Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | play for time v. | zaman kazanmaya çalışmak | ||
Tom was playing for time. Tom zaman kazanmaya çalışıyordu. More Sentences |
||||
General | play for time v. | ağırdan almak | ||
Idioms | ||||
Idioms | have money, time to play with v. | bir şey yapmak için çok paraya, zamana sahip olmak | ||
Idioms | have money, time to play with v. | bir şey yapmak için elinde bolca para, vakit olmak | ||
Idioms | have money, time to play with v. | bir şey, yapmak için harcayacak çok parası, vakti olmak | ||
Idioms | have money, time to play with v. | yapmak için kullanacak çok parası, vakti olmak | ||
Idioms | have time to play with v. | çok zamanı olmak | ||
Idioms | have time to play with v. | harcayacak bolca zamanı olmak | ||
Computer | ||||
Computer | keep play time n. | çalma süresini koru | ||
Football | ||||
Football | play the extra time v. | uzatma dakikalarını oynamak |