geçmişte - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

geçmişte



Bedeutungen von dem Begriff "geçmişte" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
geçmişte backward adj.
geçmişte back adv.
geçmişte in the past adv.
geçmişte backwards adv.
geçmişte ago adv.
geçmişte agone adv.
geçmişte in former times adv.
geçmişte anteriorly adv.
geçmişte behind adv.
geçmişte yesteryear adv.
geçmişte yore [obsolete] adv.
geçmişte by adv.
geçmişte sinsyne adv.
geçmişte siththen adv.
geçmişte behind prep.
geçmişte since [obsolete] conj.
Phrases
geçmişte in one's day expr.
geçmişte way back when [us] expr.
Colloquial
geçmişte of old expr.
geçmişte in somebody’s day/time expr.
geçmişte time was expr.
Archaic
geçmişte time was (when) adv.
geçmişte sithen adv.
geçmişte sithens adv.
geçmişte sithence adv.

Bedeutungen, die der Begriff "geçmişte" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 376 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
geçmişte önemli veya ünlü oluşundan dolayı ilgi çekici kabul edilen atraksiyon historical attraction n.
geçmişte çalışılan işler listesi employment history n.
bir insanın geçmişte yaşadığı parlak günler glory of n.
geçmişte hastalıkları iyileştirdiğine inanılan iksir catholicon n.
geçmişte kalan bir hatıra a distant memory n.
geçmişte bir zaman a time in the past n.
geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimleri hatırlatabilir (uyarısı) trigger warning n.
geçmişte devam eden zaman past continuous tense n.
yakın geçmişte olma recency n.
geçmişte kalan şey backward n.
geçmişte yaşanan değişikliklerin dünyanın yapısındaki yıkıcı afetlerden kaynaklandığına inanan kimse nonuniformist n.
geçmişte yaşanan değişikliklerin dünyanın yapısındaki yıkıcı afetlerden kaynaklandığına inanan kimse nonuniformitarian n.
(geçmişte) new york'ta yolsuzluk ve rüşvet ile bilinen bölge tenderloin [usa] n.
geçmişte belirli bir zaman thenness n.
geçmişte kadınların taktığı gevşek başörtü toy [scottish] n.
geçmişte kullanılan, altlığının ortası yüksek olan fincan trembleuse cup n.
(geçmişte) can kurtaran lineman [australia/new zealand] n.
(okçuluk) dönerek hareket eden ve geçmişte arbalet ile kullanılan bir ok çeşidi vire n.
uzak geçmişte gerçekleşen olayların tasavvuru retrovision n.
geçmişte yaşamış kimse history n.
geçmişte yaşananların baskıcı etkisi dead hand of the past n.
geçmişte yaşananların baskıcı etkisi mortmain n.
geçmişte bir geleneğin ortaya çıkmasına katkıda bulunmuş kimse forefather n.
geçmişte bir geleneğin ortaya çıkmasına katkıda bulunmuş kadın foremother n.
geçmişte kalma preteriteness n.
geçmişte kalma preteritness n.
geçmişte yapılan hataları unutamamak cry over spilled milk v.
götürmek (geçmişte bir zamana) take back to v.
geçmişte kalmak linger v.
saptamak (silsileyi geçmişte belirli bir zamana kadar) trace to v.
uzanmak (geçmişte belirli bir zamana kadar) trace to v.
geçmişte hatalar yapmak make mistakes in the past v.
geçmişte kullanılmak be used in the past v.
geçmişte başına iş açmak bring a trouble in the past v.
geçmişte etki yaratmak retroact v.
(geçmişte kalan bir şey için) kafa patlatmak retrospect v.
(geçmişte) yükselmek rose v.
geçmişte geçmek set in the past v.
geçmişte kalan bygone adj.
geçmişte kalan past adj.
geçmişte güneydoğu asya'da yer alan kuzey vietnam ülkesinde yaşayan, onun halkına veya kültürüne ait olan north vietnamese adj.
hindistan'ın kuzeyinde yer alan (geçmişte nepaul olarak yazılan) nepal krallığı ile ilgili nepaulese adj.
yakın geçmişte olan late adj.
yakın geçmişte olan lower adj.
geçmişte kullanılmış historic adj.
geçmişte yaşamış historic adj.
geçmişte var olmuş historic adj.
geçmişte kullanılmış historical adj.
geçmişte yaşanan long-ago adj.
geçmişte vuku bulan one-time adj.
geçmişte kalmış foregone adj.
geçmişte kalmış forepassed adj.
geçmişte kalan forepast [obsolete] adj.
geçmişte belirtilen bir zamanla çağdaş olan present adj.
yakın geçmişte recently adv.
çok yakın geçmişte more recently adv.
yakın geçmişte in more recent times adv.
çok da uzak olmayan geçmişte in the not too distant past adv.
çok uzak olmayan geçmişte in the not too distant past adv.
yakın geçmişte most recently adv.
yalnız son zamanlarda (çok yakın geçmişte olmaya başlayan şeyler için) only recently adv.
uzak geçmişte long-ago adv.
geçmişte belirsiz bir zamanda one-day adv.
yakın geçmişte only adv.
Phrasals
geçmişte olan şeyleri artık düşünmemek put behind v.
geçmişte bir zamana götürmek carry someone back to some time v.
geçmişte belli bir zamanı anımsamak flash back v.
geçmişte olmak lie behind someone or something v.
geçmişte kalmak lie behind someone or something v.
Phrases
eleştiri yönelten kişiyi geçmişte benzer bir şey yapmış olmakla suçlayarak kendini aklama çabası tu quoque n.
geçmişte olduğu gibi as in the past expr.
geçmişte olduğu gibi as it was in the past expr.
geçmişte günümüze from past to present expr.
geçmişte olanlar geçmişte kaldı what is in the past is in the past expr.
Proverb
bırak geçmişte kalsın let bygones be bygones
bırakalım geçmiş geçmişte kalsın let bygones be bygones
mucizeler çağı geçmişte kaldı the age of miracles is past
mucizeler geçmişte kaldı the age of miracles is past
geçmiş geçmişte kaldı bygones are bygones
geçmişte yapılan hataların gölgesi silinmez old sins cast long shadows
geçmişte yapılan hatalar bir gün yine karşına çıkar old sins cast long shadows
Colloquial
geçmişte yaşamak live in the past v.
bırak geçmiş geçmişte kalsın let bygones be bygones expr.
bırak geçmiş geçmişte kalsın let the past be the past expr.
çok uzak bir geçmişte light years away expr.
çok uzak olmayan bir geçmişte not long ago expr.
Idioms
geçmişte populer olmuş ve halen daha dillerde olan şarkı a golden oldie n.
(geçmişte) olabilecek olanlar (ancak olmayanlar) might-have-beens n.
taş devrinde/geçmişte takılıp kalmak be trapped in a time warp v.
geçmişte bırakmak make a clean break v.
geçmişte yapmış olduğu hatalar yüzünden zor durumda olmak be (batting) on a sticky wicket v.
(özellikle geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimler neticesinde) bir şeyi çok iyi bilmek know something only too well v.
geçmişte belli bir zamana dönmek wind back the clock v.
geçmişte belli bir zamanı canlandırmak push back the clock v.
taş devrinde/geçmişte takılıp kalmak be caught in a time warp v.
taş devrinde/geçmişte takılıp kalmak be locked in a time warp v.
taş devrinde/geçmişte takılıp kalmak be stuck in a time warp v.
geçmişte kalmak be history v.
geçmişte takılıp kalmak be in a time warp v.
(özellikle geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimler neticesinde) bir şeyi çok iyi bilmek know only too well v.
(birini/bir şeyi) geçmişte bırakmak make a clean break (from/with someone or something) v.
geçmişte olanları deşmek rake over old coals [uk] v.
geçmişte olanları deşmek rake over the ashes/the past v.
(geçmişte olan bir şeydeki) hatasını yüzüne vurmak rub (one's) nose in (something) v.
birini (geçmişte bir zamana) götürmek take one back (to some time) v.
geçmişte iyi şeylerin yaşandığını fakat gelecekte çok daha da iyi şeylerin yaşanacağını belirten ifade the best is yet to be expr.
geçmişte iyi şeylerin yaşandığını fakat gelecekte çok daha da iyi şeylerin yaşanacağını belirten ifade the best is yet to come expr.
(geçmişte tecrübe edilen bir olay ile ilgili) artık aynı hatayı yapmam/artık dersimi aldım hindsight is twenty twenty expr.
(geçmişte tecrübe edilen bir olay ile ilgili) herşeyi açık şekilde görüyorum hindsight is twenty twenty expr.
(geçmişte tecrübe edilen bir olay ile ilgili) artık aynı hatayı yapmam/artık dersimi aldım hindsight is 20/20 expr.
(geçmişte tecrübe edilen bir olay ile ilgili) herşeyi açık şekilde görüyorum hindsight is 20/20 expr.
geçmişte yapılanların hesabı sonradan sorulur come back to bite (one) expr.
Speaking
geçmişte bırakalım onu let's keep that in the past n.
geçmişte yaşananlar geçmişte kalsın the past is the past expr.
senin geçmişte ne yaptığın umurumda değil I don't care what you did in the past expr.
Trade/Economic
geçmişte sömürge hong kong'da faaliyet gösteren ingiliz şirketlerinin genelde yabancı genel müdürlerine verilen isim taipan n.
geçmişte büyük britanya için para basan ve bazı hak ve ayrıcalıklar talep eden memurlar the company of moneyers n.
geçmişte tayland'ın para birimi tical n.
geçmişte tayland'ın para birimi ticul n.
geçmişte tayland'ın para birimi tikal n.
geçmişte çin'de kullanılan bir para birimi tiao n.
geçmişte tayland'ın para birimi ticul n.
geçmişte afganistan'da kullanılan bir para birimi tilla n.
geçmişte afganistan'da kullanılan bir para birimi til n.
geçmişte afganistan'da kullanılan bir para birimi tila n.
geçmişte iran'da kullanılan bir altın sikke toman n.
geçmişte ingiltere'de pazar veya fuar yerinde satılan mal kaydı tollbook [obsolete] n.
iran'da geçmişte kullanılan bir para birimi toman n.
iran'da geçmişte kullanılan bir para birimi tuman n.
geçmişte kullanılan bir fransız parası tournois n.
portekiz'de geçmişte kullanılan gümüş bir sikke tostão n.
portekiz'de geçmişte kullanılan gümüş bir sikke testone n.
latin amerika ülkelerinde geçmişte kullanılan gümüş bir sikke toston n.
geçmişte abd'de ihracat amaçlı basılmış bir gümüş sikke trade dollar n.
(geçmişte) ingiltere'deki yetkili ticaret şurası trade board n.
geçmişte hindistan'da kullanılan bir bakır sikke trambiyo n.
geçmişte ingiltere'de madeni para basmakta kullanılan pres kalıbı trussell n.
geçmişte türkiye'de kullanılan bir madeni para altilik n.
geçmişte çocuklarla çalışma deneyimi previous experience of working with children n.
ingiltere'de geçmişte toprakların çevrilerek özel mülk durumuna getirilme akımı enclosure n.
geçmişte hindistan ve pakistan'da kullanılan bir madeni bakır para anna n.
Law
geçmişte abd'nin teksas eyaletinde çalışan atlı kolluk kuvveti texas ranger n.
geçmişte yürürlüğü olan kanun retrospective law n.
geçmişte yürürlüğü olan kanun ex-post facto law n.
Politics
geçmişte siyam olarak bilinen ülke thailand n.
geçmişte ingiltere'de lord sıfatındaki maliye bakanı treasury lord n.
geçmişte ingiltere'de lord sıfatındaki maliye bakanı lord high treasurer of england n.
Industry
(geçmişte ingiltere'de) yetişkin çalışanlar için eğitim sağlayan kuruluş training agency n.
Technical
geçmişte atlar tarafından çekilen ve taraça yapmakta kullanılan bıçaklı araç terracer n.
geçmişte özellikle ispanya'da kullanılan bir hacim ölçü birimi almud n.
geçmişte özellikle portekiz'de kullanılan bir hacim ölçü birimi almude n.
Telecom
geçmişte bilgi iletiminde kullanılan, teledaktiloların bağlı olduğu ağ teleprinter n.
Television
geçmişte kullanılan, üç ana rengi gösteren üç tüplü televizyon triniscope n.
Textile
geçmişte kadın giyiminde kullanılan tüylü tafta tufftaffeta n.
geçmişte kadın giyiminde kullanılan tüylü tafta tuftaffeta n.
geçmişte kadın giyiminde kullanılan tüylü tafta tuftaffety n.
geçmişte kadın giyiminde kullanılan tüylü tafta tuf-taffeta n.
geçmişte kumaşları sarmak ve korumakta kullanılan parlak bir kumaş tillet n.
geçmişte abd hükümeti tarafından amerikan yerlilerine dağıtılmış, ağır ve yünlü bir battaniye mac n.
geçmişte abd hükümeti tarafından amerikan yerlilerine dağıtılmış keçeli ağır bir giysi mack n.
geçmişte abd hükümeti tarafından amerikan yerlilerine dağıtılmış, ağır ve yünlü bir battaniye mackinaw blanket n.
Architecture
geçmişte londra cuddington'da yer alan kraliyet sarayı nonsuch palace n.
Dyeing
geçmişte renk sabitleştirici boya olarak ve de lokal antiseptik olarak kullanılan sarı bir kristal bileşik alizarine yellow n.
geçmişte renk sabitleştirici boya olarak ve de lokal antiseptik olarak kullanılan sarı bir kristal bileşik alizarine yellow c n.
geçmişte renk sabitleştirici boya olarak ve de lokal antiseptik olarak kullanılan sarı bir kristal bileşik gallacetophenone n.
Furniture
geçmişte fransa'da kullanılan bir mobilya stili transition style n.
Marine
geçmişte hapishane olarak kullanılan eski veya direkleri sökülmüş gemiler the hulks n.
geçmişte denizde gök cisimlerinin yüksekliğini ölçmekte kullanılan alet üzerinde yer alan orta parça transversary n.
geçmişte denizde gök cisimlerinin yüksekliğini ölçmekte kullanılan alet cross-staff n.
geçmişte açık denizde güneşle alakalı gözlem yapmakta kullanılan on beş derecelik yaya sahip eski bir alet almucanter staff n.
geçmişte açık denizde güneşle alakalı gözlem yapmakta kullanılan on beş derecelik yaya sahip eski bir alet almucantar staff n.
geçmişte missouri nehri ve kollarında kullanılmış düz tabanlı bir tekne mackinaw n.
Medical
geçmişte iskoç doktor braid tarafından hipnoza verilen isim neurohypnology [obsolete] n.
geçmişte zührevi hastalıkların tedavisinde kullanılan bir yöntem tub fast n.
geçmişte yaşanmış veya halihazırda mevcut tüberküloz enfeksiyonunu tespit etmekte kullanılan cilt testi tuberculin skin test n.
geçmişte yaşanmış veya halihazırda mevcut tüberküloz enfeksiyonunu tespit etmekte kullanılan cilt testi tuberculin test n.
(geçmişte) zührevi hastalıklar için sıcak bir küvette oruç tutup terleyerek yapılan tedavi tub-fast n.
geçmişte yaşanan kanamalardan dolayı beyin omurilik sıvısının pembe-portakal renginde olması xantochromia n.
Psychology
geçmişte yaşanmış bir olayı temsil eden negatif zihinsel imaj engram n.
Pharmaceutics
geçmişte yatıştırıcı (sedatif) olmayan antihistamin olarak kullanılan bir ilaç terfenadine n.
(geçmişte) güçlendirici olarak verilen ilaç analeptic n.
geçmişte ağrı kesici ve ateşi düşürücü olarak kullanılan bir ilaç antipyrine n.
geçmişte ağrı kesici ve ateşi düşürücü olarak kullanılan bir ilaç phenazine n.
geçmişte cilt rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan, araroba ağacından elde edilen acı sarı bir toz goa powder n.
geçmişte cilt rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan, araroba ağacından elde edilen acı sarı bir toz araroba n.
geçmişte cilt rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan, araroba ağacından elde edilen acı sarı bir toz chrysarobin n.
geçmişte frengi ve benzer enfeksiyonların tedavisinde kullanılan, arsenik içeren bir ilaç arsphenamine n.
geçmişte spazm giderici olarak kullanılan, güçlü tadı ve kokusu olan kahverengimsi bir sakız reçinesi asafetida n.
geçmişte spazm giderici olarak kullanılan, güçlü tadı ve kokusu olan kahverengimsi bir sakız reçinesi asafoetida n.
Gastronomy
geçmişte balina yağını çıkarmakta kullanılan kazanların yerleştirildiği fırın tryworks n.
geçmişte ale, baharat, şeker ve ekmeğin kaynatılmasıyla yapılan bir içecek aleberry n.
Math
geçmişte kullanılan 4.62 litreye denk ingiliz sıvı ölçü birimi ale gallon n.
geçmişte kullanılan 4.62 litreye denk ingiliz sıvı ölçü birimi beer gallon n.
Chemistry
fotosellerde, kızılötesi dedektörlerde, düşük erime noktalı camlarda ve geçmişte kemirgen ve karınca zehirlerinde kullanılan yumuşak, dövülebilir, son derecede toksik bir metalik element thallium n.
geçmişte anestezik olarak kullanılan uçucu bir sıvı trichloromethane n.
geçmişte anestezik olarak kullanılan uçucu bir sıvı chloroform n.
geçmişte fotoğrafçılıkta, günümüzde piroteknikte kullanılan kristalli bir bileşik ammonium dichromate n.
geçmişte fotoğrafçılıkta, günümüzde piroteknikte kullanılan kristalli bir bileşik ammonium bichromate n.
geçmişte oksijenin bir türü olduğu düşünülüp günümüzde hidrojen dioksit olduğu bilinen bir bileşik antozone n.
geçmişte simyagerlerin kullandığı eşit dağılımlı ısıtan bir fırın athanor n.
Biology
geçmişte sinirlere ait elektriksel vuruları iletme olanağı olduğu düşünülen beceri neurility n.
geçmişte sinir dokusunu oluşturduğu düşünülen madde neurine [obsolete] n.
Marine Biology
geçmişte asymmetron cinsiyle ilişkili olduğu zannedilen bir batrak cinsi amphioxides n.
Astronomy
geçmişte gök cisimlerin yüksekliğini belirlemekte kullanılan astronomik araç triquetrum n.
geçmişte güney yarımkürede büyük köpek ve güney haçı takımyıldızları arasında yer aldığı düşünülen bir takımyıldız argo n.
geçmişte güney yarımkürede büyük köpek ve güney haçı takımyıldızları arasında yer aldığı düşünülen bir takımyıldız argo navis n.
Zoology
geçmişte kuzey yarımkürede yaygın görülen bir memeli familyası titanotheriidae n.
geçmişte kuzey yarımkürede yaygın görülen bir memeli familyası brontotheriidae n.
geçmişte var olan trochelminthes taksonomik grubuna mensup omurgasız trochelminth n.
geçmişte var olan trochelminthes taksonomik grubuna mensup omurgasız trochelminthes n.
geçmişte güneydoğu sibirya, mançurya ve kore'de yaşayan nesli tükenmekte olan bir leopar amur leopard (panthera pardus orientalis) n.
Botanic
geçmişte boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan, mavi-mor renkli çiçekleri olan avrupa kökenli bir bitki nettle-leaved bellflower (campanula trachelium) n.
geçmişte boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan, mavi-mor renkli çiçekleri olan avrupa kökenli bir bitki throatwort n.
geçmişte salataya eklemek için yetiştirilen çok yıllık bir soğan top onion (allium cepa viviparum) n.
geçmişte salataya eklemek için yetiştirilen çok yıllık bir soğan tree onion n.
geçmişte salataya eklemek için yetiştirilen çok yıllık bir soğan egyptian onion n.
geçmişte salataya eklemek için yetiştirilen çok yıllık bir soğan türü top set n.
geçmişte salataya eklemek için yetiştirilen çok yıllık bir soğan türü topset onion n.
avrasya'da yetişen, geçmişte böbrek rahatsızlıkları için tıbbi amaçlarla kullanılan çok yıllık bir bitki common kidneyvetch (anthyllis vulneraria) n.
avrasya'da yetişen, geçmişte böbrek rahatsızlıkları için tıbbi amaçlarla kullanılan çok yıllık bir bitki kidney vetch n.
avrasya'da yetişen, geçmişte böbrek rahatsızlıkları için tıbbi amaçlarla kullanılan çok yıllık bir bitki woundwort n.
geçmişte boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan, mavi-mor renkli çiçekleri olan avrupa kökenli bir bitki mariet n.
geçmişte boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan, mavi-mor renkli çiçekleri olan avrupa kökenli bir bitki mariet n.
geçmişte boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan, mavi-mor renkli çiçekleri olan avrupa kökenli bir bitki companula trachelium n.
retinal adlı bir pigment yerine bitkilerin geçmişte mor renkli olduğunu savunan hipotez purple earth hypothesis n.
Breeding
geçmişte ingiltere'de yetiştirilen bir sığır ırkı teeswater [obsolete] n.
geçmişte yetiştirilen ingiliz koyunu teeswater [obsolete] n.
Social Sciences
geçmişte abd'nin idaho, utah, oregon ve montana eyaletlerinde yaşayan yerli kabilenin üyelerine verilen isim northern shoshone n.
geçmişte abd'nin idaho, utah, oregon ve montana eyaletlerinde yaşayan yerli kabilenin üyelerine verilen isim shoshone n.
geçmişte erie gölü'nün kuzey kıyısında yaşayan, irokua dilini konuşan, yerli amerikan halk birliğinin bir üyesi neutral n.
geçmişte kuzey florida'da yaşayan amerikan yerlileri kabilesinin bir üyesi timucua n.
geçmişte papua yeni gine ve hindistan'daki bazı kabileler tarafından uygulanan, sevilen kimselerin cesedini yeme ritüeli transumption n.
geçmişte doğu sibirya'da yaşayan göçebe mongol halklarının mensubu kimse tungus n.
geçmişte ürdün'de yaşayan bir yahudi halkı ammonite n.
geçmişte ürdün'de yaşamış yahudiler ammonites n.
geçmişte yaşamış antik halk ve medeniyetlerin geleneği, sanatı ve sosyal yapısına duyulan ilgi antiquarianism n.
geçmişte doğu colorado ve wyoming'de yaşayan bir kızılderili kabilesi arapaho n.
geçmişte doğu colorado ve wyoming'de yaşayan bir kızılderili kabilesi arapahoe n.
geçmişte missouri nehrinin batısında yaşamış arikaralar halkının bir mensubu aricara n.
geçmişte missouri nehrinin batısında yaşamış arikaralar halkının bir mensubu arikara n.
Literature
geçmişte ingiliz edebiyatında kullanılan bir tür şiir vezni tumbling verse n.
geçmişte şiir yazımında kullanılan bir vezin türü asclepiad n.
Linguistics
geçmişte ortaçağ normandiya'sında kullanılan fransızca lehçesi norman french n.
geçmişte ortaçağ normandiya'sında kullanılan fransızca lehçesi norman-french n.
geçmişte timucua kabilesinin konuştuğu soyu tükenmiş bir dil timucua n.
geçmişte doğu sibirya'da yaşayan göçebelerin konuştuğu dil evenki n.
geçmişte doğu sibirya'da yaşayan göçebelerin konuştuğu dil tungus n.
geçmişte doğu sibirya'da yaşayan göçebelerin konuştuğu dil ewenki n.
geçmişte doğu sibirya'da yaşayan göçebelerin konuştuğu dil tungusic n.
geçmişte doğu sibirya'da yaşayan göçebelerin konuştuğu dil tungusic language n.
geçmişte doğu sibirya'da yaşayan göçebelerin konuştuğu dil tunguz n.
geçmişte fenikelilerin kullandığı bir alfabe tyrian alphabet n.
geçmişte geçmiş zaman past perfect n.
geçmişte gelecek future in the past n.
geçmişte ingiltere'nin doğusunda bulunan doğu anglia krallığında konuşulan ingilizcenin bir lehçesi anglian n.
geçmişte doğu colorado ve wyoming'de yaşayan arapaho kabilesinin konuştuğu dil arapaho n.
geçmişte doğu colorado ve wyoming'de yaşayan arapaho kabilesinin konuştuğu dil arapahoe n.
geçmişte devam eden olayları anlatan bir eylem kipi imperfect tense n.
geçmişte kullanılan libya'ya özgü bir alfabe ile ilgili tifinagh adj.
geçmişte kullanılan libya'ya özgü bir alfabeden tifinagh adj.
geçmişte kullanılan libya'ya özgü bir alfabeyi oluşturan tifinagh adj.
geçmişte kullanılan libya'ya özgü bir alfabe ile ilgili tifinar adj.
geçmişte kullanılan libya'ya özgü bir alfabeden tifinar adj.
geçmişte kullanılan libya'ya özgü bir alfabeyi oluşturan tifinar adj.
geçmişte tamamlanmış eylem bildiren (fiil çekimi) constative adj.
History
geçmişte ingiltere'de kullanılan altı peni değerindeki madeni para tanner n.
geçmişte bugünkü slovenya ve avusturya toprakları üzerinde kurulmuş olan bir kelt krallığı noricum n.
geçmişte oxford üniversitesinde umumi kanuna ilişkin satirik latince şiir yazmakla görevli kimse terrae filius n.
geçmişte ingiltere'de vergi memuru the king's farmer n.
geçmişte norveç, isveç, danimarka veya izlanda'da yaşayan halk the norse n.
geçmişte iskenderiye'de yaşamış bazı münzevilere verilen ad therapeutae n.
geçmişte ingiliz donanması'ndan sorumlu devlet dairesi the admiralty n.
geçmişte ermeni platosunda demir yapımı ile ilgilenmiş çok sayıda halktan biri tibareni n.
geçmişte etiyopya'nın kuzeyinde yaşayan halklardan birinin vatandaşı tigrean n.
geçmişte dövüşçülerin at üzerinde mızrakla savaştığı alan tilt-yard n.
ingiltere’de geçmişte ödenen bir gümrük vergisi tin penny n.
geçmişte yapılan bir dans tinternell n.
geçmişte tarımsal aşar vergisinin depolandığı büyük ahır tithe barn n.
geçmişte güney afrika'da siyahilere ayrılan planlı kentsel yerleşim township n.
geçmişte güney afrika'nın güneyinde yer alan bağımsız bir devlet transkei n.
geçmişte güney afrika'da bir eyalet olan transvaal'in bir yerlisi transvaaler n.
geçmişte güney afrika'da bir eyalet olan transvaal'in bir sakini transvaaler n.
geçmişte karadeniz'de yer alan bir yunan imparatorluğu trebizond n.
geçmişte oynanan bir zar oyunu trey-trip [obsolete] n.
geçmişte cambridge üniversitesi'nde diploma törenlerinde okunan satirik şiirlere verilen ad tripos n.
geçmişte cambridge üniversitesi'nde diploma törenlerinde okunan satirik şiirlere verilen ad tripos verses n.
geçmişte londra'da yün tartan görevli tronator n.
(geçmişte ingiltere'de) halkın milis kuvvetlerine koşum takımı, davul, boya ve benzeri ürünleri her yıl vergi olarak vermesi trophy money n.
geçmişte her yıl ingiltere'de halkın milis kuvvetlerine koşum takımı, davul, boya ve benzeri ürünleri vergi olarak vermesi trophy tax n.
geçmişte irlanda yerlilerinin yaşadığı topraklar tuath n.
geçmişte çin'de belirli bölgelerin savaş ağaları yoluyla yönetimi tuchungism n.
geçmişte kuzu, tavuk çevirmeye yarayan aleti döndüren köpek turnspit n.
büyük britanya'da geçmişte kullanılan eski bakır madeni para twopence n.
büyük britanya'da geçmişte kullanılan eski bakır madeni para tuppence n.
geçmişte londra'da kullanılan bir infaz yeri tyburn n.
geçmişte irlanda'da yer alan bir idari yönetim tyrone n.
geçmişte yemek veya un kullanılarak bakılan bir tür fal aleuromancy n.
geçmişte londra'da bulunan bir hükümet organı alienation office n.
geçmişte ispanya ve fas'ı yöneten berberi müslümanlar almohade n.
geçmişte ispanya ve fas'ı yöneten berberi müslümanlar almohad n.
geçmişte afganistan'da hükümdar ameer n.
(geçmişte türkiye'de) hükümdar ameer n.
geçmişte afrika ve orta amerika arasında köle taşımak için kullanılmış atlantik okyanusu üzerindeki köle yolu middle passage n.
geçmişte kehanette bulunurken kullanılan bir tür taş amphicome n.
geçmişte vietnam'ın bulunduğu coğrafyada yer alan bir krallık anam n.
geçmişte vietnam'ın bulunduğu coğrafyada yer alan bir krallık annam n.
geçmişte ingiltere'de kullanılan bir altın sikke angelet n.
geçmişte almanya'nın merkezinde yer alan eski bir eyalet anhalt n.
geçmişte afrika'da köle alım satımında para birimi olarak kullanılan sert bir akik boncuk arango n.
geçmişte fransızların kullandığı bir ölçü birimi arpent n.
geçmişte fransızların kullandığı bir ölçü birimi arpen n.
geçmişte fransızların kullandığı bir ölçü birimi arpine n.
geçmişte ispanyolca ve portekizce konuşulan ülkelerde kullanılan bir ağırlık birimi arroba n.
geçmişte ispanyolca konuşulan ülkelerde kullanılan bir sıvı ölçü birimi arroba n.
geçmişte fransa'da bir bölge artois n.
geçmişte sayı saymada kullanılan çakıl taşları augrim stones n.
geçmişte dövüşlerde kullanılan, ortalama 1.5 metre uzunluğunda tahta sopa quarterstaff n.
geçmişte deniz savaşlarında kullanılan bir çeşit sürgülü top mermisi langrage n.
geçmişte deniz savaşlarında kullanılan bir çeşit sürgülü top mermisi langrel n.
geçmişte deniz savaşlarında kullanılan bir çeşit sürgülü top mermisi langridge n.
geçmişte kuzey ırak bölgesinde bulunan keldani katolik kilisesi ile ilgili chaldaean adj.
geçmişte kuzey ırak bölgesinde bulunan keldani katolik kilisesi ile ilgili chaldean adj.
geçmişte kuzey ırak bölgesinde bulunan keldani katolik kilisesi ile ilgili chaldee adj.
geçmişte kuzey ırak bölgesinde bulunan keldani katolik kilisesi ile ilgili chaldaic adj.
geçmişte kuzey ırak bölgesinde bulunan keldani katolik kilisesi ile ilgili chaldee adj.
geçmişte güney afrika'da bir eyalet olan transvaal veya onun sakinlerine ait transvaalian adj.
geçmişte güney afrika'da bir eyalet olan transvaal veya onun sakinleriyle ilgili transvaalian adj.
geçmişte vietnam'ın bulunduğu coğrafyada yer alan krallığa ait veya ilgili anamese adj.
Archaeology
geçmişte gökyüzüyle toprak arasındaki elektrik boşalmasından kaynaklandığı düşünülen çeşitli mineraller thunderstone n.
Religious
geçmişte hindistan'ın malabar kıyısında kurulmuş hristiyan kilisesinin bir üyesi thomaean n.
geçmişte hindistan'ın malabar kıyısında kurulmuş olan hristiyan kilisesinin bir üyesi thomite n.
geçmişte piskoposlara verilen isim titular bishop n.
geçmişte belirli dini tarikatlarda giyilen kürk astarlı pelerin almuce n.
(geçmişte iskoçya'da) kilise vaizinin dul eşine ödenen emekli maaşı annat n.
geçmişte ilk hristiyan kiliselerinde doğmuş bir mezhep artotyrite n.
geçmişte kalanı bugüne taşıma arzusu revivalism n.
Geography
geçmişte hindistan'da bir eyalet travancore n.
geçmişte osmanlı'ya bağlı tunus eyaleti tunis n.
geçmişte ingiltere'nin doğusunda bulunan bir krallık anglia n.
geçmişte ingiltere'nin doğusunda bulunan bir krallık east anglia n.
rusya'da geçmişte var olmuş bir şehir tsaritsyn n.
geçmişte kızıldeniz’deki güneybatı arabistan'da yer alan, cumhuriyetle yönetilen devlet north yemen n.
geçmişte güneydoğu asya'da yer alan ülke north vietnam n.
geçmişte ingiltere'nin doğusunda bulunan doğu anglia krallığından anglian adj.
geçmişte ingiltere'nin doğusunda bulunan doğu anglia krallığıyla ilgili anglian adj.
geçmişte ingiltere'nin doğusunda bulunan doğu anglia krallığından anglic adj.
geçmişte ingiltere'nin doğusunda bulunan doğu anglia krallığıyla ilgili anglic adj.
geçmişte vietnam'ın bulunduğu coğrafyadaki annam krallığına ait veya ilgili annamese adj.
Geology
doğada yaşanan olayların geçmişte yaşananlarla benzer şekilde gerçekleşmiş olduğunu gösteren doktrin uniformitarianism n.
dünya'nın jeolojik süreçlerinin geçmişte de aynı şimdiki gibi geliştiğini öne süren, jeoloji biliminin temelini oluşturan doktrin uniformism n.
Military
geçmişte orduda askerleri cezalandırmak için askerlerin sürmesi istenen ata benzeyen kereste timber mare n.
geçmişte askerlerin taşıdığı, ucunda torpido bulunan direk torpedo boom n.
geçmişte kullanılan, gemideki silahları içeri veya dışarı hareket ettirmeye yarayan donanım training tackle n.
Hunting
geçmişte av köpeklerini çağırmak için çıkarılan bir ses alew [obsolete] n.
Sport
geçmişte tahterevalli ile oynanan bir tür top oyunu trapball n.
geçmişte tahterevalli ile oynanan bir tür top oyununda kullanılan sopa trapstick n.
geçmişte tahterevalli ile oynanan bir tür top oyununda kullanılan sopa trapstick n.
geçmişte ingiltere ve avustralya arasında oynanmış bir dizi kriket maçı the ashes n.
Music
geçmişte çalınan antik bir flüt tibia n.
geçmişte yapılan iki kişilik bir dans tordion n.
geçmişte çalınan yaylı bir çalgı tripodian n.
geçmişte yapılan bir dans two-step n.
geçmişte çalınan ud benzeri bir enstrüman angelot n.
Mythology
geçmişte avrupa mitolojisinde uyuyan insanları rahatsız ettiğine veya boğduğuna inanılan kötü ruh nightmare n.
geçmişte yaşamış olan iskandinav toplumunun ibadet ettiği bir ilahi güç norse deity n.
geçmişte gök cisimlerinde yaşadığına inanılan ruhlar astral spirits n.
Bookbindery
geçmişte başlığın yazılı olduğu sayfada kullanılan, tümü büyük harflerden oluşan yazı tipi titling letter n.
Archaic
geçmişte devam eden olayları anlatan bir eylem kipi preterimperfect n.
geçmişte kalan preterit adj.
geçmişte kalan preterite adj.
Slang
geçmişte kullanılan üç peni değerinde bir madeni para traybit [australia/new zealand] n.
geçmişte lezbiyenken artık erkeklerle birlikte olan kadın hasbian n.
Modern Slang
geçmişte kullanılan ve vücut yağında depolanan lsd'nin etkisinin bir süre sonra/ara ara tekrar yaşanması acid flashback n.
Anthropology
geçmişte yaşamış popülasyonların doğum ve ölüm istatistiklerinin incelenmesi paleodemography n.
geçmişte yaşamış popülasyonların doğum ve ölüm istatistiklerinin incelenmesi prehistoric demography n.
geçmişte yaşamış popülasyonların doğum ve ölüm istatistiklerinin incelenmesi archaeological demography n.