sarılmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sarılmak



Bedeutungen von dem Begriff "sarılmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 46 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
sarılmak cling v.
sarılmak hug v.
General
sarılmak clasp v.
sarılmak be wrapped v.
sarılmak twist v.
sarılmak snuggle v.
sarılmak hang on v.
sarılmak hug v.
sarılmak embrace v.
sarılmak coil up v.
sarılmak clip v.
sarılmak go at something v.
sarılmak roll v.
sarılmak arm v.
sarılmak creep v.
sarılmak enwind v.
sarılmak intertwine v.
sarılmak pitch into something v.
sarılmak lap v.
sarılmak fold v.
sarılmak give a hug v.
sarılmak twine v.
sarılmak canoodle v.
sarılmak cuddle v.
sarılmak grapple v.
sarılmak wind v.
sarılmak be surrounded v.
sarılmak coil v.
sarılmak neck v.
sarılmak hold on v.
sarılmak clasp somebody in one's arms v.
sarılmak give somebody a hug v.
sarılmak clinch v.
sarılmak lock v.
sarılmak nuzzle v.
sarılmak upfurl v.
sarılmak brace [obsolete] v.
sarılmak huddle [dialect] [uk] v.
sarılmak huggle v.
sarılmak complect [obsolete] v.
sarılmak pettle [scotland] v.
sarılmak snoozle v.
Phrasals
sarılmak snuggle up v.
Colloquial
sarılmak freeze onto v.
Technical
sarılmak spool v.
Archaic
sarılmak comply v.

Bedeutungen, die der Begriff "sarılmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 143 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
boğazına sarılmak clasp somebody by the throat v.
gırtlağına sarılmak choke v.
birbirine sokulup sarılmak huddle v.
eteğine sarılmak entreat v.
boynuna sarılmak embrace v.
birbirine sarılmak intertwine v.
boks birbirine sarılmak clinch v.
kaleme sarılmak take pen in hand v.
gırtlağına sarılmak throttle somebody v.
sokulup sarılmak cuddle up to v.
dört elle sarılmak stick heart and soul v.
bir davaya sarılmak espouse v.
bir işe dört elle sarılmak fling oneself into v.
boğazına sarılmak clutch somebody's throat v.
silaha sarılmak take up arms v.
sıkıca sarılmak cling v.
sıkıca sarılmak nestle v.
dört elle sarılmak cling to (someone) for support v.
dört elle sarılmak go into (something) wholeheartedly v.
kaleme sarılmak grab a pen v.
(sarmaşık vb) sarılmak creep v.
kaleme sarılmak take up one's pen v.
boynuna sarılmak hug someone's neck v.
etrafı sarılmak be besieged v.
boynuna sarılmak throw one's arms around one's neck v.
salya sümük sarılmak beslobber v.
sarmaş dolaş sarılmak neck v.
(fikir/düşünce) dört elle sarılmak hug v.
(silaha/kitaba/gırtlağına) sarılmak take v.
sisle sarılmak enmist v.
her yanı (bir şeyle) sarılmak get infested with (something) v.
yakarmak için sarılmak halse [uk] [dialect] v.
yakarmak için sarılmak haulse [obsolete] v.
örgülü gibi akmak, bükülmek veya sarılmak braid v.
dört elle sarılmak buckle v.
geriye sarılmak rewind v.
(biriyle) tutkuyla öpüşüp sarılmak graunch [south africa] v.
çok sıkı sarılmak overwind v.
silaha sarılmak rise v.
birbirine sarılmak complect [obsolete] v.
birbirine sarılmak complicate v.
sıvı ile sarılmak drip v.
birbirine sarılmak intervolve v.
son çare olarak son çare olarak sarılmak seize v.
üzerine atılıp sarılmak glomp v.
kocaman sarılmak bear hug v.
sarılmak için under adv.
Phrasals
dört elle sarılmak bog in v.
dört elle sarılmak/yapışmak buckle down v.
(kelime anlamıyla) ellerine sarılmak cabbage onto (someone or something) v.
dört elle sarılmak buckle down to v.
işe canla başla sarılmak buckle down to v.
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak glom onto (someone or something) v.
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak lock on (to) (someone or something) v.
(birine/bir şeye) sarılmak nuzzle up (to someone or something) v.
(birine/bir şeye) sarılmak nuzzle up against (someone or something) v.
sımsıkı sarılmak hang on v.
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak cling on (to someone or something) v.
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak cling to (someone or something) v.
'-e sarılmak nuzzle up against v.
(birine/bir şeye) sarılmak turn toward (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) etrafına sarılmak wrap around (someone or something) v.
(birine) sarılmak cozy up [us] v.
(birine) sarılmak cosy up [uk] v.
Colloquial
boğazına sarılmak jump down one's throat v.
silaha sarılmak fly to arms v.
dört elle sarılmak have one's heart in it v.
sarmaş dolaş sarılmak mash v.
sarmaş dolaş sarılmak maw v.
Idioms
silahlara sarılmak take arms v.
hayata sıkı sıkı sarılmak grab life with both hands v.
bırakmamak uzere sımsıkı sarılmak grab on to someone v.
bir işe dört elle sarılmak buckle down to something v.
birbirlerinin boğazına sarılmak be at each other's throats v.
boşa zaman geçirmeyi bırakıp işe sarılmak get one's finger out v.
boşa zaman geçirmeyi bırakıp işe sarılmak pull one's finger out v.
bir işe dört elle sarılmak go to work v.
boğazına sarılmak wring somebody's neck v.
denize düşüp yılana sarılmak clutch at straws v.
dört elle sarılmak hammer away at v.
dört elle sarılmak jump in with both feet v.
canı yürekten işe sarılmak put one's heart and soul into v.
dört elle sarılmak go at something like a boy killing snakes v.
dört elle sarılmak have one's heart in v.
dört elle sarılmak dive in with both feet v.
işine dört elle sarılmak pit one's shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak get to grips with v.
işine dört elle sarılmak have one's shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak put shoulder to the wheel v.
işine sıkı sıkı sarılmak pit one's shoulder to the wheel v.
işe sıkı sıkı sarılmak put one's shoulder to the wheel v.
işine sıkı sıkı sarılmak keep one's shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak come to grips with v.
işine dört elle sarılmak keep one's shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak put one's shoulder to the wheel v.
işine sıkı sıkı sarılmak have one's shoulder to the wheel v.
işe sıkı sıkı sarılmak put shoulder to the wheel v.
kaleme sarılmak put pen to paper v.
kağıda kaleme sarılmak put pen to paper v.
silaha sarılmak take up arms v.
tüm gücüyle sarılmak put one's best foot forward v.
birbirinin boğazına yapışmak/sarılmak cut each other's throats v.
(bir şeye) sıkıca sarılmak grab (something) by the throat v.
işe dört elle sarılmak set (one's) shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak put one's shoulder to the wheel v.
işe sıkı sıkı sarılmak put one's shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak set one's shoulder to the wheel v.
işe sıkı sıkı sarılmak set one's shoulder to the wheel v.
birbirinin boğazına sarılmak be at each other's throats v.
birbirinin boğazına sarılmak be at one another's throats v.
denize düşüp yılana sarılmak clutch at a straw v.
denize düşüp yılana sarılmak clutch/grasp at straws v.
birinin/bir şeyin etrafına sarılmak coil (itself) around someone or something v.
(belli bir şekilde) dolanmak/sarılmak coil (itself) up into something v.
birine sarılmak fold somebody in your arms v.
boşa zaman geçirmeyi bırakıp işe sarılmak get your finger out v.
boşa zaman geçirmeyi bırakıp işe sarılmak/başlamak get/pull your finger out [uk] v.
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak glom on (to someone or something) v.
dört elle sarılmak go at like a boy killing snakes v.
boğazına/gırtlağına yapışmak/sarılmak go for the throat v.
bir işe dört elle sarılmak go/set to work v.
denize düşüp yılana sarılmak grab at a straw v.
denize düşüp yılana sarılmak grab at straws v.
(bir şeye) dört elle sarılmak have (one's) heart in (something) v.
'-e dört elle sarılmak have your heart in v.
'-e dört elle sarılmak put your heart in v.
işe sıkı sıkı sarılmak have shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak have shoulder to the wheel v.
dört elle sarılmak have/put your heart in v.
bir şeye tutunmak/sarılmak hold fast to something v.
(bir şeye) tutunmak/sarılmak hold firm (to something) v.
tüm gücüyle sarılmak put best foot forward v.
işe sıkı sıkı sarılmak put your shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak put your shoulder to the wheel v.
iki elle (sarılmak) with both hands adv.
Speaking
(çocuk dilinde) sokularak sarılmak huggle v.
cinsel yakınlık göstermeden sarılmak huggle v.
sana sarılmak istiyorum I want to hug you expr.
Technical
makaraya sarılmak spool v.
Electric
çevresine sarılmak coil v.
Football
rakip futbolcuya sarılmak suretiyle yapılan faul foul by holding n.
Slang
makaraya alınmak/sarılmak get the business v.
telefonlara sarılmak hit the phones v.