in your time - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

in your time



Bedeutungen, die der Begriff "in your time" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 29 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Colloquial
in your own good time expr. canın istediği zaman
in your own good time expr. ne zaman canın isterse
in your own good time expr. kendin istediğinde
in your own good time expr. hazır olduğunda
Idioms
be in advance of your time v. zamanının ilerisinde olmak
be in advance of your time v. çağının ilerisinde olmak
be in advance of your time v. döneminin ilerisinde olmak
do something in your own sweet time/way v. canı istediğinde/istediği gibi yapmak
do something in your own sweet time/way v. istediği zaman/şekilde yapmak
do something in your own sweet time/way v. ne zaman/nasıl isterse yapmak
do something in your own sweet time/way v. kendi istediği zaman/gibi yapmak
be in advance of your time v. çağının/zamanının ötesinde olmak
be in advance of your time v. çağının/zamanının ilerisinde olmak
Speaking
what do you enjoy doing in your spare time? expr. boş zamanlarınızda ne yapmaktan hoşlanırsınız?
what do you do in your spare time? expr. boş zamanını nasıl değerlendirirsin?
what do you do in your free time? expr. boş zamanlarında ne yaparsın?
what do you enjoy doing in your free time? expr. boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlanırsın?
what do you enjoy doing in your free time? expr. boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlanıyorsun?
what do you enjoy doing in your spare time? expr. boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlanırsın?
what do you enjoy doing in your free time? expr. boş zamanlarınızda ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
what do you enjoy doing in your free time? expr. boş zamanlarınızda ne yapmaktan hoşlanırsınız?
what do you enjoy doing in your spare time? expr. boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlanıyorsun?
what do you enjoy doing in your spare time? expr. boş zamanlarınızda ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
what do you do in your spare time? expr. boş zamanında ne yaparsın?
what do you do in your spare time? expr. boş zamanlarında neler yaparsın?
what do you do in your spare time? expr. boş zamanlarında ne yaparsın?
what do you do in your spare time? expr. boş zamanlarında ne/neler yaparsın?
in your own time expr. hazır olduğunuzda
in your own time expr. kendinizi hazır hissetiğinizde