söylenti - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

söylenti



Bedeutungen von dem Begriff "söylenti" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 36 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
söylenti rumour n.
söylenti rumor n.
General
söylenti grapevine n.
söylenti scuttlebutt n.
söylenti whispering n.
söylenti hearsay n.
söylenti rumor n.
söylenti rumour n.
söylenti word of mouth n.
söylenti report n.
söylenti whisper n.
söylenti fame n.
söylenti talk n.
söylenti account n.
söylenti story n.
söylenti loose talk n.
söylenti noise [obsolete] n.
söylenti threap [scottish] n.
söylenti whisper n.
söylenti hearing [dialect] n.
söylenti renown [obsolete] n.
söylenti bush telegraph n.
söylenti buzz n.
söylenti clash [scotland] n.
söylenti clashes [dialect] n.
söylenti clat [dialect] [uk] n.
söylenti murmur n.
söylenti on dit n.
söylenti roun [obsolete] n.
söylenti rumble n.
söylenti inkling [dialect] [uk] n.
söylenti parol n.
söylenti cry n.
Colloquial
söylenti loose talk n.
Idioms
söylenti word on the wire n.
söylenti something in the wind expr.

Bedeutungen, die der Begriff "söylenti" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 58 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
asılsız söylenti unsubstantiated rumour n.
asılsız söylenti unfounded rumour n.
dayanaksız söylenti foundationless rumour n.
dayanaksız söylenti rumour without foundation n.
söylenti yayma spreading rumor n.
kötü söylenti bad rumor n.
asılsız söylenti baseless rumour n.
asılsız söylenti baseless rumor n.
asılsız söylenti unsubstantiated rumor n.
asılsız söylenti unfounded rumor n.
söylenti tellallığı rumor mongering n.
söylenti yayma rumor mongering n.
söylenti ve istihbaratın kombinasyonu rumint n.
söylenti tellallığı rumor-mongering [us] n.
söylenti yayma rumor-mongering [us] n.
söylenti tellallığı rumour-mongering [uk] n.
söylenti yayma rumour-mongering [uk] n.
dolaşmak (söylenti) be afloat v.
yayılmak (haber/söylenti) get about v.
yayılmak (söylenti) get around v.
yayılmak (söylenti) get about v.
yayılmak (söylenti) get round v.
yaymak (söylenti) retail v.
yaymak (söylenti) put about v.
söylenti çıkarmak rumour v.
söylenti çıkarmak rumor v.
söylenti yaymak noise v.
söylenti ile haber almak hear say v.
söylenti yaymak buzz v.
söylenti çıkarmak clat [dialect] [uk] v.
söylenti çıkarılmış rumored adj.
söylenti çıkarılmış rumoured adj.
söylenti ile dolu rumorous [us] adj.
söylenti ile dolu rumourous [uk] adj.
söylenti ile uygulanan parol adj.
söylenti ile gerçekleştirilen parol adj.
Phrases
söylenti şu ki the story goes (that) expr.
Colloquial
özellikle yarışlarla ilgili tüyolar taşıyan söylenti veya haber mail [australia] n.
söylenti veya gizli bilgilerin iletilmesi moccasin telegraph [canada] n.
(bir söylenti, rapor, hikaye) fos (there's) nothing in it expr.
söylenti yayıldı word had gone round expr.
Idioms
ağızdan ağza dolaşan söylenti idle rumour n.
ağızdan ağza dolaşan söylenti idle rumor n.
kişiden kişiye yayılan söylenti/laf word on the wire n.
ağızdan ağıza yayılan söylenti/laf word on the wire n.
askerler arasında (tuvalette) yayılan/dolanan dedikodu/söylenti latrine rumor [dated] n.
askerler arasında (tuvalette) yayılan/dolanan dedikodu/söylenti latrine wireless [dated] n.
korku yayan söylenti scare story n.
bir şeyi olduğundan daha ciddi/korkunç gösteren bir hikaye/söylenti scare story n.
bir söylenti/dedikodu duymak hear something on the grapevine v.
bir söylenti/dedikodu duymak hear something through the grapevine v.
bir söylenti/dedikodu duymak hear something on the grapevine [uk] v.
dedikodu/söylenti yoluyla through the grapevine expr.
Trade/Economic
söylenti pazarlaması buzz marketing n.
Linguistics
söylenti kipi dubitative n.
Archaic
davada söylenti ile ileri sürülen iddialar parol n.
Slang
dayanaksız söylenti furphy n.
askerler arasında (tuvalette) yayılan/dolanan dedikodu/söylenti latrinogram [dated] n.