gay - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

gay

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "gay" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 55 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
gay n. gey
gay adj. şen
General
gay n. eşcinsel
gay n. homoseksüel
gay n. eşcinsel
gay n. (pitman'ın yazı sisteminde) bir harf adı
gay v. neşeli davranmak
gay v. neşelenmek
gay v. şen ve hareketli hale gelmek
gay v. canlı, parlak veya neşeli hale getirmek
gay v. canlandırmak
gay v. neşelendirmek
gay adj. parlak ve güzel renkli
gay adj. hoppa
gay adj. canlı
gay adj. keyifli
gay adj. yüzsüz
gay adj. neşeli
gay adj. mutlu
gay adj. pasaklı
gay adj. hovarda
gay adj. sefih
gay adj. parlak
gay adj. şenlikli
gay adj. ahlaksızca yaşayan (kadın)
gay adj. fuhşa karışmış (kadın)
gay adj. hadsiz ve küstah
gay adj. yüzsüz
gay adj. saygısız
gay adj. arsız
gay adj. eşcinsellere ait
gay adj. eşcinseller ile ilişkili
gay adj. eşcinseller tarafından kullanılan
gay adv. şen şakrak
gay adv. neşe ile
gay adv. parlak biçimde
Social Sciences
gay n. gey
gay n. erkek eşcinsel
Geography
gay n. georgia eyaletinde yerleşim yeri
Slang
gay n. homo
gay adj. uygunsuz
gay adj. yakışıksız
gay adj. aptalca
gay adj. karı kılıklı
gay adj. banal
gay adj. aptal
gay adj. beyinsiz
gay adj. acayip
gay adj. yersiz
gay adj. acınası
gay adj. zavallı
gay adj. uygunsuz derecede cüretkar
gay adj. aşırı küstah
gay adj. fazla teklifsiz
gay adj. laubali

Bedeutungen von dem Begriff "gay" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Slang
gay flake n.
gay queer as a three-dollar bill n.
gay as queer as a three-dollar bill n.
gay fruit salad n.
gay (as) gay as a three-dollar bill adj.

Bedeutungen, die der Begriff "gay" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 123 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
gay men in literature n. edebiyatta eşcinsel erkekler
gay dog n. çapkın adam
gay men n. eşcinsel erkekler
gay woman n. neşeli kadın
gay marriage n. gay evliliği
gay pride n. eşcinsellerin eşcinsel olduklarını rahatlıkla söylemeleri gerektiğini savunan düşünce
gay rights n. eşcinsel hakları
gay marriage n. eşcinsel evliliği
gay couple n. gay çift
gay couple n. eşcinsel çift
gay [obsolete] n. eğlenceli kimse
gay [obsolete] n. eğlenceli uğraş
gay [dialect] [uk] n. oyuncak
gay [dialect] [uk] n. çocuklara yönelik süs
gay [dialect] [uk] n. kitap çizimi
gay [dialect] [uk] n. kağıt üzerindeki resim
gay [dialect] [uk] n. kitap resmi
gay gordons [uk] n. hareketli eski bir dans
gay nineties n. abd'nin 1890'lı yıllarına verilen isim
defend gay marriage v. eşcinsel evliliği savunmak
just gay enough adj. kadınsı
gay [dialect] [uk] adj. iyi (sağlık)
gay [dialect] [uk] adj. iyi (fiziksel durum)
gay [dialect] [uk] adj. iyi
gay [dialect] [uk] adj. sağlıklı
gay [scotland] adj. hatırı sayılır (miktar)
gay [scotland] adj. kayda değer (miktar)
gay [obsolete] adj. (şiirde) güzel
gay [obsolete] adj. (şiirde) mağrur
gay [obsolete] adj. (şiirde) asil
gay [obsolete] adj. (şiirde) muhteşem
gay-friendly adj. eşcinsel dostu
gay [scotland] adv. çok
gay [scotland] adv. oldukça
gay [scotland] adv. epey
gay [scotland] adv. hayli
Colloquial
just gay enough expr. efeminen
Idioms
a gay dog n. çapkın adam
(something)-adjacent (as in gay-adjacent) adj. -vari
(something)-adjacent (as in gay-adjacent) adj. -imsi/ımsı
(something)-adjacent (as in gay-adjacent) adj. -benzeri
(as) gay as pink ink adj. ben geyim/homoseksüelim diye bağıran
(as) gay as pink ink adj. gey olduğu her halinden/hareketinden belli
with gay abandon expr. aldırış etmeden
gay as pink ink expr. belirgin biçimde eşcinsel
as gay as pink ink expr. belirgin biçimde eşcinsel
as gay as a lark expr. şen şakrak
with gay abandon expr. umursamadan
Speaking
I am not gay expr. eşcinsel değilim
I didn't know he was gay back then expr. onun o zamanlar eşcinsel olduğundan haberim yoktu
I'm not gay seat expr. tiyatro veya sinemaya giden iki erkeğin homoseksüel oldukları düşünülmesin diye oturuken aralarında bıraktıkları boş koltuk
Politics
gay lib n. gey kurtuluş hareketi
gay lib n. eşcinselleri hukuki, toplumsal veya ekonomik baskıdan kurtarmayı amaçlayan hareket
gay liberation movement n. gey kurtuluş hareketi
gay liberation movement n. eşcinselleri hukuki, toplumsal veya ekonomik baskıdan kurtarmayı amaçlayan hareket
Industry
gay-lussac tower n. gay-lussac kulesi
Dyeing
verd gay n. sarımsı yeşilin canlı bir tonu
Medical
gay-lussac’s law n. gay-lussac yasası
Psychology
gay liberation n. eşcinsel özgürlüğü
gay bowel syndrome n. eşcinsel bağırsak sendromu
Pathology
grid (gay-related immunodeficiency) [obsolete] abrev. geylikle bağlantılı bağışıklık yetmezliği
Physics
gay-lussac's law n. gay-lussac yasası
gay-lussac's law n. sabit basınç altında ideal gazın hacminin sıcaklıkla doğru orantılı olması yasası
gay-lussac's law n. charles ve gay-lussac yasası
Chemistry
gay lussac's tower n. sülfürik asit yapım sürecinde kullanılan büyük bir dikey hazne
Botanic
gay-feather n. beyaz loğusaotu
prairie gay feather n. değnek çiçeği
prairie gay feather n. işaret çiçeği
gay-feather n. karaasma
gay-feather n. kabakulak otu
gay-feather n. kurtluca
gay-feather n. lohusa otu
gay-feather n. meşecik
gay-feather n. zeravent
gay-feather n. yılan kökü
gay-feather n. liatris cinsi bitki
gay-feather n. abd'nin orta kesiminde yer alan çayırlarda yetişen çok yıllık bir bitki
gay-wings n. kuzey amerika'ya özgü pembe çiçekli çok yıllık bir sütotu
Breeding
gay [uk] adj. beyaz işaretli (kümes hayvanı)
Social Sciences
gay woman n. lezbiyen
pro-gay n. eşcinsellerin haklarını savunan kimse
lesbian-gay-bisexual-transvestite-transgender (lgbtt) n. lezbiyen-gey-biseksüel-travesti-transseksüel
international lesbian and gay association (ilga) n. uluslararası lezbiyen ve gey birliği
international lesbian & gay association (ilga) n. uluslararası lezbiyen ve gey birliği
gay marriage n. hemcins evliliği
gay marriage n. eşcinsel evlilik
lgbtq (lesbian, gay, bisexual, transgender, queer) abrev. lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel, heteroseksüel ve natrans olmayan
glb (gay, lesbian, bisexual) abrev. gey, lezbiyen, biseksüel
glbt (gay, lesbian, bisexual, transgender) abrev. gey, lezbiyen, biseksüel, trans
Geography
gay hill n. teksas eyaletinde şehir
fort gay n. batı virginia eyaletinde yerleşim yeri
Slang
gay man n. eşcinsel erkek
gay man n. homoseksüel
disaster gay n. talihsiz gey
(as) gay as a three-dollar bill adj. gay
(as) gay as a three-dollar bill adj. gey
(as) gay as a three-dollar bill adj. homoseksüel
(as) gay as a three-dollar bill adj. eşcinsel
(as) gay as a three-dollar bill adj. davranışlarıyla eşcinsel olduğunu açıkça gösteren
with gay abandon expr. aldırış etmeden
with gay abandon expr. kaygısızca
British Slang
gay-boy n. eşcinsel erkek
gay-boy n. gey
dish (gay use) n. göt
gay-boy n. homoseksüel
gay-boy n. homo
gay as a goose n. ibne
gay-boy n. ibne
fish (gay derogatory usage alluding to an unsavoury vaginal smell) n. kadın
dish (gay use) n. kıç
gay as a goose n. nonoş
vanilla (gay usage) n. normal seks
dish (gay use) n. popo
trade (gay use) n. seks partneri
trade (gay use) n. seks arkadaşı
trick (mainly gay use) n. tesadüfen bir partner bulma
Modern Slang
alpha-gay n. alfa özellikleri taşıyan eşcinsel erkek
alterna-gay n. alternatif gey
alterna-gay n. klişe gey tanımına uymayan/kategorilerine dahil olmayan eşcinsel erkek
all gay about adj. ile ilgili çok hevesli
all gay about adj. için çok istekli
all gay about adj. -e çok meraklı
all gay about adj. için can atan