sıra halinde - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sıra halinde



Bedeutungen von dem Begriff "sıra halinde" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sıra halinde in series adv.

Bedeutungen, die der Begriff "sıra halinde" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 60 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tek sıra halinde yürüme defiling n.
özellikle kale duvarının tepesine inşa edilen sıra halinde ahşaptan geçici barınaklar bratticings [obsolete] n.
sıra halinde düzenlenmiş şeyler column n.
sıra halinde düzenlenmiş bir insan grubu column n.
uzun sıra halinde ilerleyen bir dizi insan crocodile n.
sıra, dizi veya topluluk halinde bulunup zorlu bir sınav teşkil eden şey gauntlet n.
tek sıra halinde çıkmak file out v.
sıra halinde olmak range v.
belirli bir sıra halinde geçmek parade v.
sıra halinde gitmek string v.
sıra halinde girmek file into something v.
sıra halinde yürümek defile v.
sıra halinde art arda gelmek cavalcade v.
tek sıra halinde yürümek file v.
6 sıra halinde drawn up six deep adj.
iki sıra halinde düzenlenmiş distichous adj.
sıra halinde dizili olmayan astichous adj.
iki sıra halinde düzenlenmiş distich adj.
tek sıra halinde single file adv.
tek sıra halinde in single file adv.
tek sıra halinde in tandem adv.
sıra halinde/birbiri ardına gelen like beads-on-a-string adv.
art arda tek sıra halinde in trail adv.
tek sıra halinde uniserially adv.
tek sıra halinde uniseriately adv.
iki sıra halinde distichously adv.
Phrasals
(bir yerden) tek sıra halinde çıkmak file out of (something) v.
sıra halinde girmek file in v.
(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek file into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek file in (something or some place) v.
tek sıra halinde girmek file in v.
Colloquial
iki tane beşlik sıra halinde dizilmiş on şişe şaraptan oluşan paket decimal dozen n.
tek sıra halinde single file expr.
tek sıra halinde in indian file expr.
Idioms
tek sıra halinde yürümek walk in a single file v.
tek sıra halinde yürümek march in single line v.
tek sıra halinde yürümek walk in a single line v.
tek sıra halinde yürümek march in a single line v.
tek sıra halinde yürümek march in a single file v.
tek sıra halinde yürümek walk in single line v.
sıra halinde geçip gitmek file past v.
tek sıra halinde indian file adv.
Mechanic
kullanılan tüm parçalar üç sıra halinde olacak şekilde perçinlemek triple-rivet v.
Marine
gemilerin tek sıra halinde dizilmesi column n.
Botanic
yaprakları üç sıra halinde olan yosunları içeren, hypnaceae familyasından olan bir yosun cinsi hypnum n.
uzun sıra halinde dikilmiş bir grup çiçek drift n.
düz sıra halinde dizilmiş rectiserial [rare] adj.
dört düşey sıra halinde (çiçek) tetrastichous adj.
merkezi bir eksenin her iki yanında iki sıra halinde parçası olan bifarious adj.
gövde ekseninin bir tarafına tek sıra halinde dizilmiş monostichous adj.
Agriculture
(bitkileri) eşit uzaklıkta sıra halinde dikmek checkrow v.
Breeding
parazit ilaçlama girişinde koyunların tek sıra halinde yürüyebileceği yol sheep race [new zealand] n.
Military
birkaç sıra halinde yerleştirilen kama şekilli betondan tanksavar engeller dragon's teeth n.
tek sıra halinde yürüyen askerlerin arkasında veya kısa sıralar halinde yürüyen askerlerin kanat kısmında bulunup hataları düzelten subay veya astsubay file closer n.
tek sıra halinde yürüyen birliklerin en önündeki asker file leader n.
Hunting
avı çekmek için sıra halinde yerleştirilen leş parçaları train n.
mermileri çaprazlama olarak çift sıra halinde sıralayan şarjör double column magazine n.
mermileri tek sıra halinde sıralayan dar şarjör single column magazine n.
Music
çiftlerin iki uzun sıra halinde yüzleri birbirlerine dönük şekilde gerçekleştirdiği yöresel bir dans longways dance n.
(çiftlerin yüzleri birbirine dönük) iki uzun sıra halinde longways adv.