|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
sıra dışı olay bildirimi |
notification of unusual event n.
|
|
2 |
General |
sıra dışı tedbirler |
extraordinary measures n.
|
|
3 |
General |
sıra dışı önlemler |
extraordinary measures n.
|
|
4 |
General |
sıra dışı şeyler |
extraordinaries n.
|
|
5 |
General |
sıra dışı faaliyet |
glamor n.
|
|
6 |
General |
sıra dışı faaliyet |
glamour n.
|
|
7 |
General |
sıra dışı kimse |
one n.
|
|
8 |
General |
sıra dışı ürün |
piece of work n.
|
|
9 |
General |
sıra dışı başarı |
succès fou n.
|
|
10 |
General |
sıra dışı başarı |
succèsfou n.
|
|
11 |
General |
sıra dışı tasarımlı vitrin |
supercabinet n.
|
|
12 |
General |
sıra dışı/aykırı olanı seçmek |
choose the odd one out v.
|
|
|
13 |
General |
oldukça sıra dışı |
highly unusual adj.
|
|
14 |
General |
bir hayli sıra dışı |
highly unusual adj.
|
|
15 |
General |
son derece sıra dışı |
tonitruous adj.
|
|
16 |
General |
son derece sıra dışı |
tonitruant adj.
|
|
17 |
General |
sıra dışı faaliyetlerle dolu |
glamorous adj.
|
|
18 |
General |
sıra dışı faaliyetlerle dolu |
glamourous adj.
|
|
19 |
General |
sıra dışı ve düzensiz görünen |
disharmonic adj.
|
|
20 |
General |
tamamen sıra dışı |
flakey adj.
|
|
21 |
General |
sıra dışı özellikleri olan |
gee-whiz adj.
|
|
22 |
General |
sıra dışı olarak |
inordinately adv.
|
|
23 |
General |
sıra dışı durum |
exc (exception) abrev.
|
|
Phrases |
|
24 |
Phrases |
sıra dışı/aykırı olanı seç |
choose the odd one out expr.
|
|
Colloquial |
|
25 |
Colloquial |
sıra dışı biri |
a piece of work [us] n.
|
|
26 |
Colloquial |
sıra dışı/tuhaf/acayip kişi |
strange duck n.
|
|
27 |
Colloquial |
sıra dışı biri/şey |
killer-diller n.
|
|
28 |
Colloquial |
olağanüstü/sıra dışı şey |
lollapalooza n.
|
|
29 |
Colloquial |
sıra dışı bir şey |
a doozy n.
|
|
30 |
Colloquial |
sıra dışı bir şekilde aydınlanmış olduklarını iddia edenler |
illuminati n.
|
|
31 |
Colloquial |
sıra dışı ve şahane |
weird and wonderful adj.
|
|
32 |
Colloquial |
sıra dışı (bir şey) |
quite a (something) expr.
|
|
33 |
Colloquial |
sıra dışı bir şey |
quite something expr.
|
|
Idioms |
|
34 |
Idioms |
(birinin) marifeti/komik/sıra dışı becerisi |
somebody's party piece n.
|
|
35 |
Idioms |
sıra dışı özellikler/nitelikler |
sterling qualities n.
|
|
36 |
Idioms |
mucizevi ve sıra dışı bir şey olacağının habercisi |
bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something n.
|
|
37 |
Idioms |
sıra dışı/mucizevi bir şey olacağına dair bir işaret |
bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something n.
|
|
38 |
Idioms |
(birinin) komik/sıra dışı becerisi |
(one's) party piece n.
|
|
39 |
Idioms |
sıra dışı bir isim |
a name to conjure with [uk] n.
|
|
40 |
Idioms |
sıra dışı tip |
a piece of work [us] n.
|
|
41 |
Idioms |
sıra dışı kimse/şey |
a rare bird n.
|
|
42 |
Idioms |
sıra dışı bir şey |
a real doozy n.
|
|
43 |
Idioms |
sıra dışı bir/hayat/yaşam tarzı seçmek |
march to a different beat v.
|
|
44 |
Idioms |
sıra dışı bir/hayat/yaşam tarzı seçmek |
march to a different drummer v.
|
|
45 |
Idioms |
inanılmayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak |
beggar belief v.
|
|
46 |
Idioms |
anlatılamayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak |
beggar belief v.
|
|
47 |
Idioms |
tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak |
beggar belief v.
|
|
48 |
Idioms |
inanılmayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak |
beggar description v.
|
|
49 |
Idioms |
anlatılamayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak |
beggar description v.
|
|
50 |
Idioms |
tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak |
beggar description v.
|
|
51 |
Idioms |
sıra dışı düşünmek |
think out of the box v.
|
|
52 |
Idioms |
sıra dışı bir hayat/yaşam tarzı seçmek |
march to (the beat of) a different drum v.
|
|
|
53 |
Idioms |
sıra dışı bir şey yapmak |
walk on water v.
|
|
54 |
Idioms |
sıra dışı olmak |
be in left field v.
|
|
55 |
Idioms |
sıra dışı olmak |
be off the wall v.
|
|
56 |
Idioms |
ilginç/sıra dışı (bir şeye) iyice bakmak |
have an eyeful (of something) [uk] v.
|
|
57 |
Idioms |
ilginç/sıra dışı (bir şeye) iyice bakmak |
get an eyeful (of something) [uk] v.
|
|
58 |
Idioms |
sıra dışı/olağanüstü bir başarı elde etmek |
hit (something) out of the ballpark v.
|
|
59 |
Idioms |
sıra dışı/olağanüstü bir başarı elde etmek |
hit (something) out of the park v.
|
|
60 |
Idioms |
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel |
(just) crazy enough to work [cliché] expr.
|
|
61 |
Idioms |
o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir |
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr.
|
|
62 |
Idioms |
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel |
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr.
|
|
63 |
Idioms |
o kadar sıra dışı bir fikir ki aslında işe yarayabilir |
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr.
|
|
64 |
Idioms |
sıra dışı/alışılmamış olsa da aslında işe yaraması muhtemel |
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr.
|
|
65 |
Idioms |
o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir |
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr.
|
|
66 |
Idioms |
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel |
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr.
|
|
67 |
Idioms |
o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir |
so crazy (that) it just might work [cliché] expr.
|
|
68 |
Idioms |
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel |
so crazy (that) it just might work [cliché] expr.
|
|
69 |
Idioms |
o kadar sıra dışı bir fikir ki aslında işe yarayabilir |
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr.
|
|
70 |
Idioms |
sıra dışı/alışılmamış olsa da aslında işe yaraması muhtemel |
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr.
|
|
71 |
Idioms |
o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir |
so crazy (that) it might just work [cliché] expr.
|
|
72 |
Idioms |
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel |
so crazy (that) it might just work [cliché] expr.
|
|
Botanic |
|
73 |
Botanic |
etli yumru veya anaçları ve sıra dışı çiçekleri olan çok yıllık karasal veya epifitik bitkileri içeren bir familya |
orchid family n.
|
|
74 |
Botanic |
etli yumru veya anaçları ve sıra dışı çiçekleri olan çok yıllık karasal veya epifitik bitkileri içeren bir familya |
family orchidaceae n.
|
|
Literature |
|
75 |
Literature |
bir hikayede önemli rol oynayan, sıra dışı fiziksel özelliklere sahip, gereksiz bir şekilde aşırı yetenekli ve aşırı idealize edilmiş kadın karakter |
mary sue n.
|
|
Linguistics |
|
76 |
Linguistics |
çin'in ticaret şehirlerinde kullanılan sıra dışı bir lehçe |
pigeon english n.
|
|
Geology |
|
77 |
Geology |
sıra dışı hiçbir özelliği olmayan |
haplic adj.
|
|
Military |
|
78 |
Military |
sıra dışı hizmet |
extra duty n.
|
|
Ornithology |
|
79 |
Ornithology |
(kuş) sıra dışı tüy rengi ile öne çıkmak |
foul v.
|
|
Slang |
|
80 |
Slang |
sıra dışı yetenek |
game n.
|
|
81 |
Slang |
sıra dışı şey |
the berries n.
|
|
82 |
Slang |
sıra dışı kimse |
the greatest n.
|
|
83 |
Slang |
çok sıra dışı |
mondo bizarro adj.
|
|
84 |
Slang |
sıra dışı ve muzip |
pixolated adj.
|
|
85 |
Slang |
çok kötü, iyi, sıra dışı, etkileyici kimse/şey |
a/one hell of a... expr.
|
|
86 |
Slang |
son derece kötü, iyi, sıra dışı, etkileyici kimse/şey |
a/one hell of a... expr.
|
|
87 |
Slang |
sıra dışı (biri/bir şey) |
one hell of a (something or someone) expr.
|
|
Modern Slang |
|
88 |
Modern Slang |
sıra dışı maceralar yaşamak için dünyayı gezen kimse |
adventure junkie n.
|
|
89 |
Modern Slang |
sıra dışı pirsing |
aggressive piercing n.
|
|