leave alone - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

leave alone

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "leave alone" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
leave alone v. rahat bırakmak
leave alone v. kendi haline bırakmak
leave alone v. dokunmamak
leave alone v. yalnız bırakmak
leave alone v. olduğu gibi bırakmak
leave alone v. uzak durmak
Computer
leave alone expr. yalnız kalsın

Bedeutungen, die der Begriff "leave alone" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 54 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
leave somebody alone v. yalnız bırakmak
leave something/somebody alone v. kendi haline bırakmak
leave something/somebody alone v. kendi haline terketmek
leave someone alone v. yalnız bırakmak
leave somebody alone v. birisini rahat bırakmak
leave somebody alone v. birisini yalnız bırakmak
leave me alone! interj. beni rahat bırak!
Phrases
leave it alone expr. oluruna bırak
Colloquial
leave well alone v. bir şeye karışmamak
leave someone alone at the cave v. birisini mağarada yalnız bırakmak
leave well alone v. fazla kurcalamamak
leave well alone v. ilişmemek
leave well alone v. kendini uzak tutmak
leave well alone v. rahat bırakmak
Idioms
leave well enough alone v. bir şeye karışmamak
leave well enough alone v. fazla kurcalamamak
leave well enough alone v. ilişmemek
leave well enough alone v. kendini uzak tutmak
leave well enough alone v. rahat bırakmak
leave someone or something alone v. birini/bir şeyi yalnız bırakmak
leave someone or something alone v. birini/bir şeyi rahatsız etmemek
leave someone or something alone v. birini/bir şeyi rahat bırakmak
leave someone or something alone v. birini/bir şeyi ellememek
leave someone or something alone v. birine/bir şeye dokunmamak
leave (someone, something, or some creature) alone v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) rahat bırakmak
leave (someone, something, or some creature) alone v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) kendi haline bırakmak
leave (someone, something, or some creature) alone v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) yalnız bırakmak
leave well alone expr. bırak burnunu sokma
leave well alone expr. bırak karışma
leave well alone expr. bırak bildiği gibi gitsin
leave good (enough) alone karışmamak
leave good (enough) alone fazla kurcalamamak
leave good (enough) alone ilişmemek
leave good (enough) alone kendini uzak tutmak
leave good (enough) alone rahat bırakmak
Speaking
leave the trees alone expr. ağaçları rahat bırak
leave me alone expr. beni yalnız bırakın
leave me alone expr. beni yalnız bırak
leave us alone expr. bizi yalnız bırakın
leave me alone expr. beni benimle bırak
don’t leave me alone here expr. beni burada yalnız bırakma
don’t leave me alone expr. beni yalnız bırakma
promise me you won't leave me alone in there expr. beni orada yalnız bırakmayacağına söz ver
don't leave me alone expr. beni yalnız bırakma
leave us alone for a minute expr. bizi bir dakikalığına yalnız bırak
leave me alone expr. beni rahat bırak
leave me alone expr. git başımdan
why don't you just leave her alone? expr. neden onu rahat bırakmıyorsun?
I want you to leave him alone expr. onu rahat bırakmanı istiyorum
why don't you just leave him alone? expr. neden onu rahat bırakmıyorsun?
I want you to leave her alone expr. onu rahat bırakmanı istiyorum
leave me alone expr. rahat bırak beni
I'm gonna leave you alone now expr. şimdi seni yalnız bırakacağım
leave me alone expr. yalnız bırak beni