run someone - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

run someone

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "run someone" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
run someone v. (gbt vb gibi) birini aratmak/araştırtmak

Bedeutungen, die der Begriff "run someone" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 267 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
have a run-in with someone v. biriyle atışmak
run someone through the system v. birini sistemde sorgulamak
run someone through the system v. birini sistemde aratmak
Phrasals
run around after someone v. birinin kuyruğunda/peşi sıra dolaşmak
run off with someone v. biriyle kaçmak
run out at someone v. birine saldırmak
run over something with someone v. biriyle bir şeyi gözden geçirmek/incelemek
run from someone v. birinden kaçmak
run to someone v. birine koşmak
run to someone v. birine doğru koşmak
run around after someone v. birinin peşinde koşmak
run around with someone v. -ile takılmak
run away with someone v. (sevgili vb.) birisiyle kaçmak
run at (someone or something) v. (birine veya bir şeye) doğru koşmak
run at (someone or something) v. (birine veya bir şeye) doğru atılmak
run at (someone or something) v. (bir şey nedeniyle) kaçmak
run at (someone or something) v. (bir şeyden dolayı) kaçışmak
run at (someone or something) v. (bir şey yüzünden) terk edip gitmek
run with someone or something v. birinin/bir grubun yanında kalmak/durmak
run with someone or something v. biriyle/bir şeyle takılmak
run with someone or something v. biriyle/bir şeyle sosyalleşmek
run someone or something into something v. birini/bir şeyi bir yere götürmek
run someone or something into something v. birini/bir şeyi bir yere bırakmak
run someone or something in v. birini/bir şeyi bir yere götürmek
run someone or something in v. birini/bir şeyi bir yere bırakmak
run into someone or something v. birine/bir şeye çarpmak
run into someone or something v. birine/bir şeye bindirmek
run into someone or something v. birine/bir şeye toslamak
run over to (someone or something) v. (birine/bir şeye) koşmak
run over to (someone or something) v. hemen (birine/bir şeye) gitmek
run over to (someone or something) v. koşarak (birine/bir şeye) gitmek
run over to (someone or something) v. (birine/bir şeye) götürmek
run over to (someone or something) v. (birine/bir şeye) ulaştırmak
run something over to someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye götürmek
run something over to someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye ulaştırmak
run down to (someone or something) v. bir şeyi bir koşu (birine/bir şeye) götürmek
run down to (someone or something) v. bir şeyi hızlıca/hemen (birine/bir şeye) götürmek
run down to someone or something v. bir koşu birine bir şeye gitmek/gelmek
run down to someone or something v. hızlıca/hemen birine/bir şeye gitmek
run down to someone or something v. hızlıca/hemen birine/bir şeye gelmek
run down to someone or something v. bir yerden aşağı birine/bir şeye koşmak
run down to someone or something v. koşarak birinin/bir şeyin yanına inmek
run down to someone or something v. aşağıdaki birine/bir şeye koşmak
run down to someone or something v. koşarak birine/bir şeye inmek
run from (someone or something) to (someone or something v. (birinden/bir şeyden birine/bir şeye) koşmak
run from (someone or something) to (someone or something v. (biri/bir şey ile biri bir şey) arasında koşturmak
run from (someone or something) to (someone or something v. (birinden/bir şeyden birine bir şeye) koşturmak
run back (to someone or something) v. koşarak (birine/bir şeye/bir yere) geri dönmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) hemen geri dönmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) hızla geri dönmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) iade etmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) geri vermek
run into (someone, something, or some place) v. (birine/bir şeye/bir yere) çarpmak
run into (someone, something, or some place) v. (birine/bir şeye/bir yere) bindirmek
run into (someone, something, or some place) v. (birine/bir şeye/bir yere) toslamak
run into (someone, something, or some place) v. (birine/bir şeye/bir yere) çarptırmak
run into (someone, something, or some place) v. (birine/bir şeye/bir yere) toslatmak
run into (someone) v. (biriyle) karşılaşmak
run into (someone) v. (birine) rastlamak
run into (someone) v. (birine) rast gelmek
run into (someone) v. (biriyle) denk gelmek
run up (to someone or something) v. (birine/bir şeye) koşmak
run up (to someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanına koşmak
run up (to someone or something) v. (birine/bir şeye) kadar koşmak
run across someone or something v. birini/bir şeyi bulmak
run across someone or something v. birine/bir şeye rastlamak
run across someone or something v. birine/bir şeye rast gelmek
run across someone or something v. biriyle/bir şeyle karşılaşmak
run after (someone or something) v. (birini/bir şeyi) takip etmek
run after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) peşinde olmak
run after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) peşinde koşmak
run after (someone) v. (birinin) peşinde/peşinden koşmak
run against (someone or something) v. (birine/bir şeye) rakip olmak
run against (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yarışmak
run against (someone or something) v. (birine/bir şeye) ters düşmek
run against (someone or something) v. (birine/bir şeye) aykırı düşmek
run against (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) çatışmak
run against (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uyuşmamak
run against (someone or something) v. (birine/bir şeye) zıt düşmek
run against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) aleyhinde olmak
run against (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) çelişmek
run around after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) peşinde/peşinden koşturmak
run around after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) kuyruğunda/peşi sıra dolaşmak
run around after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) peşinde koşmak/dolaşmak
run around after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) başında durmak
run around after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) peşine düşmek
run around after (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgilenmek
run around after (someone or something) v. (biri/bir şey) için koşuşturmak
run around after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) işine koşturmak
run away (from someone or something) v. (birinden/bir şeyden) kaçmak
run away (from someone or something) v. (birinden/bir şeyden) kaçıp gitmek
run between (someone or something) v. (birilerinin/bir şeylerin) arasından koşmak
run between (someone or something) v. (birilerinin/bir şeylerin) arasından koşarak/koşup geçmek
run between (someone or something) v. (birileri/bir şeyler) arasında koşmak/koşturmak
run between (someone or something) v. (birileri/bir şeyler) arasında gidip gelmek
run by someone v. birinin üzerinde denemek
run by someone v. birinde denemek
run from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) kaçmak
run from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) koşarak kaçmak
run out at (someone or something) v. koşup (birine/bir şeye) saldırmak
run out at (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek
run out on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yüz üstü bırakmak
run out on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) dımdızlak ortada bırakmak
run out on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) terk etmek
run up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) çarpmak
run up against (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sıkıştırmak
run up against (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ittirmek
run up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) çarptırmak
run up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) sıkıştırmak
run up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) ittirmek
run up against (someone or something) v. problemli (biriyle/bir şeyle) sıkıntı yaşamak
run up against (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) beklenmedik şekilde anlaşmazlığa düşmek
run up against (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) zorluk/problem yaşamak
run up against (someone or something) v. (rakibiyle/rakibine karşı) arayı açmak
run up on (someone or something) v. koşup (birine/bir şeye) saldırmak
run up on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek
run up on (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru hızla yaklaşmak
run up on (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru kaçınılmaz bir şekilde yaklaşmak
run up on (someone or something) v. (rakibiyle/rakibine karşı) arayı açmak
run up to (someone, something, or some place) v. (birine/bir şeye/bir yere) kadar koşmak
run up to (someone, something, or some place) v. hızla (birine/bir şeye/bir yere) kadar gitmek
run up to (someone, something, or some place) v. hızla (birine/bir şeye/bir yere) koşmak/gitmek
run up to (someone, something, or some place) v. (birinin/bir şeyin/bir yerin) yanına/önüne koşmak
run up to (someone, something, or some place) v. (birinin/bir şeyin/bir yerin) yanına/önüne gidivermek
Colloquial
run past (someone or something) v. koşarak (birini/bir şeyi) geçmek
run past (someone or something) v. koşarak (birinin/bir şeyin) yanından geçmek
run past (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanından koşarak geçirmek
run past (someone or something) v. (koşarak (birinin/bir şeyin) ötesine geçirmek
run past (someone or something) v. koşarak (birini/bir şeyi) aşırmak
Idioms
run someone out of business v. birisini saf dışı bırakmak
run someone ragged v. birisini çok yormak
run rings around someone v. birinin pabucunu dama atmak
run rings around someone v. birini gölgede bırakmak
run circles around someone v. birinin pabucunu dama atmak
run errands for someone v. birinin ayak işlerini yapmak
run someone in v. birini tutuklamak
run someone in v. birini içeri tıkmak
run someone ragged v. birinin canını çıkarmak
run someone through (with something) v. birini delik deşik etmek
run rings around someone v. birisine taş çıkarmak
run rings round someone v. birisine taş çıkarmak
run rings round someone v. birinin pabucunu dama atmak
run someone ragged v. birini çok yormak
have a run-in with someone v. biriyle arası bozuk olmak
run afoul of someone v. biriyle başı belaya girmek
run afoul of someone v. biriyle sorun yaşamak
run circles around someone v. birisini geride bırakmak
run afoul of someone v. birisiyle ters düşmek
have a run-in with someone v. biriyle papaz olmak
run rings around someone v. birisini geride bırakmak
run circles around someone v. birini gölgede bırakmak
run rings round someone v. birini gölgede bırakmak
run rings round someone v. birisini geride bırakmak
run afoul of someone v. biriyle zıt düşmek
run someone ragged v. hışını çıkarmak
run someone ragged v. imanını gevretmek
run a make on someone v. kimliğini kontrol etmek
run a make on someone v. kimlik kontrolü yapmak
run roughshod over someone v. saygısızca davranmak
run someone ragged v. pestilini çıkarmak
run rings round someone v. (birini) cebinden çıkarabilir olmak
give (someone or something) the run of (some place) v. (birini/bir şeyi bir alanda) özgür bırakmak
give (someone or something) the run of (some place) v. (birini/bir şeyi bir alanda) serbest bırakmak
give (someone or something) the run of (some place) v. (birinin/bir şeyin bir alanda) serbestçe hareket etmesine izin vermek
give (someone or something) the run of (some place) v. (birinin/bir şeyin bir alanda) istediği gibi hareket etmesine izin vermek
take a run at (someone) v. (birine) saldırmak
take a run at (someone) v. (birine) doğru hücum etmek
take a run at (someone) v. (birine) hücuma kalkmak
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ters düşmek
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) zıt düşmek
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) çatışmak
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) anlaşmazlığa düşmek
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) sorun yaşamak
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) başı belaya girmek
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) zorluk yaşamak
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) arası açık olmak
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) kavgalı olmak
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) arası bozuk olmak
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) anlaşmazlık içinde olmak
run foul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) karşıt görüşte olmak
run a make on (someone or something) v. bilgisayar programcılığında, otomatik olarak çalıştırılabilir programlar oluşturabilmek için make adında bir otomasyon aracını bir programın kaynak dosyası üzerinde çalıştırmak
run something past someone v. birini bir şey hakkında bilgilendirmek
run something past someone v. birine bir şeyi anlatıp/gösterip fikrini almak
run something past someone v. birine bir şeyi sunup fikrini almak
run something past someone v. bir şeyi birinin görüşüne sunmak
run something past someone v. görüşünü almak için birine bir öneriyi/fikri sunmak
run something past someone v. bir fikri/öneriyi birinin görüşüne sunmak
run something past someone v. birine bir fikri/öneriyi aktarıp görüşünü almak
run out on someone v. birisini terk etmek
run out on someone v. birisini yüzüstü bırakmak
run out on someone v. kapıyı çekip gitmek
run out on someone v. protesto amacıyla çekip gitmek
give someone or something a (good) run for their money v. birine/bir şeye kök söktürmek
give someone or something a (good) run for their money v. biriyle/bir şeyle dişe diş/kora kor mücadele etmek
give someone or something a (good) run for their money v. biriyle/bir şeyle kıran kırana mücadele etmek
give someone a run for their money v. birine kök söktürmek
give someone a run for their money v. biriyle dişe diş/kora kor mücadele etmek
give someone a run for their money v. biriyle kıran kırana mücadele etmek
give someone or something a run for their money v. birine/bir şeye kök söktürmek
give someone or something a run for their money v. biriyle/bir şeyle dişe diş/kora kor mücadele etmek
give someone or something a run for their money v. biriyle/bir şeyle kıran kırana mücadele etmek
have a run-in (with someone/something) v. (biriyle/bir şeyle) sorun yaşamak
have someone on the run v. birine karşı avantajlı olmak
have someone on the run v. birinden önde olmak
have someone on the run v. birinden güçlü bir konumda olmak
make a run for (someone or something) v. fırlayıp (birine/bir şeye) koşmak
make a run for (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru hızla koşmak
make a run for (someone or something) v. fırlayıp kaçmak
make a run for (someone or something) v. tüymek
run (someone or something) close v. (birine/bir şeye) yetişmek
run (someone or something) close v. (birine/bir şeye) çok yaklaşmak
run (someone or something) close v. (birini/bir şeyi) geçmek/geride bırakmak
run (someone or something) to earth v. (birini/bir şeyi) arayıp bulmak
run (someone or something) to earth v. uzun süre aradıktan sonra (birinin/bir şeyin) yerini bulmak/tespit etmek
run (someone or something) to earth v. (birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak
run (someone or something) to earth v. (birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak
run (someone or something) to earth v. (birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak
run (someone or something) to ground v. (birini/bir şeyi) arayıp bulmak
run (someone or something) to ground v. (birinin/bir şeyin) yerini bulmak/tespit etmek
run (someone or something) to ground v. (birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak
run (someone or something) to ground v. (birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak
run (someone or something) to ground v. (birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak
run afoul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) çatışmak
run afoul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) sorun yaşamak
run afoul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ters düşmek
run afoul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) başı belaya girmek
run afoul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) sıkıntı yaşamak
run afoul of (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) zıt düşmek
run circles around (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) çok daha hızlı olmak/koşmak
run circles around (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) pabucunu dama atmak
run circles around (someone or something) v. (birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
run circles round (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hızlı olmak/koşmak
run circles round (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) pabucunu dama atmak
run circles round (someone or something) v. (birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
run circles round (someone or something) v. (birine/bir şeye) taş çıkarmak
run counter to (someone or something) v. (birine/bir şeye) aykırı düşmek
run counter to (someone or something) v. (birine/bir şeye) zıt gitmek
run counter to (someone or something) v. (birine/bir şeye) uymamak
run counter to (someone or something) v. (birine/bir şeye) ters düşmek
run counter to (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) çelişmek
run counter to (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) çatışmak
run rings around (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hızlı olmak/koşmak
run rings around (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) pabucunu dama atmak
run rings around (someone or something) v. (birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
run rings around (someone or something) v. (birine/bir şeye) taş çıkarmak
run rings round (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hızlı olmak/koşmak
run rings round (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) pabucunu dama atmak
run rings round (someone or something) v. (birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
run rings round (someone or something) v. (birine/bir şeye) taş çıkarmak
run roughshod over (someone or something) v. (birine/bir şeye) saygısızca davranmak
run roughshod over (someone or something) v. (birini/bir şeyi) küçümsemek
run roughshod over (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hor görmek
run roughshod over (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ezip geçmek
run roughshod over (someone or something) v. (birine/bir şeye) zorbalık/gaddarlık etmek
run someone out of town [us] v. birini bir yeri terk etmeye zorlamak
run someone out of town [us] v. birini bir yerden kovmak
run the gauntlet of something/someone v. birinin/bir şeyin eleştirilerine göğüs germek
run the gauntlet of something/someone v. birinin/bir şeyin saldırısına/hakaretine maruz kalmak
Slang
run someone in v. (polis) içeri almak
run game on (someone) v. (birini) oyuna getirmek
run game on (someone) v. (birini) kandırmak
run game on (someone) v. (biriyle) oynamak
run game on (someone) v. (biriyle) oyun oynamak
run game on (someone) v. (birini) oynatmak
run game on (someone) v. (birini) aptal yerine koymak
run someone in v. göz altına almak
run someone in v. tutuklamak