have out - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

have out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "have out" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
have out v. aldırmak
have out v. (tartışarak) çözümlemek
have out v. (diş vb) çektirmek

Bedeutungen, die der Begriff "have out" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 254 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
have a tooth out v. diş çektirmek
have one's tonsils out v. bademciklerini aldırmak
have a falling out with somebody v. külahları değişmek
have a falling out with somebody v. arası açılmak
have it out v. bir anlaşmazlığı çözüme ulaştırmak
have out tooth v. diş çektirmek
have out tooth v. dişini çektirmek
have no advantage out of (a situation) for oneself v. çıkarı olmamak
have no benefit out of (a situation) for oneself v. çıkarı olmamak
have the quality to stand out among its rivals v. rakipleri arasından sıyrılarak yükselebilecek nitelikte olmak
have the lyrics to the song printed out v. şarkının sözlerini yazdırmak
have a child out of wedlock v. evlilik dışı çocuk sahibi olmak
have a sell-out v. kapalı gişe oynamak
the towels have run out expr. havlu kalmamış
the towels have run out expr. temiz havlu kalmamış
Phrasals
have it out v. açık açık konuşmak
have something out v. bir şeyi aldırmak
have something out v. dişini, çürüğü çektirmek
have something out v. tümör, taş aldırmak
have something out (with someone) v. (biriyle) arasını düzeltmek
have something out (with someone) v. (biriyle) arasındaki anlaşmazlığı çözmek
have something out (with someone) v. (biriyle) sorununu halletmek
Colloquial
have it out with someone v. biriyle bir anlaşmazlığı çözüme ulaştırmak
have it out with someone v. biriyle açık açık konuşmak
have it out with someone v. biriyle bir problemi çözmek için samimi bir şekilde konuşmak/tartışmak
have it out with someone v. biriyle tartışıp/konuşup durumu çözüme ulaştırmaya çalışmak
have it out with someone v. biriyle arasındaki problemi çözmek
have it out for (one) v. (birine) takmak
have it out for (one) v. (birine) diş bilemek
doesn't have enough sense to come in out of the rain expr. akılsızın teki
doesn't have enough sense to come in out of the rain expr. hiç aklı yok
doesn't have enough sense to come in out of the rain expr. iki gıdım aklı yok
do I have to spell it out? expr. bunu açıklamam gerekiyor mu?
do I have to spell it out? expr. bunu açıklamalı mıyım?
do I have to spell it out? expr. bunu anlatmak için daha ne yapmalıyım (resim mi çizeyim/tek tek heceleyeyim mi)?
do I have to spell it out? expr. hecelerine mi ayırayım?
do I have to spell it out (for you) expr. bunu sana açıklamam mı gerekiyor mu?
Idioms
have (a man) out v. düelloya girişmek
have (something) coming out of (one's) ears v. (bir şeye) gırtlağına kadar batmak
have (something) coming out of (one's) ears v. her yanı (bir şeyle) çevrili olmak
have something coming out of your ears v. (bir şeye) gırtlağına kadar batmak
have something coming out of your ears v. her yanı (bir şeyle) çevrili olmak
have steam coming out of (one's) ears v. ateş püskürmek
have steam coming out of (one's) ears v. nevri dönmek
have steam coming out of (one's) ears v. tepesi atmak
have steam coming out of (one's) ears v. küplere binmek
have steam coming out of (one's) ears v. tepesinin tası atmak
have steam coming out of (one's) ears v. gözü dönmek
have steam coming out of (one's) ears v. kan beynine çıkmak
have steam coming out of (one's) ears v. cinleri başına toplanmak
have steam coming out of (one's) ears v. kan beynin sıçramak
have steam coming out of your ears v. ateş püskürmek
have steam coming out of your ears v. nevri dönmek
have steam coming out of your ears v. tepesi atmak
have steam coming out of your ears v. küplere binmek
have steam coming out of your ears v. tepesinin tası atmak
have steam coming out of your ears v. gözü dönmek
have steam coming out of your ears v. kan beynine çıkmak
have steam coming out of your ears v. cinleri başına toplanmak
have steam coming out of your ears v. kan beynin sıçramak
have one's luck run out v. artık şansı olmamak
have one's luck run out v. artık şans yüzüne gülmemek
have somebody eating out of the palm of one's hand v. birini avucunun içinde tutmak
have it out for someone v. birine diş bilemek
have somebody eating out of the palm of one's hand v. birisini denetimi altında bulundurmak
have somebody eating out of the palm of one's hand v. birisini avucunun içine almak
have somebody eating out of the palm of one's hand v. birini kontrolü altında tutmak
have heart go out to v. birisine karşı sevgi/şefkat duymak
have it out for someone v. birine takmak
have an eye out (for something) v. dikkat etmek
not have an out v. çıkışı olmamak
have one's eye out (for something) v. dikkat etmek
have money coming out of one's ears v. çok parası olmak
have an eye out v. dikkat etmek
don't have a window to throw it out of v. fakirlikten kırılmak
have an eye out v. gözünü açmak/açık tutmak
have an eye out (for something) v. gözden kaçırmamak
have one's nose out of joint v. gururunu incitmek
have an eye out v. göz kulak olmak
have one's nose out of joint v. gururunu kırmak
have one's eye out (for something) v. gözünü açmak/açık tutmak
have an eye out (for something) v. göz kulak olmak
have an eye out v. gözden kaçırmamak
have one's eye out (for something) v. gözden kaçırmamak
have one's eye out (for something) v. göz kulak olmak
have an eye out (for something) v. gözünü açmak/açık tutmak
don't have a window to throw it out of v. fakirlik fukaralık içinde kıvranmak
have one's nose out of joint v. hayal kırıklığına neden olmak
don't have a window to throw it out of v. içecek ayranı olmamak
have one's heart go out to someone v. kalbi birisiyle olmak
have one's heart go out to someone v. kalbi birisi için çarpmak
not have an out v. kapana kısılmak
have one's nose out of joint v. planlarını bozmak
have one's luck run out v. talihi/şansı açılmamak
have one's work cut out v. yapacak zor bir işi olmak
have an eye out v. uyanık/tetikte olmak
have one's eye out (for something) v. uyanık/tetikte olmak
have an eye out (for something) v. uyanık/tetikte olmak
have one's heart go out to someone v. (başı dertte olan) birisi için sempati duymak
have one's work cut out v. zor bir görevi olmak
have (something) coming out of (one's) ears v. (bir şey) çok büyük miktarda olmak
have something coming out of your ears v. bir şeye bol miktarda sahip olmak
have something coming out of your ears v. bir şeyden zibil gibi/bir sürü olmak
have something coming out of your ears v. her yanından bir şey fışkırmak
have something coming out of your ears v. bir şeye tatmin edici oranda sahip olmak
have something coming out of your ears v. bir şeye lüzumsuz/aşırı oranda sahip olmak
have steam coming out of (one's) ears v. aşırı sinirlenmek
have steam coming out of (one's) ears v. kulaklarından duman çıkmak
have steam coming out of (one's) ears v. cinleri tepesine çıkmak
have an eye out for (someone or something) v. (birisi/bir şey) için dikkat kesilmek
have an eye out for (someone or something) v. (birisi/bir şey) için gözünü dört açmak
have an eye out for (someone or something) v. (birisi/bir şey) için uyanık/tetikte olmak
have (one's) eye out for (someone or something) v. (birisi/bir şey) için dikkat kesilmek
have (one's) eye out for (someone or something) v. (birisi/bir şey) için gözünü dört açmak
have (one's) eye out for (someone or something) v. (birisi/bir şey) için uyanık/tetikte olmak
have the feelers out v. (birinin) ağzını aramak
have the feelers out v. (birinin) ağzından laf almaya çalışmak
have the feelers out v. (birinin) ağzını yoklamak
have the feelers out v. (birinin) nabzını yoklamak
have the feelers out v. antenleri açık tutmak
have the feelers out v. ortamın havasını koklamak
have the feelers out v. radarları açık olmak
have the feelers out v. gözünü dört açmak
have one's feelers out v. (birinin) ağzını aramak
have one's feelers out v. (birinin) ağzından laf almaya çalışmak
have one's feelers out v. (birinin) ağzını yoklamak
have one's feelers out v. (birinin) nabzını yoklamak
have one's feelers out v. antenleri açık tutmak
have one's feelers out v. ortamın havasını koklamak
have one's feelers out v. radarları açık olmak
have one's feelers out v. gözünü dört açmak
have an out v. çıkışı olmak
have an out v. kaçışı olmak
have an out v. çıkış/kaçış yolu olmak
have an out v. bahanesi olmak
have an out v. mazereti olmak
have (one's) hand out v. el açmak
have (one's) hand out v. elini açmak
have (one's) hand out v. başkasından haksız yere iyilik/yardım beklemek
have (one's) hand out v. lüzumsuz/gereksiz yere başkasından yardım beklemek
have (one's) hand out v. lüzumsuz/gereksiz yere başkasından iyilik beklemek
have (one's) hand out v. yardım/iyilik dilenmek
have (one's) hand out v. lüzumsuz yardım/iyilik istemek
have (one's) hand out v. gereksiz yere yardım/iyilik talep etmek
have (someone) eating out of (one's) hand v. (birini) avucunun içine almak
have (someone) eating out of (one's) hand v. (birini) etkisi/kontrolü altına almak
have somebody eating out of your hand v. birini avucunun içine almak
have somebody eating out of your hand v. birini tamamen etkisi/kontrolü altına almak
have somebody eating out of your hand v. birini her istediğini yapacak şekilde kontrol etmek
have nose out of joint v. alınmak
have nose out of joint v. gururu kırılmak
have nose out of joint v. hayal kırıklığına uğramak
have nose out of joint v. gururu incinmek
have (got) (one's) nose out of joint v. sinirli olmak
have (got) (one's) nose out of joint v. asabı bozuk olmak
have (got) (one's) nose out of joint v. siniri bozuk olmak
have (got) (one's) nose out of joint v. küplere binmek
have your work cut out (to do something/doing something) v. (bir şeyi yapmak) zor olmak
have your work cut out (to do something/doing something) v. (bir şeyi yapmak konusunda) işi zor olmak
have one's work cut out for (one) v. yapacak zor bir işi olmak
have one's work cut out for (one) v. zor bir iş/görev (birini) beklemek
have one's work cut out for (one) v. zor bir görevi olmak
have one's work cut out for (one) v. önünde zor bir iş/görev olmak
have (one's) eye out for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) gözden kaçırmamak
have (one's) eye out for (someone or something) v. (birine/bir şeye) dikkat etmek
have (one's) eye out for (someone or something) v. (biri/bir şey) için dikkat kesilmek
have (one's) eye out for (someone or something) v. (biri/bir şey) için uyanık/tetikte olmak
have (one's) eye out for (someone or something) v. (biri/bir şey) için gözünü dört açmak
have an eye out for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) gözden kaçırmamak
have an eye out for (someone or something) v. (birine/bir şeye) dikkat etmek
have an eye out for (someone or something) v. (biri/bir şey) için dikkat kesilmek
have an eye out for (someone or something) v. (biri/bir şey) için uyanık/tetikte olmak
have an eye out for (someone or something) v. (biri/bir şey) için gözünü dört açmak
have (someone) eating out of the palm of (one's) hand v. (birini) avucunun içine almak
have (someone) eating out of the palm of (one's) hand v. (birini) kontrolü altında tutmak
have (someone) eating out of the palm of (one's) hand v. (birini) denetimi altında bulundurmak
have (someone) eating out of the palm of (one's) hand v. (birini) avucunun içinde tutmak
have a falling out v. külahları değişmek
have a falling out v. arası açılmak
have a falling out v. küsmek
have eye out v. dikkat etmek
have eye out v. gözden kaçırmamak
have eye out v. gözünü açmak/açık tutmak
have eye out v. göz kulak olmak
have eye out v. uyanık/tetikte olmak
have one's work cut out for one v. birinin önünde yapması gereken birçok iş olmak
have one's work cut out for one v. birinin işi başından aşkın olmak
have one's work cut out for one v. birinin işi/görevi zor olmak
have someone eating out of your hand v. birisini avucunun içine almak
have someone eating out of your hand v. birisini denetimi altında bulundurmak
have someone eating out of your hand v. birini avucunun içinde tutmak
have someone eating out of your hand v. birini parmağında oynatmak
have someone eating out of your hand v. birini her istediğini yapacak şekilde kontrol etmek
have someone eating out of your hand v. birini tamamen etkisi/kontrolü altına almak
have someone eating out of the palm of your hand v. birisini avucunun içine almak
have someone eating out of the palm of your hand v. birisini denetimi altında bulundurmak
have someone eating out of the palm of your hand v. birini avucunun içinde tutmak
have someone eating out of the palm of your hand v. birini parmağında oynatmak
have someone eating out of the palm of your hand v. birini her istediğini yapacak şekilde kontrol etmek
have someone eating out of the palm of your hand v. birini tamamen etkisi/kontrolü altına almak
have the feelers out v. ağzından laf almaya çalışmak
have the feelers out v. radarları açık olmak
have the feelers out v. antenleri açık tutmak
have the feelers out v. nabzını yoklamak
have the feelers out v. gözünü dört açmak
have the feelers out v. ortamın havasını koklamak
have the feelers out v. ağzını aramak
have the feelers out v. ağzını yoklamak
have (one's) feelers out v. (birinin) ağzından laf almaya çalışmak
have (one's) feelers out v. radarları açık olmak
have (one's) feelers out v. antenleri açık tutmak
have (one's) feelers out v. (birinin) nabzını yoklamak
have (one's) feelers out v. gözünü dört açmak
have (one's) feelers out v. ortamın havasını koklamak
have (one's) feelers out v. (birinin) ağzını aramak
have (one's) feelers out v. (birinin) ağzını yoklamak
have work cut out for v. işi başından aşkın olmak
have work cut out for v. önünde yapması gereken birçok iş olmak
have work cut out for v. işi zor olmak
have your work cut out v. işi zor olmak
have your work cut out v. baş etmesi zor bir işi olmak
have your work cut out v. işi başından aşkın olmak
have your work cut out for you v. işi zor olmak
have your work cut out for you v. baş etmesi zor bir işi olmak
have your work cut out for you v. işi başından aşkın olmak
have your work cut out (to do something/doing something) v. (bir şey yapmak konusunda) işi zor olmak
have your work cut out (to do something/doing something) v. baş etmesi zor bir işi olmak
have your work cut out (to do something/doing something) v. işi başından aşkın olmak
go out and have fun v. dışarı çıkıp eğlenmek
(have you) been keeping out of trouble? expr. ne var ne yok yaramazlık yoktur umarım?
(have you been) keeping out of trouble? expr. ne var ne yok yaramazlık yoktur umarım?
don't have a pot to piss in (or a window to throw it out of) expr. züğürt
Speaking
have a place figured out v. bir yeri çözmek
I have to wash a few things out expr. bir şeyler yıkamam lazım
do I have to spell it out for you? expr. bunu sana açıklamalı mıyım?
we have to get out of here expr. buradan çıkmalıyız
do I have to spell it out (for you)? expr. bunu anlaman için daha ne yapmalıyım (resim mi çizeyim/tek tek heceleyeyim mi)?
do you think you have this place figured out? expr. burayı çözdüğünü mü düşünüyorsun?
I have to go out expr. çıkmalıyım
things have a way of turning out for the best expr. her işte bir hayır vardır
have you been working out? expr. egzersiz mi yapıyorsun?
you'll have your work cut out for you expr. işin zor
things have got out of hand expr. işler çığırından çıktı
things have gone out of hand expr. işler çığırından çıktı
I have run out of credit expr. kontorüm bitti
I have a book coming out expr. kitabım çıkacak
we have to find out who did this to her/him expr. ona bunu kimin yaptığını öğrenmeliyiz
you'll have your work cut out for you expr. umudu kessen iyi olur
I have to wash a few things out expr. yapacak bazı işlerim var (birisinden kurtulmak için söylenir)
have you been working out? expr. vücut mu çalışıyordun?
you'll have your work cut out for you expr. ümidi kessen iyi olur
do I have to spell it out for you? expr. bunu sana açıklamam gerekiyor mu?
Slang
have a nervous freak out v. bunalım geçirmek
(have something) coming out the wazoo v. çok fazla sayıda olmak