Verlauf

gerçekten

Bedeutungen von dem Begriff "gerçekten" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 88 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	gerçekten	really adv.
General
2	General	gerçekten	earnest adj.
3	General	gerçekten	honest adj.
4	General	gerçekten	real adj.
5	General	gerçekten	actual adj.
6	General	gerçekten	practical adj.
7	General	gerçekten	forsooth adv.
8	General	gerçekten	in truth adv.
9	General	gerçekten	in earnest adv.
10	General	gerçekten	truly adv.
11	General	gerçekten	in point of fact adv.
12	General	gerçekten	verily adv.
13	General	gerçekten	in effect adv.
14	General	gerçekten	literally adv.
15	General	gerçekten	truth to say adv.
16	General	gerçekten	in sooth adv.
17	General	gerçekten	really adv.
18	General	gerçekten	plumb adv.
19	General	gerçekten	yea adv.
20	General	gerçekten	quite adv.
21	General	gerçekten	of a verity adv.
22	General	gerçekten	veritably adv.
23	General	gerçekten	honestly adv.
24	General	gerçekten	sure enough adv.
25	General	gerçekten	for real adv.
26	General	gerçekten	in actuality adv.
27	General	gerçekten	genuinely adv.
28	General	gerçekten	in fact adv.
29	General	gerçekten	in very deed adv.
30	General	gerçekten	in faith adv.
31	General	gerçekten	truthfully adv.
32	General	gerçekten	unsubtly adv.
33	General	gerçekten	true adv.
34	General	gerçekten	regularly adv.
35	General	gerçekten	indeed adv.
36	General	gerçekten	in all honesty adv.
37	General	gerçekten	actually adv.
38	General	gerçekten	as a matter of fact adv.
39	General	gerçekten	notably adv.
40	General	gerçekten	iwis adv.
41	General	gerçekten	very adv.
42	General	gerçekten	certie adv.
43	General	gerçekten	certy adv.
44	General	gerçekten	au pied de la lettre adv.
45	General	gerçekten	echt [german] adv.
46	General	gerçekten	just adv.
47	General	gerçekten	jonnock adv.
48	General	gerçekten	jannock adv.
49	General	gerçekten	wis [obsolete] adv.
50	General	gerçekten	fair [dialect] adv.
51	General	gerçekten	honest-to-god adv.
52	General	gerçekten	honest-to-goodness adv.
53	General	gerçekten	genuinely adv.
54	General	gerçekten	insooth [obsolete] adv.
55	General	gerçekten	perdie adv.
56	General	gerçekten	soothfast adv.
Phrases
57	Phrases	gerçekten	really and truly adv.
58	Phrases	gerçekten	true as bob [south africa] expr.
59	Phrases	gerçekten	true as god [south africa] expr.
60	Phrases	gerçekten	truth to tell expr.
61	Phrases	gerçekten	of a truth expr.
Colloquial
62	Colloquial	gerçekten	real adv.
63	Colloquial	gerçekten	real adv.
64	Colloquial	gerçekten	rightly adv.
65	Colloquial	gerçekten	trilly expr.
66	Colloquial	gerçekten	honest injun expr.
67	Colloquial	gerçekten	all correct expr.
68	Colloquial	gerçekten	all correct expr.
69	Colloquial	gerçekten	honest to god exclam.
70	Colloquial	gerçekten	honest to goodness exclam.
71	Colloquial	gerçekten	honest to pete exclam.
72	Colloquial	gerçekten	no lie exclam.
Idioms
73	Idioms	gerçekten	true as bob [south africa] expr.
74	Idioms	gerçekten	true as bob (or god) [south africa] expr.
75	Idioms	gerçekten	from the bottom of one's hearts expr.
76	Idioms	gerçekten	in fact expr.
77	Idioms	gerçekten	for good and all expr.
Trade/Economic
78	Trade/Economic	gerçekten	actually adv.
Law
79	Law	gerçekten	in fact expr.
Archaic
80	Archaic	gerçekten	certes adv.
81	Archaic	gerçekten	effect adv.
82	Archaic	gerçekten	soothfastly adv.
83	Archaic	gerçekten	soothlich adv.
84	Archaic	gerçekten	soothly adv.
85	Archaic	gerçekten	by my troth expr.
86	Archaic	gerçekten	perfay [obsolete] exclam.
Slang
87	Slang	gerçekten	on the rilla expr.
88	Slang	gerçekten	for serious expr.

Bedeutungen, die der Begriff "gerçekten" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 225 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	gerçekten kaçış	escapism n.
2	General	gerçekten sapan	erroneous n.
3	General	gerçekten muhtaç kişi	the deserving poor n.
4	General	gerçekten var olan	concrete n.
5	General	gerçekten veya yalandan beğenen kimse	affecter n.
6	General	gerçekten uzaklık	fantasticality n.
7	General	gerçekten kopukluk	fantasticality n.
8	General	planlanmış bir şeyi gerçekten yapmak	go through with v.
9	General	yanılmış olan birine bir şeyin gerçekten nasıl olduğunu söylemek	put someone right about v.
10	General	gerçekten yapmak	carry out v.
11	General	yanılmış olan birine bir şeyin gerçekten nasıl olduğunu söylemek	set someone right about v.
12	General	gerçekten yapmak	carry something through v.
13	General	gerçekten inanmak	really believe v.
14	General	gerçekten inanmak	firmly believe v.
15	General	gerçekten kastetmek	mean v.
16	General	gerçekten varolan	concrete adj.
17	General	gerçekten gerekli	must-have adj.
18	General	gerçekten gereksiz	really unnecessary adj.
19	General	gerçekten yaşanmış (olay, hikaye)	true adj.
20	General	(miras, taht vb.) gerçekten hak kazanmış	apparent adj.
21	General	gerçekten etkilenmiş	wonderstruck adj.
22	General	gerçekten şaşırmış	wonderstruck adj.
23	General	itimatla gerçekten	in faith adv.
24	General	gerçekten de	indeed adv.
25	General	gerçekten de	so indeed adv.
26	General	gerçekten de	however adv.
27	General	gerçekten mi	really interj.
Phrasals
28	Phrasals	hayal edilen, planlanan, istenen bir şeyi yaşamak/gerçekten tecrübe etmek	live out v.
29	Phrasals	planlanmış (bir şeyi) gerçekten yapmak	go through with (something) v.
Phrases
30	Phrases	gerçekten gidip yaptın mı	been and gone and done it expr.
31	Phrases	gerçekten gidip (bir şeyi) yapmış	been and gone and done it expr.
32	Phrases	bu gerçekten hareketle	considering this fact expr.
33	Phrases	bu gerçekten hareketle	from this fact expr.
34	Phrases	cumartesi ve pazar arasında bir güne daha ihtiyacım var gerçekten	I really need a day between saturday and sunday expr.
35	Phrases	eğer bu gerçekten gerçekleşirse	if this does indeed occur expr.
36	Phrases	gerçekten öyle olana kadar...mış gibi (öyleymiş/olmuş/başarmış) gibi yap	fake it till you make it expr.
37	Phrases	gerçekten öyle olana kadar...mış gibi (öyleymiş/olmuş/başarmış) gibi yap	act as if expr.
Colloquial
38	Colloquial	gerçekten harika bir fikir (kinayeli)	a (real) winner n.
39	Colloquial	gerçekten mükemmel/kusursuz bir plan (kinayeli)	a (real) winner n.
40	Colloquial	birine gerçekten çok yakışmış/uymuş (kinayeli)	a (real) winner n.
41	Colloquial	gerçekten gerekli olan şey	must-have n.
42	Colloquial	(gerçekten) bir şey olmak	be (really) something v.
43	Colloquial	(gerçekten) kayda değer olmak	be (really) something v.
44	Colloquial	(gerçekten) önemli olmak	be (really) something v.
45	Colloquial	(gerçekten) dikkate değer olmak	be (really) something v.
46	Colloquial	(gerçekten) dikkat çekici olmak	be (really) something v.
47	Colloquial	(gerçekten) ilginç olmak	be (really) something v.
48	Colloquial	(gerçekten) özel olmak	be (really) something v.
49	Colloquial	(gerçekten) etkileyici olmak	be (really) something v.
50	Colloquial	(gerçekten) harika olmak	be (really) something v.
51	Colloquial	gerçekten çok iyi	dudical adj.
52	Colloquial	gerçekten çok iyi	real gone adj.
53	Colloquial	gerçekten mi?	oh really? interj.
54	Colloquial	gerçekten mi?	really? interj.
55	Colloquial	çocukların gerçekten ailelerine ihtiyaçları var	kids really need their parents expr.
56	Colloquial	gerçekten gerekli olmadıkça	unless it's really necessary expr.
57	Colloquial	gerçekten samimi söylüyorum	really I mean it expr.
58	Colloquial	gerçekten çok iyi	wicked bad expr.
59	Colloquial	gerçekten mi?	is it expr.
60	Colloquial	bu gerçekten doğru mu?	Is that a fact? expr.
61	Colloquial	gerçekten mi?	Is that a fact? expr.
62	Colloquial	gerçekten bir şey yapmış	been and gone and done it expr.
63	Colloquial	gerçekten mi?	(you) could have fooled me expr.
64	Colloquial	gerçekten mi?	(you) coulda fooled me expr.
65	Colloquial	inan bana gerçekten	believe you me expr.
66	Colloquial	gerçekten mi?	could have fooled me expr.
67	Colloquial	gerçekten umurumda değil	idrc (I don't really care) expr.
68	Colloquial	eğer gerçekten yapmak istiyorsan	if you've a mind to do expr.
69	Colloquial	eğer bir şeyi gerçekten yapmak istiyorsan	if you've a mind to do something expr.
70	Colloquial	(birinden/bir şeyden gerçekten) bıktım usandım	I'm (really) fed up (with someone or something) expr.
71	Colloquial	(birinden/bir şeyden gerçekten) bezdim	I'm (really) fed up (with someone or something) expr.
72	Colloquial	(birinden/bir şeyden gerçekten) daral geldi	I'm (really) fed up (with someone or something) expr.
73	Colloquial	(birinden/bir şeyden gerçekten) gına geldi	I'm (really) fed up (with someone or something) expr.
74	Colloquial	gerçekten çok kötü kokuyor burası!	It smells like someone died in here! expr.
75	Colloquial	gerçekten berbat kokuyor burası!	It smells like someone died in here! expr.
76	Colloquial	bravo gerçekten (alay etmek maksatlı)	nice work expr.
77	Colloquial	gerçekten mi?	what was your first clue? expr.
78	Colloquial	gerçekten!	honest! exclam.
79	Colloquial	gerçekten!	no lie! exclam.
80	Colloquial	gerçekten mi? (kinayeli)	you think exclam.
Idioms
81	Idioms	gerçekten uzak beklenti	a counsel of perfection n.
82	Idioms	gerçekten uzak (konum/düşünce yapısı)	an ivory tower n.
83	Idioms	gerçekten uzak (konum/düşünce yapısı)	an ivory tower n.
84	Idioms	kendine gerçekten ne istediğini sormak	search (one's) conscience v.
85	Idioms	kendine gerçekten ne istediğini sormak	search (one's) heart v.
86	Idioms	gerçekten ne hissettiğini düşünmek	search (one's) heart v.
87	Idioms	kendine gerçekten ne istediğini sormak	search your heart/soul/conscience v.
88	Idioms	gerçekten ne hissettiğini düşünmek	search your heart/soul/conscience v.
89	Idioms	hayatta gerçekten uğraşması/yapması gereken kariyeri/işi yapmamak. yanlış meslek seçmek	miss one's calling v.
90	Idioms	ekmeğini gerçekten zor kazanmak	be out earning a crust v.
91	Idioms	(birşeyi) gerçekten istemek	have one's heart set on v.
92	Idioms	durumu gerçekten anlamak	have the right sow by the ear v.
93	Idioms	(bir şeye) gerçekten çok gereksinim duymak	need (something) so bad (that) (one) can taste it v.
94	Idioms	(bir şey) için gerçekten çaba sarf etmek	grab (something) by the throat v.
95	Idioms	gerçekten yumruk atmak	not pull (one's) punches v.
96	Idioms	yumruk atar gibi yapması gereken bir durumda birine gerçekten yumruk atmak	not pull (one's) punches v.
97	Idioms	rol yaparken birini gerçekten yumruklamak	not pull (one's) punches v.
98	Idioms	'-i gerçekten istemek	have heart set on v.
99	Idioms	bunu eğer gerçekten yapmak istiyorsan	if you've a mind to do this expr.
100	Idioms	işin gerçekten yapıldığı yer/ortam	on the factory floor expr.
101	Idioms	kimsenin gerçekten birbirini dinlemediği durum	a dialogue of the deaf expr.
102	Idioms	(bir yer) gerçekten çok kötü kokuyor!	it smells like someone died in (some place)! expr.
103	Idioms	(bir yer) gerçekten berbat kokuyor!	it smells like someone died in (some place)! expr.
104	Idioms	burası gerçekten çok kötü kokuyor?	who died in here? expr.
105	Idioms	burası gerçekten berbat kokuyor?	who died in here? expr.
106	Idioms	gerçekten yardıma ihtiyacın olduğu/ihtiyaç duyduğun zaman	in your hour of need expr.
107	Idioms	işte şimdi gerçekten/randımanlı olarak çalışıyor	now (one's) cooking (with gas) expr.
108	Idioms	gerçekten düşününce	when you get right down to it expr.
Speaking
109	Speaking	gerçekten mi?	is it real? interj.
110	Speaking	gerçekten mi?	really? interj.
111	Speaking	gerçekten mi?	really? interj.
112	Speaking	anne olmak gerçekten zor	it's really hard being a mother expr.
113	Speaking	bu yaptıklarınız için size gerçekten minnettarım	I really appreciate what you are doing expr.
114	Speaking	bu gerçekten sen misin?	is that really you? expr.
115	Speaking	bunun bir parçası olmak istiyor musun gerçekten?	do you really want any part of this? expr.
116	Speaking	bu sen misin gerçekten?	is that really you? expr.
117	Speaking	bu gerçekten ilginç	that's really interesting expr.
118	Speaking	biz gerçekten iyi geçiniriz	we get on really well expr.
119	Speaking	beni gerçekten çok kızdırdın	you really pissed me off expr.
120	Speaking	bunu gerçekten istiyorum	I really want this expr.
121	Speaking	bugün gerçekten çok hoş görünüyorsun	you look really nice today expr.
122	Speaking	bunu duyduğuma gerçekten üzüldüm	I'm really sorry to hear that expr.
123	Speaking	buna dahil olmayı gerçekten istemiyorum	I'm not really into that expr.
124	Speaking	bu gerçekten sen misin?	is this really you? expr.
125	Speaking	bunu gerçekten düşünmem gerek	I really have to give this some thought expr.
126	Speaking	bu sen misin gerçekten?	is this really you? expr.
127	Speaking	bu gerçekten de iyi bir zaman değil	this is really not a good time expr.
128	Speaking	beni gerçekten hiç sevdin mi?	did you ever really love me? expr.
129	Speaking	bu gerçekten hayret verici	that's truly astonishing expr.
130	Speaking	bunun için gerçekten kendimi iyi hissetmiyorum	I really don't feel like I'm up for it expr.
131	Speaking	bu konuda gerçekten yapabileceğin hiçbir şey yok	there's really nothing that you can do about it expr.
132	Speaking	buna gerçekten gerek var mı?	is this really necessary? expr.
133	Speaking	bilmiyorum gerçekten	I really don't know expr.
134	Speaking	çocuklar hakkında gerçekten çok endişeleniyorum	I'm really worried about the kids expr.
135	Speaking	dünyayı gerçekten böyle mi görüyorsunuz?	do you really see the world this way? expr.
136	Speaking	dünyayı gerçekten böyle mi görüyorsun?	do you really see the world this way? expr.
137	Speaking	gerçekten anlamıyorum	I really don't get it expr.
138	Speaking	gerçekten hatırlamıyorum	i don't really remember expr.
139	Speaking	gerçekten özür dilerim	I am really sorry expr.
140	Speaking	gerçekten çok üzgünüm	I am really sorry expr.
141	Speaking	gerçekten de ne iş yaptığını bana söylemeyecek misin?	are you really not going to tell me what you do? expr.
142	Speaking	gerçekten de mükemel iş diye bir şey var mı?	is there really such a thing as a perfect job? expr.
143	Speaking	gerçekten öyle mi düşünüyorsun	do you really think so expr.
144	Speaking	gerçekten düşününce	when it comes right down to it expr.
145	Speaking	gerçekten bilmiyorum	I really don't know expr.
146	Speaking	gerçekten inan bana!	believe you me! expr.
147	Speaking	gerçekten çok etkilendim	I am truly impressed expr.
148	Speaking	gerçekten öyle mi?	is that so? expr.
149	Speaking	gerçekten mi?	are you serious? expr.
150	Speaking	gerçekten! bu kadar zahmet etmeseydin!	you really shouldn't have! expr.
151	Speaking	gerçekten yapmam gereken başka şeyler var	I really have other things to do expr.
152	Speaking	gerçekten delisin sen	you really are crazy expr.
153	Speaking	gerçekten öyle mi?	is that really so? expr.
154	Speaking	gerçekten işe yarıyor	it really works expr.
155	Speaking	gözlerime inanamıyorum, gerçekten sen misin?	my eyes, is it really you? expr.
156	Speaking	hayatımda yapmak istediğim şey gerçekten bu mu?	is this really what i want in my life? expr.
157	Speaking	gerçekten bilmiyorum	I really don't know expr.
158	Speaking	gerçekten çok isterim	I would like that expr.
159	Speaking	gerçekten gitmek zorundayım	i really must go expr.
160	Speaking	gerçekten çok kötü bir gün geçiriyorum	I'm having a really bad day expr.
161	Speaking	gerçekten çok naziksiniz	that is really kind of you expr.
162	Speaking	gerçekten gitmeliyim	I really must go expr.
163	Speaking	hayattan gerçekten ne istiyorsun?	what do you really want from life? expr.
164	Speaking	gerçekten o kadar olmuş mu?	has it really been that long? expr.
165	Speaking	gerçekten aklını verirsen	if you really put your mind to it expr.
166	Speaking	gerçekten de kafamı bozmaya başlıyorsun	you're really starting to piss me off expr.
167	Speaking	gerçekten keyfim yerinde değil	I'm in a really bad mood expr.
168	Speaking	gidecek hiçbir yerin yok mu gerçekten?	do you really have no place to go? expr.
169	Speaking	eğer gerçekten yapmak istiyorsan	if you really want to do expr.
170	Speaking	iyi bir şey mi gerçekten?	is that really a good thing? expr.
171	Speaking	inan bana gerçekten!	believe you me! expr.
172	Speaking	insan gerçekten hayret ediyor	that's truly astonishing expr.
173	Speaking	iyi bir şey mi gerçekten?	is it really a good thing? expr.
174	Speaking	ingilizcem gerçekten kötü	my english is really bad expr.
175	Speaking	neden bana gerçekten neler olduğunu anlatmıyorsun?	why don't you tell me what really happened expr.
176	Speaking	onunla sorununun ne olduğunu gerçekten anlamıyorum	I really don't get what your problem with her is expr.
177	Speaking	mükemmel iş diye bir şey gerçekten var mı?	is there really such a thing as a perfect job? expr.
178	Speaking	ondan gerçekten nefret falan mı ediyordun?	do you like really hate him or something? expr.
179	Speaking	ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum	I don't really know what to say expr.
180	Speaking	karısı gerçekten onu aldatıyor	his wife really is cheating on him expr.
181	Speaking	ne olduğu gerçekten umurumda değil	I don't really care what it is expr.
182	Speaking	siz ikiniz gerçekten çok sevimli bir çiftsiniz	you guys make a really cute couple together expr.
183	Speaking	seninle gerçekten gurur duyuyorum	I'm really proud of you expr.
184	Speaking	şu an gerçekten konuşamam	I really can't talk right now expr.
185	Speaking	sen gerçekten güvenebileceğim tek erkeksin	you're the only guy that I can really trust expr.
186	Speaking	son zamanlarda gerçekten çok yoğun çalışmak	been working really hard lately expr.
187	Speaking	seninle gerçekten konuşmam gereken bir şey var	there's something I really need to talk to you about expr.
188	Speaking	senden gerçekten hoşlanıyorum	I really like you expr.
189	Speaking	seninle gerçekten gurur duyuyorum	I'm truly proud of you expr.
190	Speaking	resim gerçekten çok güzel	your pic is really adorable expr.
191	Speaking	seninle gerçekten tanışmak istiyorum	I really want to meet you expr.
192	Speaking	sizinle gerçekten tanışmak istiyorum	I really want to meet you expr.
193	Speaking	sizinle gerçekten görüşmek istiyorum	I really want to meet you expr.
194	Speaking	seni gerçekten özledim	I really miss you expr.
195	Speaking	size gerçekten borçlandım	I am deeply indebted to you expr.
196	Speaking	burası gerçekten olmaz	this place is a real no-no expr.
197	Speaking	yapabileceğimden gerçekten emin değilim	I'm not really sure if I can expr.
198	Speaking	gerçekten minnettarım	I am really grateful expr.
Chat Usage
199	Chat Usage	gerçekten de	idd (indeed) abrev.
Trade/Economic
200	Trade/Economic	bu gerçekten ötürü	ipso facto n.
Computer
201	Computer	yapay zekayla yapılan ve biri gerçekten o videoda varmış gibi gösterilen video	deepfake n.
202	Computer	virüs vault dosyasını gerçekten kaldırmak istiyor musunuz	do you really want to remove the file virus vault expr.
203	Computer	gerçekten basit dağıtım	rss (really simple syndication) abrev.
Religious
204	Religious	isa'nın bedeni ile kanının aşai rabbani ayininde gerçekten bulunduğu öğretisi	concomitance n.
205	Religious	isa'nın bedeni ile kanının aşai rabbani ayininde gerçekten bulunduğu öğretisi	concomitancy n.
206	Religious	(budizmde) dört yüce gerçekten ilki olan, ızdırabın aşırı arzu ve bağlanmadan kaynaklandığı gerçeği	duhkha n.
207	Religious	(budizmde) dört yüce gerçekten ilki olan, ızdırabın aşırı arzu ve bağlanmadan kaynaklandığı gerçeği	dukkha n.
Philosophy
208	Philosophy	gerçekten var olan	ontic adj.
209	Philosophy	(inanç) gerçekten inananları yanıltmayan	incorrigible adj.
Slang
210	Slang	gerçekten iyi	righteous adj.
211	Slang	başımız gerçekten büyük belada	we are in some serious shit here expr.
212	Slang	gerçekten!	reckon! expr.
213	Slang	yalan söylemen beni gerçekten çok kızdırıyor	it's really pissing me off that you're lying expr.
214	Slang	(bir şey) gerçekten çok iyi	(something) is wicked expr.
215	Slang	(gerçekten) muhteşem	(totally) tubular [cliché] expr.
216	Slang	(gerçekten) harika	(totally) tubular [cliché] expr.
217	Slang	(gerçekten) müthiş	(totally) tubular [cliché] expr.
218	Slang	gerçekten mi?	for serious expr.
219	Slang	gerçekten çok güzeldi	it's been real expr.
220	Slang	gerçekten güzel vakit geçirdim/geçirdik	it's been real expr.
221	Slang	gerçekten çok keyif aldım/aldık	it's been real expr.
222	Slang	gerçekten/büyük haksızlık	so suck exclam.
223	Slang	gerçekten mi	no shinola exclam.
Modern Slang
224	Modern Slang	gerçekten gülüyorum	actual lol n.
225	Modern Slang	gerçekten korkma	alethophobia n.