kıymetli - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kıymetli



Bedeutungen von dem Begriff "kıymetli" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 22 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kıymetli valuable adj.
kıymetli precious adj.
General
kıymetli substantial adj.
kıymetli dear adj.
kıymetli costly adj.
kıymetli worthy adj.
kıymetli valuable adj.
kıymetli valued adj.
kıymetli treasured adj.
kıymetli venerable adj.
kıymetli precious adj.
kıymetli tidy adj.
kıymetli lovely adj.
kıymetli rich adj.
kıymetli costlewe adj.
kıymetli digne adj.
Idioms
kıymetli of consequence adj.
Trade/Economic
kıymetli esteemed adj.
kıymetli estimable adj.
Law
kıymetli valuable adj.
Technical
kıymetli precious adj.
Archaic
kıymetli chary adj.

Bedeutungen, die der Begriff "kıymetli" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 161 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kıymetli evraklar negotiable instruments n.
kıymetli şey asset n.
kıymetli evrak negotiable instruments n.
kıymetli taş precious stone n.
(kıymetli madende) ayar content n.
kıymetli metal precious metal n.
kıymetli evrak legal instrument n.
pek kıymetli şey kohinoor n.
kıymetli taş gem n.
kıymetli taş kesicisi lapidary n.
kıymetli oluş preciousness n.
kıymetli maden didymium n.
altın gümüş gibi kıymetli madenler precious metals n.
kıymetli taş gemstone n.
kıymetli şeyler valuable n.
almanya'da yerin altındaki kıymetli madenleri korumakla görevli olduğu sanılan bir cin kobold n.
kıymetli yük valuable cargo n.
kıymetli metaller precious metals n.
kıymetli üyeler dear esteemed members n.
kıymetli üyeler distinguished members n.
kıymetli üyeler dear valued members n.
kıymetli üyeler esteemed members n.
kıymetli üyeler valued members n.
kıymetli üyeler dear members n.
kıymetli taş jewel n.
kıymetli meslektaş esteemed colleague n.
kıymetli eşya valuable item n.
kıymetli eşya valuable article n.
(kişiye ait) kıymetli eşyalar valuable belongings n.
kıymetli eşya article of value n.
kıymetli taşlarla süslü kolye carcanet [obsolete] n.
kıymetli taşları kesen kimse gemcutter n.
kıymetli taş kesicisi lapidist n.
kıymetli olma importance [obsolete] n.
kıymetli şey importancy [obsolete] n.
kıymetli altın külçesi doré n.
kıymetli gümüş külçesi doré n.
kıymetli altın külçesi doré bullion n.
kıymetli gümüş külçesi doré bullion n.
kıymetli kimse poppet n.
kıymetli adam father n.
çok kıymetli şey pearl n.
kıymetli ev eşyaları penates n.
eskiden kullanılan bir kıymetli maden ölçüm birimi pound n.
kıymetli maden ore n.
kıymetli kimse precious n.
ham haline yakın kıymetli taş preform n.
parası kıymetli kimse stinkard n.
kıymetli şey substantial n.
kıymetli olmak be of value v.
takmak (kıymetli bir taşı bir yüzük vb'ne) set in v.
çok kıymetli tutmak treasure v.
kıymetli bir nesne aramak fossick v.
kıymetli taşlarla süslenmiş jeweled adj.
kıymetli taş kesme sanatına ait lapidary adj.
çok kıymetli priceless adj.
yarı kıymetli semiprecious adj.
kıymetli taşlarla süslenmiş jewelled adj.
kıymetli olmayan unprizable adj.
kıymetli olmayan unprized adj.
çok kıymetli pearly adj.
(kıymetli taş) çok değerli precious adj.
pek kıymetli precious adj.
pek kıymetli good interj.
Phrasals
(birinin/bir şeyin bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli olduğunu düşünmek trim (something) from (something else) v.
(birini/bir şeyi bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli saymak trim (something) from (something else) v.
Phrases
(biri) için kıymetli matter to (one) expr.
biri için kıymetli matter to someone expr.
Colloquial
çok kıymetli şey hot commodity n.
canı kıymetli touchy adj.
çok kıymetli of great price adj.
Idioms
değerli/kıymetli bir amaç worthwhile cause n.
aşırı kıymetli şey a pearl of great price n.
biri için çok kıymetli olmak be the world to (one) v.
biri için çok kıymetli olmak be all the world to somebody v.
biri için çok kıymetli olmak mean all the world to somebody v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be the world to (one) v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be/mean (all) the world to somebody v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be the world to (one) v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak mean the world to (someone) v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli/anlamlı olmak mean the world to (someone) v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be the world to somebody v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak mean the world to somebody v.
(birisi için) çok kıymetli dear to (one's) heart expr.
Trade/Economic
kuponlar tükendiğinde yeni kupon alma hakkı vermek üzere düzenlenen kıymetli evrak talon n.
alaşımında diğer madenleri de barındıran kıymetli külçe unparted bullion n.
altın ve kıymetli madenler fonu golden and precious metals funds n.
bir mal üzerinde mülkiyeti temsil eden ve başkalarına devredilebilen kıymetli evrak equity security n.
cirosu ve devri mümkün kıymetli evraklar negotiable documents n.
ciro edilebilir kıymetli evrak negotiable instruments n.
ciro edilemeyen kıymetli kağıt nonnegotiable instrument n.
ciro edilebilir kıymetli evrak negotiable paper n.
işletmenin mülkiyetine ortaklık hakkı sağlayan ve karşılığında temettü elde edilen kıymetli evrak equity n.
kıymetli maden kredisi precious metals loan n.
kıymetli maden depo hesapları precious metal deposit accounts n.
kıymetli evrak valuable papers n.
kıymetli kağıt piyasası stock market n.
kıymetli madenler karşılığı avans advance on precious metals n.
kıymetli maden precious metal n.
kıymetli madenler precious metals n.
kıymetli evrak security n.
kıymetli taş gem n.
kıymetli ticari belge commercial paper n.
kıymetli evrak negotiable instruments n.
kıymetli kağıt security n.
kıymetli evrak endorsement n.
kıymetli maden fonları precious metals funds n.
kıymetli evrak valuable paper n.
kıymetli evrak commercial paper n.
kıymetli evrak securities n.
kıymetli evrakın imha edildiğine ilişkin belge cremation certificate n.
kıymetli evrak negotiable paper n.
madeni paranın içerdiği kıymetli maden miktarını azaltma debasement n.
nominal kıymetli hisse senedi par value stock n.
oy hakkı olan kıymetli kağıtlar voting securities n.
çek veya kıymetli bir belge imzalayarak sermaye payını bir şeye aktaran kimse endorser n.
tanınmış bir makam tarafından yasal olarak basılan bir madeni para veya kıymetli evrak money n.
kıymetli evrak alım-satım taahhüdü position n.
başka bir kıymetli evrağa dönüştürülebilen kurumsal kıymetli evrak convertible security n.
parası kıymetli tip stinter n.
Law
emre yazılı kıymetli evrak order instrument n.
itibari amme kağıtlarında ve kıymetli damgalarda sahtekarlık counterfeiting on public bonds and valuable seals n.
kıymetli evrak security n.
kıymetli evrakın iptali cancellation of security n.
kıymetli evrak hukuku law of commercial papers n.
kıymetli evrak hukuku negotiable instruments law n.
kıymetli yüke konşimento navlunu ad valorem freight n.
kıymetli paket value-parcel n.
paralarda ve itibarı amme kağıtlarında veya kıymetli damgalarda sahtekarlık counterfeiting of money, public bonds and valuable seals n.
kıymetli eşyalarına el koymak levy on goods and chattels v.
Politics
kıymetli maden precious metal n.
Insurance
bir kişiden diğerine devredilebilir kıymetli evrak negotiable instrument n.
kıymetli madenler fonları precious metals funds n.
Technical
kıymetli metal alaşımların ayarı fineness of precious metal alloys n.
kıymetli metal alaşımlarından imal edilen ziynet eşyaları jewellery made of precious metal alloys n.
kıymetli metaller precious metals n.
kıymetli taş kesme tarzı cut n.
oyuk yüzeyinde kabartmalı tasarımı olan kıymetli bir taş cuvette n.
oyuk yüzeyinde kabartmalı tasarımı olan kıymetli bir taş curvette n.
oyuk yüzeyinde kabartmalı tasarımı olan kıymetli bir taş chevee n.
(bir alaşımda) saf kıymetli metal miktarı fineness n.
çok kıymetli invaluable adj.
Woodworking
batı hint ağacının mobilya yapımında kıymetli olan sert koyu kahverengi odunu horseflesh n.
Marine Biology
genellikle saklanan veya sos ve meze olarak tüketilen kıymetli bir balık mediterranean anchovy (engraulis encrasicholus) n.
pembemsi kızıl renkte başı ve gövdesi bulunan yenilebilir kıymetli bir balık lutjanus blackfordi n.
yüzücüler için tehlike arz eden, kıymetli bir sofra ve av balığı great barracuda n.
kuzey amerika'ya özgü kıymetli bir somon spring n.
Zoology
kürkü kıymetli bir hayvan türü lucern [obsolete] n.
Forestry
demerara nehri kıyılarından elde edilen kıymetli bir odun çeşidi suradanni n.
Literature
çok kıymetli alembicated adj.
History
ortaçağ'da kullanılan pahalı ve kıymetli giyecek chekelatoun n.
ortaçağ'da kullanılan pahalı ve kıymetli giyecek ciclatoun n.
bu temel, senin, en kıymetli hazinendir this foundation is your most precious treasure expr.
Military
kıymetli belgeler securities n.
kıymetli posta maddesi accountable mail n.
Card
( eldeki tek kıymetli kart) savunmasız stiff adj.
Art
rengini zenginleştirmek için emaye, varak veya boya ile astarlanmış (kıymetli taş) mounted adj.
Printery
kıymetli kağıt valuable paper n.
Archaic
kıymetli taşlarla süslü kolye carkanet n.
kıymetli şey preciosity n.
Slang
kıymetli bir şey arayan kişi digger n.