kiliseye - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kiliseye



Bedeutungen, die der Begriff "kiliseye" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Speaking
kiliseye nasıl gidebilirim? expr. how can I go to church?

Bedeutungen, die der Begriff "kiliseye" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 145 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kiliseye yeni giren kimse novice n.
kiliseye giden kimse churchgoer n.
kiliseye üye olarak kabul töreni confirmation n.
kiliseye karşı olan kimse dissident n.
bir hristiyanın kiliseye vermek üzere ayırdığı gelirinin yüzde onu tithe n.
kiliseye devamlı olarak giden kimse churchgoer n.
resmi kiliseye uymama nonconformity n.
sivri uçlu kule (kiliseye ait) steeple n.
papazın verdiği ilmihal derslerine devam etme ve kiliseye üye olarak kabul edilme confirmation n.
resmi kiliseye karşı olma nonconformity n.
resmi kiliseye karşı olan kimse nonconformist n.
resmi kiliseye karşı olan akım nonconformism n.
kendi hayatını kurtarmak için kutsal yazıtları veya kiliseye ait malları düşmana teslim eden kimse traditor n.
kiliseye kabul ayini confirmation n.
kiliseye çok bağlı olan churchy n.
kiliseye devam eden kimse churchman n.
kiliseye kabul töreni confirmation n.
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi mendicant n.
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi friar n.
kiliseye giden kadınlar church-going women n.
katolik okullarında görev yapan, inançlı fakat rahibeler gibi dini kurumlara ve evlenmeme kuralı gibi kurallara bağlı olmayan kiliseye mensup öğretmen lay teacher n.
herhangi bir kiliseye veya binaya bağlı olmayan çan kulesi campanile n.
mahalle, okul ve kiliseye karşı hissedilen gurur veya bağlılık matriotism n.
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi mendiant n.
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi mendinant [obsolete] n.
yıl dönümünde kiliseye adanan, ingiltere'nin kırsal yerlerinde kutlanan eski bir dini kutlama rush-bearing n.
(abd'de) yerel kiliseye bağlı olup ona ait binaları elinde bulunduran ve papazın maaşını veren kongregasyonalist kurum parish n.
(eskiden) ekilebilir arazi başına her yıl kiliseye ödenen para plow alms n.
kutsayarak kiliseye üye olarak kabul etmek confirm v.
gelirinin yüzde onunu kiliseye vermek tithe v.
kiliseye dönüştürülmek be converted into a church v.
kiliseye dönüştürülmek be turned into a church v.
kiliseye dönüştürmek convert into a church v.
kiliseye dönüştürmek turn into a church v.
kiliseye gitmek go to church v.
her pazar kiliseye gitmek go to church every sunday v.
çan çalarak insanları kiliseye çağırmak toll in v.
kiliseye veya kilise örgütüne ait ecclesiastic adj.
kiliseye ait ecclesiastical adj.
kiliseye ait olmayan nonecclesiastical adj.
uymayan (geleneklere veya resmi kiliseye ) nonconforming adj.
hristiyan kiliseye ilişki ecclesiastical adj.
kiliseye sıkı sıkıya bağlı churchy adj.
kiliseye benzer churchy adj.
kiliseye aşırı bağlı churchy adj.
kiliseye verilmesi gereken (onda birlik vergi) tithe adj.
kiliseye göre hristiyan inancına uyan orthodox adj.
kiliseye ait olarak ecclesiastically adv.
kiliseye doğru churchward adv.
kiliseye doğru churchwards adv.
Proverb
kiliseye ne kadar yakınsa, tanrı'dan o kadar uzak the nearer the church, the farther from god
kiliseye yakın tanrı'dan uzak the nearer the church, the farther from god
kiliseye ne kadar yakın tanrı'dan o kadar uzak the nearer the church, the farther from god
kilisede çalışanlar ya da kiliseye yakın yaşayanlar samimiyetle/kesinlikle dindardır diye bir şey yoktur nearer the church, the farther from god
Colloquial
noel veya paskalya gibi dini bayramlar dışında dışında kiliseye gitmeyen hristiyan chreaster n.
Idioms
kiliseye gitmek darken a church door v.
kiliseye gitmek darken a church door v.
kiliseye gitmek darken a church door v.
Speaking
beni kiliseye götür take me to church expr.
Law
cenaze sırasında kiliseye yapılan bağış corsepresent n.
cenaze sırasında kiliseye sunulan adak corsepresent n.
(ingiliz kilise hukuku) aforoz edilmiş birinin kiliseye teslim olana kadar kırk gün hapishanede tutulmasına dair baş mahkeme emri significavit n.
Politics
lordlar kamarası başkanlığı görevi kiliseye bağlıyken verilen bir unvan keeper of the king's conscience n.
resmi kiliseye devlet desteği verilmesine karşı çıkan kimse disestablishmentarian n.
kiliseye, ruhban sınıfına veya bunların halk üzerindeki etkisine karşı olan anticlerical adj.
Architecture
manastırdan kiliseye doğru giden merdivenler gradatory n.
kiliseye ait açık alan paradise n.
Literature
kiliseye doğru kirkward [scotland] adv.
History
eski dönemlerde suçluların yargılanırken kiliseye bağlılık kanıtlayarak af dilemek için okuduğu ayet neck verse n.
eski dönemlerde suçluların yargılanırken kiliseye bağlılık kanıtlayarak af dilemek için okuduğu ayet neckverse n.
kiliseye verilen onda birlik vergi tithing n.
ortaçağ ingiltere'sinde, bir kişinin ölümüne yol açtığı gerekçesiyle hükümdarlığa ve oradan da dini işlerde kullanılmak üzere kiliseye verilen objeler deodand n.
kiliseye siyaseten müdahale etmek için ortaya atılmış bir tür sözde yetki gücü power of the keys n.
gelirinin yüzde onunu kiliseye vermeyen untithed adj.
Religious
resmi kiliseye karşı olma recusance n.
resmi kiliseye karşı olma recusancy n.
resmi kiliseye bağlı olmayan protestan cemaat chapelry [obsolete] n.
kiliseye gitmeyen kimse nonchurchgoer n.
kiliseye düzensiz giden kimse nonchurchgoer n.
inançtan sapanların kiliseye yeniden kabul edilmeyeceğini öne süren 3. yüzyıl roma görüşü novationism n.
başdiyokoz ve diğer ruhani liderlerin yıllık olarak kiliseye ödedikleri para prestation n.
kiliseye kabul eğitiminin ilk aşamalarında olup henüz vaftiz için hazır olmayan kateşizm talebesi audient n.
resmi kiliseye karşı olan bazı hristiyanlık mezheplerinin şapeli bethesda n.
paskalya orucunun ortasında ana kiliseye yapılan bağışlar quadragesimals n.
bir kiliseye kayıtlı kimse member n.
kiliseye kabul eğitiminin ilk aşamalarında olup henüz vaftiz için hazır olmayan kateşizm talebesi hearer n.
(ingiltere'de) anglikan olmayan bir kiliseye bağlı kimse minister n.
merhumun mezara veya kiliseye taşındığı yol lich way n.
merhumun mezara veya kiliseye taşındığı yol lichway n.
kiliseye yapılan bağış oblation n.
kiliseye adanan adak oblation n.
kiliseye kabul töreni obsignation n.
kiliseye düzenli giden kimse church member n.
belirli bir kiliseye dahil olanlar churched n.
kiliseye düzenli gitme churchgoing n.
kiliseye fanatik bağlılık churchianity n.
kiliseye fanatik bağlılık churchanity n.
(özellikle bir kadını doğum sonrası) özel ayinler için kiliseye getirme churching n.
kiliseye bağlılık churchliness n.
belirli bir kiliseye ait olanlar churchpeople n.
resmi kiliseye karşı olan akım dissent n.
(ingiltere'de) papaz idaresindeki mıntıkanın kiliseye ait alt birimi district n.
(eskiden) kiliseye verdiği desteği temsilen kardinalin önünde taşınan süslü sütun pillar n.
sonucunda kiliseye fayda getirdiği için aklanan sahtekarlık pious fraud n.
sonucunda kiliseye fayda getirdiği için aklanan bir sahtekarlığa karışmış kimse pious fraud n.
(yunan ortodoks kilisesinde) incil kiliseye getirilirken okunan kısa ilahi isodicon n.
bölge kilisesi ve kiliseye bağlı gelir parsonage n.
1733'te iskoçya kilisesi'nden ayrılanların kurduğu kiliseye ve diğer bağlı kiliselere üye olan kimse seceder n.
resmen tanınmış olan bir kiliseye muhalif olanlar separation n.
(abd'de) yerel kiliseye bağlı kongregasyonel kuruluş society n.
bir kiliseye kutsal bağı bulunan tanrı/isa spouse n.
(anglikanizm) özellikle bir kadını doğum sonrası özel ayinler için kiliseye getirmek church v.
(kiliseye kabul ayininde, vaftiz töreninde) haç işareti yapmak consign [obsolete] v.
kiliseye atamak provide v.
baş kiliseye ait cathedral adj.
yenilikçi protestan kiliseye ait chapel adj.
kiliseye gitmeyen nonchurchgoing adj.
kiliseye gitmeyen noncommunicant adj.
episkopal kiliseye ait olmayan non-episcopal adj.
inançtan sapanların kiliseye yeniden kabul edilmeyeceğini ve ikinci kez evlenmenin yasadışı olduğunu savunan novatianus tarikatı novatian adj.
kiliseye ait eccles. adj.
kiliseye ait ecclesial adj.
kiliseye ait olmayan unchurched adj.
kiliseye katılmayan unchurched adj.
kiliseye ait olmayan unchurchly adj.
kiliseye ait churched adj.
kiliseye katılan churched adj.
kiliseye düzenli giden churchgoing adj.
belirli bir kiliseye ait olmayan churchless adj.
kiliseye yakışır churchlike adj.
kiliseye bağlı churchly adj.
kiliseye ait churchmanly adj.
doktrinler nedeniyle roma katolik kilisesi'nden ayrılan birkaç küçük ulusal kiliseye ait veya ilgili old catholic adj.
kongregasyonal kiliseye ait congregationalist adj.
kongregasyonal kiliseye özgü congregationalist adj.
kongregasyonal kiliseye benzeyen congregationalist adj.
Philosophy
kiliseye üstünlüğü olduğunu kabul eden ve savunan kişi erastian n.
Art
kiliseye adak olarak yapılan tablo, resim gibi profesyonel olmayan sanat eserlerine verilen ad ex voto n.
şükran belirtmek için adak olarak kiliseye bağışlanan sanat eserlerinin genel adı ex-voto n.
Music
belirli bir kiliseye ait ilahi repertuvarı hymnody n.
Abbreviation
resmi kiliseye karşı olan kimse noncon (nonconformist) n.
kiliseye ait eccl. adj.
Archaic
gelir getirmesi amacıyla rahibe verilen kiliseye bitişik arazi living n.
kiliseye karşı olan kimse discrepant n.
Modern Slang
yalnızca ücretsiz şeylerin dağıtıldığı günlerde (ash wednesday ve palm sunday/paskalyadan önceki çarşamba ve paskalyadan önceki pazar) kiliseye giden katolikler a and p catholic n.