Verlauf

oturmuş

Bedeutungen von dem Begriff "oturmuş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 10 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	oturmuş	steady adj.
2	General	oturmuş	sedentary adj.
3	General	oturmuş	seated adj.
4	General	oturmuş	settled adj.
5	General	oturmuş	fitted adj.
6	General	oturmuş	established adj.
7	General	oturmuş	deep-seated adj.
8	General	oturmuş	seasoned adj.
9	General	oturmuş	institute [obsolete] adj.
10	General	oturmuş	sedentarily adv.

Bedeutungen, die der Begriff "oturmuş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 42 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	oturmuş kişilik	developed personality n.
2	General	oturmuş kişilik	settled personality n.
3	General	oturmuş kişilik	fully developed personality n.
4	General	oturmuş kişilik	well-developed personality n.
5	General	numerologlara göre, bir kişinin edinilmiş veya oturmuş kişilik özelliklerini gösteren değişken sayı	name number n.
6	General	oturmuş prosedür	bias [dialect] [uk] n.
7	General	karaya oturmuş olmak (gemi)	be stranded v.
8	General	rahat bir şekilde oturmuş	ensconced adj.
9	General	yayılarak oturmuş	sprawled adj.
10	General	kazığa oturmuş	impaled by adj.
11	General	(gemi) karaya oturmuş	aground adj.
12	General	karaya oturmuş	grounded adj.
13	General	vücuda tam oturmuş	close-bodied adj.
14	General	oturmuş/ayakları yere basan	grounded adj.
15	General	karaya oturmuş	astrand adj.
16	General	kalbe oturmuş	heartdeep adj.
17	General	kalbe oturmuş	hearted adj.
18	General	tam oturmuş	done (up) adj.
19	General	karaya oturmuş şekilde	aground adv.
Colloquial
20	Colloquial	karaya oturmuş	high and dry adj.
Idioms
21	Idioms	boğazına bir yumruk gelip oturmuş	choked by emotion adj.
22	Idioms	içine oturmuş	stung to the quick adj.
23	Idioms	tam oturmuş	cast in concrete adj.
24	Idioms	rayına oturmuş	off the ground adj.
25	Idioms	rayına oturmuş	on its feet expr.
Trade/Economic
26	Trade/Economic	oturmuş teknoloji	mature technology n.
Insurance
27	Insurance	karaya oturmuş	stranded adj.
28	Insurance	karaya oturmuş, batmış veya yanmış	stranded, sunk or burnt adj.
Technical
29	Technical	karaya oturmuş keson	stranded caisson n.
30	Technical	oturmuş bir operatörün göz noktası	eye position point of a seated operator n.
31	Technical	tok oturmuş bakır	tough pitch copper n.
32	Technical	karaya oturmuş	aground adj.
33	Technical	tam oturmuş	snug adj.
34	Technical	yalın oturmuş	simply supported adj.
Marine
35	Marine	karaya oturmuş	aground adj.
36	Marine	karaya oturmuş	stranded adj.
37	Marine	karaya oturmuş olarak	aground adv.
Medical
38	Medical	plevraya oturmuş solid kitle	pleural-based solid mass n.
Geography
39	Geography	karada oluştuktan sonra ayrılarak deniz tabanına oturmuş geniş buz tabakası	shelf ice n.
40	Geography	bahar gelgitinin yüksekliğinde olacak şekilde karaya oturmuş	neaped adj.
Military
41	Military	yerine oturmuş namlu	barrel in battery n.
42	Military	yerine oturmuş namlu	tube in battery n.