karşı gelen - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

karşı gelen



Bedeutungen von dem Begriff "karşı gelen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
karşı gelen defiant adj.
karşı gelen refractory adj.
karşı gelen refractary [obsolete] adj.
karşı gelen uncomplying adj.
karşı gelen unobedient [obsolete] adj.
karşı gelen dissonant adj.
karşı gelen inobedient [obsolete] adj.
karşı gelen contrarious adj.

Bedeutungen, die der Begriff "karşı gelen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 45 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
(incilin getirdiği) ahlak kurallarına karşı gelen antinomian n.
yasaya karşı gelen kimse outlaw n.
hakim olan siyasi doktrinlere karşı gelen düşünce heresy n.
kanuna karşı gelen contravener n.
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker oncoming truck laden with diesel n.
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon oncoming diesel fuel-laden truck n.
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker oncoming truck carrying diesel n.
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon oncoming truck laden with diesel n.
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker oncoming diesel truck n.
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon oncoming diesel truck n.
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon oncoming truck carrying diesel n.
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker oncoming diesel fuel-laden truck n.
karşı gelen kimse dissident n.
yaşanılan mekanda, temel önlemler alarak, dışarıdan gelen tehditlere karşı oluşturulan güvenli bir alan shelter in place n.
karşı karşıya gelen kimse confrontationist n.
karşı karşıya gelen kimse confronter n.
yasalara karşı gelen kimse scofflaw n.
(eski ingiliz derebeylik hukukunda) denizden gelen düşmanlara karşı koruma veya bu düşmanları gözetleme hizmeti seaward n.
karşı yönden gelen araca çarpmak hit a vehicle coming in the opposite direction v.
karşı yönden gelen arabaya çarpmak hit a car coming in the opposite direction v.
karşı yönden gelen kamyona çarpmak hit a truck coming in the opposite direction v.
karşı yönden gelen kamyona çarpmak crash into a truck coming from the opposite direction v.
kanuna karşı gelen lawbreaking adj.
karşı karşıya gelen confrontationist adj.
geleneğe karşı gelen deviant adj.
düzene karşı gelen heterodox adj.
karşı gelen bir biçimde uncompliantly adv.
karşı anlamına gelen bir ön ek wither- [uk/scotland] pref.
silahlı paraşütçülere karşı savunmada anlamına gelen ön ek para- pref.
Colloquial
aniden gelen karşı konulmaz big mac yeme isteği big mac attack n.
Idioms
(bir şeye) karşı içten gelen tepki gut reaction to (something) n.
kendini yukardan gelen bir tehlikeye karşı sakınmak/korumak stand from under [dated] v.
Law
kanuna karşı gelen kimse outlaw n.
kanuna karşı gelen contravener n.
Insurance
bir işin karlılığında maddi etkisi olan kilit adamın ölümü veya sakatlanması sonrasında meydana gelen zarara karşı yapılan sigorta keyman insurance n.
kötü hava şartlarından ileri gelen zararlara karşı sigorta weather insurance n.
Technical
karşı anlamına gelen önek contra- n.
Electric
atmosfer kaynaklı veya anahtarlama sırasında meydana gelen aşırı gerilimlere karşı koruma protection against over-voltages of atmospheric origin or due to switching n.
Textile
bükülme ile meydana gelen hasar oluşumuna karşı dayanım resistance to damage by flexing n.
Traffic
karşı yönden gelen trafik oncoming traffic n.
Medical
beyin kanamasına karşı iyi gelen antapoplectic adj.
Religious
incil'in getirdiği ahlak kurallarına karşı gelen kimse antinomist n.
incil'in getirdiği ahlak kurallarına karşı gelen kimse antinomian n.
16 ve 17. yüzyıl avrupası'na ait, mistik ve ahlak kurallarına karşı gelen oluşumun bir üyesi familist n.
Sport
eleme turnuvasında karşı karşıya gelen çift bracket n.