pürüzlü - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

pürüzlü



Bedeutungen von dem Begriff "pürüzlü" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 50 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
pürüzlü rough adj.
General
pürüzlü difficult adj.
pürüzlü uneven adj.
pürüzlü roughened adj.
pürüzlü shaggy adj.
pürüzlü granular adj.
pürüzlü jagged adj.
pürüzlü ragged adj.
pürüzlü abrupt adj.
pürüzlü salebrous adj.
pürüzlü knotty adj.
pürüzlü hubbly adj.
pürüzlü rough adj.
pürüzlü gnarled adj.
pürüzlü rugged adj.
pürüzlü rippled adj.
pürüzlü wavelike adj.
pürüzlü crinkled adj.
pürüzlü wavy adj.
pürüzlü crinkly adj.
pürüzlü ragged adj.
pürüzlü raggie adj.
pürüzlü nubbly adj.
pürüzlü asperous adj.
pürüzlü erose adj.
pürüzlü knarred adj.
pürüzlü knarry adj.
pürüzlü mealy adj.
pürüzlü hash [dialect] adj.
pürüzlü chopped adj.
pürüzlü gummy adj.
pürüzlü roughish adj.
pürüzlü rough-textured adj.
pürüzlü crabbed [obsolete] adj.
pürüzlü crabby [obsolete] adj.
pürüzlü scabby adj.
pürüzlü scaberulous adj.
pürüzlü scragged [obsolete] adj.
pürüzlü shag adj.
pürüzlü fretten adj.
pürüzlü snagged adj.
pürüzlü squalid [obsolete] adj.
pürüzlü squarrous adj.
Technical
pürüzlü rugged adj.
pürüzlü rough adj.
Construction
pürüzlü textured adj.
Biology
pürüzlü scabrid adj.
Tobacco
pürüzlü grainy adj.
Latin
pürüzlü sentus n.
Slang
pürüzlü dirty adj.

Bedeutungen, die der Begriff "pürüzlü" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 104 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
pürüzlü yüzey rough surface n.
pürüzlü yüzey asperity n.
pürüzlü yüzey uneven surface n.
pürüzlü arazi rugged terrain n.
pürüzlü yüzeye sürtüldüğünde yanabilen, ahşap ve gaz sobasını tutuşturmaya elverişli ahşap kibrit kitchen match n.
gravürcülerin bir gravür tabanının yüzeyini pürüzlü hale getirmek veya çıplak bakır üzerinde baskı sonrası noktalı desene benzer bir etki yaratmak için kullandığı kaba bir baskı kalıbı matter n.
gravürcülerin bir gravür tabanının yüzeyini pürüzlü hale getirmek veya çıplak bakır üzerinde baskı sonrası noktalı desene benzer bir etki yaratmak için kullandığı kaba bir baskı kalıbı mattoir n.
(bir şeyin) pürüzlü tarafı grain n.
pürüzlü yüzeydeki küçük tümsek granulation n.
pürüzlü olma gravelliness n.
pürüzlü alan rub n.
portakal kabuğuna benzeyen pürüzlü yüzey orange peel n.
pürüzlü, dekoratif ve dayanıklı yüzeyler oluşturmak için kullanılan boyalı kum smalt n.
pürüzlü eğri büğrü yırtmak jag v.
pürüzlü hale gelmek gap v.
(kumlama, asit veya aşındırma ile) pürüzlü hale getirmek depolish v.
yüzeyi pürüzlü hale getirmek granulate v.
(deri veya kağıt) pürüzlü hale getirmek pebble v.
pürüzlü yüzeye sahip olan (kumaş) slubbed adj.
pürüzlü (ses) gravelly adj.
hafif pürüzlü vellum adj.
pürüzlü yüzeyi olan mat adj.
kaba, kıvrımlı veya pürüzlü bir yüzeyi olan matte adj.
pürüzlü yüzeyli grained adj.
pürüzlü (ses) granular adj.
pürüzlü yüzeyli coarse adj.
(kireç taşı) pürüzlü poor adj.
(yüzey) pürüzlü pebbly adj.
ucu pürüzlü praemorse adj.
neredeyse pürüzlü subgranular adj.
pürüzlü olarak knottily adv.
pürüzlü bir biçimde shaggily adv.
pürüzlü bir şekilde ruggedly adv.
pürüzlü şekilde nubbly adv.
pürüzlü bir şekilde unevenly adv.
Phrasals
bir şeyi sivri, keskin, dişli, pürüzlü bir şeye takıp yırtmak/sökmek tear something on something v.
pürüzlü hale getirmek rough up v.
Idioms
çok pürüzlü plenty rugged adj.
çok pürüzlü (as) rough as rawhide adj.
Industry
metal kesme veya şekillendirme sonucu ortaya çıkan ince çıkıntı veya pürüzlü alan burr n.
Technical
pürüzlü yüzeye sahip kaya rag n.
pürüzlü yüzey rough surface n.
pürüzlü metal yüzeyi orange peel n.
pürüzlü kenar rough edge n.
pürüzlü kaplama rough coating n.
pürüzlü yüzey pebbling n.
pürüzlü boru rough pipe n.
sert pürüzlü yüzey oluşumu oxyburn n.
yüzeyini pürüzlü yapma lenticulation n.
yüzeyi pürüzlü kalın dökme cam thick rough cast plate glass n.
pürüzlü cam etkisi chipping n.
hidrolik pürüzlü hydraulic rough adj.
(kağıt) pürüzlü kenarlı deckled adj.
Computer
pürüzlü kağıt rough paper n.
Mechanic
yapışabilecek türde pürüzlü yüzeyleri olan küçük mahya knurl n.
Textile
kumaşın pürüzlü olması nubbiness n.
örgü şeklinde dokunan pürüzlü giysi kumaşı hopsacking n.
hafif pürüzlü doku vermek shagreen v.
Construction
pürüzlü yüzeye çatı arduvazı rag n.
pürüzlü yüzey rough surface n.
suni olarak pürüzlü seramik yüzey rustic n.
Marine
pürüzlü sınır tabakası rough laminar boundary layer n.
pürüzlü çalkantılı akım rough turbulent flow n.
pürüzlü çalkantılı sınır katmanı rough turbulent boundary layer n.
pürüzlü deniz tabanı uneven seabed n.
pürüzlü hale getirmek için (yelken bezine) iplik parçaları eklemek thrum v.
Optics
ışığın pürüzlü bir yüzeyden yansıması diffusion n.
Printing
pürüzlü alanı baskı öncesi pürüzsüzleştirmek için yapılan baskı plate mark n.
Gastronomy
turta, kek, pasta yapımında kullanılan pürüzlü demir jagger n.
Biology
pürüzlü ve düz yüzeyli koloniler meydana getiren rough adj.
pürüzlü yüzeyli squarrose adj.
(kıl, pul nedeniyle) pürüzlü squarrose adj.
Marine Biology
kırmızı renkli büyük başı ve pürüzlü/dikenli gövdesi olan bir derin deniz balığı familyası trachichthyidae n.
yeni zelanda'ya özgü pürüzlü derisi olan bir çotra balığı kokiri n.
yeni zelanda'ya özgü pürüzlü derisi olan bir çotra balığı leatherjacket n.
yeni zelanda'ya özgü pürüzlü derisi olan bir çotra balığı smooth leatherjacket n.
yeni zelanda'ya özgü pürüzlü derisi olan bir çotra balığı leatherjack n.
Zoology
memelilerde burun ucunda bulunan pürüzlü derinin kılsız kısmı rhinarium n.
Botanic
brezilya'ya özgü sert, pürüzlü ve güçlü kökleri olan palmiye türü rasp palm (iriartea exorhiza) n.
pürüzlü atkuyruğu rough horsetail (equisetum hyemale) n.
pürüzlü atkuyruğu scouring rush (equisetum hyemale robustum) n.
pürüzlü atkuyruğu american horsetail (equisetum robustum) n.
pürüzlü gövdesi ve yumuşak yünlü başı olan bir mantar lepiota clypeolaria n.
pürüzlü yapraklı bir çimen bluegrass [new zealand] n.
pürüzlü yapraklı bir çimen agropyron scabrum n.
grimsi yeşil futbol topu şeklinde pürüzlü kabuklu büyük meyveler veren çeşitli balkabaklarına verilen ad hubbard squash n.
pürüzlü veya dikenli meyve kabuğu burr [india] n.
pürüzlü saplı altınbaşak rough-stemmed goldenrod n.
pürüzlü kahverengimsi kabuğu olan bir elma türü russet n.
meyve kabuğunda görülen kahverengimsi pürüzlü alan russeting n.
pürüzlü kahverengimsi kabuğu olan bir elma türü russetting n.
pürüzlü atkuyruğu dutch rush (equisetum hyemale) n.
pürüzlü atkuyruğu shave grass n.
pürüzlü atkuyruğu shave rush n.
yaprakları pürüzlü olan asperifoliate adj.
Agriculture
pürüzlü mera arazisi leasow n.
meyve kabuğunda görülen kahverengimsi pürüzlü alan russet n.
Geology
mat ve pürüzlü (mineral) earthy adj.
kaba ve pürüzlü anlamı veren ön ek trachy- pref.
Sport
(badminton) raketin pürüzlü tarafı rough n.
Art
(heykel yüzeyini) pürüzlü şekilde biçimlendirme impressionism n.
Printery
pürüzlü (kağıt) unsurfaced adj.
Entomology
böceklerin birbirine sürterek ses çıkarttığı pürüzlü vücut kısımları rasp n.
(böcek kanat veya bacaklarında) ses çıkaran pürüzlü bölge scraper n.