Verlauf

kötücül

Bedeutungen von dem Begriff "kötücül" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 22 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	kötücül	malicious adj.
2	Common Usage	kötücül	malevolent adj.
3	Common Usage	kötücül	malignant adj.
General
4	General	kötücül	pernicious adj.
5	General	kötücül	wicked adj.
6	General	kötücül	unholy adj.
7	General	kötücül	virulent adj.
8	General	kötücül	cankered adj.
9	General	kötücül	vicious adj.
10	General	kötücül	corrupt adj.
11	General	kötücül	black hearted adj.
12	General	kötücül	villainous adj.
13	General	kötücül	malefic adj.
14	General	kötücül	maleficent adj.
15	General	kötücül	malevolous adj.
16	General	kötücül	scathful adj.
17	General	kötücül	scathly adj.
18	General	kötücül	sullen [obsolete] adj.
Idioms
19	Idioms	kötücül	black-hearted adj.
Medical
20	Medical	kötücül	malignant adj.
21	Medical	kötücül	virulent adj.
Biochemistry
22	Biochemistry	kötücül	malign adj.

Bedeutungen, die der Begriff "kötücül" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 63 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	kötücül ur	malignant tumor n.
2	General	kötücül virüs	fierce virus n.
3	General	kötücül virüs	malicious virus n.
4	General	kötücül kimse	tempter n.
5	General	korku senaryosu örneklerinde genelde kötücül olan taraf	mallet n.
6	General	kötücül tutum ve davranışlar	fiendism n.
7	General	kötücül olmayan	nonmalignant adj.
8	General	kötücül olmayan	nonmalicious adj.
9	General	kötücül olmayan	non-malignant adj.
10	General	kötücül olmayan	unmalicious adj.
11	General	olumsuz veya kötücül bir etkiye ait	malefic adj.
12	General	olumsuz veya kötücül bir etkiye sahip	malefic adj.
13	General	olumsuz veya kötücül bir etki ortaya koyan	malefic adj.
14	General	kötücül olmadan	unmaliciously adv.
15	General	kötücül bir biçimde	villainously adv.
Phrasals
16	Phrasals	birine/bir şeye kötücül eleştirilerde bulunmak	snipe at someone or something v.
Idioms
17	Idioms	kötücül, bencil, aşağılık davranarak kendini küçültmek	sink so low v.
18	Idioms	kötücül, bencil, aşağılık davranarak kendini küçültmek	stoop so low v.
Technical
19	Technical	kötücül yazılım	vandalware n.
Computer
20	Computer	kötücül yazılım	vandalware n.
21	Computer	kötücül yazılım	badware n.
22	Computer	kötücül virüs	malicious virus n.
23	Computer	kötücül yazılım	malicious software n.
24	Computer	kötücül yazılım	malware n.
25	Computer	kötücül virüs	critical virus n.
26	Computer	kötücül virüs	fierce virus n.
27	Computer	kötücül virüs	destructive virus n.
28	Computer	yetkisiz bir kullanıcı tarafından kötücül görevleri yerine getirmek üzere kontrol edilen internete bağlı bilgisayar	zombie n.
Informatics
29	Informatics	kötücül saldırı	malicious attack n.
Medical
30	Medical	kötücül anemi	pernicious anemia n.
31	Medical	kötücül anemi	biermer's anaemia n.
32	Medical	kötücül kansızlık	pernicious anemia n.
33	Medical	kötücül olmayan ur	nonmalignant tumor n.
34	Medical	kötücül anemi	malignant anaemia n.
35	Medical	kötücül olmayan ur	nonmalignant neoplasm n.
36	Medical	kötücül ur	carcinoma n.
37	Medical	kötücül olmayan ur	benign tumour n.
38	Medical	kötücül anemi	pernicious anaemia n.
39	Medical	kötücül virüs	critical virus n.
40	Medical	kötücül büyüme	malignant growth n.
41	Medical	kötücül olmayan ur	benign tumor n.
42	Medical	kötücül olmayan ur	nonmalignant tumour n.
43	Medical	kötücül anemi	addison-biermer anaemia n.
44	Medical	kötücül anemi	addison's anaemia n.
45	Medical	kötücül ur	cancer n.
46	Medical	kötücül anemi	malignant anemia n.
Psychology
47	Psychology	karanlık üçlü (psikolojide üç tane kötücül kişilik özelliğini kapsayan grup)	dark triad n.
Pathology
48	Pathology	kötücül anemi	megaloblastic anaemia n.
49	Pathology	kötücül evre öncesi meydana gelen	premalignant adj.
Biology
50	Biology	kötücül anemi tedavisinde kullanılan bir b vitamini	vitamin b12 n.
51	Biology	kötücül anemi tedavisinde kullanılan bir b vitamini	cyanocobalamin n.
52	Biology	kötücül anemi tedavisinde kullanılan bir b vitamini	cobalamin n.
53	Biology	kötücül anemi tedavisinde kullanılan bir b vitamini	antipernicious anemia factor n.
Literature
54	Literature	(shakespeare'in eserlerinde) son derece kötücül	facinerious [obsolete] adj.
Religious
55	Religious	dünyanın salt iyi ve kötü güçlerden meydana geldiğini veya maddenin özü itibariyle kötücül olduğunu savunan düalistik bir inanç	manichaeanism n.
56	Religious	vahiy kitabı'nda (apocalypse) yer alan kötücül bir figür	beast n.
Music
57	Music	kötücül ve şeytanı öven bir metal müzik türü	black metal n.
58	Music	kötücül ve şeytanı öven (metal müzik)	black metal adj.
Mythology
59	Mythology	kötücül peri	bad fairy n.
60	Mythology	İskandinav mitolojisinde kötücül bir yaratık	niding n.
61	Mythology	anişinabe, ojibva ve kri mitolojilerindeki kötücül, vahşi ve yamyam bir ruh	windigo n.
Archaic
62	Archaic	kötücül ülser	wolf n.
63	Archaic	kötücül kanser	wolf n.