peaks n.
gürültü sıcaklığı noise temperature n.
gürültü yok edici devre noise suppressor n.
gürültü bağışıklığı noise immunity n.
gürültü duygunluğu noise susceptability n.
gürültü cayırtısı noise spike n.
gürültü kirlenmesi noise contamination n.
gürültü sinyali kiplenimi noise modulation n.
gürültü kazancı noise figure n.
gürültü oranı noise ratio n.
gürültü üreteci noise generator n.
işaret gürültü oranı signal to noise ratio n.
renkli gürültü colored noise n.
taşıyıcı gürültü oranı carrier noise ratio n.
toplanır gürültü additive noise n.
taşıyıcı gürültü oranı carrier to noise ratio n.
Informatics
alacalı gürültü speckle noise n.
beyaz gürültü white noise n.
çevresel elektromanyetik gürültü environmental radio noise n.
gürültü çoğuşması noise clipper n.
gürültü spektrumu yoğunluğu noise spectral density n.
gürültü niteliği noise figure n.
gürültü bozulumu noise distortion n.
gürültü soğurucu sound absorber n.
gürültü tabanı noise floor n.
gürültü yayımı noise emission n.
gürültü süzgeci noise filter n.
geniş bantlı gürültü wideband noise n.
gürültü bağışıklığı noise immunity n.
gürültü kırpıcı noise burst n.
gürültü çıkış-iniş vurumu noise spike n.
gürültü üreteci noise generator n.
gürültü patlaması noise clipper n.
ortamsal gürültü ambient noise n.
rasgele gürültü random noise n.
sinyal gürültü oranı signal-to-noise ratio n.
toplanır gürültü additive noise n.
Telecom
alıcı artık gürültü seviyesi receiver residual noise level n.
alçak gürültü bloklu çevirici low noise block converter n.
alma amaçlı gürültü derecelendirme receive objective loudness rating n.
ani darbeli gürültü impulsive noise n.
antenin gürültü sıcaklığı antenna noise temperature n.
beyaz gürültü white noise n.
çok küçük gürültü sınırlı çalışma quantum-noise-limited operation n.
dış gürültü noise ambient n.
dış gürültü ambient noise n.
darbemsi gürültü quasi-impulsive noise n.
dayanak gürültü reference noise n.
eşit uydu hat gürültü sıcaklığı equivalent satellite link noise temperature n.
eşdeğer gürültü bant genişliği equivalent noise bandwidth n.
eş zamanlı gürültü geçiti sync noise gate n.
elektronik gürültü electronic hum n.
FM uğultu ve gürültü FM hum and noise n.
etkili algılamalı gürültü seviyesi effective perceived noise level n.
frekansla ters orantılı gürültü pink noise n.
gürültü akımı noise current n.
gürültü bağışıklığı noise immunity n.
gürültü duyarlılığı squelch sensivity n.
gürültü seviyesi noise level n.
gürültü azaltma noise reduction n.
gürültü tayf yoğunluğu noise spectral density n.
gürültü çizgisi hum bar n.
gürültü sınırlayıcı noise limiter n.
gürültü aktiflik detektörü voice activity detector n.
gürültü sıcaklığı noise temperature n.
gürültü giderme noise removal n.
gürültü iletim zaafiyeti noise transmission impairment n.
gürültü bastırma hassasiyeti squelch sensivity n.
gürültü giderici hum bucker n.
gürültü karıştırıcı noise jammer n.
gönderme amaçlı gürültü derecelendirme transmit objective loudness rating n.
gürültü kat sayısı noise figure n.
gürültü bastırma hum suppression n.
gürültü eşdeğer güç noise equivalent power n.
gürültü bastırma devresi squelch circuit n.
gürültü kirliliği noise pollution n.
gürültü bastırması squelch n.
hesaplanmış gürültü seviyesi calculated loudness level n.
ısısal gürültü thermal noise n.
ısıl gürültü thermal noise n.
insan kaynaklı gürültü man-made noise n.
istasyonlar arası gürültü bastırması interstation noise suppression n.
işaret gürültü oranı signal to noise ratio n.
işaret -gürültü gücü oranı signal–to–noise ratio n.
kapalı döngü gürültü band genişliği closed-loop noise bandwidth n.
kipe ait gürültü modal noise n.
kozmik gürültü cosmic noise n.