izleyici - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

izleyici



Bedeutungen von dem Begriff "izleyici" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
izleyici watcher n.
izleyici audience n.
izleyici viewer n.
General
izleyici onlooker n.
izleyici observer n.
izleyici tracer n.
izleyici televiewer n.
izleyici spectator n.
izleyici hanger-on n.
izleyici looker n.
izleyici watcher n.
izleyici audience member n.
izleyici sighter n.
izleyici visualizer n.
izleyici visualiser n.
izleyici observator [obsolete] n.
izleyici on-looker n.
izleyici favorite [obsolete] n.
izleyici favourite [obsolete] n.
izleyici supervisor [obsolete] n.
Technical
izleyici tracer n.
izleyici follower n.
Computer
izleyici spectator n.
Food Engineering
izleyici tracer n.

Bedeutungen, die der Begriff "izleyici" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 126 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
izleyici çekim follow shot n.
geniş izleyici kitlesi wide audience n.
geniş izleyici kitlesi vast audience n.
ismini vermek istemeyen bir izleyici an anonymous watcher n.
izleyici kitlesi geliştirme audience development n.
hassas izleyici kitlesi vulnerable audience n.
hedeflenen izleyici/dinleyici kitlesi intended audience n.
taraftar/izleyici sayısı number of spectators n.
tıklım tıklım izleyici capacity audience n.
ortalama izleyici general viewer n.
sıradan izleyici general viewer n.
izleyici veya dinleyici topluluğu auditory n.
izleyici topluluğu grandstand n.
kanaldan kanala atlayan izleyici grazer n.
tiyatronun ucuz sırasında oturan izleyici groundling n.
izleyici grubu (sinema) optience n.
izleyici çekim run-through [uk] n.
alıcı cihazına sahip potansiyel izleyici veya dinleyici kitlesi circulation n.
bedava giriş yapan izleyici paper n.
izleyici standı scaffold [obsolete] n.
konuşmacının farklı bir nesne veya kimse üzerinden izleyici ile iletişim kurduğu retorik bir araç türü sermocination [obsolete] n.
farklı bir nesne veya kimse üzerinden izleyici ile iletişim kuran konuşmacı sermocinator n.
rakiplerin izleyici önünde birbirine sözle saldırması smackdown n.
modern izleyici modern audience n.
izleyici ile buluşmak meet the audience v.
izleyici ile buluşmak meet the viewers v.
izleyici çekmek attract audience v.
izleyici çekmek pull in audience v.
izleyici çekmek draw audience v.
izleyici ile buluşmak meet with the audience v.
daha büyük bir izleyici kitlesini çekmek outpull v.
Phrasals
(bir şeye) dinleyici/izleyici/katılımcı/ziyaretçi olarak katılmak sit in on (something) v.
Colloquial
çok sayıda izleyici/seyirci çekmek pack them in v.
çok sayıda izleyici/seyirci getirmek pack them in v.
çok sayıda izleyici çekmek pack the house v.
izleyici kitlesini genişletmek için farklı karakterleri bir araya getiren crossover adj.
Idioms
kendini kaptırmış izleyici captive audience n.
(izleyici, seyirci, dinleyici) şaşkınlık yaratacak bir niteliği olmak be a revelation v.
(izleyici, seyirci, dinleyici) şaşkınlık yaratacak bir niteliği olmak come as a revelation (to somebody) v.
Trade/Economic
bir hedef kitlenin, analiz konusu programdaki izleyici yoğunluğunun, tüm kişiler içinde var olma yoğunluğuna oranı affinity index n.
Law
dışarıdan izleyici olmadan hakimin odasında veya mahkemede in camera adv.
Media
yayınlanan programın ulaşabildiği izleyici ya da dinleyici yüzdesi reach n.
genel izleyici kitlesi general audience n.
genel izleyici kitlesi general viewers n.
genel izleyici general audience n.
izleyici akışı audience flow n.
izleyici topluluğunun sınıflandırılması audience rating n.
izleyici sınıflandırması audience rating n.
izleyici (tv vb) viewership n.
geniş izleyici kitlesi mass audience n.
sahip olunan okuyucu veya izleyici oranı share of voice n.
izleyici tepkisi audience reception n.
izleyici örtüşmesi audience overlap n.
Advertising
kümülatif izleyici topluluğu cume n.
Technical
floresan izleyici fluorescent tracer n.
görüntü izleyici display monitor n.
gerinim izleyici strain viewer n.
gerilim izleyici voltage follower n.
izleyici şerit dizini trace off strap pattern n.
izleyici pin follower pin n.
izleyici gaz metodu tracer gas method n.
izleyici ısıtma postheating n.
izotop izleyici isotopic tracer n.
izleyici seyreltme metot tracer dilution method n.
izleyici seyreltme metodu tracer dilution method n.
izleyici yöntemi tracer method n.
ışınetkin izleyici radioactive tracer n.
izleyici gaz tracer gas n.
kararlı akımın ölçülmesi için izleyici seyreltme metotları tracer dilution methods for the measurement of steady flow n.
kimyasal izleyici chemical tracer n.
radyoaktif olmayan izleyici non-radiactive tracer n.
radyoaktif izleyici radioactive tracer n.
Computer
ağ izleyici net watcher n.
baş izleyici head tracker n.
bilgisayarında yaptığı etkinlikleri (özellikle de video oyunlarını) çevrimiçi bir izleyici kitlesine canlı olarak aktaran kişi streamer n.
durum izleyici status monitor n.
izleyici araçları tracer tools n.
iki boyutlu izleyici two-dimensional tracer n.
izleyici hata tracer error n.
kafa izleyici head tracker n.
olay izleyici event monitor n.
ağ izleyici hakkında about net watcher expr.
izleyici dolaştır tracer navigate expr.
Telecom
azami güç noktası izleyici maximum power point tracker n.
izleyici sadakati audience loyalty n.
kaynak izleyici source follower n.
toplam izleyici cumulative audience n.
Television
bir tv programının genel izlenme oranını seçilen izleyici grubundaki izleyen oranından çıkarsama yöntemi nielsen rating n.
izleyici olmayan kimse nonviewer n.
televizyon izleyici sayısının en düşük olduğu gece ile sabah arasındaki saatler graveyard slot n.
izleyici ölçer people meter n.
Construction
tiyatrodaki en alt izleyici bölmesi sırası ground tier n.
Medical
izleyici olarak kullanılan radyoaktif izotopu radiolabel n.
radyoaktif izleyici radiolabel n.
radyoaktif izleyici ile işaretlemek radiolabel v.
Psychology
hayali izleyici imaginary audience n.
Physics
izleyici element tracer element n.
ışınetkin izleyici radioactive tracer n.
radyoaktif izleyici radioactive tracer n.
Chemistry
kimyasal izleyici label n.
kimyasal izleyici izotop tracer n.
izleyici element tracer element n.
(bileşiğe) kimyasal izleyici eklemek label v.
kimyasal izleyici eklenmiş labeled adj.
Marine Biology
radyoaktif izleyici radioactive tracer n.
Environment
daimi minyatür hava izleyici sistemi miniature continuous air monitoring system n.
izleyici metodu tracer method n.
Sport
sirk sahnesine yakın izleyici ringsider n.
müsabakalarda izleyici platformu grand stand n.
Art
10-18 yaş arası kız izleyici ve okuyucu kitlesini hedefleyen hikayeler içeren anime ve manga shojo n.
Theatre
tiyatro veya operada çok sayıda kişiyi içine alan izleyici bölmesi omnibus box n.
(klasik yunan komedyasında) oyuncuların izleyici ile konuşması parabasis n.
açılış performansına giden izleyici first-nighter n.
Cinema
afrika kökenli amerikalıları izleyici kitlesi olarak hedef alan 70'lerde popüler olmuş bir film türü blacksploitation n.
afrika kökenli amerikalıları izleyici kitlesi olarak hedef alan 70'lerde popüler olmuş bir film türü blaxploitation n.
bir filmin gösterime girmeden önce az sayıdaki izleyici grubuna tanıtım ve tepki alma amacıyla gösterilmesi sneak preview n.
bir filmin gösterime girmeden önce az sayıdaki izleyici grubuna tanıtım ve tepki alma amacıyla gösterilmesi sneak peek n.
izleyici ışıldak follow spotlight n.
izleyici projektör follow spotlight n.
genel izleyici kitlesi işareti g n.
çocuk izleyici grubuna uygun pg adj.
genel izleyici kitlesine uygun pg adj.
Abbreviation
sinema ve video endüstrisi izleyici araştırması caviar (cinema and video industry audience Research) n.
Latin
bir öğretiye/görüşe kendini adamış izleyici fidus achates n.
Archaic
izleyici veya dinleyici topluluğu auditory n.
Slang
izleyici katılımı sağlama bums on seats n.