Verlauf

o şekilde

Bedeutungen von dem Begriff "o şekilde" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	o şekilde	thus adv.
2	General	o şekilde	in that way adv.
3	General	o şekilde	thus and so adv.
Phrases
4	Phrases	o şekilde	thus and such adv.

Bedeutungen, die der Begriff "o şekilde" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 25 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	olunan zaman veya mekandan farklı bir zamanı ve mekanı işleyen bir eser karşısında anlatılan yerde veya zamanda olunmadığının bilinmesine rağmen okurun istemli bir şekilde kendisini orada ve o anda imiş gibi hissederek eseri anlamaya çalışması	the willing suspension of disbelief n.
2	General	aynı o şekilde	so adj.
3	General	o da aynı şekilde	vice versa adv.
4	General	aynı şekilde o da	the other way around adv.
5	General	o ya da bu şekilde	in one way or another adv.
6	General	o şekilde anlamı veren son ek	-ly suf.
Phrases
7	Phrases	o konuyla ilgilenen herkesi ilgilendirecek şekilde	across the piste/piece expr.
Colloquial
8	Colloquial	her şey yerli yerinde olması ve o şekilde bırakılması	a place for everything and everything in its place n.
9	Colloquial	o veya bu şekilde	in one form or another expr.
10	Colloquial	o şekilde kaldığı sürece	so as long as it stays that way expr.
11	Colloquial	ben o şekilde duymadım	that ain't what I heard expr.
Idioms
12	Idioms	o/bu şekilde yaratılmak	be born that way v.
13	Idioms	o/bu şekilde yaratılmak	be made that way v.
14	Idioms	o/bu şekilde yaratılmak	be that way v.
15	Idioms	bir şeyi o ana kadar kabul edildiğinden çok farklı bir şekilde sunmak	stand something on its head v.
16	Idioms	bir şeyi o ana kadar kabul edildiğinden çok farklı bir şekilde sunmak	turn something on its head v.
17	Idioms	öyle/orada/o şekilde bırakmak	leave it at that v.
18	Idioms	o/bu şekilde yaratılmış olmak	be made that way v.
19	Idioms	o/bu şekilde yaratılmış olmak	be born that way v.
20	Idioms	olabildiğince çabuk (erken) ve bir o kadar çok kişiyle (güçlü şekilde)	firstest with the mostest expr.
Speaking
21	Speaking	bu şekilde hisseden sadece o değil	he's not the only one feeling that way expr.
22	Speaking	ben o şekilde duymadım	that's not what I heard expr.
23	Speaking	ben o şekilde hatırlamıyorum	not how I remember it expr.
24	Speaking	o asla bu şekilde konuşmaz	she never speaks like that expr.
Philosophy
25	Philosophy	o şekilde olmak	suchness n.