|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
kiliseye yeni giren kimse |
novice n.
|
|
2 |
General |
kiliseye giden kimse |
churchgoer n.
|
|
3 |
General |
kiliseye üye olarak kabul töreni |
confirmation n.
|
|
4 |
General |
kiliseye karşı olan kimse |
dissident n.
|
|
5 |
General |
bir hristiyanın kiliseye vermek üzere ayırdığı gelirinin yüzde onu |
tithe n.
|
|
6 |
General |
kiliseye devamlı olarak giden kimse |
churchgoer n.
|
|
7 |
General |
resmi kiliseye uymama |
nonconformity n.
|
|
8 |
General |
sivri uçlu kule (kiliseye ait) |
steeple n.
|
|
9 |
General |
papazın verdiği ilmihal derslerine devam etme ve kiliseye üye olarak kabul edilme |
confirmation n.
|
|
10 |
General |
resmi kiliseye karşı olma |
nonconformity n.
|
|
11 |
General |
resmi kiliseye karşı olan kimse |
nonconformist n.
|
|
12 |
General |
resmi kiliseye karşı olan akım |
nonconformism n.
|
|
13 |
General |
kendi hayatını kurtarmak için kutsal yazıtları veya kiliseye ait malları düşmana teslim eden kimse |
traditor n.
|
|
14 |
General |
kiliseye kabul ayini |
confirmation n.
|
|
15 |
General |
kiliseye çok bağlı olan |
churchy n.
|
|
16 |
General |
kiliseye devam eden kimse |
churchman n.
|
|
17 |
General |
kiliseye kabul töreni |
confirmation n.
|
|
18 |
General |
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi |
mendicant n.
|
|
19 |
General |
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi |
friar n.
|
|
|
20 |
General |
kiliseye giden kadınlar |
church-going women n.
|
|
21 |
General |
katolik okullarında görev yapan, inançlı fakat rahibeler gibi dini kurumlara ve evlenmeme kuralı gibi kurallara bağlı olmayan kiliseye mensup öğretmen |
lay teacher n.
|
|
22 |
General |
herhangi bir kiliseye veya binaya bağlı olmayan çan kulesi |
campanile n.
|
|
23 |
General |
mahalle, okul ve kiliseye karşı hissedilen gurur veya bağlılık |
matriotism n.
|
|
24 |
General |
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi |
mendiant n.
|
|
25 |
General |
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi |
mendinant [obsolete] n.
|
|
26 |
General |
yıl dönümünde kiliseye adanan, ingiltere'nin kırsal yerlerinde kutlanan eski bir dini kutlama |
rush-bearing n.
|
|
27 |
General |
(abd'de) yerel kiliseye bağlı olup ona ait binaları elinde bulunduran ve papazın maaşını veren kongregasyonalist kurum |
parish n.
|
|
28 |
General |
(eskiden) ekilebilir arazi başına her yıl kiliseye ödenen para |
plow alms n.
|
|
29 |
General |
kutsayarak kiliseye üye olarak kabul etmek |
confirm v.
|
|
30 |
General |
gelirinin yüzde onunu kiliseye vermek |
tithe v.
|
|
31 |
General |
kiliseye dönüştürülmek |
be converted into a church v.
|
|
32 |
General |
kiliseye dönüştürülmek |
be turned into a church v.
|
|
33 |
General |
kiliseye dönüştürmek |
convert into a church v.
|
|
34 |
General |
kiliseye dönüştürmek |
turn into a church v.
|
|
35 |
General |
kiliseye gitmek |
go to church v.
|
|
36 |
General |
her pazar kiliseye gitmek |
go to church every sunday v.
|
|
37 |
General |
çan çalarak insanları kiliseye çağırmak |
toll in v.
|
|
38 |
General |
kiliseye veya kilise örgütüne ait |
ecclesiastic adj.
|
|
39 |
General |
kiliseye ait |
ecclesiastical adj.
|
|
|
40 |
General |
kiliseye ait olmayan |
nonecclesiastical adj.
|
|
41 |
General |
uymayan (geleneklere veya resmi kiliseye ) |
nonconforming adj.
|
|
42 |
General |
hristiyan kiliseye ilişki |
ecclesiastical adj.
|
|
43 |
General |
kiliseye sıkı sıkıya bağlı |
churchy adj.
|
|
44 |
General |
kiliseye benzer |
churchy adj.
|
|
45 |
General |
kiliseye aşırı bağlı |
churchy adj.
|
|
46 |
General |
kiliseye verilmesi gereken (onda birlik vergi) |
tithe adj.
|
|
47 |
General |
kiliseye göre hristiyan inancına uyan |
orthodox adj.
|
|
48 |
General |
kiliseye ait olarak |
ecclesiastically adv.
|
|
49 |
General |
kiliseye doğru |
churchward adv.
|
|
50 |
General |
kiliseye doğru |
churchwards adv.
|
|
Proverb |
|
51 |
Proverb |
kiliseye ne kadar yakınsa, tanrı'dan o kadar uzak |
the nearer the church, the farther from god
|
|
52 |
Proverb |
kiliseye yakın tanrı'dan uzak |
the nearer the church, the farther from god
|
|
53 |
Proverb |
kiliseye ne kadar yakın tanrı'dan o kadar uzak |
the nearer the church, the farther from god
|
|
54 |
Proverb |
kilisede çalışanlar ya da kiliseye yakın yaşayanlar samimiyetle/kesinlikle dindardır diye bir şey yoktur |
nearer the church, the farther from god
|
|
Colloquial |
|
55 |
Colloquial |
noel veya paskalya gibi dini bayramlar dışında dışında kiliseye gitmeyen hristiyan |
chreaster n.
|
|
Idioms |
|
56 |
Idioms |
kiliseye gitmek |
darken a church door v.
|
|
57 |
Idioms |
kiliseye gitmek |
darken a church door v.
|
|
58 |
Idioms |
kiliseye gitmek |
darken a church door v.
|
|
Speaking |
|
59 |
Speaking |
beni kiliseye götür |
take me to church expr.
|
|
Law |
|
60 |
Law |
cenaze sırasında kiliseye yapılan bağış |
corsepresent n.
|
|
61 |
Law |
cenaze sırasında kiliseye sunulan adak |
corsepresent n.
|
|
62 |
Law |
(ingiliz kilise hukuku) aforoz edilmiş birinin kiliseye teslim olana kadar kırk gün hapishanede tutulmasına dair baş mahkeme emri |
significavit n.
|
|
Politics |
|
63 |
Politics |
lordlar kamarası başkanlığı görevi kiliseye bağlıyken verilen bir unvan |
keeper of the king's conscience n.
|
|
64 |
Politics |
resmi kiliseye devlet desteği verilmesine karşı çıkan kimse |
disestablishmentarian n.
|
|
65 |
Politics |
kiliseye, ruhban sınıfına veya bunların halk üzerindeki etkisine karşı olan |
anticlerical adj.
|
|
Architecture |
|
66 |
Architecture |
manastırdan kiliseye doğru giden merdivenler |
gradatory n.
|
|
67 |
Architecture |
kiliseye ait açık alan |
paradise n.
|
|
Literature |
|
68 |
Literature |
kiliseye doğru |
kirkward [scotland] adv.
|
|
History |
|
69 |
History |
eski dönemlerde suçluların yargılanırken kiliseye bağlılık kanıtlayarak af dilemek için okuduğu ayet |
neck verse n.
|
|
70 |
History |
eski dönemlerde suçluların yargılanırken kiliseye bağlılık kanıtlayarak af dilemek için okuduğu ayet |
neckverse n.
|
|
71 |
History |
kiliseye verilen onda birlik vergi |
tithing n.
|
|
72 |
History |
ortaçağ ingiltere'sinde, bir kişinin ölümüne yol açtığı gerekçesiyle hükümdarlığa ve oradan da dini işlerde kullanılmak üzere kiliseye verilen objeler |
deodand n.
|
|
73 |
History |
kiliseye siyaseten müdahale etmek için ortaya atılmış bir tür sözde yetki gücü |
power of the keys n.
|
|
74 |
History |
gelirinin yüzde onunu kiliseye vermeyen |
untithed adj.
|
|
Religious |
|
75 |
Religious |
resmi kiliseye karşı olma |
recusance n.
|
|
76 |
Religious |
resmi kiliseye karşı olma |
recusancy n.
|
|
77 |
Religious |
resmi kiliseye bağlı olmayan protestan cemaat |
chapelry [obsolete] n.
|
|
78 |
Religious |
kiliseye gitmeyen kimse |
nonchurchgoer n.
|
|
79 |
Religious |
kiliseye düzensiz giden kimse |
nonchurchgoer n.
|
|
|
80 |
Religious |
inançtan sapanların kiliseye yeniden kabul edilmeyeceğini öne süren 3. yüzyıl roma görüşü |
novationism n.
|
|
81 |
Religious |
başdiyokoz ve diğer ruhani liderlerin yıllık olarak kiliseye ödedikleri para |
prestation n.
|
|
82 |
Religious |
kiliseye kabul eğitiminin ilk aşamalarında olup henüz vaftiz için hazır olmayan kateşizm talebesi |
audient n.
|
|
83 |
Religious |
resmi kiliseye karşı olan bazı hristiyanlık mezheplerinin şapeli |
bethesda n.
|
|
84 |
Religious |
paskalya orucunun ortasında ana kiliseye yapılan bağışlar |
quadragesimals n.
|
|
85 |
Religious |
bir kiliseye kayıtlı kimse |
member n.
|
|
86 |
Religious |
kiliseye kabul eğitiminin ilk aşamalarında olup henüz vaftiz için hazır olmayan kateşizm talebesi |
hearer n.
|
|
87 |
Religious |
(ingiltere'de) anglikan olmayan bir kiliseye bağlı kimse |
minister n.
|
|
88 |
Religious |
merhumun mezara veya kiliseye taşındığı yol |
lich way n.
|
|
89 |
Religious |
merhumun mezara veya kiliseye taşındığı yol |
lichway n.
|
|
90 |
Religious |
kiliseye yapılan bağış |
oblation n.
|
|
91 |
Religious |
kiliseye adanan adak |
oblation n.
|
|
92 |
Religious |
kiliseye kabul töreni |
obsignation n.
|
|
93 |
Religious |
kiliseye düzenli giden kimse |
church member n.
|
|
94 |
Religious |
belirli bir kiliseye dahil olanlar |
churched n.
|
|
95 |
Religious |
kiliseye düzenli gitme |
churchgoing n.
|
|
96 |
Religious |
kiliseye fanatik bağlılık |
churchianity n.
|
|
97 |
Religious |
kiliseye fanatik bağlılık |
churchanity n.
|
|
98 |
Religious |
(özellikle bir kadını doğum sonrası) özel ayinler için kiliseye getirme |
churching n.
|
|
99 |
Religious |
kiliseye bağlılık |
churchliness n.
|
|
100 |
Religious |
belirli bir kiliseye ait olanlar |
churchpeople n.
|
|
101 |
Religious |
resmi kiliseye karşı olan akım |
dissent n.
|
|
102 |
Religious |
(ingiltere'de) papaz idaresindeki mıntıkanın kiliseye ait alt birimi |
district n.
|
|
103 |
Religious |
(eskiden) kiliseye verdiği desteği temsilen kardinalin önünde taşınan süslü sütun |
pillar n.
|
|
104 |
Religious |
sonucunda kiliseye fayda getirdiği için aklanan sahtekarlık |
pious fraud n.
|
|
105 |
Religious |
sonucunda kiliseye fayda getirdiği için aklanan bir sahtekarlığa karışmış kimse |
pious fraud n.
|
|
106 |
Religious |
(yunan ortodoks kilisesinde) incil kiliseye getirilirken okunan kısa ilahi |
isodicon n.
|
|
107 |
Religious |
bölge kilisesi ve kiliseye bağlı gelir |
parsonage n.
|
|
108 |
Religious |
1733'te iskoçya kilisesi'nden ayrılanların kurduğu kiliseye ve diğer bağlı kiliselere üye olan kimse |
seceder n.
|
|
109 |
Religious |
resmen tanınmış olan bir kiliseye muhalif olanlar |
separation n.
|
|
110 |
Religious |
(abd'de) yerel kiliseye bağlı kongregasyonel kuruluş |
society n.
|
|
111 |
Religious |
bir kiliseye kutsal bağı bulunan tanrı/isa |
spouse n.
|
|
112 |
Religious |
(anglikanizm) özellikle bir kadını doğum sonrası özel ayinler için kiliseye getirmek |
church v.
|
|
113 |
Religious |
(kiliseye kabul ayininde, vaftiz töreninde) haç işareti yapmak |
consign [obsolete] v.
|
|
114 |
Religious |
kiliseye atamak |
provide v.
|
|
115 |
Religious |
baş kiliseye ait |
cathedral adj.
|
|
116 |
Religious |
yenilikçi protestan kiliseye ait |
chapel adj.
|
|
117 |
Religious |
kiliseye gitmeyen |
nonchurchgoing adj.
|
|
118 |
Religious |
kiliseye gitmeyen |
noncommunicant adj.
|
|
119 |
Religious |
episkopal kiliseye ait olmayan |
non-episcopal adj.
|
|
120 |
Religious |
inançtan sapanların kiliseye yeniden kabul edilmeyeceğini ve ikinci kez evlenmenin yasadışı olduğunu savunan novatianus tarikatı |
novatian adj.
|
|
121 |
Religious |
kiliseye ait |
eccles. adj.
|
|
122 |
Religious |
kiliseye ait |
ecclesial adj.
|
|
123 |
Religious |
kiliseye ait olmayan |
unchurched adj.
|
|
124 |
Religious |
kiliseye katılmayan |
unchurched adj.
|
|
125 |
Religious |
kiliseye ait olmayan |
unchurchly adj.
|
|
126 |
Religious |
kiliseye ait |
churched adj.
|
|
127 |
Religious |
kiliseye katılan |
churched adj.
|
|
128 |
Religious |
kiliseye düzenli giden |
churchgoing adj.
|
|
129 |
Religious |
belirli bir kiliseye ait olmayan |
churchless adj.
|
|
130 |
Religious |
kiliseye yakışır |
churchlike adj.
|
|
131 |
Religious |
kiliseye bağlı |
churchly adj.
|
|
132 |
Religious |
kiliseye ait |
churchmanly adj.
|
|
133 |
Religious |
doktrinler nedeniyle roma katolik kilisesi'nden ayrılan birkaç küçük ulusal kiliseye ait veya ilgili |
old catholic adj.
|
|
134 |
Religious |
kongregasyonal kiliseye ait |
congregationalist adj.
|
|
135 |
Religious |
kongregasyonal kiliseye özgü |
congregationalist adj.
|
|
136 |
Religious |
kongregasyonal kiliseye benzeyen |
congregationalist adj.
|
|
Philosophy |
|
137 |
Philosophy |
kiliseye üstünlüğü olduğunu kabul eden ve savunan kişi |
erastian n.
|
|
Art |
|
138 |
Art |
kiliseye adak olarak yapılan tablo, resim gibi profesyonel olmayan sanat eserlerine verilen ad |
ex voto n.
|
|
139 |
Art |
şükran belirtmek için adak olarak kiliseye bağışlanan sanat eserlerinin genel adı |
ex-voto n.
|
|
Music |
|
140 |
Music |
belirli bir kiliseye ait ilahi repertuvarı |
hymnody n.
|
|
Abbreviation |
|
141 |
Abbreviation |
resmi kiliseye karşı olan kimse |
noncon (nonconformist) n.
|
|
142 |
Abbreviation |
kiliseye ait |
eccl. adj.
|
|
Archaic |
|
143 |
Archaic |
gelir getirmesi amacıyla rahibe verilen kiliseye bitişik arazi |
living n.
|
|
144 |
Archaic |
kiliseye karşı olan kimse |
discrepant n.
|
|
Modern Slang |
|
145 |
Modern Slang |
yalnızca ücretsiz şeylerin dağıtıldığı günlerde (ash wednesday ve palm sunday/paskalyadan önceki çarşamba ve paskalyadan önceki pazar) kiliseye giden katolikler |
a and p catholic n.
|
|