hakkını vermek - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

hakkını vermek



Bedeutungen von dem Begriff "hakkını vermek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 16 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hakkını vermek remunerate v.
hakkını vermek give somebody his due v.
hakkını vermek qualify v.
hakkını vermek give someone credit for v.
hakkını vermek recompense v.
hakkını vermek do justice to v.
hakkını vermek give due v.
hakkını vermek pay away v.
hakkını vermek give credit where it is due v.
hakkını vermek consider [obsolete] v.
Colloquial
hakkını vermek do-well by v.
hakkını vermek slam dunk v.
Idioms
hakkını vermek hand it to v.
hakkını vermek have to hand it to v.
Speaking
hakkını vermek do justice v.
Archaic
hakkını vermek gratify v.

Bedeutungen, die der Begriff "hakkını vermek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 46 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
birinin hakkını vermek do someone justice v.
birine hakkını vermek do someone justice v.
Phrasals
birine bir şey yapma hakkını vermek entitle someone to do something v.
birinin/bir şeyin hakkını vermek credit something to someone or something v.
birinin/bir şeyin hakkını vermek credit someone or something for something v.
(birine bir şey) karşılığında hakkını vermek remunerate (one) for (something) v.
Colloquial
(birinin) hakkını vermek do well by (one) v.
birine/birinin hakkını vermek hand it to someone v.
hakkını vermek lazım you have to hand it to someone expr.
birinin hakkını vermek lazım I have to hand it to someone expr.
birine hakkını vermek lazım I have to hand it to someone expr.
Idioms
birine hakkını vermek have to hand it to someone v.
birinin hakkını vermek have to hand it to someone v.
birşeyin hakkını vermek make the best of v.
sezar'ın hakkını sezar'a vermek give the devil his due v.
(birisinin) hakkını vermek give someone his due v.
verilen paranın karşılığını/hakkını vermek earn (one's) corn v.
verilen paranın karşılığını/hakkını vermek earn your corn v.
sezar'ın hakkını sezar'a vermek render unto caesar v.
bir şeyin hakkını vermek do justice to something v.
(bir şeyin) hakkını vermek do justice to (something) v.
birinin/bir şeyin hakkını vermek do justice to v.
birinin/bir şeyin hakkını vermek do justice to something/someone v.
birinin/bir şeyin hakkını vermek do someone or something justice v.
birinin/bir şeyin hakkını vermek do someone or something justice v.
birinin/bir şeyin hakkını vermek do justice to someone or something v.
harcanan paranın/zamanın/çabanın hakkını/karşılığını vermek earn your keep v.
yapma hakkını vermek entitle to do v.
birine hakkını vermek give someone a fair shake v.
(birinin) hakkını vermek/ödemek give (one) (one's) dues v.
(birine) hakkını vermek give (one) (one's) dues v.
(birinin) hakkını vermek give (someone) credit v.
(birinin) hakkını vermek give credit to (someone) v.
birine hakkını vermek give somebody their due v.
birine hakkını vermek give someone his or her due v.
(birinin) hakkını vermek have (got) to hand it to (someone) v.
(birine) hakkını vermek have (got) to hand it to (someone) v.
birinin hakkını vermek have to hand it to somebody v.
birine hakkını vermek have to hand it to somebody v.
şöhretinin hakkını vermek live up to one's reputation v.
şöhretinin hakkını vermek live up to its reputation v.
(bir şeyin) hakkını vermek make the best of (something) v.
yeteneğinin hakkını vermek punch (one's) weight v.
yeteneğinin hakkını vermek punch your weight [uk] v.
sezar'ın hakkını sezar'a vermek give the devil his/her due expr.
Traffic
öncelik hakkını başkasına vermek yield right of way v.