reşit - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

reşit



Bedeutungen von dem Begriff "reşit" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Education
resit v. bütünleme sınavına girmek
resit v. başarısız olunan dersten tekrar sınava girmek
resit yeniden imtihana girmek

Bedeutungen von dem Begriff "reşit" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
reşit of full age adj.
reşit of age adj.
reşit mature adj.
reşit of full legal age adj.
reşit major adj.
Law
reşit full age n.
reşit major adj.
reşit adult adj.

Bedeutungen, die der Begriff "reşit" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 58 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
reşit olmama minority n.
reşit kimse major n.
reşit olma age n.
reşit olmama nonage n.
reşit olmayan kimse minor n.
reşit olma yaşı age of majority n.
reşit olmayan infant n.
reşit olunan yaş coming of age n.
reşit olma (töreni) coming of age n.
reşit olma coming-of-age n.
reşit olmak be of age v.
reşit olmak reach lawful age v.
reşit olmak come of age v.
reşit olmamış under age adj.
reşit olmayan nonadult adj.
reşit olmayan minor adj.
Phrasals
reşit olmak be of age v.
reşit olmak come of age v.
Colloquial
reşit olmak come of age v.
Idioms
tam olarak reşit ve özgür free, white, and twenty-one expr.
Speaking
reşit misin? are you legal? expr.
Law
gayri reşit olanlar minors n.
kanuni olarak reşit olmayan kız çocuklarıyla cinsel ilişkide bulunma statutory rape n.
küçüğün reşit oluncaya kadar davanın ertelenmesini talep etmesi age prayer n.
reşit olmayan kimse infant n.
reşit olmayan veya sakat bir kimsenin adına hareket eden kimse next friend n.
reşit olmayan bir kızla cinsel ilişkide bulunma statutory rape n.
reşit olmayan bir kızla cinsel ilişkide bulunma carnal abuse n.
reşit olmayanla cinsel ilişki sexual intercourse with a minor n.
reşit olmayan minor n.
reşit olmamış kişi minor n.
reşit olmayacak yaştaki bireylerin mahkeme emrini beklemek için kapatıldıkları yer youth detention center n.
reşit olmayacak yaştaki bireylerin mahkeme emrini beklemek için kapatıldıkları yer juvie n.
reşit olmayacak yaştaki bireylerin mahkeme emrini beklemek için kapatıldıkları yer juvenile hall n.
reşit olmayan veya sakat bir kimseyi temsil eden şahıs next friend n.
reşit olanın evlat edinilmesi arrogation n.
reşit olmayan bir çocuğun babasının müsaadesiyle çalışmaya başlaması ve kazandıkları üzerinde serbest tasarruf hakkını kazanması emancipation of minor n.
reşit olmayan birisiyle cinsel ilişkiye teşebbüs attempted lewd act upon a minor n.
reşit olmayan suçlular için ıslah evi juvie n.
reşit birinin evlat edinilmesi arrogation n.
reşit olmayanın suçluluğu juvenile delinquency n.
yasal reşit olma yaşı the age of legal majority n.
yasal olarak reşit olma sıfatına erişmiş kimselerin kendi üzerine olan malları devralmaları ouster le main n.
reşit olma yaşı lawful age n.
cinsel ilişkiye girme amacıyla reşit olmayan birinin güvenini kazanmaya çalışma grooming n.
reşit olmama puerility n.
reşit olmak reach majority v.
reşit olmak attain majority v.
reşit olmak attain maturity v.
reşit olmayan under age adj.
Institutes
cemal reşit rey konser salonu cemal resit rey concert hall n.
Tourism
kendi başına yola çıkan reşit olmayan kimse unaccompanied minor n.
History
bir derebeyinin kadın varisi, reşit olmayan varisi veya vasalının dul kalan karısı üzerindeki tasarruf hakkı maritage n.
bir derebeyinin kadın varisi, reşit olmayan varisi veya vasalının dul kalan karısı üzerindeki tasarruf hakkı maritagium n.
Slang
reşit olmayan çekici kız jailbait n.
British Slang
reşit olmayan çekici kız jail bait n.
Modern Slang
reşit olmadan katılmanın mümkün olmadığı her türlü eğlence adult entertainment n.
reşit olmadan katılmanın mümkün olmadığı genellikle cinsel içerikli eğlence adult entertainment n.