sürekli olarak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sürekli olarak



Bedeutungen von dem Begriff "sürekli olarak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 30 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sürekli olarak consistently adv.
sürekli olarak abidingly adv.
sürekli olarak lastingly adv.
sürekli olarak permanently adv.
sürekli olarak all the time adv.
sürekli olarak incessantly adv.
sürekli olarak on adv.
sürekli olarak evermore adv.
sürekli olarak invariably adv.
sürekli olarak constantly adv.
sürekli olarak continually adv.
sürekli olarak on and on adv.
sürekli olarak perpetually adv.
sürekli olarak for good adv.
sürekli olarak continuously adv.
sürekli olarak alday adv.
sürekli olarak remorselessly adv.
sürekli olarak unseldom adv.
sürekli olarak ever is one adv.
sürekli olarak solid adv.
sürekli olarak substantively adv.
sürekli olarak subst abrev.
sürekli olarak subst. abrev.
Colloquial
sürekli olarak on and on expr.
sürekli olarak now and again expr.
sürekli olarak whenever I turn around expr.
Idioms
sürekli olarak for good and all expr.
sürekli olarak whenever (one) turns around expr.
Trade/Economic
sürekli olarak on going expr.
Technical
sürekli olarak continuously adv.

Bedeutungen, die der Begriff "sürekli olarak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 57 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sürekli olarak konuşabilme blarney n.
sürekli olarak az miktarda bilgi sağlama drip-feed n.
sürekli olarak bir ülkeye girme penetration n.
birini sürekli olarak gizlice izlemek keep someone under surveillance v.
sürekli azarlamalar veya tehditlerle kasıtlı olarak kızdırmak bait v.
sürekli olarak sinirlendirmek chevvy v.
sürekli olarak kapalı bir kanal devresinden oluşmayan open adj.
-den beri sürekli olarak ever since adv.
Phrasals
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak keep on someone about something v.
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak keep after someone about something v.
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak keep at someone about something v.
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak stay after someone about something v.
(birini) sürekli duygusal olarak etkilemek pinch at (someone) v.
sürekli olarak elde tutup yeteneklice ele almak hold down v.
Colloquial
sürekli olarak başını belaya sokan kimse trouble magnet n.
en son trendlerin sürekli olarak takip edilmesi fad-surfing n.
Idioms
sürekli olarak sorun çıkaran kimse headache department n.
sürekli olarak para kaybetmek be bleeding red ink v.
sürekli olarak kendisini övmek have calluses from patting own back v.
sürekli olarak kendisini övmek have calluses from patting one's own back v.
sürekli olarak istemek nag at v.
sürekli olarak bir şeyin öneminin altını çizmek have a bee in your bonnet v.
sürekli olarak kendisini övmek break one's arm patting oneself on the back v.
hızını sürekli olarak artırmak move through the gears v.
Trade/Economic
borsada sürekli olarak piyasa getirisinin üzerinde bir gelir kazanılması beating the market n.
ihraç ettiği katılma belgelerini yatırımcının talebi halinde geri alan ve yeniden satan buna bağlı olarak da tedavüldeki pay sayısı sürekli olarak değişen yatırım şirketi open end investment company n.
sürekli olarak değişmeyen aynı kalan bilgiler standing data n.
sürekli olarak yeni hisse ihraç eden veya mevcut hisseleri geri satın alan open-end adj.
Law
sürekli olarak mahkemeye başvuran şahıs barrater n.
sürekli olarak mahkemeye başvuran şahıs barrator n.
(iskoç yasası) arazisini doğrudan satmak yerine sürekli olarak kiralayan vasalın araziye yaptığı mülk ground annual [scotland] n.
kamusal alanda sürekli olarak ahlaka aykırı davranışlar sergileme common lewdness n.
Technical
bir mıknatısın sürekli olarak manyetik etkisini arttırması aging of magnet n.
saat mekanizmasına benzer şekilde çalışarak atmosferin nemini sürekli olarak kayıt eden bir cihaz hygrograph n.
sürekli olarak yükselen sıcaklık şartları conditions of continually rising temperatures n.
sürekli olarak makineye su yürümesi continuous carryover n.
Computer
sürekli olarak düzenlenen ve güncellenen belge living document n.
sürekli olarak düzenlenen ve güncellenen belge evergreen document n.
sürekli olarak düzenlenen ve güncellenen belge dynamic document n.
bilgisayar ağ trafiğinin erişim durumunun sürekli olarak değişmesi flapping n.
Medical
belirli bir hastalığın bir yerde zaman zaman veya sürekli olarak görülmesi endemia n.
Psychology
(psikiyatrik rahatsızlık belirtisi olarak) aynı şeyi sürekli tekrar etmek verbigerate v.
Mental Health
tıbbı olarak ilgi görme amacıyla sürekli hastalık belirtileri uydurma ile karakterize edilen psikiyatrik bir bozukluk munchausen syndrome n.
Biology
büyüme halkasının dış sınırında nispeten sürekli bir tabaka olarak ortaya çıkan parankima dokusu terminal parenchyma n.
canlıda hücre veya dokuların sürekli olarak ölmesi ve yenilenmesi süreci turnover n.
aslen kanserli servikal dokudan elde edilip biyomedikal araştırmalarda kullanılmak üzere saklanan, ilk sürekli olarak kültürlenmiş insan karsinomu dizisinin hücreleri hela cell n.
Astronomy
gök cisimlerinin istikamet açısı ve rakımını otomatik olarak sürekli izleyen navigasyon cihazı astro-tracker n.
maddenin evrende sürekli olarak oluştuğu teorisi continuous creation n.
Botanic
bazı bitkilerde görülen, sürekli orta derecede nemli olan bir ortamda doğal olarak yetişme yetisi mesophytism n.
Philosophy
canlı maddenin sürekli olarak cansız maddeden yaratıldığı teorisi continuous creation n.
Military
belirli bir ülkenin sürekli olarak istihdamı kabul ettiği uluslararası kadro quota post n.
sürekli olarak hesaplanan serbest bırakma noktası continuously computed release point n.
hafif silahların düzensiz fakat sürekli olarak ateşlenmesi dropping fire n.
Music
bir parçanın genelde pes seslerde sürekli olarak tekrarlanması ostinato n.
Slang
(beyzbolda) sürekli olarak bir noktaya atış yapmak pound n.
sürekli çok yiyip arkasından kusmak (blumia hastalığının bir belirtisi olarak) binge and purge v.
Modern Slang
sürekli görülen ve koruyucu meleklerden işaret olarak kabul edilen sayılar angel number n.