sıkıştırılmış - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sıkıştırılmış



Bedeutungen von dem Begriff "sıkıştırılmış" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sıkıştırılmış tabloid adj.
sıkıştırılmış pressed adj.
sıkıştırılmış tamped adj.
sıkıştırılmış jammed adj.
sıkıştırılmış condensed adj.
sıkıştırılmış compressed adj.
sıkıştırılmış compacted adj.
sıkıştırılmış coarctate adj.
sıkıştırılmış adpressed adj.
sıkıştırılmış tucked adj.
sıkıştırılmış pack adj.
Technical
sıkıştırılmış compressed adj.
sıkıştırılmış pressed adj.
sıkıştırılmış compactified adj.
Computer
sıkıştırılmış compressed adj.
sıkıştırılmış packed adj.
Automotive
sıkıştırılmış pinched adj.
Geology
sıkıştırılmış compacted adj.
Archaic
sıkıştırılmış prest adj.

Bedeutungen, die der Begriff "sıkıştırılmış" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 198 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sıkıştırılmış doğal gaz compressed natural gas n.
bölmelere sıkıştırılmış emay işi cloisonne n.
sıkıştırılmış yazdırma condensed printing n.
sıkıştırılmış granüler temel compacted granular base n.
sıkıştırılmış çalışma haftası compressed work week n.
tek kişi tarafından taşınabilen sıkıştırılmış yük manpack n.
(yol için) sert ve düz bir yüzeye sıkıştırılmış çakıl veya toprak hardpack n.
sıkıştırılmış toprak tabakası pan n.
kas dokularına yerleştirilen sıkıştırılmış kitle pellet n.
sıkıştırılmış ürün miktarı crush n.
sıkıştırılmış maddeyi (bir şeyden) çıkarmak uncake v.
(sıkıştırılmış veya kabuklaşmış maddeyi) ayırmak uncake v.
hep beraber sıkıştırılmış hale gelmek compact v.
sıkıştırılmış bir pozisyonda yerleştirmek snug v.
(sıkıştırılmış dosyayı) açmak decompress v.
preste sıkıştırılmış pressed adj.
köşeye sıkıştırılmış cornered adj.
yoğun biçimde sıkıştırılmış densely packed adj.
kıvrılmış/sokulmuş/sıkıştırılmış snuggled adj.
kıvrılmış/sokulmuş/sıkıştırılmış nestled adj.
anahtarla sıkıştırılmış keyed adj.
(el yazısı) köşeli ve yanlardan sıkıştırılmış gothic adj.
birbirine çok yakın sıkıştırılmış partiküllerden oluşan gross adj.
birbirine çok yakın sıkıştırılmış damlalardan oluşan gross adj.
araya sıkıştırılmış interluded adj.
sıkıştırılmış toprak yüzeyi olan dirt adj.
sıkıştırılmış olarak constrictedly adv.
sıkıştırılmış bir halde compactly adv.
sıkıştırılmış bir şekilde compressedly adv.
sıkıştırılmış şekilde compactedly adv.
derli toplu ve sıkıştırılmış şekilde snugly adv.
Idioms
(bir şey yapması) için sıkıştırılmış hard-pressed to (do something) adj.
Technical
sıkıştırılmış kömür tozundan elde edilen yakıt carbonette n.
hafif işlerde kullanılan sıkıştırılmış hava hatlı solunum cihazı light duty construction compressed air line breathing apparatus n.
kendi kendine yeterli açık devreli sıkıştırılmış hava solunum cihazı self-contained open-circuit compressed air breathing apparatus n.
kendi kendine yeterli sıkıştırılmış havalı dalma aparatı self-contained compressed air diving apparatus n.
önceden sıkıştırılmış kil precompressed clay n.
önceden sıkıştırılmış tabaka precom pressed layer n.
sıkıştırılmış zemin compacted soil n.
sıkıştırılmış ince malzeme compacted fine material n.
sıkıştırılmış yığın yoğunluğu tapped bulk density n.
sıkıştırılmış hava compressed air n.
seramik tozların sıkıştırılmış yığın yoğunluğu tapped bulk density of ceramic powders n.
sıkıştırılmış fiber levha masonite n.
sıkıştırılmış asfalt compressed asphalt n.
sıkıştırılmış solunabilir hava compressed breathable air n.
sıkıştırılmış küspe cellotex n.
sıkıştırılmış ince toprak compacted fine earth n.
sıkıştırılmış taneli malzeme compacted granular material n.
sıkıştırılmış hacim compacted volume n.
sıkıştırılmış ve alt soğutulmuş sıvı compressed liquid n.
sıkıştırılmış uyarı clamped signals n.
sıkıştırılmış oksijen kaçış cihazları compressed oxygen escape apparatus n.
sıkıştırılmış kaya dolgu compacted rock fill n.
silindirlerdeki sıkıştırılmış havanın ısısının yakıtı ateşlediği içten yanmalı motor diesel engine n.
sıkıştırılmış kütük compressed file n.
sıvılaştırılmış ve çözünmüş sıkıştırılmış gaz liquefied and dissolved compressed gas n.
sıkıştırılmış havadaki nemin ölçülmesi measurement of humidity in compressed air n.
sıkıştırılmış bağlantı crimped joint n.
sıkıştırılmış gaz compressed gas n.
sıkıştırılmış zemin tamped soil n.
sıkıştırılmış sıvılaştırılmış ve çözünmüş gazlar compressed liquefied and dissolved gases n.
sıkıştırılmış yoğunluk tap density n.
sıkıştırılmış / tazyikli hava compressed air n.
sıkıştırılmış doğal gazlı taşıtların işletimi compressed natural gas vehicle operation n.
sıkıştırılmış tıbbi gaz compressed medical gas n.
sıkıştırılmış tıbbi gazlar ve vakum uç birimleri compressed medical gases and vacuum units n.
sıkıştırılmış hacim tamped volume n.
sıkıştırılmış yığın yoğunluğu compacted bulk density n.
sıkıştırma işleminden sonraki sıkıştırılmış hacim ve görünür yoğunluk tamped volume and apparent density after tamping n.
sıkıştırılmış veya sıvılaştırılmış gazlar compressed or liquefied gases n.
sıkıştırılmış kum compacted sand n.
sıkıştırılmış zemin compact soil n.
sıkıştırılmış sıvı compressed liquid n.
sıkıştırılmış malzeme compacted material n.
sıkıştırılmış ve alt soğutulmuş sıvı subcooled liquid n.
sıkıştırılmış doğal gaz yakıt sistemi bileşenleri compressed natural gas fuel system components n.
sıkıştırılmış toz yatak packed bed of metal powder n.
sıkıştırılmış dolgu compacted embankment n.
sıkıştırılmış toprak rolled earth n.
sıkıştırılmış seri hat ınternet iletişim kuralı compressed serial line internet protocol n.
sıkıştırılmış ve soğutulmuş sıvı subcooled liquid n.
sıkıştırılmış havadaki katı parçacık derişimi solid particle concentration in compressed air n.
sıkıştırılmış hava ısısının bir bölümünün alınması intercooling n.
sıkıştırılmış toprak kaplama compacted earth lining n.
sıkıştırılmış kuru yük pressurized dry bulk n.
sıkıştırılmış tabaka compacted layer n.
sulanarak sıkıştırılmış makadam water bound macadam n.
sulanarak sıkıştırılmış makadam water-bound macadam n.
sıkıştırılmış gaz depolamak için kullanılan kap bomb n.
sıkıştırılmış toprak pisay n.
hava almayacak şekilde sıkıştırılmış hermetically sealed adj.
önceden sıkıştırılmış precompressed adj.
Computer
avı sıkıştırılmış akış avi compressed stream n.
baştan sona (tamamen) sıkıştırılmış (dosya vs.) overcompressed n.
baştan sona (tamamen) sıkıştırılmış (dosya vs.) over-compressed n.
çok sayıda dosyanın tar uzantılı sıkıştırılmış hali tarball n.
sıkıştırılmış yazdırma compressed print n.
sıkıştırılmış dosya compressed file n.
sıkıştırılmış disket sürücü compressed floppy drive n.
sıkıştırılmış sürücü compressed host n.
sıkıştırılmış metin compressed text n.
sıkıştırılmış yazıtipi condensed font n.
sıkıştırılmış dosyalar compressed files n.
sıkıştırılmış sürücü compressed drive n.
sıkıştırılmış dosya zip file n.
sıkıştırılmış dosyayı kopyalama sorunu compressed file copy problem n.
sıkıştırılmış ram sürücü compressed ram drive n.
sıkıştırılmış yazdırma condensed print n.
sıkıştırılmış boyut compressed size n.
sıkıştırılmış kütük compressed file n.
sıkıştırılmış disket compressed floppy disk n.
bir ya da daha fazla dosya içeren zip formatında sıkıştırılmış dosya zip file n.
bir ya da daha fazla dosya içeren zip formatında sıkıştırılmış dosya zip archive n.
bir ya da daha fazla dosya içeren zip formatında sıkıştırılmış dosya zipped file n.
bir ya da daha fazla dosya içeren zip formatında sıkıştırılmış dosya zipped archive n.
sıkıştırılmış bilgisayar dosyaları zip files n.
(sıkıştırılmış dosyayı) açmak unstuff v.
sıkıştırılmış zip dosyasını açmak unzip v.
(sıkıştırılmış verileri) eski haline döndürmek decompress v.
sıkıştırılmış [yazılım, belge vb] zipped adj.
sıkıştırılmış (yazılım, belge vb) zipped adj.
ses diskini orijinal cd-da formatından sıkıştırılmış ses formatlarına dönüştüren ripping adj.
sıkıştırılmış dosya ile eklenebilen, silinebilen, korunabilen anlamlarına gelen bir ön ek zip pref.
açıldıktan sonra sıkıştırılmış dosyayı sil delete compressed file after decompressing expr.
sıkıştırılmış yeni sürücü yarat create new compressed drive expr.
sıkıştırılmış bir sürücüyü aç uncompress a drive expr.
Informatics
sıkıştırılmış veriler compressed data n.
sıkıştırılmış yazdırma condensed print n.
sıkıştırılmış seri hat internet iletişim kuralı compressed serial line internet protocol n.
sıkıştırılmış yazdırma compressed print n.
sıkıştırılmış kütük compressed file n.
sıkıştırılmış metin compressed text n.
sıkıştırılmış verileri açma data decompression n.
sıkıştırılmış ses compressed audio n.
Telecom
iç kılıfı sıkıştırılmış lif depressed-inner-cladding fiber n.
sıkıştırılmış dosyayı açma unzipping n.
sıkıştırılmış görüntü compressed video n.
sıkıştırılmış veri compressed data n.
sıkıştırılmış disk compact disc n.
sıkıştırılmış veriyi açma data decompression n.
sıkıştırılmış kılıf depressed cladding n.
Architecture
sıkıştırılmış toprak rammed earth n.
Construction
çentikli numunelerin sıkıştırılmış yüklemeyle kayma dayanımının tayini determination of shear strength by compression loading of notched specimens n.
elle sıkıştırılmış beton hand-compacted concrete n.
kuru sıkıştırılmış tuğla dry-pressed brick n.
silindirle sıkıştırılmış beton (ssb) roller compacted concrete (rcc) n.
silindirle sıkıştırılmış beton roller compacted concrete n.
sıkıştırılmış asfalt compressed asphalt n.
sıkıştırılmış zemin üzerinde imal edilen beton döşeme slab on grade n.
sıkıştırılmış taze beton compacted fresh concrete n.
sıkıştırılmış zemin tamped soil n.
(yapı malzemesi olarak) sıkıştırılmış toprak veya kil pisé n.
(yapı malzemesi olarak) sıkıştırılmış toprak veya kil pisé de terre n.
Woodworking
sıkıştırılmış odun hamurundan yapılmış hafif duvar panosu beaver board n.
Automotive
çelik tüplere sıkıştırılmış petrol gazı bottled gas lpg n.
sıkıştırılmış yay compressed spring n.
sıkıştırılmış doğal gaz compressed natural gas n.
sıkıştırılmış fren pabucu leading brake shoe n.
Traffic
araç trafiği ile sıkıştırılmış makadam traffic-bound macadam n.
Railway
(demir-karbon alaşımlı lastik ve sıkıştırılmış kağıttan oluşan) demiryolu arabası tekerleği paper car wheel n.
Aeronautic
sıkıştırılmış havayla karışan yakıtı ateşleyerek uçağı ilerleten jet motoru ramjet n.
sıkıştırılmış havayla karışan yakıtı ateşleyerek uçağı ilerleten jet motoru ramjet engine n.
sıkıştırılmış havayla karışan yakıtı ateşleyerek uçağı ilerleten jet motoruna sahip uçak ramjet n.
sıkıştırılmış havayla karışan yakıtı ateşleyerek uçağı ilerleten jet motoru turboramjet n.
sıkıştırılmış havayla karışan yakıtı ateşleyerek uçağı ilerleten jet motoru atherodyde n.
sıkıştırılmış havayla karışan yakıtı ateşleyerek uçağı ilerleten jet motoru athodyd n.
sıkıştırılmış havayla karışan yakıtı ateşleyerek uçağı ilerleten jet motoru flying drainpipe n.
Marine
sıkıştırılmış akım yöntemiyle katodik koruma cathodic protection by impressed-current method n.
Petrol
sıkıştırılmış doğalgaz compressed natural gas (cng) n.
Mining
sıkıştırılmış kömür tabakası kütlesi clump n.
Medical
sıkıştırılmış pastil compressed lozenge n.
sıkıştırılmış tablet compressed tablet n.
sıkıştırılmış havanın yol açtığı özofagus perforasyonu esophageal perforation caused by compressed air n.
sıkıştırılmış yoğunluk tapped density n.
homeopatide kullanılan küçük bir sıkıştırılmış şeker hapı globule n.
sıkıştırılmış veya az oksijenli havanın solunması ile gerçekleştirilen tedavi yöntemi pneumotherapy n.
Pharmaceutics
sıkıştırılmış tabletin bileşenlerini bir arada tutmak için kullanılan madde binder n.
sıkıştırılmış tabletlerin üretiminde içerik maddelerini karıştırmaya yarayan büyük disk slug n.
Food Engineering
sıkıştırılmış hava compressed air n.
sıkıştırılmış uyarı clamped signal n.
sıkıştırılmış yığın yoğunluğu compacted bulk density n.
Gastronomy
botarya kefal yumurtasından sıkıştırılmış havyar botarekh n.
sıkıştırılmış havyar pressed caviar n.
sıkıştırılmış mayadan yapılan küçük kek yeast cake n.
Statistics
sıkıştırılmış sınırlar compressed limits n.
Chemistry
sıkıştırılmış gaz compressed gas n.
Astronomy
(özellikle beyaz cücelerde ve nötron yıldızlarında) maddenin sıkıştırılmış hali degenerate matter n.
Botanic
normal olana zıt yönde sıkıştırılmış obcompressed adj.
Agriculture
sığ çukurlarına yumurta yerleştirilen sıkıştırılmış kağıt bölme flat n.
sıkıştırılmış (yün balyası) double-dumped [new zealand] adj.
Breeding
sıkıştırılmış küspe pressed pulp n.
Tobacco
makinede sıkıştırılmış tütün kütlesi cheese n.
Geography
sıkıştırılmış kar kütlesi hardpack n.
sıkıştırılmış (kar kütlesi) hardpack n.
Hunting
mühimmat olarak sıkıştırılmış torba kapsüller kullanan şok tabancası beanbag gun n.
Sport
(güreşte kafa) rakibin koltuk altında sıkıştırılmış in chancery adj.
Abbreviation
anlık sıkıştırılmış ses sistemi nicam (near-instantaneous companding system) n.