person to person

Bedeutungen von dem Begriff "person to person" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	person to person adj.	yüz yüze

Bedeutungen, die der Begriff "person to person" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 64 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	turn against (for one person to another) v.	aleyhine dönmek
The tide is turning against Tom. Gidişat Tom'un aleyhine dönüyor. More Sentences
2	General	an immortal person believed to come in time of need n.	hızır
3	General	person to person call n.	ihbarlı konuşma
4	General	person to person call n.	davetli konuşma
5	General	person-to-person call n.	şehirlerarası ihbarlı konuşma
6	General	the first person to go to space n.	uzaya giden ilk kişi
7	General	the first person to go to space n.	uzaya giden ilk insan
8	General	first person to step on the moon n.	aya ilk ayak basan kişi
9	General	first person to set foot on the moon n.	aya ilk ayak basan kişi
10	General	first person to step foot on the moon n.	aya ilk ayak basan kişi
11	General	find the right person to do a job v.	adamını bulmak
12	General	give food to a person or an animal by hand v.	eliyle beslemek
13	General	give food to a person or an animal by hand v.	elle beslemek
14	General	bring a person to justice v.	birine ettiğini buldurmak
15	General	be the last person (to do something) v.	(bir şeyi yapacak) son kişi olmak
16	General	flit from person to person v.	bir insandan diğerine geçmek
17	General	vary from person to person v.	kişiden kişiye değişmek
18	General	want to sit and talk in person v.	oturup yüz yüze konuşmak istemek
19	General	spread from person to person v.	insandan insana yayılmak
20	General	from person to person adv.	kişiden kişiye
21	General	from person to person adv.	insandan insana
Phrasals
22	Phrasals	shuttle someone or something from (person to person) v.	bir yerden bir yere gitmek/götürmek
Phrases
23	Phrases	a person to be reckoned with n.	güçlü ve yok sayılmayacak kimse
24	Phrases	please give your seat to an elderly or disabled person expr.	lütfen yaşlı ve sakatlara yer veriniz
25	Phrases	please give your seat to an elderly or disabled person expr.	yaşlılara ve sakatlara yer veriniz
26	Phrases	to a person expr.	oy birliğiyle
27	Phrases	to a person expr.	herkesin katılımıyla
28	Phrases	to a person expr.	istisnasız
Colloquial
29	Colloquial	be the first person to do something v.	bir şeyi yapabilecek ilk kişi olmak
30	Colloquial	be the first person to do something v.	bir şeyi yapacak ilk insan olmak
31	Colloquial	be the last person to do something v.	bir şeyi yapabilecek son kişi olmak
32	Colloquial	be the last person to do something v.	bir şeyi yapacak son insan olmak
Idioms
33	Idioms	be the first (person) to (do something) v.	(bir şeyi yapacak/yapabilecek) ilk kişi olmak
34	Idioms	be the first (person) to (do something) v.	(bir şeyi yapmaya) hazır/istekli olmak/can atmak
35	Idioms	be the first (person) to (do something) v.	(bir şeyi yapmadan) duramamak
36	Idioms	be the last person (to do something) v.	bir şeyi yapacak en son insan olmak
37	Idioms	couldn't happen to a nicer (person) v.	hak ettiğini bulmak
38	Idioms	couldn't happen to a nicer (person) v.	layığını bulmak
39	Idioms	couldn't happen to a nicer (person) v.	müstahak olmak
40	Idioms	person-to-person adj.	bire bir
41	Idioms	person-to-person [obsolete] adj.	ihbarlı (konuşma/arama)
42	Idioms	person-to-person [obsolete] adj.	davetli (konuşma/arama)
43	Idioms	not half the person she/he used to be expr.	eski halinden eser kalmamış
44	Idioms	not half the person she/he used to be expr.	eski halinden eser kalmamış
45	Idioms	(not) half the person/man/woman (one) used to be expr.	(birinin) o eski halinden eser kalmamış
46	Idioms	(not) half the person/man/woman (one) used to be expr.	o eski kişiden/adamdan/kadından eser kalmamış
Speaking
47	Speaking	I am no longer the person I used to be expr.	ben artık eski ben değilim
48	Speaking	I am not the person I used to be expr.	ben eski ben değilim
49	Speaking	I am not the person I used to be expr.	ben o eski ben değilim
50	Speaking	the person you were meant to be expr.	olmanız gereken kişi
51	Speaking	I'm a person who likes to play sports expr.	ben spor yapmasını seven biriyim
52	Speaking	I'm a person who likes to play sports expr.	ben spor yapmasını seven birisiyim
Trade/Economic
53	Trade/Economic	person authorized to sign n.	imzaya yetkili kişi
54	Trade/Economic	injury to person n.	kişiye zarar
55	Trade/Economic	person authorized to represent n.	temsile yetkili kişi
Law
56	Law	person subject to military law n.	askeri hukuka tabi şahıs
57	Law	person subject to military law n.	askeri şahıs
58	Law	malicious injury to the person n.	kişi aleyhine işlenen ve müebbet hapis cezasıyla sonuçlanan suç
59	Law	person entitled to the use of n.	mutasarrıf
60	Law	trespass to the person n.	müessir fiil
61	Law	trespass to the person n.	şahsa fiili tecavüz
Telecom
62	Telecom	person-to-person call n.	kişiler arası arama
Ottoman Turkish
63	Ottoman Turkish	formerly person attached to a mosque whose chief duty was to determine the time for ezan n.	muvakkit
64	Ottoman Turkish	subject to a person or a state adj.	reaya