içine koymak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

içine koymak



Bedeutungen von dem Begriff "içine koymak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 14 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
içine koymak insert v.
içine koymak incase v.
içine koymak enclose v.
içine koymak infix v.
içine koymak embed v.
içine koymak imbed v.
içine koymak enter v.
içine koymak impark [obsolete] v.
Phrasals
içine koymak feed into v.
içine koymak place in v.
içine koymak slap in v.
içine koymak deposit in v.
Technical
içine koymak embed v.
içine koymak put into v.

Bedeutungen, die der Begriff "içine koymak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 66 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
(içine bir şeyler koymak için) kese şekline getirilen kağıt paper n.
(içine bir şeyler koymak için) külah şeklinde kağıt paper n.
kürekleri fora edip teknenin içine koymak ship v.
kutu içine koymak case v.
tüp içine koymak tube v.
içine veya üstüne fazla su koymak flood v.
kapsül içine koymak capsulize v.
kapsül içine koymak capsulise v.
kutu içine koymak incase v.
koymak (bir mektupla aynı zarf içine) enclose v.
teneke kutu içine koymak tin v.
metal kabın içine koymak canisterize v.
metal kabın içine koymak canisterise v.
oluğun içine koymak engroove v.
(bir şeyin) içine süt koymak milk v.
(içine) çamur koymak mud v.
(maddeyi) içine koymak infuse v.
tas içine koymak vessel v.
(kitap, dergi) içine ek olarak koymak outsert v.
içine kurşun koymak slug v.
Phrasals
(bir şeyin içine) koymak carry in (some place) v.
(bir şeyin içine) koymak carry into (some place) v.
(bir şeyin içine) koymak carry someone or something into some place v.
(bir şeyin içine) koymak carry someone or something in v.
(bir şeyin içine) damla damla akıtmak/koymak/eklemek/dökmek drip in (something) v.
(bir şeyin içine) damla damla akıtmak/koymak/eklemek/dökmek drip into (something) v.
bir şeyi bir şeyin içine damla damla akıtmak/koymak drip something into something v.
bir şeyi bir şeyin içine damla damla akıtmak/koymak drip something in v.
(bir şeyin) içine koymak/boşaltmak emit (something) into (something) v.
bir kabın/kutunun içine koymak encase someone or something in something v.
birini/bir şeyi bir şeyin içine koymak enclose someone or something (with)in something v.
birini/bir şeyi bir yerin içine koymak enclose someone or something (with)in something v.
(birini/bir şeyi) bir şeyin içine koymak rest in (someone or something) v.
yoğun bir şekilde içine koymak stuff in v.
yoğun bir şekilde (bir şeyin) içine (bir şey) koymak stuff into (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyin içine koymak lay someone or something into something v.
birini/bir şeyi bir şeyin içine koymak lay someone or something in something v.
(bir şeyi bir şeyin/yerin) içine koymak pack (something) into (something or some place) v.
(bir şeyi bir şeyin) içine gizlice koymak plant (something) in (something else) v.
bir şeyin içine bir kat daha bir şey koymak line something with something v.
bir şeyin içine cezbedici bir şey koymak salt something with something v.
bir şeyi bir şeyin içine koymak store something in something v.
(bir şeyi bir şeyin) içine koymak deposit (something) in (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) içine koymak deposit (something) into (something) v.
-in içine koymak enclose in v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine koymak entomb (someone or something) in (something) v.
bir şeyi bir şeyin içine koymak feed something into something v.
bir şeyi bir şeyin içine koymak/takmak/dahil etmek get something into something v.
bir şeyi bir şeyin içine koymak/takmak/dahil etmek get something in something v.
(bir şeyin) içine (bir şey) eklemek/koymak/dökmek infuse (something) with (something) v.
(bir şeyin) içine/arasına koymak/sokmak insert in (something) v.
(bir şeyin) içine/arasına koymak/sokmak insert into (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) içine koymak/yerleştirmek intersperse (something) throughout (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine koymak/bırakmak put (someone or something) inside (something) v.
-in içine koymak rest in v.
içine cezbedici bir şey koymak salt with v.
içine koymak/bırakmak set into v.
(bir şeyin) içine koymak/bırakmak set into (something) v.
(bir şeyin/bir yerin) içine koymak/yerleştirmek slip into (something or some place) v.
Trade/Economic
zarf içine koymak enclose v.
Technical
kafuru koymak (içine) camphorate n.
gömmek içine koymak embed v.
çerçeve içine koymak enlay v.
Gastronomy
yağsız etin içine domuz yağı parçaları koymak için kullanılan büyük bir iğne larding needle n.
pelte içine koymak injelly n.
(eti) pişirmeden önce içine yağ veya domuz pastırması koymak lard v.