Verlauf

kaçınılmaz

Bedeutungen von dem Begriff "kaçınılmaz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 45 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	kaçınılmaz	inevitable adj.
General
2	General	kaçınılmaz	inescapable adj.
3	General	kaçınılmaz	ineluctable adj.
4	General	kaçınılmaz	irremissible adj.
5	General	kaçınılmaz	certain adj.
6	General	kaçınılmaz	fated adj.
7	General	kaçınılmaz	urgent adj.
8	General	kaçınılmaz	imperious adj.
9	General	kaçınılmaz	fateful adj.
10	General	kaçınılmaz	fatal adj.
11	General	kaçınılmaz	necessary adj.
12	General	kaçınılmaz	cold adj.
13	General	kaçınılmaz	inextricable adj.
14	General	kaçınılmaz	unavoidable adj.
15	General	kaçınılmaz	inevitable adj.
16	General	kaçınılmaz	foregone adj.
17	General	kaçınılmaz	imperative adj.
18	General	kaçınılmaz	necessitous adj.
19	General	kaçınılmaz	unavoided adj.
20	General	kaçınılmaz	avoidless adj.
21	General	kaçınılmaz	undispensable adj.
22	General	kaçınılmaz	unescapable adj.
23	General	kaçınılmaz	unscapable adj.
24	General	kaçınılmaz	obligate adj.
25	General	kaçınılmaz	obliged adj.
26	General	kaçınılmaz	destinable adj.
27	General	kaçınılmaz	destinal adj.
28	General	kaçınılmaz	inevasible adj.
29	General	kaçınılmaz	inexplicable [obsolete] adj.
30	General	kaçınılmaz	irresistible adj.
31	General	kaçınılmaz	invincible adj.
32	General	kaçınılmaz	dead adj.
33	General	kaçınılmaz	scapeless adj.
34	General	kaçınılmaz	shunless adj.
Colloquial
35	Colloquial	kaçınılmaz	all but certain expr.
Idioms
36	Idioms	kaçınılmaz	a one-way ticket to something n.
37	Idioms	kaçınılmaz	death and taxes n.
38	Idioms	kaçınılmaz	as certain as death and taxes expr.
39	Idioms	kaçınılmaz	certain as death and taxes expr.
40	Idioms	kaçınılmaz	a one-way ticket expr.
Trade/Economic
41	Trade/Economic	kaçınılmaz	unavoidable adj.
Technical
42	Technical	kaçınılmaz	inevitable adj.
43	Technical	kaçınılmaz	mandatory adj.
Literature
44	Literature	kaçınılmaz	vorpal adj.
Archaic
45	Archaic	kaçınılmaz	unevitable adj.

Bedeutungen, die der Begriff "kaçınılmaz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 106 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	kaçınılmaz olay	fateful event n.
2	General	kaçınılmaz son	doom n.
3	General	hak edilen ve kaçınılmaz ceza	nemesis n.
4	General	kaçınılmaz akıbet	foregone conclusion n.
5	General	yenilginin kaçınılmaz olduğu mücadele	losing battle n.
6	General	kaçınılmaz kaza	unavoidable accident n.
7	General	kaçınılmaz gerçek	unavoidable fact n.
8	General	kaçınılmaz durum	unavoidable situation n.
9	General	kaçınılmaz sona inanma	determinism n.
10	General	kaçınılmaz şey	inevitable n.
11	General	kaçınılmaz ceza	doom n.
12	General	kaçınılmaz son	doom n.
13	General	kaçınılmaz olmak	become unavoidable v.
14	General	kaçınılmaz bir hale getirmek	cause to be unavoidable v.
15	General	kaçınılmaz bir hal almak	become unavoidable v.
16	General	kaçınılmaz yapmak	cause to be unavoidable v.
17	General	kaçınılmaz kılmak	make something unavoidable v.
18	General	kaçınılmaz hale getirmek	make something inevitable v.
19	General	kaçınılmaz kılmak	make something inevitable v.
20	General	kaçınılmaz hale getirmek	make something unavoidable v.
21	General	kaçınılmaz kılmak	make something ineluctable v.
22	General	düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak	unleash an attack against the enemy v.
23	General	düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak	unleash an attack on the enemy v.
24	General	düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak	unleash an attack upon the enemy v.
25	General	doğal/kaçınılmaz/mahkum olmak	be bound v.
26	General	kaçınılmaz olmak	fate v.
27	General	kaçınılmaz bir biçimde güçlü	unmistakably powerful adj.
28	General	bir olay veya durumun dolaylı fakat kaçınılmaz sonucu olan	knock-on adj.
29	General	sonu kaçınılmaz	fated adj.
30	General	dolaylı fakat kaçınılmaz netice olan	flow-on [australia/new zealand] adj.
31	General	kaçınılmaz bir şekilde	inescapably adv.
32	General	kaçınılmaz biçimde	ineluctably adv.
33	General	kaçınılmaz şekilde	inevitably adv.
34	General	kaçınılmaz biçimde	unavoidably adv.
35	General	kaçınılmaz bir şekilde	indispensably adv.
36	General	kaçınılmaz bir şekilde	fatefully adv.
37	General	kaçınılmaz şekilde	fatally adv.
38	General	kaçınılmaz olarak	inevitably adv.
39	General	kaçınılmaz bir şekilde	necessarily adv.
40	General	kaçınılmaz olarak	willy adv.
41	General	kaçınılmaz bir şekilde	desperately adv.
42	General	kaçınılmaz olarak	destinably adv.
43	General	kaçınılmaz bir şekilde	of force adv.
44	General	kaçınılmaz bir şekilde	inexorably adv.
Phrasals
45	Phrasals	(bir şeyi biri için) kaçınılmaz kılmak	destine (someone) for (something) v.
46	Phrasals	(birine/bir şeye) doğru kaçınılmaz bir şekilde yaklaşmak	run up on (someone or something) v.
Proverb
47	Proverb	ölüm de yaşam kadar kaçınılmaz	dying is as natural as living
Colloquial
48	Colloquial	kaçınılmaz sonuç	an inevitable ending n.
49	Colloquial	kaçınılmaz sonuç	matter of course n.
50	Colloquial	kaçınılmaz son	an inevitable ending n.
51	Colloquial	kaçınılmaz görev	incumbent upon someone n.
52	Colloquial	kaçınılmaz sonuç	foregone conclusion n.
53	Colloquial	kaçınılmaz son	foregone conclusion n.
54	Colloquial	kaçınılmaz son	matter of course n.
55	Colloquial	kaçınılmaz kaza	unavoidable casualty n.
56	Colloquial	kaçınılmaz olmak	in for v.
57	Colloquial	kaçınılmaz bir tehlikeye/zor duruma girmek	be cooked v.
58	Colloquial	ölümü kaçınılmaz olmak	be as good as gone v.
59	Colloquial	(biri) için kaçınılmaz olmuş	upon (one) adj.
60	Colloquial	kaçınılmaz sorunlara ya da sıkıntılara hazırlıklı ol	bend over, here it comes again expr.
61	Colloquial	kaçınılmaz sorunlara ya da sıkıntılara hazırlıklı ol	bohIca (bend over, here it comes again) expr.
Idioms
62	Idioms	kaçınılmaz son/sonuç	all hollow [obsolete] n.
63	Idioms	hiç arzulanmayan ama kaçınılmaz olarak katlanılan durum	a necessary evil n.
64	Idioms	kaçınılmaz şey	it's just one of those things n.
65	Idioms	kaçınılmaz son	foregone conclusion n.
66	Idioms	kaçınılmaz olmasına rağmen inatla değişim ve reformlara direnen kişi	dame partington and her mop n.
67	Idioms	hayatın kaçınılmaz bir yanı	a fact of life n.
68	Idioms	kaçınılmaz olarak sonu (bir yerde/bir şeyle) bitecek bir yol/durum	a one-way ticket to (somewhere or something) n.
69	Idioms	kaçınılmaz sona adım adım yaklaşmak	circle the drain v.
70	Idioms	kaçınılmaz olmak	be looking (one) in the face v.
71	Idioms	kaçınılmaz olmak	be a question of time v.
72	Idioms	kaçınılmaz son olmak	be a question of time v.
73	Idioms	bir şeyin kaçınılmaz bir yanı/özelliği/parçası olmak	be part and parcel of something v.
74	Idioms	kaçınılmaz hale gelmek	be staring (one) in the face v.
75	Idioms	için kaçınılmaz kılmak	destine for v.
76	Idioms	bir şeyi kaçınılmaz olarak yapmak	must needs do something v.
77	Idioms	kaçınılmaz bir şekilde	of necessity adv.
78	Idioms	kaçınılmaz son/durum	all hollow [obsolete] expr.
79	Idioms	kaçınılmaz son/durum	all hollow [obsolete] expr.
80	Idioms	hiçbir masraftan kaçınılmaz/kaçınılmamıştır	no expense is spared [uk/australia] expr.
81	Idioms	(bir şey) kaçınılmaz	there's no help for (something) expr.
82	Idioms	(bir şey) kaçınılmaz	there's no helping (something) expr.
Trade/Economic
83	Trade/Economic	kaçınılmaz durum	force majeure n.
84	Trade/Economic	kaçınılmaz maliyet	unavoidable cost n.
85	Trade/Economic	kaçınılmaz masraf	unavoidable cost n.
86	Trade/Economic	kaçınılmaz gecikme	unavoidable delay n.
Law
87	Law	kaçınılmaz hal	unavoidable circumstance n.
88	Law	kaçınılmaz kaza	inevitable accident n.
Technical
89	Technical	kaçınılmaz ödeme	backwardation n.
90	Technical	kaçınılmaz olmayan	facultative adj.
Traffic
91	Traffic	kaçınılmaz çarpışma	accidental collision n.
Medical
92	Medical	kaçınılmaz kanama	unavoidable hemorrhage n.
Psychology
93	Psychology	parça ve bütünün kaçınılmaz olarak birbirine bağlı olduğunu belirten yapısal aile terapisi terimi	holon n.
History
94	History	olaylarda gerici güçlere karşı kesintisiz bir ilerleyiş örüntüsü bulan ve bugünü geçmişin kaçınılmaz bir sonucu olarak gören tarihi yoruma ait veya ilgili	whig adj.
95	History	tarihin kaçınılmaz bir şekilde ilerleme ve gelişme yolunda gittiğini öne sürüp geçmişi bugünün ışığında değerlendiren bir görüşe ait	whiggish adj.
96	History	tarihin kaçınılmaz bir şekilde ilerleme ve gelişme yolunda gittiğini öne sürüp geçmişi bugünün ışığında değerlendiren bir görüşle ilgili	whiggish adj.
97	History	tarihin kaçınılmaz bir şekilde ilerleme ve gelişme yolunda gittiğini öne sürüp geçmişi bugünün ışığında değerlendiren bir görüşün özelliği taşıyan	whiggish adj.
Philosophy
98	Philosophy	tüm olayların, önceki sebeplerinin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu iddia eden bir felsefi görüş	necessarianism n.
99	Philosophy	tüm olayların, önceki sebeplerinin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu iddia eden felsefi görüş	necessitarianism n.
Environment
100	Environment	kaçınılmaz yıllık gerçek kayıp	unavoidable annual real loss n.
Military
101	Military	gerçekleşmesi kaçınılmaz terörist hareket	threat condition charlie n.
102	Military	temas kaçınılmaz	contact imminent n.
Slang
103	Slang	kaçınılmaz olmak	be in (one's) face v.
104	Slang	kaçınılmaz olmak	be in your face v.
105	Slang	(biri için) kaçınılmaz olan	in (one's) face adj.
106	Slang	birlikte olması kaçınılmaz olmak	(someone) is endgame expr.